Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/981 E. 2022/70 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2018/981 Esas
KARAR NO:2022/70

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:19/10/2018
KARAR TARİHİ:08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davanın açıldığı tarihte maddi tazminat açısından müvekkillerinin uğradığı zararın belirgin olmaması ve ancak yargılama sırasında yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenebilir nitelikte olması nedeniyle şimdilik müvekkili şirket …. için 4.000,00 TL, müvekkili … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi ve davacı Müvekkili … için 50.000,00 TL , davacı müvekkili şirket … için de 50.000,00 TL olmak üzere taplam 100,000,00 TL manevi tazminat taleplerinin olduğunu, 28.09.2018 tarihinde başlayan ve yayın yasağı kararına kadar devam eden … …’da programına katılan davalılardan … 02/10/2018 tarihinde yayınlanan …’da programına katılarak müvekkilleri hakkında asılsız iddialarda bulunmuş, müvekkillerine iftira atarak hiçbir bulgu ve belgeye dayanmaksızın müvekkillerinin mesleki ve ticari itibarlarını zedeleyecek gerçekdışı ithamlar ileri sürdüğünü, kamu yararını gözeterek görevini yapmakla yükümlü bir kurum olan başın bu görevini yerine gelirirken özellikle yayının gerçek olmasını, yayında kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını konunun güncelliğini ve haber verilirken özle biçim arasındaki dengeyi de koruması gerektiğini, davalıların söz konusu programın yayımlanmasında bu ilkeye riayet etmediklerini, hal böyle olunca müvekkillerinin adı kullanılarak yapılar bu asılsız iddia ve mesnetlerle dolu haksız ve gerçek dışı bilgiye dayalı yayınların durdurulması için taraflarınca 03.10.2018 tarihinde …. Asliye Hukuk Mahkemesine başvurularak MK Madde 24-25’e dayanarak İhtiyati tedbir ve yayın yasağı kararı alındığını, özetle dava sebebi tazminata konu … …’da programında davalılar tarafından amaçlanan sistematik ve haksız bir biçimde müvekkillerinin aleyhine toplum nezdinde kötü bir algı oluşturmak, olumsuz intiba bırakmak ve haksız ithamlarla müvekkillerinin itibarını zedelediğini, bu tip asılsız ve son derece saldırgan ifadelerle müvekkillerinin kişilik haklarının ihlal edildiği açıkça ortada olup basın özgürlüğü adı altında saygın bir doktorun ve hastanenin aksine haklarında kesinleşmiş yargı kararı olmasına rağmen toplum nezdinde mesleğini kötüye kullandığı, yasa dışı faaliyetlerde bulunduğu ve suç işlediği algısı oluşturulması amaçlandığını, davacı müvekkili … açısından haksız olan bir fiilin meydana getirdiği sonuç her zaman kişinin malvarlığında ekonomik olarak eksilme meydana getirmeyebileceğini, bir kişinin haysiyet ve şerefine, vücut bütünlüğüne tecavüz halinde, malvarlığında ekonomik eksilme ulmadan elem, acı, ıstırap gibi kişiliği üzerinde meydana gelen etkiler manevi zararı teşkil edeceğini, kişilik hakkının ihlâl edilmiş olması dolayısıyla meydana gelen objektif eksilmeler yanında zarar görenin bu ekşilmeler dolayısıyla ayrıca duyduğu manevi acı, elem ve ıstırapları da ayrı bir manevi zarar olarak kabul edildiğini, davacı Müvekkili şirket … … Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş açısından tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceği ve bu sebepten dolayı manevi tazminat talep edebileceği hukukta açıkça kabul gördüğünü, tüzel ki: ekonomik faaliyetini yürütürken kazandığı saygınlık onun kişisel değerleri içerisinde yer aldığını, ticari şeref ve haysiyetin çiğnenmesi, onun ekonomik yaşam içindeki yerini ve durumunu sarsabileceğini, davacı müvekkili şirket açısından davacı müvekkili şirket … Özel … Hastanesi A.Ş’nin mahkeme tarafından yaptırılacak bilirkişi incelemesi neticesinde de açıkça tespit olunacağı üzere müvekkili şirket … Özel … Hastanesi A.Ş. açıldığı tarih olan 2014 yılı Ekim ayından itibaren her ay bir önceki aydan fazla poliklinik ve ameliyat sayısına ulaşan ve ciro artışı yakalayan bir hastane olduğunu, … …’da programıyla başlayan bu karalama kampanyası nedeniyle hastanenin poliklinik sayılarında % 19,43, Ameliyat Sayılarında % 27,12 azalış yaşanmış ve bu nedenle 28/08/2018-15/10/2018 döneminde cirosu % 22,39 azaldığını, geçen yıl aynı dönemlerin karşılaştırılmasında poliklinik sayılarının % 6,14, Ameliyat Sayılarının % 20,27 ve cironun ise % 24,20 oranında artış gösterdiği görüldüğünü, bu artış oranı beklenirken ciddi düşüş yaşandığını, beklenen artış ile yaşanan düşüş arasında ki yüzdelik farklar: Poliklinik Sayılarında % 25,57, Ameliyat sayılarında % 47,39 ve Gelirde ise % 46,59 olarak gerçekleştiğini, davacı müvekkili … açısından Davacı aynı hastanenin sahibi olduğundan (… Özel … Hastanesi A.Ş) ve bu hastanede aynı zamanda uzman doktor olarak çalıştığından hastanenin uğradığı maddi zarar, hasta kaybı, ameliyat iptali gibi olumsuz durumlar davacı müvekkili …’in de gelirinde ciddi bir azalmaya sebep olduğunu, iş bu durum ancak sayın mahkemece yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu tespit edileceğini, tüm bu sebeplerle huzurda ki dava ikame edilerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunma zarureti hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle ve mahkemenin resen taktir edeceği sebeplerle; öncelikle dosya üzerinden …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı tedbir kararının yargılama sonuna kadar devamına ivedilikle karar verilmesine, asılsız ve gerçeğe aykırı beyanlarla program yapmak suretiyle müvekkilinin ve müvekkili şirketin kişilik hakkına saldırıda bulunan davalılardan, müvekkili …’in mağduriyeti nedeniyle 50.000,00 TL, müvekkili şirket … için de 50.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminatın program yayın tarihi olan 28.09.2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla belirsiz alacak olması sebebiyle şimdilik davacı müvekkili şirket … için 4.000,00 TL, davacı müvekkili … için 1.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL Maddi tazminatın programı yayın tarihi olan 28.09.2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından açılmış olan davada , davalı olarak gösterilen …’nın sorumlu yapımcısı müvekkili şirket olan … Prodüksiyon ve Yapım Hizmetleri A.Ş olduğunu, huzurdaki dava görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, dava konusu yapılan yayınlar, basın özgürlüğü kapsamında ve kamu yararı saiki ile kamuoyu ile paylaşıldığı göz önünde bulundurulduğunda, hukuka aykırı olduğunu iddia etmenin mümkün olmadığını, yapımcılığı müvekkili tarafından yapılan ; “…’da” isimli program hafta içi her gün, yaşanmış hikâyelerden yola çıkılarak ailesini arayan insanlara yardımcı olmak adına yayınlanan sosyal amaçlı bir program olduğunu, mahkeme tarafından yayın kayıtları üzerinde inceleme yapıldığı takdirde de görüleceği üzere, programlarda sadece izleyici/konukların iddialarına yer verilmiş, eski yıllarda yerel/ulusal basında yer alan haberler verilmiş olup, sunucu tarafından yorum dahi yapılmadığını, davacıların iddialarının aksine, yapılmış olan yayınların amacı asla ve asla davacıların kişilik haklarını ihlal edici, hastanenin ticari itibarını zedeleyeceği, kamuoyunda kötü intiba yaratıcı nitelikte olmadığını, milyonları ekrana kilitleyen “…’da” programı sosyal içerikli bir yayın niteliğinde olup, yaşanan trajik olayların kamuoyu ile paylaşılması sureti ile kişilerin mağduriyetinin giderilmesine aracı olma amacı güdüldüğünü, programda yer alan konuşmacıların söylemlerinin her zaman bir iddia olduğu program sunucusu tarafından sıklıkla dile getirilmiş, kişiler hakkında hiçbir zaman herhangi bir ithamda bulunulmadığını, programa bağlanmak veya katılmak isteyen her kişiye de objektif olarak söz hakkı tanındığını, yayınlarda (28.09.2018 ve 02.10.2018 tarihli) kamuoyuna aktarılan olaylar davacıların yargılanmış oldukları davada, yargılamaya konu olmamış / yargılamada isimleri dahi bulunmayan kişilerin yeni iddialarından ibaret olduğunu, davaya konu edilen; 28.09.2018 tarihli programın içeriği izlendiğinde görüleceği üzere; yayına bağlanan kişi … adlı kişi olduğunu, … iddiasında “….9 haftalık hamile iken bebekleri aldırmak için Doktor …’in yanına gitmiş ancak doktor Ramazan günü çocukları almayacağını, aile göndereceğini oraya vermek isterse verelim dediğini , sen cahilsin fakirsin ikizlere bakamazsın dediğini , aileleri görmediğini , … Bey ile … Hanım’ın evlatlık verelim dediğini , çocuklara 4 aylık hamileyken bir adamın geldiğini , diğer çocuklarına da baktığını ancak ben doğacak çocuğu alacağım dediğini , daha sonra doğum yapana kadar hiçbir para ödemediğini , masraflarının karşılandığını , doğum parası dahi ödemediğini , ayılmadan çocukların alıp götürüldüğünü , Doktor … Bey ve ailelerin sonra yanına geldiklerini, Doktor … Bey’in çocukların birine … , birine … adını koyduğunu, … isimli çocuğunu 2 yıl önce bulduğunu ancak diğer oğlu …’ı aradığını….” belirterek yayında bulunduğunu, 02.10.2018 tarihli programın içeriği izlendiğinde görüleceği üzere ; yayına katılan 18 yaşında üniversiteye hazırlanan … adında kız , “….evlatlık olduğunu birkaç ay önce kendisini büyüten annesinden öğrendiğini , kendisini büyüten annesi (… Hanım) ile babası (… Bey’in) uzun yıllar çocukları olmadığından 1999 yılında tüp bebek tedavisi için … … Hastanesi’ne geldiklerini , 3 kez aşılama denediklerini ancak tutmadığını, eşi … Bey’in hastanede çalışanlara bebeğini vermek isteyen olursa kendilerine haber vermelerini, o dönemlerde … Hastanesi’nde temizlik görevlisi olarak çalışan … isimli kadının … Hanım’ı arayarak bir ailenin çocuğunu vermek istediklerini söylemesi üzerine …’ın … … Hastanesi’ne çocuğu teslim almak için geldiğini ve Damla’yı alırken anne, baba ve dedenin olduğu….” İddiasında bulunduğunu, yayına katılan kişilerin iddia ettikleri dönemde hastanede çalışan … adında kişi yayına telefonla bağlanmış ve iddia edilen konulara ilişkin mahkemenin incelemesiyle görüleceği üzere; … Hanım çelişkili beyanlarda bulunduğunu, gerek 28.09.2018 tarihli yayına katılan kişinin , gerekse 02.10.2018 tarihli yayına katılan kişinin iddiaları ve isimleri , davacı tarafça ve ihtiyati tedbir konulmasına ilişkin gerekçe olarak gösterilen kesinleşmiş mahkeme kararında da bulunmadığını, yayına bağlanan ve ihbarlarda bulanan kişiler; Dr. …’in tüp bebek merkezine ve hastane sahibi olduğunu, evlat sahibi olamayanlar ile çocuğunu evlatlık vermek isteyenler arasında çıkar amaçlı olarak bağlantı kurduğu ve bunların hastanede çalışan … ve … adlarında kişiler tarafından gerçekleştiğini iddia etmekte olduğunu, iddia edilen dönemlere ilişkin olarak ta; gerek yerel, gerekse ulusal basında birçok haber yapıldığı, idare tarafından soruşturma başlatıldığı da tarafların yargılanmış oldukları ceza dosyasında da mevcut olduğunu, yargılama yapıldığı dönemlerde dahi davacılar tarafından mahkemeye yayın yasağı konulmasına ilişkin talepte bulunulmuş ancak Mahkeme tarafından bu talep kabul edilmediğini, ilgili ceza dosyasında bulunan kişilerin bir kısmı beraat kararı, bir kısmı ise resmi evrakta sahtecilik suçundan ceza aldıklarını, dava konusu yayınlar hukuka uygun olduğunu, hukuka uygun olan bir haberin maddi zarara sebebiyet veremeyeceği izahtan vareste olduğunu, somut olayda dava konusu yayınlar hukuka uygun olduğu üzere; ortada bir haksız fiil ve devamında bir illiyet bağı mevcut olmadığını, davacı … için hastanenin sahibi olması nedeni ile hastanesinin zarara uğradığı iddiası ile maddi tazminat talep edilmiş olup zaten hastanenin maddi zarara uğradığı iddiası ile ayrıca tazminat talep edildiğinden aynı amaç için mükerrer maddi tazminat talep edilmekte olup bu durum da tamamen hukuka aykırı olduğunu, davacı dava konusu haber nedeniyle maddi bir kaybının olduğunu iddia etmekte fakat bu kaybı objektif olarak ispatlayamadığı gibi, maddi kaybın kesin ve kaçınılmaz olduğunu da kanıtlayamadığını, bu nedenle davacının ispat ve hukuki dayanaktan yoksun maddi tazminat talebinin reddi gerektiğini, izah edilen tüm nedenlerle, usule ilişkin itirazlar bakımından, davanın usulden reddine , görevsizlik itirazlarının kabulü ile dosyanın görevli olduğu Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne gönderilmesine , Yargıtay İçtihatları, Anayasa, AİHS ile güvence altına alınmış olan basın özgürlüğü kapsamında ve haberin yapılmasında üstün kamu yararı olduğu, programda yer alan konuşmacıların söylemlerinin her zaman bir iddia olduğu program sunucusu tarafından dile getirildiği ve davacılar hakkında hiçbir zaman herhangi bir ithamda bulunulmadığı, kişilik haklarına, ticari itibarlarına saldırı amacı güdülmediği hususlarının tamamının gözetilerek, davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu “…’da” isimli TV programı, … … Prod. A.Ş ile yapımcı firma olan … Prodüksiyon ve Yayın A.Ş arasında imzalanan sözleşme uyarınca yapımcı tarafından hazırlanmakta olup, … Kanalı tarafından sadece yayınlandığını, programın sunucusu, konukları, konuları vb her detay yapımcı firma tarafından temin edilerek program yayına hazır hale getirildiğini, nitekim program ile ilgili tüm sorumluluk yapımcı firmaya ait olduğundan, dava konusu ile ilgili taleplerin de yapımcı firmaya yöneltilmesi gerektiğini, aksi kabul edilse dahi, … Kanalı yayın hakkı sahibi huzurdaki davada davalı olarak gösterilen müvekkili şirketler … … Televizyon Prod. A.Ş. ya da … Yayın Hizmetleri Ve Tic. A.Ş. Olmadığını, her iki müvekkili şirketin de … kanalı ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, … internet sitesine girildiğinde künye kısmından ya da basit bir google araştırması ile … kanalının yayın hakkı sahibi tespit edilebilecek olup müvekkili şirketler … kanalı yayın hakkı sahibi olmadığını, bu nedenle huzurdaki davada müvekkillerinin pasif husumet ehliyeti bulunmadığından huzurdaki davanın husumet nedeni ile reddi gerektiğini, huzurdaki davanın görevsiz mahkemede ikame edildiğini, zira taraflar arasındaki uyuşmazlık tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olmadığını, husumete ilişkin tüm itirazları saklı kalmak kaydıyla, bir an için müvekkili şirketlere husumet yöneltilebileceği varsayılırsa, herhangi bir hak kaybı yaşanmaması adına esasa yönelik beyanlarını da arz ettiklerini, dava konusu yayınların, basın özgürlüğü kapsamında ve kamu yararı saiki ile kamuoyu ile paylaşıldığı göz önünde bulundurulduğunda, hukuka aykırı olduğunu iddia etmek mümkün olmadığını, dava konusu “…’da” isimli program hafta içi her gün, yaşanmış hikâyelerden yola çıkılarak ailesini arayan insanlara yardımcı olmak adına yayınlanan sosyal amaçlı bir program olduğunu, dava konusu yayınlar, toplum tarafından yakından takip edilen aktüalite programlarından birinde yaşanan akıl almaz olayların kamuoyu ile paylaşılmasından ibaret olduğunu, nitekim Adli Makamlara da yansıyan olayların kamuoyuna görünen gerçeklikler kapsamında sunulmasında hukuka aykırı herhangi bir unsur bulunmadığını, davacı yanın da beyan ettiği üzere söz konusu olaylar sonucunda yıllar önce haklarında Ağır Ceza mahkemesinde dava açıldığını, iş bu olay çok eskilere dayanmakta olup yıllar öncesinde bir çok gazetede yer aldığını, dava konusu gelişmenin, Türk toplumunun aile yapısını yakından ilgilendirdiğini ve ayrıntılı olarak adli makamlarca soruşturulacak nitelikte vahim bir önem taşımakta olduğu da yadsınamaz bir gerçek olduğunu, 6112 Sayılı RTÜK Kanunu’nun 18. Maddesi ile bireylere kişilik haklarının ihlal edilmesi halinde cevap ve düzeltme hakkını kullanabilmelerine imkan tanıdığını, çünkü kişilik haklarının korunması bakımından bir kişi ile ilgili olarak yanlış bir bilginin yada ithamın düzeltilmesinin, bireyin kişilik ve saygınlığının korunmasının en etkin yolu yanlış bir bilgiye yada ithama sıcağı sıcağına cevap verilmesi, yanlışın düzeltilmesi olduğunu, davacı bu yol ile yanlış bilgilendiğini iddia ettiği program seyircisine açıklamalarını ulaştırarak, yanlış olduğunu iddia ettiği yayının düzeltilmesini sağlayabileceğini, ancak toplumun bilgilenmesi veya aydınlanması yerine, kimse tarafından bilinemeyecek olan huzurdaki dava ile tazminat istenmiş olması, haksız kazanç elde etme gayesini açıkça ortaya koyduğunu, davacı dava konusu haber nedeniyle maddi bir kaybının olduğunu iddia etmekte fakat bu kaybı objektif olarak ispatlayamadığı gibi, maddi kaybın kesin ve kaçınılmaz olduğunu da kanıtlayamadığını, bu nedenle davacının ispat ve hukuki dayanaktan yoksun maddi tazminat talebinin reddi gerektiğini, manevi tazminatın da hukuki şartlarının oluşmadığını, basında yer alan bir haberin hukuka aykırı olup olmadığı yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca, görünen gerçekliğe uygunluk, kamusal yarar (toplumsal ilgi), güncellik ve özle biçim arası dengeye sahip olma kriterleri açısından değerlendirildiğini, esas olan haberin hukuka uygunluk şartlarını taşıdığı veya ne kadarını taşıdığını, haksız fiilin varlığından söz edilebilmesi, manevi tazminata hükmedilebilmesi için dava konusu haberlerde; eylem, hukuka aykırılık, kusur, zarar ve illiyet bağı unsurları ve bu fiil neticesinde oluşan manevi bir zararın varlığı bir arada bulunması gerektiğini, somut olayda bu şartların hiçbiri gerçekleşmediğini, manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığı gibi istem konusu yapılan tazminat miktarları da fahiş olduğunu, müvekkillerinin talep olunan tazminat dolayısıyla sorumluluklarının bulunmadığı açık olmakla birlikte, diğer yandan talep edilen tazminat miktarı, amacını aşan, zenginleşme amacı güden dolayısıyla kabul edilemez derecede fahiş bir miktar olduğunu, tazminatın amacı “sebepsiz zenginleşme” sağlamak değil, yargılama sonucunda kişilik haklarının ihlale uğradığı tespit olunursa bu ihlal sebebiyle doğmuş olan zararı telafi etmek olduğunu, oysa somut olayda talep edilen 100.000 TL tutarındaki bedel, manevi tazminatın amacını oldukça aşmakta; zararın telafisine değil kişinin sebepsiz olarak zenginleşmesine sebep olacak miktar olduğunu, açıklanan ve resen gözetilecek nedenlerle; davanın öncelikle usuli itirazlarımız doğrultusunda husumetten reddine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davada görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne gönderilmesine, her halükarda davanın esastan reddine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a dava dilekçesi ve tensip zaptı usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.

GEREKÇE:
Dava; … kanalı …’da adlı programda yayınlanan yalan haber iddiasına dayalı itham ve paylaşımlarla davacıya yapılan hakaret, itibarın zedelenmesi, kişilik hakları yönelik ağır tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinden ibarettir.
Davacılar vekili davada;…. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D . iş sayılı dosyası, … 2. lcra Müdürlüğü …/… E sayılı dosyası, … …’da programı cd leri ve görüntü kayıtları, … … programı … sitesi kayıtarı, ticari defterler ve kayıtlar, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin ve sair her türlü delile dayanmıştır.
Davalılar … ve … vekili davada; Künye, 2013 Yılında söz konusu hastane ve sorumlular hakkında adli soruşturma başlatıldığına dair haberler, dava konusu yayınlar, Yargıtay kararları, bilirkişi incelemesi, tanık ve her türlü delile dayanmıştır.
Davalı … vekili davada; ilgili yayın cdleri, davacıların yargılanmış oldukları ceza dosyaları ile o dönemde yerel/ulusal basında yer alan haberler, Yargıtay kararları, bilirkişi incelemesi, tanık delillerine dayanmıştır.
Taraf vekilleri dilekçelerinde tanık deliline dayanmalarına rağmen Mahkememiz tarafından delillerini somutlaştırmaları için verilen kesin süre içerisinde tanıklarını bildirmemişlerdir.
Mahkememiz tarafından …. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak … D.İş sayılı dosyasının Uyap üzerinden Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından cevaben … D.İş sayılı dosyasının Uyap üzerinden Mahkememize gönderildiği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından … 1. Ağır Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak … Esas … Karar sayılı dosyasındaki gerekçeli kararın ve kesinleşme şerhinin Uyap üzerinden Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından cevaben … Esas … Karar sayılı dosyasındaki gerekçeli kararın ve kesinleşme şerhinin Uyap üzerinden Mahkememize gönderildiği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından İstanbul Ticaret Odası Başkanlığı Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Kanalı’nın şirket sahibinin ve şirket yetkililerinin bilgilerinin Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … Ticaret Odası Başkanlığı Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından cevaben sicil fihristlerinde işletme adı “…” olan … ticaret sicil numarasında … Şirketi’nin kaydı bulunduğu, ayrıca; yazınızın 1.paragrafında unvanında “…” _ibaresinin bulunduğu …’nin ticaret sicil numarasının … olduğu, sorulanın bu şirketlerden hangisi olduğunun Müdürlüklerine teyidi halinde gerekli bilginin verileceği hususu bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından … Radyo Ve Televizyon Üst Kurulu Başkanlığına müzekkere yazılarak … Kanalı’nın şirket sahibinin ve şirket yetkililerinin bilgilerinin Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … Radyo Ve Televizyon Üst Kurulu Başkanlığı tarafından cevaben … logosunu kullanan kuruluşun “… …A.Ş.” unvanlı kuruluş olduğu bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından iddia savunma ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller ve davacı şirketin 2018 yılını kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı şirketin ve davacı …’in 28.09.2018 tarihinde … kanalında yayınlanan …’da programından dolayı kazanç kayıplarının olup olmadığı, var ise miktarının tespiti ve davacı şirketin defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının tespiti için bir SMM’ci bilirkişiden rapor tanzimi için … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verilmiş olup talimat mahkemesi kanalıyla alınan raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…. Davacı …A.Ş.’nin 2018 yılma ait ticari defter ve dayanak belgelerinin incelenerek, davacı şirketin 2018 yılında gerçekleşmiş ve kayıtlara yansımış aylık bazda “Poliklinik Sayısı”, “Ameliyat Ve Girişimsel İşlem Sayısı”, Sgk Aylık Fatura Tutarı” ve “aylık Gelir (kdv Matrahı)” bakımından yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki tablo oluşturulduğu,

DÖNEMİ

POLİKLİNİK SAYISI
AMELİYAT VE GİRİŞİMSEL İŞLEM SAYILARI

SGK FATURA TUTARI

KDV MATRAHI
OCAK
25.810
1.000
2.755,954,63 ₺
6.256.141,03 ₺
ŞUBAT
22.453
850
2.819.037,90 ₺
6.145.667,35 ₺
MART
24.391
896
2.923494,31 ₺
6.414.557,03 ₺
NİSAN
21.876
823
3.320.009,75 ₺
6.765.416,27 ₺
MAYIS
23.666
874
2.779.247,71 ₺
6.629.268,43 ₺
HAZİRAN
20.003
767
4.045.766,41 ₺
7.102.823,82 ₺
TEMMUZ
21.818
886
3.296.042,64 ₺
6.751.379,90 ₺
AĞUSTOS
20.628
711
3.311.061,84 ₺
6.322.197,93 ₺
EYLÜL
22.906
776
3.166.391,46 ₺
6.679.639,98 ₺
EKİM
21.158
695
3.861.179,10 ₺
7.407.326,99 ₺
KASIM
23.548
730
3.001.352,18 ₺
6.583.824,83 ₺
ARALIK
23.763
757
3.736.004,63 ₺
7.389.425,28 ₺
YILLIK TOPLAM
272.020,00
9.765,00
39.015.542,5 ₺
80.447.668,84 ₺
3 AYLIK ORTALAMA
68.005,00
2.441,25
9.753.885,64 ₺
20.111.917,21 ₺
AYLIK ORTALAMA
22.668,33
813,75
3.251.295,21 ₺
6.703.972,40 ₺

DÖNEMİ

POLİKLİNİK SAYISI
AMELİYAT VE GİRİŞİMSEL İŞLEM SAYILARI

SGK FATURA TUTARI

KDV MATRAHI

OCAK-ŞUBAT-MART
72.654
2.746
8.498.486,84 ₺
18.816.365,41 ₺

NİSAN-MAYIS-HAZİRAN
65.545
2.464
10.145.023,87 ₺
20.497.508,52 ₺

TEMMUZ-AĞUSTOS-EYLÜL
65.352
2.373
9.773.495,94 ₺
19.753.217,81 ₺

EKİM-KASIM-ARALIK
68.469
2.182
10.598.535,91 ₺
21.380.577,10 ₺
….
Sonuç olarak; İncelenen davacı …A.Ş.’nin resmi defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı,
Davacı … A.Ş.’nin resmi defter ve dayanak belgelerine göre, 28.09.2018 tarihinde … kanalındaki yayını takip eden EKİM/2018 döneminde aylık gerçekleşen poliklinik sayısında ve ameliyat ve girişimsel işlem sayısında düşüş olduğu, davacı şirketin SGK aylık gelir miktarının davacı şirketin 2018 yılı aylık ortalamalarına göre 249,943,03 TL. gelir kaybı oluşluğu,
Davacı …A.Ş.’nin 28.09.2018 tarihinde … kanalındaki yayını takip eden EKİM/2018 döneminde aylık gerçekleşen SGK aylık gelir miktarı olan 249,943,03 TL gelir kaybı dikkate alınarak yapılan davacı şirketin yıllık ortalama faaliyet karlılığı baz alınarak) hesaplamıa neticesinde (249.943,03*2,25(96)) : 5.623,72 TL. tutarında maddi zararı (yoksu kalınan kazanç) bulunduğu,” tespit ve rapor edilmiştir.
Talimat mahkemesi kanalıyla alınan bilirkişi raporu taraflara/ vekillerine tebliğ edilmiştir. Davalılar … … ve … Yayın vekili tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması talebinde bulunulmuştur. Davalı … vekili tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup yeni bir heyet oluşturularak yeniden rapor aldırılması talebinde bulunulmuştur. Talimat mahkemesi kanalıyla alınan raporda her ne kadar davacı …A.Ş.’nin 28.09.2018 tarihinde … kanalındaki yayını takip eden EKİM/2018 döneminde aylık gerçekleşen SGK aylık gelir miktarı olan 249,943,03 TL gelir kaybı dikkate alınarak yapılan davacı şirketin yıllık ortalama faaliyet karlılığı baz alınarak) yapılan hesaplamıa neticesinde (249.943,03*2,25(96)) : 5.623,72 TL. tutarında maddi zararı (yoksu kalınan kazanç) bulunduğu tespit edilmiş ise de bilirkişi raporunda belirtilen ve yukarıda ver yerilen verilere göre davacı …A.Ş.’nin 28.09.2018 tarihinde … kanalındaki yayını takip eden EKİM/2018 döneminden öncede poliklinik ve ameliyat ile girişimsel işlem sayılarında düşüş olduğu,28.09.2018 tarihinde … kanalındaki yayınlanan program nedeniyle davacı …A.Ş.’nin kar kaybı yaşamadığı anlaşılmakla yeniden inleme yapılmasına gerek olmadığından Mahkememiz tarafından davalı … vekilinin ve davalılar … …. Ve … Yayın Hizm… vekilinin yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili tarafından tahkikat aşaması bitirilmeden ıslah dilekçesini sunması için süre talep edilmiş olup Mahkememiz tarafından davacılar vekiline ıslah dilekçesini sunması ve harcını yatırması için 1 haftalık kesin süre verilmiş olup davacılar vekili tarafından verilen kesin süre içerisinde ıslah dilekçesi sunularak 4.000,00TL maddi tazminat taleplerini 1.623,72TL artırarak 5623,72TL olarak davalarını ıslah ettikleri beyan edilmiş olup harcıda yatırılmıştır. Islah dilekçesi davalılara / vekillerine tebliğ edilmiştir. Davalılar … ….A.Ş. Ve … Yayın Hizm…A.Ş. vekili tarafından ıslah dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunulmuştur. Davalı … Vekili tarafından ıslah dilekçesine karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve 4. Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış içtihatlarında da belirtildiği gibi, Basın özgürlüğü, Anayasa’nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 1 ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Ne var ki, basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa’nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır.
TBK’nun 58. Maddesi “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacılar tarafından 28.09.2018 tarihinde … kanalı …’da adlı programda yayınlanan yalan haber iddiasına dayalı itham ve paylaşımlarla yapılan hakaret, itibarın zedelenmesi, kişilik hakları yönelik ağır tecavüz nedeniyle davalılar aleyhine Mahkememizde açılan maddi ve manevi tazminat davasında Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sırasında talimat mahkemesi kanalıyla alınan raporda her ne kadar davacı …A.Ş.’nin 28.09.2018 tarihinde … kanalındaki yayını takip eden EKİM/2018 döneminde aylık gerçekleşen SGK aylık gelir miktarı olan 249,943,03 TL gelir kaybı dikkate alınarak yapılan davacı şirketin yıllık ortalama faaliyet karlılığı baz alınarak) yapılan hesaplamıa neticesinde (249.943,03*2,25(96)) : 5.623,72 TL. tutarında maddi zararı (yoksu kalınan kazanç) bulunduğu tespit edilmiş ise de bilirkişi raporunda belirtilen ve yukarıda ver yerilen verilere göre davacı …A.Ş.’nin 28.09.2018 tarihinde … kanalındaki yayını takip eden EKİM/2018 döneminden öncede poliklinik ve ameliyat ile girişimsel işlem sayılarında düşüş olduğu,28.09.2018 tarihinde … kanalındaki yayınlanan program nedeniyle davacı …A.Ş.’nin kar kaybı yaşamadığı, ayrıca davacı …’inde kay kaybı yaşamadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, 15.12.2004 gün ve 2004/4-709 E.- 2004/720 K.; 31.05.2000 gün ve 2000/4-900 E. – 2000/935 K. sayılı ilamlarında tüzel kişilerin de kişilik haklarına saldırıdan dolayı manevi tazminat davası açabileceklerinin kabul edildiği ancak, manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24. maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırının bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olmasının zorunlu olduğu bu doğrultuda davacılardan …A.Ş. tarafından 28.09.2018 tarihinde … kanalındaki yayınlanan program nedeniyle kişilik haklarının zedelendiğinin, ticari itibarın sarsıldığının, müşteri kaybına uğradığının ispat edilemediği, 28.09.2018 tarihinde … kanalı …’da adlı programda yayınlanan davacılardan …’e ilişkin ithamlardan dolayı davacı …’in … 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/… Esas 2006/… Karar sayılı dosyasında yargılamasının yapıldığı ve hakkında beraat kararı verildiği, … kanalı …’da adlı programı tarafından konuya ilişkin gerekli araştırma yapılmadan davacı …’in kişilik haklarına saldırıda bulunuldu bu doğrultuda 28.09.2018 tarihinde … kanalı …’da adlı programda yayınlanan davacılardan … ile ilgili ifade ve yorumlar yukarıda sayılan ilkeler ışığında değerlendirildiğinde demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte olmadığı, TBK’nun 56. Maddesi kapsamında davacı …’in kişilik hakkının zedelendiği ve davalılar … ve … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde husumet itirazında bulunulduğu, mahkememiz tarafından … Radyo Ve Televizyon Üst Kurulu Başkanlığına yazılan müzekkere cevaben … logosunu kullanan kuruluşun “… …A.Ş.” unvanlı kuruluş olduğunun bildirildiği bu haliyle davalılar … ve …’ne husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; davalılar … A.Ş ile … Prod. A.Ş. yönünden davacıların davalarının pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı …A.Ş.’nin manevi tazminat talebinin reddine, davacı …’in manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 35.000,00 TL manevi tazminatın yayın tarihi olan 28.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)Davalılar … A.Ş ile … Prod. A.Ş. yönünden davacıların davalarının pasif husumet yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-)Davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine,
3-)Davacı …A.Ş.’nin manevi tazminat talebinin reddine,
4-)Davacı …’in manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 35.000,00 TL manevi tazminatın yayın tarihi olan 28.09.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
5-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 2.390,85-TL karar ve ilam harçtan başlangıçta peşin alınan 1.793,14-TL harcın ve 100,00-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 497,71-TL harcın davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-)Davacılar tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 1.793,14-TL peşin harç, 100,00-TL ıslah harcı ve 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.934,24-TL’nin davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
7-)Davacılar tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve müzekkere /davetiye gideri olmak üzere toplam 1.480,80-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 486,08-TL ‘sinin davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-)Maddi tazminat yönünden;Davalı … duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin (davacı …’in sorumluluğu 1.000,00-TL ile sınırlı olmak kaydı ile) davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı …’na verilmesine,
9-)Manevi tazminat yönünden;
a-)Davacı … duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/1-4 maddesi uyarınca 5.250,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’e verilmesine,
b-)Davalı … duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 ve 10 maddeleri uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalı …’na verilmesine,
10-)Davalılar … A.Ş ile … Prod. A.Ş. duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davalılar … A.Ş ile … A.Ş.’ye verilmesine,
11-)Davacıların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacılara/vekiline iadesine,
Dair davacılar vekilinin, Davalılar … ….A.Ş. Ve … Yayın Hizm…A.Ş. Vekilin ve Davalı … Vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
E-imzalı

Hakim …
E-imzalı