Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/996 E. 2018/1203 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/996 Esas
KARAR NO : 2018/1203

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2018
KARAR TARİHİ : 20/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; yanlar arasında bağıtlanan genel kredi sözleşmeleri uyarınca vekiledeninin davalı bankadan krediler kullandığını, kredilerin vadesinden önce kapatılmak istenmesi üzerine davalı bankanın hukuka, dürüstlük ve hakkaniyet kurallarına aykırı olarak vekiledeni şirketten fahiş miktarlarda erken kapama ücreti ve bunun BSMV’sini talep ve tahsil ettiğini, bu kapsamda;
25.11.2011 tarihinde kullanılan DK 318 referans numaralı, 25.11.2019 vadeli 8.000.000 Euro ana para tutarlı kredinin 17.07.2013 tarihinde erken kapatılması nedeniyle 1.043.749,67-Euro erken kapama ücreti, 52.187,48 €uro da erken kapama ücretinin BSMV’si tahsil edildiğini,
25.06.2012 tarihinde kullanılan DK 351 referans numaralı, 25.06.2020 vadeli 4.000.000-Euro ana para tutarlı kredinin 17.07.2013 tarihinde erken kapatılması nedeniyle 440.420,09-Euro erken kapama ücreti, 22.021-Euro erken kapama ücretinin BSMV’si tahsil edildiğini,
Davalı bankanın erken kapama ücreti adı altında yaptığı kesintinin fahiş ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinin davalı banka tarafından tek taraflı olarak hazırlanıp, Türkiye’deki tüm müşterilerine imzalattırılan ve müşterilerin içeriğini tartışma ve müzakere etme şansına sahip olmadıkları genel işlem şartı niteliğinde sözleşmeler olduğunu, kredi sözleşmelerinde yer alan genel işlem şartı niteliğindeki geçersiz hükme dayanılarak, kredi erken kapama ücreti ve erken kapama ücretinin BSMV’si adı altında tahsil edilen paralardan, şimdilik 50.000 Euro’ luk kısmının vekiledeninden haksız olarak kesintinin yapıldığı 17.07.2013 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan avans faizi ile birlikte tahsiline, bu talebin kabul görmemesi halinde, BDDK ve diğer bankaların güncel uygulamaları doğrultusunda hak ve nefaset kuralları gereği yapılacak bilirkişi incelemesi ve alınacak rapor doğrultusunda erken kapama ücreti olarak talep edilebilecek oranın belirlenerek, fazla ödenen miktarın şimdilik 50.000 Euro’luk kısmının kesintinin yapıldığı 17.07.2013 tarihinden, itibaren ticari işlerde uygulanan avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; kapatılan kredilerin ticari nitelikte ve işyeri amaçlı olduğunu, davacının basiretli davranmakla yükümlü olduğunu, hem yapılan sözleşmeler, hem de genel bankacılık uygulamaları gereği ticari kredilerde erken ödeme komisyonu/cezası alınmasının ticari örf ve adet niteliğinde yaygın bir uygulama olduğunu, davacının bunu bilmemesinin mümkün olmadığını, yapılan kesintinin taraflar arasındaki sözleşmelere uygun olduğunu, davacının tacir sıfatıyla ve serbest iradesiyle kredi sözleşmelerini imzaladığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında bağıtlanan ticari kredi sözleşmelerine istinaden kullandırılan kredilerin vadelerinden önce erken kapanması nedeniyle, erken kapama ücreti ve BSMV ‘si olarak davalı banka tarafından alınan komisyonun iadesi talebinden ibarettir.
Dava belirsiz alacak davası olarak HMK 107 maddeye dayalı olarak açılmıştır.
Mahkememize açılan dava üzerine yapılan yargılama sonunda, mahkememizin 2014/1070-2015/101 E.K. sayılı 17.02.2015 tarihli kararı ile:
İddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen ticari kredi sözleşmelerinde, kredinin erken kapatılması halinde bankanın erken kapama ücreti alacağının düzenlendiği, bu hükmün genel işlem şartı niteliğinde olmayıp geçerli bulunduğu, ancak söz konusu hükümlerde bir oran belirtilmediğinden bu oranın diğer bankaların uygulamaları gözetilerek tespit edilmesinin gerektiği, diğer bankalardan alınan yazı cevaplarından tüm bankaların uyguladığı sabit bir oranın olmadığının, kredinin türüne, vadesine, maliyet oranlarına göre alınan ücretin değişiklik gösterdiğinin anlaşıldığı, emsal yargı kararlarından davalının %2 oranında bir erken kapama ücretini talep etmesinin iyi niyet ve hakkaniyet kurallarına uygun olduğu sonucuna varıldığı, bu oranın üzerinde tahsil edilen miktarın iadesinin gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1.306.378,24 EURO’nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesinde 1 yıllık EURO üzerinden açılan mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizili ile birlikte davalıdan tahsiline” karar verilmiştir.
Davacı ve davalı vekillerinin temyizi üzerine Mahkememiz kararı Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … E. K. sayılı, 31/03/2016 tarihli ilamı ile ;”.. Davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davalı vekilinin temyiz itirazları nedeniyle;
” Dava, davalı bankadan kullanılan ticari kredilerin erken kapatılması nedeniyle alınan komisyonun iadesi istemine ilişkin olup… ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 34.9. maddesinde, erken kapama ücretinin, mevcut kredinin erken kapanan meblağının, erken kapandığı tarihe kadar tahakkuk etmiş faiz tutarı ile kredinin erken kapandığı tarihte aynı türde kalan vadeye yeni kredi kullandırılmış olsaydı yeni kredinin vade sonuna kadar işleyecek faiz toplamının, mevcut kredinin kullandırım tarihinden vade sonuna kadar işleyecek faiz tutarından çıkarılması ile bulunacak tutara eşit olduğu düzenlenmiştir. Dolayısıyla, davalı banka tarafından kullandırılan kredilerin erken kapatılması halinde alınacak komisyona ilişkin sabit bir oran belirlenmemiş ise de bu komisyonun nasıl hesaplanacağı sözleşmede gösterildiğinden kural olarak bankanın bu hesaplama yöntemine göre erken kapama komisyonu alması mümkündür. Bu itibarla mahkemece, davalı bankanın kredi sözleşmesinde açıklanan biçimde hesaplanacak erken kapama komisyonu alabileceğinin kabulü ile davacı tarafça alınan komisyonun fahiş olduğu ileri sürüldüğünden diğer bankaların aynı tür ve vadeli kredilerin erken ödenmesi halinde uyguladıkları faiz oranlarının ortalamaları da gözetilerek ve gerekirse bu konuda bankacılık uygulamaları konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak davalı bankanın aldığı komisyonun fahiş olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Bu kez davacı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/11971-2018/5260 E.K. Sayılı 13.09.2018 tarihli ilamı ile davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442/3. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce 17.02.2015 tarihli ilk kararda direnilmesine karar verilmiştir.
Taraf vekillerinin bozmadan önce dayanak delil ve belgelerini ibraz ettikleri, davada Genel Kredi Sözleşmesi, ticari defter ve kayıt ve belgelere, banka kayıtlarına, bilirkişi incelemesine dayandıkları anlaşılmıştır.
Davacı hernekadar davasını ilk başta belirsiz alacak davası olarak açmış ise de kesinti miktarlarının taraflar arasında belirli olduğu ve miktarlar konusunda uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmakla davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından yargılama sırasında davacıya kesin süre verilerek tam dava üzerinden harç tamamlattırılmış, davaya tam dava olarak devam edilerek hüküm kurulmuştur (Yargıtay … HD.’ nin 10.10.2013 … E.K. Sayılı kararı).
Davacı şirket ile davalı Banka arasında imza edilmiş 18.11.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin 34.9 maddesi “Müşterinin erken kapama opsiyonu olmasa dahi, bankanın uygun görmesi halinde müşteri, borçlandığı miktarı vadesinden önce ödeyebilir. Bu durumdaki müşteri, işbu kredinin borcunu vadesinden öncc kapatmak islediği takdirde, erken kapama opsiyonu olmadığından bu hususun Bankanın kabulüne bağlı olduğunu, kredi borcunun vadesiuden önce kapatılmasının ancak ödeme vadesinde işlemiş faiz içeren taksit ödendikten sonra kalan anapara ile birlikte, Bankaca aşağıdaki şekilde hesaplanacak erken kapama ücretinin de ödenmesi ile mümkün olacağını kabul ve beyan eder. Müşterinin müracaatı halinde Bankaca erken kapama maliyeti hesaplanır ve bu maliyet erken kapama ücreti olarak Müşteri ve kefillerden tahsil edilir. Erken kapama ücrcti, mevcut kredinin erken kapanan meblağının, erken kapandığı larihe kadar tahakkuk etmiş faiz tutarı ile, kredinin erken kapandığı tarihte aynı türde, kalan vadeye yeııi kredi kullandırılmış olsa idi yeni kredinin vade sonuna kadar işleyecek faiz tutarı toplamının, mevcut kredinin kullandırım tarihinden vade sonuna kadar işleyecek faiz tutarından çıkarılması ile bulunacak tutara eşittir. Bu hesaplama sonucunda negatif bir değer çıkması halinde. Müşteriden erken kapama ücreti alınmaz” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı banka tarafından 25.11.2011 tarihinde kullanılan DK 318 referans numaralı, 25.11.2019 vadeli 8.000.000 Euro ana para tutarlı kredinin 17.07.2013 tarihinde erken kapatılması nedeniyle 1.043.749,67-Euro erken kapama ücreti, 52.187,48 €uro da erken kapama ücretinin BSMV’si tahsil edildiği, 25.06.2012 tarihinde kullanılan DK 351 referans numaralı, 25.06.2020 vadeli 4.000.000-Euro ana para tutarlı kredinin 17.07.2013 tarihinde erken kapatılması nedeniyle 440.420,09-Euro erken kapama ücreti, 22.021-Euro erken kapama ücretinin BSMV’si tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Toplanan tüm deliller ve davacı yapılan kesinti miktarı, kesintilerin haklı olup olmadığı, yapılan kesintilerin taraflar arasındaki sözleşmelere uygun olup olmadığı, davalının bir zarara uğrayıp uğramadığı, varsa nedenleri, yapılan kesintilerin fahiş olup olmadığı, sözleşme hükümlerinin haksız şart sayılıp sayılamayacağı hususlarında bilirkişi incelemesine karar verilmiş, bilirkişiler heyeti tarfından düzenlenen 18.07.2017 tarihli kök raporda; “….Mali yönden yapılan inceleme ve hesaplamalar neticesinde davalı banka tarafından yapılan erken kapama tahsilatlarının taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak yapılmış olduğu, davacının, davalı bankanın sözleşme şartları paralelinde tespit ettiği erken kapama komisyonuna katlanmak zorunda olduğu, davacının erken kapatma komisyonunun indirilmesini de talep edemeyeceği…” tesbit ve rapor edilmiştir.
Taraf itirazlarının değerlendirilmesi bakımından, bu kez alınan erken kapama ücretinin yüzdelik oranı, fahiş olup olmadığı, davalının erken kapama komisyonu olarak tahsil edebileceği miktarın tespiti ile davacı tarafa iadesi gereken miktar var ise bu miktarın tespiti hususlarında bilirkişiler heyetinden ek rapor alınmış, bilirkişiler düzenlemiş oldukları 31.12.2014 ek raporlarında; “… Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve erken ifaya ilişkin TBK 96 madde hükmü uyarınca, davacının erken kapama komisyonu ödemekle yükümlü olduğu, erken kapama komisyonunun taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 34.9 maddesinde düzenlendiği ve maddede belirtilen yöntemle belirlenen tutarın fahiş olarak nitelendirilemeyeceği, mahkemece taraflar arasındaki sözleşmelerde erken kapama komisyon oranının belli olmadığı kanaatine varılması halinde, % 2 ‘ lik bir komisyonun erken ödeme komisyonu olarak alınmasının hakkaniyete uygun olacağı, bu durumda bankanın;
-25.11.2011 tarihinde kullanılan DK 318 referans numaralı, 25.11.2019 vadeli 8.000.000-Euro ana para tutarlı kredi sözleşmesi nedeniyle 17,07.2013 tarihî itibariyle 883.749.67 Euro;
-25.06.2012 tarihinde kullanılan DK 351 referans numaralı, 25.06.2020 vadeli 4,000.000-Euro ana para tutarlı kredi sözleşmesi nedeniyle de 17.07.2013 tarihi İtibariyle 360.420.09-Euro fazla erken kapama ücreti aldığı ve bu bedelleri iade etmesi gerektiği,
Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmelerde erken kapama komisyon oranının belli olmadığı kanaatine varılması halinde, erken kapama komisyonu nedeniyle bankaların uyguladıkları oranların ortalaması olan % 5.34 ‘ lük bir komisyonun erken ödeme komisyonu olarak alınmasının mahkemenin takdirinde olduğu, bu durumda davalının iade etmekle yükümlü olduğu tutarların 616.549,67-Euro ve 226.820,09-Euro olarak hesaplanabileceği…” tespit ve rapor edilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf esasen davalı bankanın erken ödeme komisyonu talep edip edemeyeceği, talep edebilecek ise oranının ne kadar olacağı davacı banka tarafından alınan komisyonun fahiş olup olmadığı hususunda toplanmaktadır. Mahkememizce verilen karar ve Yargıtay bozma ilamına göre bankanın sözleşme 34.9 maddesi içeriğine göre erken kapamayı uygun gördüğü, kabul ettiği anlaşılmakla, bu hususta çekişme son bulmuş, ancak çekişme erken kapama komisyonun oranı ve fahiş olup olmadığı hususunda toplanmıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 10.03.2014 tarihli ve 2013/16410-2014/4505 sayılı ilamında; ” …. Dava ticari kredinin erken kapatılması nedeniyle ödenen komisyon ücretinin istirdadı talebine ilişkin olup mahkemece bilirkişiden rapor alınarak tahsil edilen komisyon ve ücretin hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 34.9 maddesinde komisyon ücretinin oranı kararlaştırılmadığı, sabit bir oran belirlenmediği, ancak sözleşmede komisyonun nasıl hesaplanacağının gösterildiği, bu doğrultuda yapılacak hesaplama ile bankanın kapama komisyonu alabileceği, ancak davalı tarafça alınan komisyonan fahiş olduğu ileri sürülmekle bu hususun diğer bankalardan da sorularak tespiti ve bundan sonra davalı bankanın uyguladığı erken kapama komisyonu oranının fahiş olup olmadığı hususunda rapor alınarak, bankanaın aldığı komisyonun fahiş olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği” gerekçesi ile kararın davacı yararına bozulmasına” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 30/04/2012 tarihli ve 2011/15653-2012/7268 sayılı ilamında : “……… Mahkemece taraflar arasında mevcut genel kredi sözleşmesinde erken ödeme komisyonu için belirlenmiş bir oran olmadığı, ancak böyle bir oranın belirlenmemiş olmasının MK.’nun 2. maddesi gereğince hakkın kötü niyetle kullanılmasına sebep olamıyacağı, bankalar arası genel teamüllere göre % 2 ‘ lik bir komisyonun erken ödeme komisyonu olarak alınmasının hakkaniyete uygun olduğu, …. davalı bankanın ….-TL fazladan bir kesinti yaptığı kanaatine varıldığından, bu miktarın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsiline, ancak şartları mevcut olmadığından davacı tarafın tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun bilirkişi raporunun somut olay bakımından hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,”… şeklinde karar vermiştir.
Yukarıdaki Yargıtay kararları ışığında somut olaya bakıldığında; davalı bankanın erken ödeme komisyonu tahsil etmesinin genel işlem şartlarına aykırı olmadığı, davalının taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre erken ödeme komisyonu talep hakkının mevcut olduğu, erken ödeme komisyonu talebinin yasaya ve bankacılık teamüllerine aykırı olmadığı ve uygulamada bütün bankaların erken ödeme komisyonu tahsil ettikleri anlaşılmaktadır.
Buna göre davalının hangi oranda erken ödeme komisyonu talep edebileceğinin tesbiti gereklidir. Erken ödeme komisyonu taraflar arasındaki kredi sözleşmelerinin 34.9 maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde de hangi oranda erken ödeme komisyonu tahsil edilebileceği yazılı değildir. Yukarıda belirtilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 10/03/2014 tarihli ilamına ve Yargıtay 19. Hukuk dairesinin 30/04/2012 tarihli ilamlarına konu mahkeme kararlarında da davalı gene dosyamız davalısı olan … A.Ş. dir. Hatta erken ödeme komisyonunu düzenleyen madde numarası bile mahkememiz dosyası ile aynı olup kredi sözleşmesinin 34.9 maddesi olduğu görülmektedir. Dolayısıyla yukarıdaki her iki Yargıtay ilamı dosyamız ile benzer konuda ve nitelikte olup emsal nitelikte kabul edilmiştir.
Emsal kabul edilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ilamında belirtildiği şekilde sözleşmedeki oran belli olmadığından diğer bankalardan bu tür kredilerin erken kapatılması halinde alınan komisyon ücretinin oranı sorulmuş, yazı cevapları dosyaya celp edilmiş ve gerekli araştırmalar yapılarak ek bilirkişi raporu aldırılmıştır. Davalı bankanın tahsil ettiği erken ödeme komisyonu 25.11.2011 tarihinde kullanılan 8.000.000 Euro ana para tutarlı kredi için % 13,05 ve 25.06.2012 tarihinde kullanılan 4.000.000-Euro ana para tutarlı kredi için ise % 11 oranına isabet etmektedir. Bankalardan gelen yazı cevaplarından anlaşıldığı üzere bazı bankalar tarafından belli bir oran bulunmadığının bildirildiği, sabit oran olmadığı, kredi türüne, vadesine ve maliyet oranlarına göre değişkenlik gösterdiği anlaşılmaktadır.
… bankasına yazılan teskereye verilen cevapta; erken ödeme komisyon oranının %2, … A.Ş. tarafından verilen cevapta %4, … tarafından verilen cevapta %5, … tarafından verilen cevapta %10, … tarafından verilen cevapta %6, … tarafından verilen cevapta %5 olup diğer bankalar …, … ve … tarafından herhangibir oran bildirilmemiştir. Uygulamaya dair komisyon oranı bildiren bankalar ortalaması %5,34’tür.
Erken ifaya ilişkin TBK 96 madde hükmüne göre ” Sözmeşmenin hükümlerinden veya özelliğinden ya da durumun gereğinden tarafların aksini kastettikleri anlaşılmakdıkça borçlu, edimini sürenin sona ermesinden önce ifa edebilir. Ancak, kanun veya sözleşme ya da adet gereği olmadıkça borçlu, erken ifada bulunması sebebiyle indirim yapamaz”. Anılan hüküm uyarınca davalının erken ödemeyi kabul etmesi nedeniyle, sözleşmede kararlaştırılan yarardan (toplam faiz miktarından) bir indirim yapılması ancak davalının rıza ve onayına bağlıdır.
Aynı şekilde, sözleşme yapma özgürlüğüne ilişkin TBK 26 madde hükmüne göre, “Taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” Yine TBK 27/1 hükmüne göre, ” kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.” TBK 28/1 hükmüne göre de “bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir”.
Sözkonusu hükümler dikkate alındığında, davacının dava konusu kredileri yatırım yapma amacıyla aldığı, erken kapama ücretinin hesaplanarak kendisine bildirilmiş olduğu halde tercihini erken kapama yönünde kullandığı, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmelerin ve kapama işlemlerinin sözleşme yapma özgürlüğü çerçevesinde yapılmış olduğu, kanunun emredici hükümlerine, ahlaka ve kamu düzenine aykırı bir durumun söz konusu olmadığı, davacının tacir ve kullanmış olduğu kredinin de yatırım amaçlı ticari bir kredi olduğu gözününde bulundurulduğunda basiretli davranma yükümlülüğü nedeniyle erken kapama ücretinin alınabileceği ve davacının indirim istenemeyeceği savunulabilir ve davacının, işlemin “zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği” hususundaki iddialarını destekler uzman görüşüne katılmanın mümkün olmadığı kabul edilmiş ise de, bozma ilamında da bildirildiği üzere, davalı bankanın komisyon alıp alamayacağının tartışılmadığı, taraflar arasında erken kapamanın uygun görüldüğü, bankanın kabulünün gerçekleştiği, genel bankacılık uygulamasınında bu doğrultuda geliştiği, erken kapama komisyonu alınmasının hakkın kötüye kullanılması kapsamında kabul edilemeyeceği, sözleşmenin erken kapama komisyonu alacağına dair 34.9 maddesinin TBK 20-25 maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulu olarak da kabul edilemeyeceği iş bu davada artık komisyon oranının ve bunun fahiş olup olmadığının tartışıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkememizce davalı bankanın erken kapama komisyonu alabiceği kabul edilmekle, ancak davacı tarafça alınan komisyonun fahiş olduğu ileri sürüldüğünden tam da bozma ilamında bildirildiği üzere diğer bankaların aynı tür ve vadeli kredilerin erken ödenmesi halinde uyguladıkları faiz oranları sorulmuş, gelen cevaplar ve komisyon oranı uygulamasında istikrar olmaması, yine gelen cevaplar arasında %2 oranında (… Bankası) komisyon uygulandığının görülmesi ve dahi mahkememizce referans alınan Yargıtay kararları doğrultusunda ve taraflar arasındaki kredinin yabancı para olması, vadesi, kullandırılan kredinin davacı yedinde kaldığı süre ve davacı şirkete davalı banka tarafından yeniden kredi verilmeyerek kredi kullanım talebinin reddedilmesi üzerine davacının bir başka bankadan kredi almak adına davalı bankadaki kredisini ve taşınmazlar üzerindeki ipoteğini erken kapatmaya mecbur bırakılması (oysa davacı şirketin davalı …tan yüksek miktarlı krediler kullandığı, taşınmaz ipotekleri verdiği, ödeme gücü yerinde olduğu, sektörün güçlü kuruluşlar arasında yer aldığı, kredi sözleşmesi hükümlerine aykırı davrandığına ve mali durumunun kötüleştiğine dair hiç bir delil ve belge bulunmadığı halde) dikkate alınarak ve özellikle Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 30/04/2012 tarihli kararında açıklandığı üzere, güvenilirliğin sağlanması açısından ve bankacılık teamüllerine göre erken ödeme komisyonu oranının % 2 olarak kabul edilmesinin TMK’nun 2. maddesindeki iyiniyet ve 4. maddesinde düzenlenen hakkaniyet kuralları uyarınca makul oran olduğu ve hakkaniyete uygun bulunduğu, davalının kesinti yaptığı % 11 ve % 13,05 tutarındaki oranların fahiş olduğu kabul edilmiş, karar %2 erken kapama komisyonu üzerinden yapılan hesaplar üzerinden kurulmuştur.
GKS madde 34.9 düzenlemesine göre erken kapama ücreti altında ne kadarlık bir tutar ödemesi gerektiği anlaşılamamaktadır. Bu düzenlemede olduğu gibi davacı tahmin edemeyeceği yüksek erken kapama ücreti ile karşı karşıya kalmıştır. Davalı bankanın erken kapama ücreti olarak 12.000.000.-Euro kredi için 1.484.169,76- Euro olarak tahsil ettiği miktar kullanılan kredi miktarının %12,37′ sine denk gelmekte olup çok yüksek bir miktardır. Hernekadar sözleşmede erken komisyon ücreti alınacağına dair madde hakkın kötüye kullanılması ve genel işlem şartı olarak kabul edilmemiş ise de, davalı bankanın somut olayda olduğu gibi fahiş miktarda erken kapama komisyon ücreti alması hakkın kötüye kullanılması olarak tanımlanabilir. Oysa güven kurumu olan ve müşterisinde haklı bir güven oluşturan bankanın MK 4′ de düzenlenen dürüstlük kuralına ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı davranmaması gerekir. Bu tahlilde somut olayda %2 oranında erken kapama komisyonu uygulanması hakkaniyete uygun ve adil ve fiili uygulamaya uygun görülmüştür.
Buna göre 25.11.2011 tarihinde kullanılan 8.000.000 Euro ana para tutarlı kredi için % 2 üzerinden hesaplanan erken ödeme komisyonu miktarı 160.000,00 Euro olmaktadır. Davalının tahsil hakkı bulunduğu bu 160.000,00 Euro için % 5 olarak hesaplanan BSMV ‘ si ise 8.000,00 Euro’ dur. Davalı bu kredi için 1.043.749.67-Euro erken kapama ücreti, 52.187,48 €uro da erken kapama ücretinin BSMV’si aldığına göre erken ödeme komisyonundan iadesi gereken tutar 1.043.749,67 euro-160.000,00 Euro = 883.749,67 euro olmaktadır. Bu kredi için alınan 52.187,48 BSMV- alınması gereken 8.000,00 euro BSMV = 44.187,48 euro bu kredi BSMV’ sinden iade edilmesi gereken miktardır. Dolayısıyla
25/11/2011 tarihinde kullanılan 8.000.000,00 Euro tutarlı krediden iadesi gereken miktar 883.749,67 euro erken ödeme komisyonu + 44.187,48 euro BSMV olmak üzere toplam 927.937,15 Euro olmaktadır.
Dava konusu ikinci kredi olan 25.06.2012 tarihinde kullanılan 4.000.000 Euro ana para tutarlı kredi için % 2 üzerinden hesaplanan erken ödeme komisyonu miktarı 80.000,00 Euro olmaktadır. Davalının tahsil hakkı bulunduğu bu 80.000,00 Euro için % 5 olarak hesaplanan BSMV ‘ si ise 4.000,00 Euro’ dur. Davalı bu kredi için 440.420,09 – Euro erken kapama ücreti, 22.021,00 €uro da erken kapama ücretinin BSMV’si aldığına göre erken ödeme komisyonundan iadesi gereken tutar 440.420,09 euro-80.000,00 Euro = 360.420,09 euro olmaktadır. Bu kredi için alınan 22.021,00 BSMV – alınması gereken 4.000,00 euro BSMV = 18.021,00 euro bu kredi BSMV’ sinden iade edilmesi gereken miktardır. Dolayısıyla 25/06/2012 tarihinde kullanılan 4.000.000,00 Euro tutarlı krediden iadesi gereken miktar 360.420,09 euro erken ödeme komisyonu + 18.021,00 euro BSMV olmak üzere toplam 378.441,09 Euro olmaktadır.
Bu şekilde her iki krediden iadesi geren miktar 25/11/2011 tarihli 8.000.000,00 Euro bedelli krediden 927.937,15 Euro ve 25.06.2012 tarihinde kullanılan 4.000.000 Euro bedelli krediden 378.441,09 Euro olmak üzere toplam 1.306.378,24 Euro olmaktadır.
Bilirkişi raporunda ve ek raporda davalı bankanın tahsil etme hakkı bulunduğu % 2 ‘ lik erken ödeme komisyonu üzerinden BSMV hesabı yapılmadığından ve bu oran davalı banka tarafından % 5 oranında uygulandığından mahkememizce ek bilirkişi raporu aldırılması gerekli olmadığından % ” ‘ lik oranlar üzerinden resen BSMV hesaplaması yapılmış ve rapordaki miktarlara ilave edilmiştir.
Davacı her ne kadar kesinti tarihlerinden itibaren faiz talep etmiş ise de, dava tarihinden önce bir temerrüt ve ihtar bulunmadığından faize dava tarihinden itibaren hükmedilmiştir.
Davanın kabul edilen değerinin 1.306.378,24 Euro ve ret edilen kısmın ise 252.000,00 Euro olduğu , buna dava tarihi itibariyle 1 euronun TL karşılığının 2,7156 TL olduğu görülmekle, davanın ret edilen kısmının değerinin TL olarak 684.331,20 TL ve kabul edilen kısmının TL olarak karşılığının 3.547.600,75 TL olduğu görülmekle yargılama giderleri ve vekalet ücreti bu miktarlar üzerinden hesaplanmıştır. Açıklanan tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Bu itibarla;
HÜKÜM:
1- Davanın KISMEN KABULÜNE,
2- İadesi gereken toplam 1.306.378,24 €’ nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca, bir yıllık € üzerinden açılan mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,
3- Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 242.336,60 TL harçtan, peşin + ıslah ile alınan toplam 77.024,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 165.312,50 TL harcın davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına
4- Peşin harç toplamı 77.024,10 TL ‘ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL B.H ve 3,75 TL V.H. 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 145,00-TL davetiye gideri, olmak üzere toplam 1.673,75-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.403,00 – TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına ,
6 – Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 100.126,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7 – Davalı tarafından yapılan 114,00-TL davetiye masrafının red ve kabul oranına göre 18,45 TL ‘ sinin davacıdan tahsiline, davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8 – Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 40.773,25-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9 – Karar kesinleştiğinde talep halinde gider / delil avansından artan bakiyenin davacıya/davalıya/vekillerine iadesine,
Dair taraf vekilllerinin yüzüne karşı, tarafların gerekçeli kararın tebliği tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile temyiz için Yargıtay ‘ a başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …