Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/102 E. 2021/45 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/102 Esas
KARAR NO : 2021/45
DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2019
KARAR TARİHİ : 12/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket ile müvekkili arasında ki alacak borç ilişkisinin sigorta acentelik sözleşmesi ilişkisinden kaynaklandığını, müvekkili şirketin, davalının İzmir İlinde faaliyet gösteren, davalı şirket adına düzenlediği poliçeler ile sigortacılık sözleşmelerine aracılık eden, bu suretle davalı şirkete yeni müşteriler kazandırarak davalıya kazanç temin eden acentesi konumunda olduğunu, müvekkilinin tacir sıfatına bağlı olarak; davalı adına kestiği her poliçe başına prim ve ücrete hak kazandığını, ocak 2016 dönemi ile Temmuz 2016 döneminde müvekkil firmanın davalı adına tanzim ettiği poliçelerden kaynaklanan prim ve ücretlerinin ödenmediğini, anılan döneme ait hesap dökümü incelendiğinde, müvekkilinin davalıdan 32.003,78-TL tutarında alacağı bulunduğunun şüphesiz olduğunu, firmamn poliçelerden kaynaklanan prim ve ücretlerinin ödenmemesi üzerine dava şartı olan arabuluculuk başvurusunda da bulunulduğunu, davalının olumsuz cevabı nedeniyle uzlaşma sağlanamadığını beyanla, davanın kabulüne, 32.003,78-TL alacağın 24.05.2016 tarihinden itibaren ticari temerrüt reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 20. Maddesine istinaden Başbakan Yardımcılığı Makamının 07.08.2015 tarihli ve 24316 sayılı onayı ile … AŞ’nin tüm branşlardaki ruhsatlarının iptal edildiğini ve yönetim kuruluna Hazine Müsteşarlığı tarafından yeni yönetim kurulu üyeleri atandığını, yine Sigortacılık Kanunu’na göre şirketin tüm malvarlıklarına Hazine Müsteşarlığı tarafından bloke konulduğunu, müvekkili sigorta şirketinin 07.08.2015 tarihinde poliçe tanzim etme ruhsatları iptal edilmesi nedeniyle 07.08.2015 tarihinden itibaren poliçe üretimi yapılmadığını ve yürürlükte olan poliçelerinin vadelerinin 07.08.2016 tarihinde sona erdiğini, vekiledeni ile … Ltd. Şti arasında 18.04.2012 tarihli acentelik sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirket tarafından … Noterliğinin 18.04.2012 tarih ve … yevmiye nolu vekâletnamesi ile poliçe tanzim etme yetkisi verildiğini, müvekkil şirket ile cari hesap ilişkisi içinde acentelik prim komisyon tahakkuklarının acenteye ödendiğini, Müvekkil şirketin 07.08.2015 tarihli sigortacılık yapma ruhsatlarının iptal edilmesi ile yeni poliçe tanzim etme yetkileri ortadan kalktığını, 07.08.2015 tarihinden önce acenteler tarafından üretilen ve komisyon tahakkuku yapılan poliçelerden sigortalının isteği veya satıştan dolayı poliçe iptalleri yapıldığını, yapılan poliçe iptallerinden kaynaklanan komisyon iadelerinin acentelerin muavin hesaplarına yansıtıldığını, … sigorta acenteliğinin üretimini yaptığı poliçelerden de iptaller gerçekleşmiş olup, iptal edilen poliçelerinden dolayı komisyon iadeleri nedeniyle Acenteliğin komisyon tutarlarında düşüş olduğunu, acenteliğin üretim / poliçe iptal iade komisyonlarından kaynaklı olarak müvekkil şirketin ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, acente ile müvekkili şirket arasında delil sözleşmesi mevcut olduğunu, Acentelik sözleşmesinin 24.maddesine göre delil olarak sadece müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtları esas olduğunu, davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan belge ve listelerin nasıl hazırlandığının bilinmediğini, söz konusu imzasız belgelerin delil olarak kullanılamayacağını, müvekkil şirketin temerrüde düşürülmediğini, acentelik tarafından müvekkil şirkete gönderilmiş herhangi bir temerrüt dilekçesi/ ihtarnamesi vb. husus tespit edilemediğini, faiz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasında akdedilen sigorta acentelik sözleşmesinden kaynaklanan pirim ve ücret alacaklarının davalıdan tahsili isteminden ibarettir.
Davacı vekili davada; 2016 Ocak 2016 Temmuz dönemine ait hesap dökümü, bilirkişi incelemesi,müvekkilinin ticari defter ve kayıtları, yemin dahil her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı vekili davada;Acentelik sözleşmesi ve vekaletnamesi, cari hesap sözleşmesi, kredi kartı taahhütnamesi, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları, ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi, müvekkili şirket/ acente yazışmaları, müvekkili şirkette bulunan acentelik dosyası evrakları, banka ödeme dekontları ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık acentelik sözleşmesinden kaynaklı olup TBK’da acentelik sözleşmesinden kaynaklı alacaklarda zamanaşımı süresi 5 yıl olarak düzenlenmiştir.
Zamanaşımı süresi işlemeye başladıktan sonra, borçlunun veya alacaklının bazı eylem ve işlemleri zamanaşımı süresinin işlemesini haklı olmaktan çıkarabilir ya da yeniden bu sürenin başlaması sonucunu doğurabilir. İşte bu hallerde zamanaşımının durması ve kesilmesinden söz edilebilir.
Zamanaşımını kesen sebepler TBK. m.154-157 maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK. 154/2 maddesi uyarınca borçlu aleyhine dava açılması halinde, zamanaşımı süresi kesilir.
Somut olayda; Somut olayda davacı vekili tarafından ocak 2016 dönemi ile Temmuz 2016 döneminde müvekkili firmanın davalı adına tanzim ettiği poliçelerden kaynaklanan prim ve ücretler talep edilmekte olup 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadan davacı tarafından davalı aleyhine 22.02.2019 tarihinde Mahkememizde de iş bu davanın açıldığı ve TBK. 154/2 maddesi uyarınca zamanaşımının kesildiği, dava tarihi itibariyle 5 yıllık zamanaşımının dolmadığı mahkememiz tarafından tespit edilmiş ve davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından iddia savunma dosya kapsamında toplanan tüm deliller ile birlikte tarafların ilişki dönemlerini kapsayan davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına için İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına ve bilirkişiden davacının davalıdan dava tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığını alcaklı ise miktarının ve davacının defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının belirlenmesinin istenilmesine karar verilmiş olup talimat mahkemesi kanalıyla alınan bilirkişi raporunda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak ” … Davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın yasal defter kayıtlarında, dava tarihi itibariyle, davalı tarafın 32.003,78 TL borç bakiyesinin bulunduğu,” tespit ve rapor edilmiştir.
Talimat mahkemesi kanalıyla alınan bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememiz tarafından talimat mahkeemesinden alınan bilirkişi raporu da dikkate alınarak; iddia savunma dosya kapsamında toplanan tüm deliller ile birlikte tarafların ilişki dönemini kapsayan davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına ve davacının davalıdan dava tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığını alcaklı ise miktarının ve davalının defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının tespiti için dosyanın bilirkişi tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 26.08.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç ” … Davacı tarafın ticari defterleri talimat yolu ile incelendiği ibraz edilen ticari defterlerin kanuna göre usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdikleri yaptırıldığı, davalının ibraz edilen ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olduğunun görülmüş olup, mevcut tespitlere göre davalının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil olduğu yönünde görüş oluştuğu Konu hakkında nihai kararın sayın mahkemeye ait olduğu,
Talimat yolu ile alman bilirkişi raporunda dava tarihi itibarı ile davalı tarafın 32.003,078 TL borcunun bulunduğu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde dava tarihi itibariyle (22.02.2019 tarihi) davacıya 42.124,07.-TL borcu olduğu davacının talebinin ise 32.003,078 TL olup talebe bağlılık ilkesi gereğince davacı talebine bağlık kalınması gerektiği,
Davacının davalıdan dava tarihi itibariyle ise 32.003,078 TL alacağı olduğu dava tarihinden önce temerrüt şartlarının oluşmadığı.” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davacı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur. Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Davacı vekili tarafından UYAP sistemi üzerinden 31.08.2020 tarihinde gönderilen ıslah dilekçesinde 32.003,78-TL olan alacak taleplerini ıslah ederek; 42.124,17-TL’ye çıkarttıklarını, taleplerine konu 32.003,78-TL’nin 24.05.2016 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt reekont faizi ile; bakiye 10.120,39-TL’nin ıslah tarihinden(31.08.2020) itibaren işleyecek temerrüt reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş olup harcınıda yatırmıştır.
Islah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiştir. Davalı vekili tarafından ıslah dilekçesine karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/22454 Es. Ve 2018/9567 K. sayılı ilamında “…. Bir davanın kısmi dava mı, yoksa tam dava mı olduğu, özellikle dava dilekçesinin istem sonucu bölümünde, “fazlaya ilişkin hakların saklı tutulup tutulmadığı” ile ilgilidir. Davacı bu yada benzeri ifadeleri kullanmışsa, “kısmi dava” açtığı sonucuna varılır. Davacının bu yolda bir beyanda bulunmaksızın açtığı dava ise bir “tam dava”dır. Fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması halinde, geriye kalan haktan zımnen feragat edilmiş sayılır(HGK. 14.04.2004 gün ve 2004/4-200 E. 2004/227 K.).
Dosyanın incelenmesinde; dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmadan 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği, hesap bilirkişi raporunun ardından davanın maddi tazminat açısından ıslah edildiği görülmektedir. O halde, mahkemece; davasında fazlaya ilişkin hak bakımından ihtirazi kayıt bildirmemiş olan davacının maddi tazminat yönünden, ıslah veya ek dava yoluyla talepte bulunamayacağının kabulü ile dava dilekçesindeki taleple bağlı karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” yönünde karar verilmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; Davacı tarafından davalı ile arasında akdedilen sigorta acentelik sözleşmesinden kaynaklanan pirim ve ücret alacaklarının tahsili için davalı aleyhine açılan alacak davasında mahkememizde yapılan yargılama sırasında talimat mahkemesi kanalıyla alınan bilirkişi raporunda davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın yasal defter kayıtlarında, dava tarihi itibariyle davalı tarafın 32.003,78 TL borç bakiyesinin bulunduğunun tespit edildiği, mahkememiz tarafından alınan bilirkişi raporunda davalının ibraz edilen ticari defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olduğu, davalının ibraz edilen ticari defterlerinde dava tarihi itibariyle davacıya 42.124,07.-TL borcu olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından sunulan ıslah dilekçesi ile 32.003,78-TL olan alacak taleplerini ıslah ederek; 42.124,17-TL’ye çıkarttıklarının beyan edildiği ve harcının yatırıldığı ancak davacı tarafından dava açılırken fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmadığı, yukarıda belirtilen yargıtay kararında da değinildiği üzere davacı tarafından dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmaması nedeniyle geriye kalan haktan zımnen feragat edilmiş sayılacağı ve davacının ıslah yoluyla talepte bulunamayacağının kabulü ile dava dilekçesindeki taleple bağlı karar verilmesi gerektiği, dava tarihinden önce davalının temerrüte düşürülmediği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile 32.003,78 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ıslahla talep edilen fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)32.003,78 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
– Islahla talep edilen fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 2.186,18-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 546,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 1639,63-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 546,55-TL peşin harç ve 6,40-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 597,35-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve müzekkere /davetiye gideri olmak üzere toplam 1.319,38-TL yargılama giderinen red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.002,39-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.250,57 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-)Davacı tarafından yatıralan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/01/2021

Katip …
(E-imzalı)

Hakim …
(E-imzalı)