Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/113 E. 2021/80 K. 20.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/113 Esas
KARAR NO : 2021/80

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 20/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in karışmış olduğu kazada … plaka sayılı araç sürücüsü… yüzde yüz kusurlu bulunmuş ve müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, davalı … Sigortanın ise kazaya karışan bu aracı sigortalayan firma olduğunu, müvekkilinin bu kazada yaya konumunda olup kaza tespit tutanaklarından da anlaşılacağı üzere sürücü …’in dikkatsizliği ve direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu müvekkilinin yaralandığını, bu kaza neticesinde müvekkili…’in hastane raporları neticesinde %25 oranında sakat kaldığını, müvekkilinin davalı sigorta şirketine yapmış olduğu başvuru sonucu ödeme aldığını ancak alınan ödemenin çok düşük olup gerçek zararı karşılamadığını, müvekkilinin sakatlığının geçici olmayıp ömrünün sonuna kadar devam edecek düzeyde olduğunu beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak, davanın kabulü ile, müvekkili …’in 28.03.2012 tarihinde trafik kazası neticesinde sakat kalması ile kazadan sorumlu aracın sigortası şirketi olması sebebiyle …Sigorta A.Ş.’nin …’in Maddi Tazminatının aktüer hesabı yapılarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte şimdilik 5.000,00-TL tutarındaki maddi tazminatın bütün davalılardan tahsiline, 30.000,00 -TL manevi tazminatında …’in araç sürücüsü olması nedeniyle aynı konudan araç ruhsat sahibi olan …’ den tahsiline, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu …’in sevk ve idaresindeki …plakalı araç için müvekkili şirketçe 16.06.2011-16.06.2012 tarihleri arasında, … nolu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mail Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, müvekkili şirket tarafından toplam 76.629.22-TL ödendiğini, yapılacak inceleme sonucunda müvekkili şirket sorumluluğunda bir bedel ortaya çıktığı takdirde sorumluluk limitinin esas alınması gerektiğini, sigortalı … plakalı aracın, 28.03.2012 tarihinde yaptığı trafik kazası nedeniyle, müvekkil sigorta şirketine 05.07.2013 tarihinde yapılan başvuru üzerine …numaralı hasar dosyası açıldığını, davacının dilekçesinde belirttiği talepleri kesinlikle kabul etmediklerini, davacı yan tarafından talep edilen, maddi tazminatın varlığının ve miktarının belirlenmesi yönünden sigortalı aracı idare etmekte olan kişinin kazanın meydana gelmesinde kusurunun varlığı ve oranının doğru olarak saptanmasının gerektiğini, müvekkili Şirketin kaza nedeniyle poliçe kapsamında oluşan tüm sorumluluğunu tamamen yerine getirmiş olup, davacı tarafından müvekkil şirketçe yaptırılmış bulunan aktüerya hesabına hiçbir somut maddi ve gerekçeli bir itirazı olmamasına rağmen huzurdaki dava ikame edilmiş olmakla müvekkili şirketin dava açılmasına hiçbir şekilde sebebiyet vermediği ve davacı yanın beyanlarındaki kötü niyetin varlığının açıkça anlaşıldığını beyan etmiş, dilekçesinde vs açıklamalarda bulunarak sonuç olarak davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …ve… vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle iş bölümü itirazında bulunarak görevli Mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, olayın olduğu yerin Kartal olması nedeni ile İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu kaza 28.03.2012 tarihinde meydana gelmiş olup , iş bu dava ve talepler için ilgili kanunlarca iki yıllık zamanaşımı süresi olduğunu, bu nedenle zaman aşımı nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, kazanın asıl sebebinin müvekkilinin dikkatsizliği değil , arkadan gelen arabanın çok hızlı olması sebebi ile müvekkilinin yaşadığı anlık bir panik neticesinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesinden kaynaklandığını, bu kazadan kaynaklanan tüm masraf ve zararları diğer davalı trafik sigortacısı şirket tarafından karşılanmış olup , iş bu davanın aslında davalının müvekkillerinden daha fazla bir menfaat temin etme istediğinden kaynaklandığını, müvekkillerinin kazadan sonra davalı ile sürekli ilgilendiğini, davacıya tedavisi esnasında 2.000,00-TL ve daha sonra da 3.000,00-TL olmak üzere toplam 5.000,00-TL ödediğini, davacının dosyaya sunduğu maluliyet raporunu kabul etmediklerini beyan etmiş olun, sonuç olarak haksız davanın öncelikle usulden ve esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretini davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 28/03/2012 tarihinde gerçekleşen trafik kazası nedeniyle davacının uğradığını iddia ettiği maddi ve manevi zararlarına ilişkin tazminat davasıdır.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında; deliller, getirtilen hasar dosyası, davacının davalı sigorta şirketi ile yaptığı sulh protokolünün incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davacı …’in 28.03.2012 tarihinde karışmış olduğu kazada…plaka sayılı araç sürücüsü…kusuru ile davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğinin anlaşıldığı, davacının bu yaralanma nedeniyle kazaya karışan bu aracı sigortalayan firma olan davalı… Sigortaya başvurarak tazminat isteminde bulunduğu, davacının bu kazada yaya konumunda olup kaza tespit tutanaklarından da anlaşılacağı üzere sürücü …’in dikkatsizliği ve direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu davacıyı yaralandığının sabit olduğu, kaza neticesinde davacının %25 oranında sakat kaldığı, davacının davalı sigorta şirketine yapmış olduğu başvuru sonucu bir kısım ödeme aldığı ancak bu miktar yeterli görülmeyerek işbu davanın açıldığı, dava açıldıktan sonra davacının yeniden davalı … Sigortayla anlaşarak aralarında 24.06.2014 tarihli sulh protokolünü yaptıkları, protokol gereğince …Sigorta hakkında açtıkları davadan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesini, diğer şahıs davalıların davasını ise manevi tazminat yönünden devam ettiklerini bildirdikleri, davalıların maddi ve içtimai durumları araştırılarak olayın oluşu, davacının diğer davalıdan maddi zararını almış olması ve aldığı miktarın tartışılması sonucunda 5.000.-Tl manevi tazminatın hakkaniyete uyğun olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle 01/11/2016 tarihinde … karar sayılı kararda; sunulan protokolden dolayı davalı sigorta şirketi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına ve diğer davalılar açısından 5.000.-Tl manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
Mahkememizin… esas … karar sayılı 01/11/2016 tarihli kararının davacı tarafça süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine, İstanbul BAM 8.HD 08/02/2017 tarih 2017/31 esas 2017/41 karar sayılı kararında; “…Dosya kapsamından; dava konusu olay ile ilgili olarak ceza davası açılıp açılmadığı; açılmış ise kusur konusunda bilirkişi raporu alınıp alınmadığı anlaşılamamaktadır. Diğer yandan, yargılama sırasında kusur sorunu konusunda bir araştırma yapılmadığı; keza, davacının yaralanmasının niteliği ve derecesinin de saptanmadığı görülmüştür. İstinaf konusu, takdire ilişkin manevi tazminat bakımından olup; mahkeme, salt matematiksel anlamda kusur oranı ile bağlı değil ise de; gerek manevi tazminatın takdirinde ve gerekse de yasa yolu incelemesi bakımından kusur durumunun etken olduğu açıktır. Dosyanın bu hali ile, istinaf denetimi yapma imkanı bulunmamaktadır. Mahkemece, kusur sorunu ile yaralanmanın niteliği ve derecesinin saptanması ve sonucuna göre, manevi tazminatın takdir edilmesi gerekir. Bu yön, “delillerin toplanılmaması veya değerlendirilmemesi” kapsamında düşünülmüş…” gerekçesiyle Mahkememizin … esas … karar sayılı 01/11/2016 tarihli kararının kaldırılmasına karar vermiş olup, BAM kaldırma ilamı sonrası dosya Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında, BAM kaldırma ilamı doğrultusunda dava konusu kazada tarafların kusur durumunun tespiti için dosya teknik bilirkişi …’a verilmiş olup, teknik bilirkişi … 05/08/2018 tarihli kusur raporunda özetle; davalı sürücü …’in kazanın meydana gelmesinde aslı ve tamamen kusurlu olduğu, davacı yaya …’in ise kusurunun olmadığı tespit ve rapor edilmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında; Davacı …’in karışmış olduğu kazada … plaka sayılı araç sürücüsü davalı …’in % 100 kusurlu bulunduğu ve davacının yaralanmasına sebebiyet verdiğinin anlaşıldığı, davalı … Sigortanın kazaya karışan bu aracı sigortalayan firma olduğu, davacının bu kazada yaya konumunda olup kaza tespit tutanaklarından da anlaşılacağı üzere sürücü …’in dikkatsizliği ve direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu davacının yaralandığının anlaşıldığı, olayın oluşu, davacının diğer davalıdan maddi zararını almış olması ve aldığı miktarın tartışılması sonucunda 5.000.-Tl manevi tazminatın hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle 19/09/2018 tarihinde …karar sayılı kararda; davanın kısmen kabulü ile sunulan protokolden dolayı davalı sigorta şirketi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına ve diğer davalılar açısından 5.000.-Tl manevi tazminatın tahsiline karar verilmiştir.
Mahkememizin … esas … karar sayılı 19/09/2018 tarihli kararının davacı tarafça süresi içerisinde istinaf edilmesi üzerine, İstanbul BAM 8.HD 24/01/2019 tarih 2019/68 esas 2019/167 karar sayılı kararında; “…Yapılan değerlendirilmede; Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonra da Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut olayda her ne kadar… Eğitim ve Araştırma Hastanesinden davacının maluliyetine ilişkin rapor alınmış ise de, bu raporda belirtilen maluliyetin davacının geçirdiği trafik kazası ile illiyet bağının bulunup bulunmadığının belirlenmediği, ayrıca alınan raporun özürlü sağlık kurulu raporu niteliğinde olduğu, 28/03/2012 kaza tarihi itibariyle maluliyete ilişkin alınacak raporların Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği uyarınca hazırlanması gerektiği, maluliyet raporun bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, kaza tarihinde yürürlükte olan “ Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ”ne uygun rapor alınarak sonucuna göre karar verilmediği, kararın kaldırma gerekçesine tam olarak uyulmadığı, bu haliyle davalının delillerinin toplanmamış olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-a/6 maddesi uyarınca kararın yeniden kaldırılması gerektiği…” gerekçesiyle Mahkememizin …esas … karar sayılı 19/09/2018 tarihli kararının kaldırılmasına karar vermiş olup, BAM kaldırma ilamı sonrası dosya Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin …esas sayılı dosyasında, BAM kaldırma ilamı doğrultusunda dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, davacının maluliyet oranının saptanması istenilmiş olup, Adli Tıp Kurumunun 18/03/2020 tarihli 3 sayfadan ibaret raporunda özetle; …’ın 28.03.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve meslek grup numarası bildirilmemekle Grup 1 kabul olunarak: Gr1 XII ( 14a………………..7)A%11 Gr1 XII (16Da………………5)A%9 Baltazard formülüne göre ….%19,1 E cetveline göre: %14.3 (yüzdeondörtnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 24 (yirmidört) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile tespit ve rapor edilmiştir.
Teknik bilirkişi … 05/08/2018 tarihli kusur raporunda davalı sürücü …’in kazanın meydana gelmesinde aslı ve tamamen kusurlu olduğu, davacı yaya …’in ise kusurunun olmadığı belirlenmiştir.
Adli Tıp Kurumunun 18/03/2020 tarihli maluliyet raporunda ise davacı …’ın 28.03.2012 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre %14.3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağını, iyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 24 (yirmidört) aya kadar uzayabileceği belirlenmiştir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İBK gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerekir. Davacının davalı sigorta şirketinden maddi zararını almış olması ve maddi tazminat talebine ilişkin davacı ile davalı … Sigorta A.Ş. 24/06/2014 tarihli Sulh Protokolü ile sulh olunduğu anlaşıldığından maddi tazminat talebi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Davacının maluliyetine ilişkin olarak ise Adli Tıp Kurumunun 18/03/2020 tarihli maluliyet raporu ile belirlenen gerek davacının sürekli iş göremezlik oranı, gerek iyileşme süresinin uzunluğu, gerekse tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında, davalı sürücünün %100 kusurlu olduğu da göz önünde bulundurularak takdiren 10.000,00TL manevi tazminatın davalılar … ve…’den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
Maddi tazminat talebi yönünden; Davacı ile davalı… Sigorta A.Ş. 24/06/2014 tarihli Sulh Protokolü doğrultusunda sulh oldukları anlaşıldığından, maddi tazminat talebi hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Manevi tazminat talebi yönünden; 10.000,00TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 28/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
3-Davacı ile davalı … Sigorta A.Ş. arasında imzalanan 24/06/2014 tarihli Sulh protokolü doğrultusunda davalı… Sigorta A.Ş. lehine/aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdir edilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gereken 683,10-TL harçtan peşin alınan 25,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 657,90-TL harcın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 704,00-TL posta/tebligat gideri, 500,00-TL bilirkişi ücreti, 562,00-TL ATK rapor ücreti, 25,20-TL peşin harç, 25,20-TL başvurma harcı olmak üzere toplam 1.816,40-TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 1.235,15-TL’nin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat yönünden kendini vekille temsil ettiren davalılar … ve … lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar… ve …’e verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan avanstan artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/01/2021

Katip
¸e-imzalıdır.

Hakim
¸e-imzalıdır.
¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸
“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”