Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/103 E. 2021/103 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/103 Esas
KARAR NO : 2021/103

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2017
KARAR TARİHİ : 27/01/2021

İstanbul 10. İş Mahkemesinin 2017/358 Esas, 2018/580 Karar sayılı 26/12/2018 tarihli Görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilen dosyanın mahkememizin 2019/103 esas sırasına kaydı yapıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’nın Marmara Bölgesinde bulunan … otellerine bağlı Otellerin satış ve pazarlama departmanında 6 aylık bir süre zarfı boyunca çalışmayı kabul ve taahhüt etmiş olmasına rağmen işten ayrılmasından kısa bir süre sonra 15/06/2017 tarihinde müvekkil şirket ile rakabet halinde olan …A.Ş tarafından işletilen …-(Sirkeci) otelinde satış müdürü olarak işe başlamış olmakla birlikte müvekkil şirket ile yapmış olduğu rekabet yasağı sözleşmesini ihlal etmiş bulunduğunu dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının davacı firmada iş akdine son verildiği tarihe kadar Rezervasyon ve Gelirler Müdürü olarak çalıştığını, sorumlu olduğu ve çalıştığı birim bireysel şahıs müşterilerle alakalı olup, sadece bireysel şahıs olan müşterilerin online ve telefonla rezervasyonlarını yaptığını, ayrıca gelirler müdürü olarakta ay sonu ciroları kontrol ettiğini, pazarlama ve satış işlemlerine bakmadığını beyan ederek, kötü niyetli olarak açılan davanın reddini talep talep etmiştir.
Dava, rekabet sözleşmesine aykırı hareket nedeniyle cezai şart istemine ilişkindir.
İş Mahkemesine hitaben yazılmış dilekçe ile açılan dava, İstanbul … İş Mahkemesinin …esas sırasına kaydedilmiş olup, İstanbul … İş Mahkemesinin …esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; “…6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu ve 5. maddesinde de aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevli olduğu düzenlenmiştir. Buna göre iş akdinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. İş akdinin sona ermesinden sonra rekabet yasağına aykırı hareket edilmesi halinde ise, buna dayalı olarak açılacak dava niteliği itibariyle ticari dava olmakla, bu tür davaların ticaret mahkemesinde incelenip karara bağlanması gerekir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29.02.2012 gün ve 2011/11-781 E., 2012/109 K.) Somut olayda, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin rekabet yasağı ve sırların saklanması başlıklı 12. Maddesine göre aykırılık nedeniyle istenen tazminat alacağı konusunda davaya bakma görevi Ticaret Mahkemesine ait olduğu…” gerekçesiyle 26/12/2018 tarih … karar sayılı kararı ile mahkemenin görevsizliğine, İstanbul Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verilmiş, görevsizlik kararının istinaf edilmeden kesinleşmesi üzeri dosya Mahkememize tevzi edilerek Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiştir.
Görevsizlik kararı veren İstanbul … İş Mahkemesinin … esas saylı dosyasında yapılan yargılama sırasında SGK’dan davalının hizmet döküm cetveli, işe giriş-çıkış bildirgesi, işyeri tescil bilgileri ve dönem bordro bilgileri celp edilmiş, taraflar arasındaki sözleşme dava dilekçesi ekinde sunulmuş, ayrıca Mahkemece davacı … dinlenmiş olup, tanık … ifadesinde; “Ben davalı iş yerinde 2014-2016 yılları arasında İnsan Kaynakları Uzmanı olarak çalıştım, akabinde yeniden 1 yıl sonra orda çalışmaya başladım, 2017 yılı Ağustos ayında da tekrar ayrıldı. İkinci seferde toplam 5 ay çalışmıştım, Davalı ,davacı şirkette en son gelirler ve krediler bölümünde çalışıyordu, davalı benim bildiğim kadarıyla evleneceğinden dolayı işten ayrılacağını söyledi, yönetimde şimdiden ayrılışını yapabiliriz dedi ve çıkışı yapıldı, evlendikten sonra nerede çalıştığını bilmiyorum, ancak duyduğum kadarıyla uzun bir süre sonra yaklaşık 3-4 ay sonra başka bir otelde satış pazarlama bölümünde çalışmaya başlamış, davacının yeni çalıştığı yer yine … bünyesinde bir yerdi, yeni çalıştığı yerde Sirkeci’ deydi. Davalının … e-maili vardı, bu …ayrıldıktan sonrada … e-mailini kullanmaya devam etti, Davalı almış olduğu eğitim sertifikalarını almak için muhtemelen tekrardan aynı eğitimlere tabi tutulmamak adına genel müdürden onay alarak sistem üzerinden eğitim sertifikalarını almış. Hatırladığım kadarıyla bizim sözleşmelerimizde Marmara Bölgesinde başka bir … çatısı altında bir otelde çalışmamamız yönünde bir madde vardı, davalı krediler bölümünden çalışmadan önce rezervazyonda çalışıyordu. Muhtemelen davalının yeni girdiği işyeri sertifikaları görebilmek için ve e-maili kullanabilmek için …genel merkezine talep gönderiyor, …Genel merkezide eski çalışılan yere bunu iletiyor diye biliyorum, ben davalıya onay verilmeseydi, 90 gün sonra bu e-maili kullanabilip kullanamayacağını tam olarak bilmiyorum ama muhtemelen kullanabilirdi, davalı ilk girdiğinde ona bir iş sözleşmesi imzalatılmıştı. Daha sonra davalı müdürlük aldığı zaman sözleşmesi yenilerek yeni bir sözleşme imzalatıldı. Rekabet yasağı şartı ilk sözleşmede yoktu, sadece bu müdürler için getirilmiş bir yasaktı, 2012 yılında davalı müdür olmuştu, ancak 2015 yılında yeni getirilen genel müdürün talimatıyla sözleşmeler revize edilerek rekabet yasağı maddesi eklendi, Benim benim bilgim ve görgüm bunlardan ibarettir” demiştir.
Mahkememizce … esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında davacı şirket ile dava dışı … A.Ş. ‘den davalının işyeri sicil dosyaları celp edilerek dosyamız arasına alınmış, İstanbul …’den davacı şirket ile dava dışı …A.Ş. ‘nin işletme ve faaliyet alanlarını gösterir kayıtları celp edilerek dosyamız arasına alınmış, Uyap sistemi üzerinden davalının nüfus kayıt örneğinin bir çıktısı alınarak dosyamız arasına konulmuştur.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunma ile taraflar arasındaki sözleşme ve tarafların ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde inceleme yapılarak davacı yanında çalışan davalının davacı iş yerinden çıkarak davalı şirkette çalışmasının haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı, haksız rekabet koşullarının bulunup bulunmadığı davacının, davalıdan talip edebileceği tazminat olup olmadığı hususunda rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 19/11/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davalı …’nın 01/02/2015 tarihli İş Sözleşmesinin 12. Maddesinde yer alan rekabet yasağı düzenlemesinin, yer bakımından Marmara Bölgesi, …Zincirleri, süre bakımından 6 ay süre ile ve konu bakımından ise satış ve pazarlama departmanı şeklinde değerlendirilmesi durumunda makul sayılabileceğini, taraflar arasında ki iş sözleşmesinin sona erme şekli bakımından görevlendirme kararında değerlendirme yapılması talep edilmiş olması sebebiyle taraflar arasındaki iş sözleşmesinin ilgili hükmünde işveren tarafından haklı nedenle ya da haklı neden olmaksızın işçi tarafından fesih edilmesi veya tarafların anlaşması veyahut belirli süreli iş sözleşmesinin süresinin geçmesi ile sona ermesi haline ilişkin düzenleme getirildiğini, TBK m.447 de ise “haklı bir sesep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse, rekabet yasağı sona erer.” hükmünü ihtiva ettiğini, davalı tarafın istifa suretiyle iş sözleşmesinin fesih edilmiş olduğunun kabul edilmesi durumunda rekabet yasağı düzenlemelerinin uygulanmasının mümkün olabileceği tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Öncelikle belirtilmesi gereken önemli hususlardan biri, iş çıkış kodunun mutlak bağlayıcılığı olmadığıdır.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; rekabet yasağının sona erme halleri;
1-haklı bir neden olmadan işveren tarafından fesih
2-işverene yüklenilen bir nedenle işçi tarafından fesih olup,
Evlilik, TBK 447.maddede düzenlenen rekabet yasağının sona ermesine ilişkin 2 halden biri değildir. Bilirkişi raporunda ise evliliğin fesihte haklı neden sayılıp sayılmayacağının takdiri Mahkemeye bırakılmıştır.
Davacı taraf, davalının cevap dilekçesine karşı sunduğu beyan dilekçesinde davalının 02/03/2017 tarihli istifa dilekçesi sunduğu ve 06/05/2017 tarihinde evleneceğini belirtmesi üzerine ihbar önel süresinin bitiminde işten çıkış işlemlerinin yapılarak kıdem tazminatı ödendiğini ve çıkış kodunun 13 olması gerekirken sehven 04 olarak yapıldığını beyan etmiştir.
İş akdinin sona erme şekli çekişmeli olmakla birlikte; davacının dayanağı davalının evlenmesi nedeniyle iş akdinin ihbar önel süresi sonunda kıdem tazminatı ödenerek çıkış işleminin yapılması olup, davalının sicil dosyasında bulunan istifa dilekçesinde evlilikten bahsedilmemekte ve iş Mahkemesinde dinlenen davacı … da, davalının evlilik nedeniyle ayrılmak istediğine dair beyanda bulunmuştur.
Davalının nüfus kaydı incelendiğinde; 06/05/2017 tarihinde evlendiği görülmekte, hizmet döküm cetvelinde ise 26/04/2017 tarihinde çıktığı görülmektedir.
Sonuç olarak; Davacının evlilik nedeniyle iş akdinin sona erdirildiği iddiası ile davalıya kıdem tazminatı ödemesi hususu dikkate alındığında; iş sözleşmesinin işveren tarafından haklı nedenle feshedildiğinden bahsedilemez zira evlilik; işçiye haklı nedenle fesih hakkı tanımaktadır. Böylece TBK 447.maddede belirtilen rekabet yasağının sona erme hallerinden; haklı bir neden olmadan işveren tarafından fesih durumu söz konusu değildir.
Çıkış kodu ile mutlak bağlayıcı olunmadığı hususu göz önünde bulundurularak; davalının istifa dilekçesi, çıkış tarihi, evlenme tarihi ve davacı tanığının evlilik konusundaki beyanı dikkate alındığında iş akdinin evlilik nedeniyle sona erdiği ve bu durumun davalıya iş akdini haklı nedenle fesih imkanı tanıdığı, bu durumda da davacı tarafından kıdem tazminatı ödenmesini gerektireceği anlaşılmakla beraber, iş akdinin davalı tarafından evlilik nedeniyle haklı nedenle feshedilmesi rekabet yasağının sona erme hallerinden işverene yüklenilen bir nedenle işçi tarafından fesih durumu olmadığından her iki durumda da rekabet yasağının sona erdiğinden bahsedilemez.
Rekabet yasağı sona ermediğinden ve bilirkişi raporu sonuç kısmında değerlendirildiği üzere rekabet yasağı düzenlemesi makul sayıldığından ve davalının, davacı nezdindeki iş akdinin sona erdiği 26/04/2017 tarihinden sonra 6 aylık süre geçmeden dava dışı … A.Ş. Tarafından işletilen… Sirkeci otelinde işe başladığı ve böylece rekabet yasağı düzenlemesine aykırı davrandığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne ve davalının en son brüt ücretinin 3 katı tutarında toplam 16.419,00TL cezai şart alacağının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca 6100 sayılı HMK’nun 331/2. maddesi “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya başka bir mahkemede devam edilmemiş ise, talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderleri ödemeye mahkum eder” hükmünü içermektedir.
İstanbul … İş Mahkemesinin … esas … karar sayılı görevsizlik kararı gereğince de HMK’nun 331/2. maddesi gözetilerek, kendisini bir vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın Kabulüne,
16.419,00TL cezai şart alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 1.121,58 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 280,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 841,18 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvurma harcı, 280,40-TL peşin harç, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 129,80-TL tebligat/posta gideri olmak üzere toplam 1.141,60-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-İstanbul … İş Mahkemesinin … esas … karar sayılı görevsizlik kararı gereğince de HMK’nun 331/2. maddesi gözetilerek, kendisini bir vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan AAÜT 7.maddesi gereğince ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra görevsizlik/yetkisizlik kararı verildiğinden tarifede yazılı ücretin tamamı olan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde yatırana/vekiline iadesine,

Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

¸”5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”