Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/912 E. 2020/85 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/890 Esas
KARAR NO : 2020/87
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2018
KARAR TARİHİ : 11/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 2009 yılında bireysel bayilik sözleşmesi akdedildiği, müvekkilin davalı şirket adına yürüttüğü işler için her ay hakediş faturaları düzenlediği, davalı şirketin fatura alacaklarını ödemediği söz konusu fatura alacakları için davalı şirket aleyhine … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı davalı şirketin itirazı üzerine takibin durduğu, davalı şirketin … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, dava tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmede cari hesap ilişkisinin kabul edildiği, bayilik sözleşmesinin …. Noterliğinin 22.11.2012 tarihli ihtarnamesi ile sona ermesi nedeniyle cari hesap ilişkisine dayanan işbu dava konusu talebin zamanaşımına uğradığı; taraflar arasındaki cari hesap ilişkisine göre asıl alacaklının müvekkili şirket olduğu; davacının sözleşmenin feshinden 6 yıl geçtikten sonra işbu davayı ikame etmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğu; taraflar arasında cari hesap ilişkisi olduğundan faturaya dayalı alacakların tek tek talep edilemeyeceği; bayilik sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketin davacı bayiden 200.792,05 TL cari hesap alacağı için …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile davacı aleyhinde 18.03.2015 tarihinde takip başlatıldığı, davacının itirazı üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığı; işbu davaya konu talebe dayanak faturalar sözleşmenin sona ermesinden 5 yıl geçtikten sonra düzenlendiğinden Vergi Usul Kanununa aykırı olduğu; bayilik sözleşmesi ile taraftarın müvekkili şirketin ticari defterlerinin münhasır delil olacağı konusunda anlaştıklarını huzurdaki davanın taraftarı aynı olan ve aynı hukuki sebepleri doğan … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine, huzurdaki haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacın takibinin haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle alacağın %20’den aşağı olmamak üzere müvekkili şirket lehine kötü niyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı şirkete yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen bireysel bayilik sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 27/09/2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 28.02.2019 tarihli basit yargılama ön incelemeye hazırlık tutanağında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyası, taraflar arasındaki sözleşmeler, faturalar, taraflar arasındaki yazışmalar, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, sunulması mümkün her türlü delile dayanmıştır.
Davalı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; taraflarca akdedilmiş olan 01.07.2010 tarihli tarihinde Bayilik Sözleşmesi, davacı tarafından keşide edilen …. Noterliği’nin 22.10.2012 tarihli … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi, taraflarca imzalanan, sözleşme’nin eki ceza sistematiği, birleştirme talep edilen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası, müvekkili şirket tarafından davacı aleyhine başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyası, müvekkili şirket ve davacı şirketin ticari defter ve kayıtları, müvekkili şirket ve davacı şirkete ait cari hesap kayıtlarına, tanık bilirkişi incelemesi, keşif, yemin delillerine dayanmıştır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine faturadan kaynaklı alacak ve faturanın faizi olmak üzere toplam 66.784,95 TL alacağın tahsili için 12.10.2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde iş bu dosyanın …. ATM’nin … E. sayılı dosyası birleştirilmesine karar verilmesinin talep edildiği, mahkememiz tarafından …. ATM’ye müzekkere yazılarak … E. sayılı dosyanın uyap suretinin gönderilmesinin istenildiği ve …. ATM tarafından … E. sayılı dosyanın uyap suretinin gönderildi ve mahkememiz tarafından incelendiği, …. ATM’nin … E. sayılı dosyasının karara çıkmış olması nedeniyle davalı vekilinin birleştirme talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından …. ATM’nin … E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması talebinde bulunulmuş olup … ATM’nin … E. Sayılı dosyasının sonucu mahkememizin iş bu dosyasının sonucunu etkilemeyecek olmasından dolayı mahkememiz tarafından davalı vekilinin …. ATM’nin … E. sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulmuştur.
TBK.’nın 146.maddesinde ” Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. ” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Dava konusu icra takibine konu alacak, faturadan kaynaklı alacak olması nedeniyle ve yasada özel olarak başka bir süre öngörülmediğinden, genel zamanaşımı süresinin düzenlendiği TBK’nun 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Zamanaşımı süresi her alacak için o alacağın istenebileceği tarihte başlar. Bu nedenle somut olay özelinde, fatura tarihlerinin 2017 yılına dayanmakta olduğu Mahkememiz tarafından tespit edilmiştir.
Zamanaşımı süresi işlemeye başladıktan sonra, borçlunun veya alacaklının bazı eylem ve işlemleri zamanaşımı süresinin işlemesini haklı olmaktan çıkarabilir ya da yeniden bu sürenin başlaması sonucunu doğurabilir. İşte bu hallerde zamanaşımının durması ve kesilmesinden söz edilebilir.
Zamanaşımını kesen sebepler TBK. m.154-157 maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK. 154/2 maddesi uyarınca borçlu aleyhine icra takibi başlatılması halinde, zamanaşımı süresi kesilir ve alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar.
Somut olayda; davacı şirket tarafından, faturadan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla davalı aleyhine, 12.10.2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, faturaların 2017 yılında düzenlendiği ve 10 yıllık zamanaşımı dolmadan davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ve TBK. 154/2 maddesi uyarınca zamanaşımının kesildiği ve takip tarihi itibariyle tekrardan işlemeye başladığı ve dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımının dolmadığı mahkememiz tarafından tespit edilmiş ve davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından iddia, savunma ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller ve tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı yanın icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı varsa miktarın saptanması ve taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye verildiği ve bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 07.01.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “Davacının 2017 yıllarına ait yevmiye defterleri, büyük defterleri ve envanter defterlerinin noter açılış ve kapanış onaylarının zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı tespit edildiğinden ticari defterlerin delil niteliği taşıması konusunda nihai takdir Mahkemeye ait olmak üzere, bu defterlerin HMK md. 222 uyarınca davacı şirket lehine ve aleyhine delil teşkil eder nitelikte olduğu,
Davalının fiziki olarak tutulan 2017 yılına ait envanter defterinin noter açılış onayı ile elektronik olarak tutulan 2017 yılına ait yevmiye defteri ve büyük defterlerin açılış ve kapanış onayı yerine geçen e-defter beratlarının zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı tespit edildiğinden ticari defterlerin delil niteliği taşıması konusunda takdir Mahkemeye ait olmak üzere, bu defterlerin HMK md. 222 uyarınca davalı şirket lehine ve aleyhine delil teşkil eder nitelikte olduğu,
Davacı şirketin 2017 yılı ticari defter kayıtlarında davalı ile ticari ilişkileri gösteren ve önceki yıllardan 2017 yılına devreden herhangi bir hesaba rastlanmadığı, davacı tarafından 13.02.2017 tarihinde 10 adet toplam tutarı 66.674,77 TL olan fatura düzenlendiği ve hesaba borç kaydedildiği, bu hesapta … tarihinden sonra herhangi bir işlem olmadığı, böylece davacının ticari defter kayıtlarına göre, …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında 12.10,2017 takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 66.674,77 TL alacaklı olduğu;
Davalı defter kayıtlarına göre davalı ile davacı arasındaki ticari ilişkilerin 21.10.2010 tarihinde haşladığı, 30.12.2014 tarihinde davalı şirketin davacı şirketten 190.444,19 TL alacaklı olduğu ve bu tarihte 190.444,19 TL tutarındaki alacağın şüpheli alacaklar hesabına aktarıldığı; 13.02.2017 tarihinde ise davacı tarafından düzenlenen ve toplam tutarı 66.599,19 TL olan 10 adet faturanın hesaba alacak, 13.02.2017 tarih ve … sayılı 2.203,13TL faturanın iadesi açıklaması ile hesaba borç kaydedildiği, böylece 30.04.2017 tarihi itibariyle hesabın alacak bakiyesinin 64.396,06 TL olduğu,
Öte yandan, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E ve … Karar sayılı kararından, davalının 30.12.2014 tarihinde şüpheli alacaklar hesabına aktarılan 190.444,19 TL bakiye için davalı tarafından açılan itirazın iptali davasının görüldüğü anlaşıldığından, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, işbu dava kapsamında bulunmayan 190.444,19 TL’nin dikkate alınmaması durumunda işbu itirazın iptali davası konusu olan …. İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında 12.10.2017 takip tarihi itibariyle davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacı şirketin davalı şirketten 64.396,06 TL alacaklı olduğu,
Böylece, davacı şirketin defter kayıtlarına göre davacı şirket davalı şirketten 66,599,19 TL alacaklı iken, davalı şirketin defter kayıtlarına göre, davacı şirketin davalı şirketten 64.396,06 TL alacaklı olduğu, aradaki farkın davacı şirket tarafından düzenlenen ve toplam tutarı 66.599.19 TL olan 10 adet faturanın davalı ve davacı defterlerinde kayıtlı olmasına karşın 13.02.2017 tarih ve … sayılı 2.203,13 TL faturanın iadesi açıklaması ile davalı şirket defterlerine kayıt edilmesi ve buna karşılık davalı şirket defterlerinde bu iade kaydının yer almamasından kaynaklandığı; söz konusu 10 adet faturaların irsaliyeli fatura olduğu, faturaların açıklama kısmında … hakedış bedeli yazdığı ve tüm faturalarda teslim alan kısmında “…” adının yazdığı ve imza bulunduğu; dava dosyasında 13.02.2017 tarih ve … sayılı 2.203,13 TL faturanın davalı tarafından davacıya iade edildiğine ve davacı tarafından da kabul edildiğine ilişkin bir belgeye rastlanmadığı,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuştur. Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuş olup ek rapor alınması talebinde bulunmuştur.Bilirkişi raporunun dosya kapsamında toplanan delillere uygun olması nedeniyle davalı vekilinin ek rapor talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 11.02.2020 tarihli duruşmada “davalarını her ne kadar 66.784,85 TL üzerinden davalının itirazının iptali istemi olarak açmış iseler de davalarının asıl alacak miktarı fatura bedelleri toplamı olan 66.599,19 TL üzerinden davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep ettiklerini” beyan etmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesi 10.12.2018 tarih, … Es. Ve … K. Sayılı ilamında “Dava, faturaya dayalı alacağın tahsiline yönelik yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece getirtilen ve davalı tarafından vergi dairesine bildirilen BA formunda davacı tarafından düzenlenen faturanın düzeltme nedeniyle iptal edildiği bildirilmiştir.Bu durumda davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı defterlerine kaydedildiği,kaydedildikten sonra tek taraflı işlem ile iptal edildiği anlaşılmıştır.Her iki şirketin muhasebecisinin aynı olması bu maddi olgunun gerçekleşmediği sonucunu doğurmaz. Davalı tarafından düzenlenen faturanın ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın alındığına karine teşkil eder.Mal alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir,davalı ancak bu hususu yazılı delillerle ispat edebilir.Mahkemece yanılgılı gerekçe ile ispat yükünün davacıya yükletilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” şeklinde karar verilmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı şirket tarafından faturadan kaynaklı asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 66.784,85 TL alacağın tahsili için davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği, davacı vekili tarafından 11.02.2020 tarihli duruşmada 66.599,19 TL üzerinden davalının itirazının iptaline karar verilmesinin talep edildiği, davacı vekili tarafından dava konusu icra takibinde takip sonrası yasal faiz talep edildiği görülmekle salt fatura düzenlenmesi, adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmaz.Faturayı alan kişi 8 gün içinde faturaya itiraz etmezse, faturanın dayandığı temel borç ilişkisinin bulunmadığının faturayı alan kişi tarafından ispat edilmesi gerekir. Ancak, faturayı alan kişi, öngörülen süre içinde faturaya ve bununla birlikte temel borç ilişkisine de itiraz ederse, genel hükümler çerçevesinde ispat yükü faturayı düzenleyen tacire ait olacaktır.Tek başına fatura düzenlenmesi akdi ilişkinin varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, satıcı tarafından gönderilen faturanın alıcı tarafından ticari defterlerine kaydedilmesi durumunda, alıcı ile satıcı arasındaki akdi ilişkinin var olduğu kabul edilebilir. Bu bağlamda mahkememiz tarafından yargılama sırasında alınan hükme dayanak teşkil etmeye elverişli 01.07.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı şirketin defter kayıtlarına göre davacı şirketin davalı şirketten 66,599,19 TL alacaklı iken, davalı şirketin defter kayıtlarına göre, davacı şirketin davalı şirketten 64.396,06 TL alacaklı olduğu, aradaki farkın davacı şirket tarafından düzenlenen ve toplam tutarı 66.599.19 TL olan 10 adet faturanın davalı ve davacı defterlerinde kayıtlı olmasına karşın 13.02.2017 tarih ve … sayılı 2.203,13 TL faturanın iadesi açıklaması ile davalı şirket defterlerine kayıt edilmesi ve buna karşılık davalı şirket defterlerinde bu iade kaydının yer almamasından kaynaklandığı; söz konusu 10 adet faturaların irsaliyeli fatura olduğu, faturaların açıklama kısmında … hakedış bedeli yazdığı ve tüm faturalarda teslim alan kısmında “…” adının yazdığı ve imza bulunduğu; dava dosyasında 13.02.2017 tarih ve … sayılı 2.203,13 TL faturanın davalı tarafından davacıya iade edildiğine ve davacı tarafından da kabul edildiğine ilişkin bir belgeye rastlanmadığının tespit edildiği ve Yargıtay … HD’nin 10.12.2018 tarih, … Es. Ve … K. sayılı emsal ilamında da kabul edildiği üzere somut olayda davalı tarafından faturaların ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen hizmetin alındığına karine teşkil edeceği, faturalara konu hizmetin alınmadığının ispat yükünün bu durumda davalıya ait olacağı, davalının bu hususu ancak yazılı delillerle ispat edebileceği ancak davalı tarafından faturalara konu hizmetin alınmadığının yazılı delillerde ispat edilemediği, anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; davalının …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında itirazının 66.599,19 TL üzerinden iptaline, takibin 66.599,19 TL olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle devamına, fazla talebin reddine, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1)Davalının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında itirazının 66.599,19 TL üzerinden İPTALİNE, takibin 66.599,19 TL olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazla talebin reddine,
2-)Alacağın %20’si oranındaki 13.319,83 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine,
4-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 4.549,39-TL nisbi karar harcından başlangıçta peşin alınan 1.140,52-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.408,87-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 1.140,52-TL peşin harç , 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.181,62-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve müzekkere /davetiye gideri olmak üzere toplam 867,70-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre hesaplanan sadece 865,28-TL ‘sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-) Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.457,89-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 185,66-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-)Davacının/davalının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya / davalıya/vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2020

Katip …

Hakim …