Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/924 E. 2021/356 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/924 Esas
KARAR NO:2021/356

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/10/2018
KARAR TARİHİ:22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili tarafından … Belediyesi ile …bataş -…- … … Hattı, …- … kesimi ve diğer işlerin inşası (“Proje”) için mühendislik, malzeme tedarik ve temini, inşaat, montaj ve işletmeye alma hizmetlerini vermek üzere 13.05.2015 tarihinde sözleşme bağıtlandığını, davalı şirketin, müvekkili şirketle akdedilen 05.09.2017 tarihli sözleşme ile … … … Sistemini teslim ve tedarik etmeyi üstlendiğini, buna karşı, davalı şirketin, anılan sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirmediği ve aleyhinde yüksek tutarda haciz işlemi uygulandığı için iki kez noter kanalıyla uyarıldığını, yapılan ihtar ve uyarılara rağmen işi zamanında teslim etmeyeceğinin kesinleşmesi üzerine sözleşmenin başka bir ihtarname ile feshedildiğini, müvekkili şirketin uğradığı zararlar ile davalıya ödenen avansların tazmini için sözleşme gereği müvekkile teslim edilen teminat mektubu nakde çevrildiğini, buna karşın ödenen avansın önemli bir kısmının geri alınamadığını, müvekkil, şirketçe yapılan avans ödemesinden geri alınamayan toplam tutar olan 80.500 Euro takip tarihinde cari TL kuru üzerinden…. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında icra takibine konu edildiğini, müvekkili şirketin davalının kusuru ve temerrüdü nedeniyle fesih edilen sözleşme için damga vergisi arasındaki sözleşme davalı şirketin kusuru ile fesih edildiğinden, sözleşmenin ifa edilmediğini, bu nedenle damga vergisi ödemesinin karşılıksız kaldığını, ifası söz konusu olmayan diğer bir deyişle icra edilmeyen sözleşme nedeniyle resmi makamlara ödenen damga vergisi tutarının da tazmin edilmesi gerektiğini beyanla; davanın kabulüne, …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasına vaki itiraz iptal edilerek, takibin kaldığı yerden devamı ile alacağa takip tarihinden itibaren işlemek üzere en yüksek oranda ticari avans faizi uygulanmasına, takibe konu alacak likit olduğundan % 20’den aşağı olmayacak oranda icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında 05.09.2017 tarihli 375 gün süreli …- …- … … Hattı …. kesimi ve depo sahasının inşaat işleri ile …- …- … Hattı ve depo sahasının ince işler ile elektromekanik sistemleri temin, montaj ve işletmeye alma işleri için satın alma- sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirketin alternatör ve jeneratörlerin temin, teslim ve kurulumunu üstlendiğini, ancak davacının, işbu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemekle birlikte sözleşmeyi tek taraflı ve haksız sebeple feshettiğini, davacı yanın müvekkili şirketin temerrüde düşmesi nedeniyle sözleşmeyi feshetmiş olduğu yönündeki iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacı yan müvekkil şirketin 31.01.2018 tarihinde jeneratör ve trafoları temin etmeyi üstlendiğini, bu tarihte temin edilmemesinin yanı sıra temine yönelik herhangi bir işlem yapılmadığını iddia ettiğini, davacının, … Noterliğinden keşide ettiği 08.02.2018 tarih vc … yevmiye numaralı ihtarname ile müvekkil şirketin sözleşmenin ifasında temerrüde düştüğünü, bunun yanı sıra taahhüt ettiği kesin teminat mektubunu sunmadığını beyan ettiğini, ancak davacı yanm iddia ettiği teslim sürelerinin gerçekçi olmaması üzerine taraflar (13.11.2017) tarihli revize iş planı üzerinde mutabık kaldıklarını, davacı yanın söz konusu ihtarnameyi gönderdiği sırada dahi iki şirket arasında sözleşmenin ifasına ilişkin konuşmalar, görüşmeler ve toplantıların devam ettiğini, bu durumun, davacının en başından beri sözleşmeyi feshetme niyeti olduğunun ve sözleşmeyi feshetmek için bahaneler aradığının açık bir göstergesi olduğunu, ayrıca, davacı yanın ihtarnamede iddia ettiği gibi, müvekkil şirketin kesin teminat mektubu sunmaması gibi bir durum söz konusu olmadığını, söz konusu ihtarnamenin müvekkili şirket tarafından 12.02.2018 tarihinde tebellüğ edilmiş iken … numaralı kesin teminat mektubu 08.02.2018 tarihinde zaten hazır edildiğini, tarafların mutabık kaldığı iş planına göre öncelikle proje için müvekkil şirketçe üretilen teknik dokümanların onayının davacı yan tarafından sağlanacak ve ardından da Aralık 2017 dc ürünlerin alt tedarikçilere siparişi verileceğini, ayrıca taraflar, söz konusu siparişlerin verilmesi için davacı tarafından akreditif açılması hususunda anlaştıklarını; Sözleşmenin “Ödeme Koşulları” başlıklı 10. Maddesinin 2. fıkrası: “İşler karşılığında satıcıya yapılacak olan ödemelerin şart ve koşullarını belirlemek ve düzenlemek amacıyla, alıcı sözleşme bedelinin yüzde doksan beşine eşit meblağda bir teyitsiz ve gayrı kabili rücu akreditif açacaktır.” ancak davacı yanın teknik onayının gecikmesi ve akreditif açılmamasına rağmen ifa konusu mallara ilişkin siparişler işlerin aksamaması için müvekkil şirket tarafından Şubat ayı başında verildiğini, siparişlere ilişkin e-posta yazışmalarında da görülebileceği üzere, davacı yan ile müvekkil şirket, davacı yanın sözleşmeyi feshetmeyi düşündüğü sırada dahi sözleşme konusu işlere ilişkin toplantılar yapmaya vc ifaya yönelik aksiyonlar almaya devam ettiklerini, müvekkil şirket tarafından ana tedarikçi … Ltd. Şti.’ne verilen siparişlerin Nisan sonunda şevke hazır edilmesi konusunda anlaşıldığını vc 30.04.2018’dc davacı yan vc davacı yan ile sözleşme konusu işlere ilişkin ana sözleşmeyi imzalamış olan … Belediyesi Raylı Sistem Daire Başkanlığı Avrupa Yakası Raylı Sistem Müdürlüğü (“İdare”) yetkililerinin İngiltereye fabrika kabul testleri için ziyaretleri organize edildiğini, … tarafından gönderilen 7 Mart 2018 tarihli davetiye yazısının bunu kanıtladığını, müvekkili şirketin sözleşmenin ifasına iiişkin anlaşmalar yapıp, siparişleri tamamlarken davacı yanın Aralık 2017’de vermesi gereken teknik onayı 08.03.2018 tarihinde verdiğini, yani müvekkil şirket henüz İdare’nin teknik onayı ortada yok iken, ürünlerin davacı yan tarafından akreditif açılmamışken ve herhangi bir avans ödemesi dahi alınmamışken, projenin % 80’nini oluşturan motor ve alternatörleri sipariş ettiğini, olağanüstü gayret göstererek ürünlerin iş planına uygun olarak üretilmesini sağladığını, davacı yanın, müvekkil şirketin temerrüte düşmesi nedeniyle sözleşmeyi feshetmiş olduğu iddiasının hukuki mesnetten yoksun ve gerçeğe aykırı olduğunu, davacı yanın, tamamen varsayımsal ve hayali risklere dayanarak sözleşmeyi feshettiğini, davacı yan ayrıca dava dilekçesinde müvekkil şirketin sözleşmenin ifasından sonra finansal güçlüğe düştüğünü, …. İcra Daircsi’nin …/.. E. Sayılı dosyasından davacıya 22.03.2018 tarihinde birinci haciz ihbarnamesi tebliğ edildiğini, müvekkil şirketin 783.469,59 TL olan alacağı üzerine haciz konulması için ihbarda bulunulduğunu beyan ettiğini, bunun üzerine davacı yan, müvekkil şirketin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirememe riski doğduğunu, bu nedenle davacı yanın kendi işverenine (“İdare”) ccza ödeme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını beyan ederek …. Noterliğinden keşide edilen 02.04.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, öncelikle müvekkil Şirketin bir talihsizlik yaşadığını ve söz konusu icra takibi ile karşılaştığını, fakat o andan itibaren sorunun çözümüne yönelik olağanüstü çabalar gösterdiğini, ilgili icra takibinden müvekkil şirketin finansal güçlüğe düştüğü sonucu çıkarılamamakla birlikte, o sırada finansal güçlüğe düştüğü iddia edilen müvekkil şirket, davacı yan kendisine anlaşıldığı gibi akreditif açmamasına rağmen kendi maddi imkânıyla proje planına sadık kalarak sözleşmenin ifasına yönelik aksiyonlar aldığını, siparişler verdiğini ve ödemeler yaptığını, kaldı ki, ana ürünlerin kabul testlerinin İngiltere’de yapılacağı tarihten haftalar önce davacı yanın basit ve kendilerini ilgilendirmeyen bir sorun nedeniyle sözleşmeyi feshetmesinin kabul edilemeyeceğini, davacı yanın, müvekkil şirketin “sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirememesi riski doğmuştur” yönündeki beyanı tamamen varsayım olup sözleşmesel ya da hukuki herhangi bir dayanağı bulunmadığını, taraflar arasındaki sözleşmenin varsayımlar üzerine kurulmadığını, davacı yanın, sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getiremeyeceğini anladığından farazi sebepler üretmeye çalıştığını, ayrıca söz konusu olaylara ilişkin davacı yan delil olarak yalnızca keşide ettiği, kendi varsayımlarını ve bahanelerini içeren ihtarnameleri sunduğunu, bu belgelerin davacı yanın iddialara yönelik dayanak kabul edilmesine muvafakat etmediklerini, tüm bunlara ek olarak davacının sözleşmeyi haksız sebeple feshetmesi üzerine müvekkil şirket ile tedarikçi firma arasındaki ticari ilişki zedelendiğini ve müvekkil şirket 120.000 Euro tutarında sipariş iptal cezası ödeme riskiyle karşı karşıya kaldığını, davacı yan avans ödemesinin iadesi ile sözleşmenin feshi nedeniyle maruz kaldığı zararı tazmin etmek istediğini, ancak, sözleşmeyi haksız ya da kusuruyla fesheden tarafın, fesih bildiriminin sonuçlarına da katlanmak durumunda olduğunu, tüm bunlara ck olarak kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için Mahkeme tarafından davacı yanın iddialarına itibar edilmesi halinde dahi: damga vergisinin tamamının müvekkil şirketten talep edilmesi taraflar arasında imza edilen sözleşmeye ve hukuka aykırı olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına, 05.09.2017 tarihli sözleşmeye, … Noterliği’nin … sayılı ve 08.02.2018 tarihli ihtarnamesine, … Noterliği’nin … sayalı sayılı 26.03.2018 tarihli ihtarnamesine, … Noterliği’nin … sayılı ve 02.04.2018 tarihli ihtarnamesine, davacı yanca ödenen damga vergisine ilişkin Şubat 2018 Damga Vergisi Beyannamesine, bilirkişi incelemesine, keşif, tanık deliline, ticari defter ve kayıtlara dayanmışlardır.
Davaya dayanak …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı …Ş tarafından borçlu A… Ltd Şti aleyhine 614.818,75-TL asıl alacak, 74.291,60-TL asıl alacak olmak üzere toplam 689.110,35-TL alacağın tahsili için 03.09.2018 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 05/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, 10/09/2018 tarihinde süresinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı yan tarafından …. Noterliği aracılığıyla davalıya gönderilen 08.02.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamede; sözleşme konusu ürünün davalı yan tarafından 31.01.2018 tarihine kadar tamamlanacağının taahhüt edildiği halde halen tamamlanmadığı, sözleşme kapsamında sunulması gereken kesin teminat mektubunun sunulmadığı ve sözleşmenin 17. Maddesinin ihlal ettiğini, anılan sözleşmenin 21.1 nolu maddesi uyarınca temerrüt durumunda olduğunu, kesin teminat mektubunun 12.02.2018 tarihine kadar sunmaması ve sözleşme konusu ürüne ait tasarım dokümantasyon ve projelendirme işlerinin idare onaylarını vc ürünün imalatına başlandığına dair belgeleri 14.02.2018 tarihine kadar temin etmemesi durumunda sözleşmenin 12. Maddesi uyarınca gecikme cezasının uygulanması ve/veya sözleşmenin 21.1 nolu maddesi uyarınca fesih de dâhil olmak iizere sözleşmeden vc yasalardan doğan haklarını kullanacağını ihtar ettiği görülmüştür.
Davacı yan tarafından …. Noterliği aracılığıyla davalıya gönderilen 26.03.2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamede; davacının alacakları olan 783.469,59 TL için haciz ihbarında bulunulduğunu, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 3 iş günü içinde bu tutarın ödermesi, aksi takdirde sözleşmenin feshedileceğinin ihtar edildiği görülmüştür.
Yine davacı yan tarafından … Noterliği aracılığıyla davalıya gönderilen 02.04.2018 tarihli …yevmiye numaralı ihtarnamede, sözleşmenin feshedildiğini, ödenen avans tutarının, sunulan avans teminat mektubundan tahsil edileceğinin bildirdiği görülmüştür.
Mahkememizce toplanan tüm deliller tarafların 2017-2018 yılı ticari defter ve belgeleri ve özellikle davacı ve davalı arasında bağıtlanan 05/09/2017 tarihli sözleşme kapsamında davacı yanın takibe konu alacağı varlığı ve miktarı yönünden rapor aldırılmış, 19.01.2021 tarihli raporda:
”…İncelenen davacı şirkete ait 2017-2018 yılı ticari defterlerin açılış ve kapanış beratlarının yasal süresinde alınmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu,
Davacı yanın kendi kayıtlarına nazaran 03.09.2018 takip tarihi itibariyle davalı yandan teminat hesabından toplamda 80.500,00 Euro karşılığı 363.868,05 TL alacaklı olduğu, ancak takip tarihinde 1 Euro = 7,6375 TL olması sebebiyle 80.500,00 Kuro karşılığının 614.818,75 TL olduğu,
Taraflar arasında akdedilen sözleşme için davacı yan tarafından 71.448,22 TL damga vergisi beyan edildiği,
Davalı yan incelemeye gelmiş olmakla birlikte, ticari defter ve belge sunmayacaklarını, davaya ilişkin belgelerin dava dosyası içerisine sunmuş olduklarını beyan ettiğinden, davalı şirket ticari defterleri üzerinde herhangi bir inceleme yapılamadığı,
Davacı şirketin kendisine düşen hazırlık fiillerini yerine getirmiş olduğu,
Davacı şirketin TBK m. 473/f. I uyarınca sözleşmeyi sona erdirmiş olduğu,
Davalı yüklenicinin borca aykırı davranmış olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 05.09.2017 tarihli sözleşmenin feshi sebebiyle avans iadesi ve damga vergisinin tahsili için girişilen takibe vaki itirazın iptali için İİK. md. 67 uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Davacı asıl yüklenici ile davalı alt yüklenici arasında … … Sistemini teslim ve tedariki için 05.09.2017 tarihli sözleşme imzalandığı, sözleşmeye göre davalı yüklenicinin, davacı iş sahibine ……. Sistemini teslim ve tedarik etmeyi üstlendiği hususlarında çekişme bulunmamaktadır.
Davacı şirket, sözleşmenin kurulmasından sonra davalı yüklenicinin ifa güçlüğü içerisine düştüğünü, davalı edimlerini ifa etmesinin tehlikeye girdiğini, bu yüzden sözleşmeden döndüğünü ileri sürmekte, davalı şirket ise; kendisinin ifa güçlüğü içerisine düşmediğini, esasen davacı şirketin kendisine düşen hazırlık fiillerini yerine getirmediğinden dolayı taraflar arasındaki sözleşmenin davacı iş sahibi şirket tarafından haksız olarak feshedildiğini savunmaktadır.
Buna göre taraflar arasındaki çekişme, tarafların sözleşmesel edimlerini yerine getirip getirmedikleri, sözleşmenin davacı tarafından feshinin haklı olup olmadığı ve nihayet davacı alacağının oluşup oluşmadığı ve tutarına ilişkindir.
Dosya kapsamında bulunan deliller, icra takip dosyası, ihtarname kapsamları ve mahkememizce hükme elverişli bulunan 19.01.2021 tarihli bilirkişi heyeti raporuna göre; taraflar arasında yapılan sözleşme, eser ve satım sözleşmelerinden oluşan bir birleşik sözleşmedir. Davalı şirket, taraflar arasında sözleşme değişikliği için görüşme yapıldığını, bu değişikliklerin yapılması halinde sözleşmeden doğan borcunu gereği gibi ifa edeceğini ileri sürmekte, davacı şirket ise, kendisine haciz ihbarnamesi gönderilmesi üzerine sözleşmenin 13.maddesine dayalı olarak yükümlülüklerin yerine getirilmesi amacıyla ihtarname gönderildiğini, buna rağmen önlemler alınmadığını ileri sürerek sözleşmeyi feshetmiştir. Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde sözleşmede herhangi bir değişiklik yapılmadığı görülmekledir. Diğer taraftan taraflar arasındaki sözleşmede, eğer bir sözleşme değişikliği yapılacaksa bunun davacı şirketin onayına bağlı olarak yazılı şekilde yapılması hükme bağlanmıştır. Buna göre davalı şirketin iddia etmiş olduğu gibi bir sözleşme değişikliği olmadığı kanaatine varılabilmektedir. Sözleşme değişikliği olmadığı durumda da davalı yüklenici şirket açısından ifa yükümlülüğünü değiştirilmediği için buna bağlı olarak borcunu sözleşme uygun olarak ifa edeceğinin söylenmesi mümkün değildir. Davacı şirketin 241.500,00 Euro avans ödemesi yapması ve davalı şirket adına akreditif hesabı açtırması da kendisine düşen hazırlık fiillerini yerine getirmiş olduğunu göstermektedir. Bu durumda davalı şirketin hazırlık fiillerinin yerine getirilmemiş olduğunu iddia ederek borcunu ifa edemediğini ileri sürmesi mümkün gözükmemektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin imalat kısmına eser sözleşmesi hükümleri uygulanacağından bu noktada davacı şirket teslimden önce sözleşmeden dönmüş olduğu için TBK m. 473/f. I hükmünün uygulanıp uygulanmayacağına bakılmalıdır. TBK m. 473/f. I’c göre, yüklenicinin işe zamanında başlamaması veya sözleşme hükümlerine aykırı olarak işi geciktirmesi ya da iş sahibine yüklenemeyccek bir sebeple ortaya çıkan gecikme yüzünden bütün tahminlere göre, yüklenicinin işi kararlaştırılan zamanda bitiremeyeceği açıkça anlaşılırsa, iş sahibi teslim için belirlenen günü beklemek zorunda olmaksızın sözleşmeden dönebilir. Bu hüküm, iş sahibinin temerrüde veya ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanan haklarını ileri sürmek için eserin teslim edilmesini beklemek zorunda kalmasını önlemek amacını gütmektedir. Dava konusu somut olayda davacı şirket, davalı yüklenici şirketin mali güçlük içerisine düşmesini ve sözleşmenin 13. Maddesine göre üçüncü kişilere karşı olan yükümlülüklerini yerine getirememesi ihtimalinde kendisinin zarara uğrayacağını ileri sürerek sözleşmeyi sona erdirmiştir. Davalı yüklenicinin finansal güçlük içerisine düşmesinden dolayı eseri vaktinde teslim edilmeyeceği ve üçüncü kişilere karşı zarar tazmin yükümlülüğü altında kalınacağı anlaşıldığından davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiği sonucuna varılmıştır.
Davacı yanın kendi kayıtlarına nazaran 03.09.2018 takip tarihi itibariyle davalı yandan teminat hesabından toplamda 80.500,00 Euro karşılığı 363.868,05 TL alacaklı olduğu, ancak takip tarihinde 1 Euro = 7,6375 TL olması sebebiyle 80.500,00 Kuro karşılığının 614.818,75 TL olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme için davacı yan tarafından 71.448,22 TL damga vergisi beyan edildiği , davalının takibe itirazında kısmen haklı olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile, davalının…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin 686.266,97-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hüküm altına alınan ve likit olan asıl alacağa %20 oranında icra inkar tazminatı uygulanmasına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 686.266,97-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-)Asıl alacağa %20’si oranındaki 137.253,39-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 46.878,90-TL ilam harcının başlangıçta peşin alınan 8.322,74-TL harçtan mahsubu ile bakiye 38.556,16-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı yanca yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 8.322,74-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 8.363,84-TL’nn davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı yanca yapılan 1.800-TL bilirkişi ücreti, 196,50-TL davetiye/ teskere gideri olmak üzere toplam 1.996,50-TL yargılama giderinin red ve kabul oranında göre 1.988,26-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 51.363,35TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/(2) maddesi uyarınca 2.843,38-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Davacı yanca yatırılan gider avansından arta kalan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya / vekiline iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/04/2021

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır