Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/902 E. 2019/314 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/902 Esas
KARAR NO : 2019/314

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 29/09/2018
KARAR TARİHİ : 04/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tır şoförü olup olay günü yükleme için fabrikada sıra beklemekte iken, tuvalet ihtiyacı olunca ve idari binada da tuvalet olduğunu bildiğinden o tarafa yönelerek kafeterya çalışanına yerini sorduğunu, ancak, fabrikanın içinin gösterildiğini, fabrikanın içine girmemesi gerektiğini bilen müvekkilinin bu sefer ambar kapısında bulunan çalışanlara sorduğunu ve yine aynı cevabı aldığını, iyice sıkışan ve bunalan müvekkilinin mecburen fabrikanın içine girdiğini, tuvalete ulaşması için, içeride çalışan forkliftlerin arasından geçmesi gerektiğinden mecburen o alana girdiğini, ancak, …isimli operatör, müvekkilinin tam arkasındayken, ikaz sesi olmayan forklifti aniden ve arkasına bakmadan geri hareket ettirdiğini ve müvekkilinin ayağını ezdiğini, ağır kemik eziği ve kırığı oluştuğunu, müvekkilinin tamamen forkliftin altında ezilme tehlikesi yaşadığını ve ölümden döndüğünü, müvekkilinin derhal … Üniversitesi …Hastanesi’ne kaldırıldığını, ameliyata alınan müvekkilinin sol ayak iki parmağının kesildiğini, kangrenli halde de taburcu edildiğini, İstanbul’a dönen müvekkilinin kendi evinde bakım ve tedavi edilemeyecek derecede kötü olan kangreninin hastanede yatarak düzgün bir tedavisi için birkaç hastaneye başvurduğunu, ancak hiçbir hastane yatış vermediğini, bu süreçte elinde kutu ve/veya poşet dolusu ve kendi parasıyla satın aldığı bir sürü ilaç ve serumla her gün bir hastaneye gittiğini ve pansumanını yaptırdığını, en sonunda …Üniversitesi Hastanesi’nden bir Doçent tarafından, yatış olmadan, kangreninin takibe alındığını ve yeni bir ameliyatla ayağın yarısına kadar kesilme ihtimali olan kangrenin tedavi edildiğini, tüm bu süreçte müvekkilinin kendi parasıyla masrafları karşıladığını; ayağı o haldeyken aylarca İstanbul trafiği ve yollarında hastanelere gittiğini, Ankara’da alınan ifadesine rağmen soruşturma dosyasının hiçbir zaman oluşturulmadığını, BİMER şikayeti üzerine apar topar yeniden ifadesi alındığını ve Ankara…. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas numaralı dosyasıyla ceza kovuşturmasının başlatıldığını, kalıcı cismani zarar sebebiyle müvekkilinin aksak ve dolayısıyla yavaş yürüdüğünü ve sol bacağını tam kullanamadığını beyanla , maddi tazminat yönünden davalarının belirsiz alacak davası olarak kabul edilmesini, müvekkilinin uğradığı cismani zararın belirlenerek bu zararı karşılayacak maddi tazminat tutarının belirlenmesini, belirlenecek maddi tazminat tutarından, ileride talep yoluyla arttırma hakkımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 5.000,- TL bedelin, bu süreç boyunca yaşadığı acı, elem ve ızdıraba binaen manevi tazminat olarak kesin ve sadece 25.000,- TL bedelin, müştereken ve müteselsilen sorumlu olan davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, maddi ve manevi tazminat bedellerine kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine, davalıların taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine “ihtiyati tedbir” konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; Öncelikle gerek müvekkil şirketin adresi gerekse diğer davalı …’ın adresi Ankara olduğunu, kazanın da Ankara’da meydana geldiğini, İstanbul mahkemelerinin yetkili olmadığını, ayrıca görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğunu, dava tazminat davası olup her ne kadar müvekkil şirket tacir ise de ticari bir işlemden kaynaklı bir zarar söz konusu olmayıp, aksine davacının beyanına göre işini ifa ederken meydana gelen bir kazadan kaynaklandığını, ayrıca dava konusu kazada müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu olmadığından husumet itirazında bulunduklarını, davaya konu olay iş kazası olup, esas muhatabında davacının kaza tarihi itibariyle iş vereni olduğunu, davaya konu olay için müvekkil şirket yetkilisi aleyhine açılan Ankara… Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyası derdest olup, kesinleşmesi gerektiğini, ayrıca davaya konu kazanın davacının iddia ettiğinin aksine şekilde meydana geldiğini, davacının hiç kimseye sormadan bir anda fabrikaya girmesi sonucu ve ayağında terlikle yürürken, göstermesi gereken en basit dikkat ve özeni göstermediği için kazanın maydana geldiğini, davacının kazanın olmasında tek ve asli kusurlu olduğunu, davacının kazadan sonra derhal …Üniversitesi hastanesine müvekkil şirket yetkilileri tarafından 112’nin aranması sonucu gelen ekiple birlikte hastaneye kaldırıldığını, gerekli tüm işlemlerin bizzat müvekkil şirket tarafından takip edildiğini, masraf ve prosedürün hızlanması konusunda üstüne düşeni yaptığını, ancak davacının ertesi gün kendi isteği ile taburcu olduğunu, davacının adli tıp kurumuna sevk edilerek maluliyet raporunun alınması gerektiğini, kabul etmemekle birlikte tazminat oranlarının belirlenmesi için davacının gelirini belgelemesi gerektiğini, manevi tazminat talebinin sebepsiz zenginleşmeye yol açacak kadar yüksek olduğunu beyanla, öncelikle husumet itirazımın kabulü ile dosyanın esasa dahi girilmeden husumetten reddini mahkeme aksi kanaatte ise dosyanın yetkisizlik kararı verilerek yetkili olan Ankara mahkemelerine gönderilmesini, yine dosyanın görevsizlik kararı verilerek görevli olan iş mahkemelerine gönderilmesini, davanın davacının kaza tarihindeki işvereninin tespit edilerek işveren şirkete ihbar edilmesini, davanın sigorta şirketine ihbar edilmesini, ceza davasının bekletici mesele yapılmasını ve netice de kusursuz olan müvekkili için işbu davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile dava … SİGORTA A.Ş. ye ihbar edilmiş, ihbar olunan vekili verdiği cevap dilekçesinde; davalılardan …. A.Ş. ’nin müvekkil şirket nezdinde tanzim edilmiş … numaralı 25.11.2016- 2016 vadeli Kapsamlı İşyeri Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Poliçe kapsamında Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk Teminatı 100.000- TL olup ; manevi tazminatın teminat kapsamında olmadığını, davacıların maddi tazminata ilişkin talepleri mesnetsiz ve yerinde olmadığını, davacı tarafından talep edilen manevi tazminat poliçe kapsamında teminat altına alınmadığını, müvekkil şirketin faizden sorumluluğu davanın ihbar tarihinden itibaren söz konusu olabileceğini, kaza tarihi ile ihbar tarihi arasından işleyen faizden müvekkil şirketin sorumlu tutulamayacağını beyan etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, iş kazası sonucu kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesinde : ”İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi” nin iş mahkemelerinin görevi dahilinde olduğu, İş sözleşmesine veya iş kanununa aykırılıktan doğan tazminat davalarının (iş kazası, meslek hastalığı ve diğer sebeplere dayalı tazminatlar) bu davalarda birer ihtisas mahkemeleri olan iş mahkemelerinde görüleceği, düzenlenmiştir.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup re’sen dikkate alınmalıdır.
Somut olayda dava iş kazasından kaynaklanan tazminata ilişkindir.
İş bu davanın görülmesinde İş Mahkemeleri’nin görevli olduğu ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/8058-2018/3320 E.K. Sayılı kararı) anlaşılmaktadır.
O halde; davaya konu uyuşmazlığın mahiyeti ile, dayandığı (5510 sayılı yasa) mevzuat hükümleri nedeniyle, davada iş mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek Mahkememize açılan işbu davanın, Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle HMK’nun 14/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)HMK ‘nun 114/(1)-c ile 115/(2) madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ İSTANBUL İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten itibaren, süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli Mahkemesine gönderilmesini talep ettikler takdirde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, süresi içerisinde talep olmaması halinde dosyanın Mahkememizce re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılacağı hususunda karar verileceğinin ihtarına ,
4-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine ,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda , tarafların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle karar verildi 04/04/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır