Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/892 E. 2019/128 K. 15.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/892 Esas
KARAR NO : 2019/128
DAVA : Menfi Tespit-Alacak
DAVA TARİHİ : 20/03/2014-30/04/2014
KARAR TARİHİ : 15/02/2019

Mahkememize …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E … K sayılı, 15/02/2018 tarihli görevsizlik kararı neticesinde tevzi edilmiş olan olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili mahkememize verdiği ve duruşmada içeriğini tekrar ettiği 20/03/2014 tarihli dava dilekçesinde; davacı ile davalı taraf arasında 08.12.2012 tarihinde imzalanan satım sözleşmesi uyarınca … … Sok. …, …, … nolu dükkanların eşyaları ile birlikte devri için 80.000_TL karşılığında anlaşıldığını, müvekkillerinden … tarafından annesi … ’in hesabından davalının hesabına 10.12.2012 tarihinde 40.000 TL ödeme yapıldığını, açıklama olarak da “… İŞYERİ DEVİR TESLİM BEDELİ” yazılarak ödemenin gerçekleştirildiğini, anılan sözleşmenin müvekkilleri ile davalı arasında akdedildiğini, davalının davacılara işyerinden ceketini alıp çıkacağını fakat ortak iş yaptıklarını söylediği dükkanların kiralayanı (…)’na verilmek üzere 80.000 TL ödenmesi gerektiğini, bu bedel ödenmezse kesinlikle işyerini kiralamayacağını söylediğini, “Zaten … ağbi(kiralayan) benim sözümden çıkmaz” diyerek telefonla kiralayan olduğunu söylediği bir şahsı arayıp söylediklerini teyid ettiğini, …’nun söz konusu gayrimenkullerin tapu malikinin babası olduğunu, tapu kaydı her ne kadar evladı üzerineyse de taşınmazlar üzerinde tasarruf yetkisini imza dışında bizzat kullandığını, buna karşılık kiralayan ile müvekkillerinin kira sözleşmesini imzalarken kiralayanın böyle bir sözleşmeden ve ödenen paradan haberi olmadığının ortaya çıktığını, davalının tamamen aldatma saikiyle hareket ettiğini ve müvekkillerine üzerinde tasarruf hakkı bulunmadığı işyerlerini devrettiğini, söz konusu sözleşmenin akdedilmesinden sonra davalının işyerini davacılara terk etmediğini, peyderpey dükkanlar içeriderisındeki sair malzemeleri çıkarıp götürdüğünü, müvekkillerinin durumu sorması üzerine eski müşterilerinin parçaları olduğunu, bu sebeple bırakamayacağını söylediğini, bunun üzerine müvekkillerinin sözleşme mucibince dükkan içerisinde bırakılan mallara ilişkin fatura talep ettiklerini, davalının 24.12.2012 tarihinde müvekkillerine işyerlerinde bıraktığı eşya için fatura kestiğini, faturadan da anlaşılacağı üzere bırakılan eşyaların 350TL bedelli 2 adet lift, 100 TL bedelli 1 adet kompressör, 125 TL bedelli muhtelif el aletleri ve 75 TL bedelli muhtelif büro malzemesi olup toplam KDV dahil 1180 TL kıymetinde olduğunu, faturada belirtilen liftlerin de aslında kiraya veren …’na ait olduğunun daha sonra anlaşıldığını, sözleşme konusu dükkanlar üzerinde devir konusunda hiçbir tasarruf yetkisi ve hakkı olmayan davalının(eski kiracı) sözleşme konusu taşınmazları devretmesinin hukuken imkansız olduğunu, konusu imkansız olan edim sebebiyle bu sözleşmenin devir konusunun geçersiz olduğunu, bununla birlikte müvekkillerinin davalıya 40.000 TL ödeme yaptığını, davalının düzenlemiş olduğu makbuz incelendiğinde dükkan içerisinde kendisine ait olduğunu iddia ettiği eşyanın bedeli KDV dahil 1180 TL olduğunu, öyleyse 38.820_TL’nin müvekkillerinin aldatılmak üzere fazladan ödetildiğini, başta sözleşme gereğince kalan 40.000TL hususunda müvekkillerinin borçsuz olduğunun tespitini, daha sonra müvekkillerinin ödemiş olduğu 38.820 TL sebebiyle davalının müvekkillerine borçlu olduğunun tespiti gerektiğini, davalının 03.03.2014 tarihli … yevmiye nolu … Noterliğinden müvekkillerine ihtarname keşide ettiğini, bu ihtarname doğrultusunda müvekkillerinden kalan 40.000TL’yi talep ettiğini, aksi halde icrai ve hukuki takibe geçileceğinin ihtar olunduğunu, buna karşılık ihtarnameye cevap verdiklerini, ayrıca haksız olarak tahsil edilen meblağın iadesi hususunda ihtara cevap verdiklerini, davalının sözleşme konusu gayrimenkulle alakalı olarak kiracılık ilişkisi dışında devir hakkı ve tasarruf yetkisine haiz olmadığını, davalının haksız olarak müvekkillerinden tahsil ettiği 40.000 TL’nin yapılan ihtara rağmen ödenmemesi ve davalının ihtar doğrultusunda müvekkilleri hakkında takibe başlanması konusunda haklı endişeleri olduğunu, bu nedenle haklarında herhangi bir takip açılmadan önce bu menfi tespit davasını açmak zorunluluğu doğduğunu, davalıya karşı keşide etmiş oldukları ihtarnamenin 13.03.2014 tarihinde davalının adresine ulaştığını, fakat muhatabın nerede olduğu bilinmediğinden muhtarlığa tebliğ edildiğini belirterek, müvekkillerinin irade fesadı ile akdettikleri haksız ve hukuka aykırı sözleşmenin, davalının devir konusunda yetkisiz olması sebebiyle de konusu imkansız olduğundan geçersiz olduğunun, karşı tarafa borçlu olmadıklarının, faturalandırılmış devredilen mal bedeli olan 1.180 TL dışında kalan davalıya haksız olarak ödenmiş 38.820 TL’nin davalı tarafından müvekkillerine borçlu olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı dava ile ilgili duruşmada içeriğini tekrarladıkları cevap dilekçesinde; müvekkillerine teslim edilen emtianın bedelinin KDV dahil 1.180 TL olduğunu, davalının ilk ödemeyi aldıktan sonra ortadan kaybolduğunu, müvekkilleri tarafından dükkan içerisinden alıp götürdüğü yedek parçayı geri getirmesi ve haksız aldığı paranın iadesi hususunda davalının defalarca arandığını, ancak kendisine ulaşılamadığını belirterek, davalı- karşı davacının açmış olduğu davanın reddine, açmış oldukları haklı davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA:
Davalı-karşı davacı vekili mahkememize verdiği ve duruşmada içeriğini tekrar ettiği 30/04/2014 tarihli cevap ve karşı dava dilekçesinde; taraflar arasında imzaları inkar edilmemiş bir sözleşme mevcut olduğunu, bu sözleşmenin 08/12/2012 tarihinde tarafların ortak iradesi göz önünde bulundurularak imzalandığını, irade fesadına ilişkin iddianın zamanaşımına tabi olduğunu, bu nedenle davacı tarafın bu iddiasına karşı zamanaşımı itirazlarının olduğunu, sözleşmenin yoruma açık bırakmayacak şekilde net olduğunu, senede karşı senetle ispat kuralı gereği davalının tanık dinletme talebine muvaffakat etmediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Karşı dava olarak ise; müvekkilinin aslında borçlu değil alacaklı olduğunun dosyada mevcutbulunan belgelerle sabit olduğunu, sözleşme açık bir şekilde alım satım sözleşmesi olduğunu, konusunun menkul eşyaların devri olduğunu, sözleşmede adı geçen işyerinin otomobil – bakım servisi hizmeti sunduğunu, lüks ve piyasa değeriyüksek araçlara hizmet verdiğini, müvekkilinin sözleşmeden kaynaklanan ve bir kısmını almış olduğu ücretin kalan kısmını davalı taraftan talep etmesine rağmen ödemediklerini belirterek; karşı davanın kabulü ile 40.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava Menfi Tespit-Alacak davası olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar delillerini bildirmiş, delilleri toplandıktan sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişiler 11/09/2015 tarihli raporunda; dava dosyası içinde yer satış sözleşmesi davacılar ile davalı ve karşı davacı arasında düzenlenmekle birlikte, dosya içinde yer alan faturanın incelenmesinde faturanın dava dışı … tarafından düzenlendiğini, bu durumda davalı karşı davacının her şeyden önce bu faturada yer alan mal ve malzemeleri ve diğer teslim ettiğini iddia ettiği malların kendisine ait olduğunu, bu yönüyle bu mallar ve dükkan üzerinde bir tasarruf hakkının bulunduğunu, yasal belgelerle ispat etmesi gerektiğini, bunun içinde her şeyden önce teslim edildiği iddia edilen tüm malların alış faturalarının ve bunların yasal defterlerine kayıtlı olduğunu ispat etmesi gerektiğinin düşünüldüğünü, oysa davalı karşı davacı vekilinin 11.06.2015 tarihli 5 celse nolu oturumda; defter ve belge ibraz etmeyeceğiz, fotoğraflar var, faturalar var, internetten teslim edilen malların birkaç tanesinin değerinin ne olabileceğine dair belgeleri dosyaya sunduk ifadesinde bulunduğunu, ancak dosya içinde yer alan fatura davalı karşı davacıya ait olmadığı gibi fotoğraflar ve benzeri belgelerin bu mal ve malzemelerin davalı karşı davacıya ait olduğunu gösteren yasal nitelikte belge olmadığını, davalı karşı davacının sözleşme kapsamında teslim ettiğini iddia ettiği mal ve malzemeler için neden kendi faturasını kesemediğinin anlaşılamadığını, sözleşmede …-…-… nolu dükkanların takımları ve ofis malzemeleri, bilgisayarlar, beyaz eşya, mutfak ve yedek parçalarının davacılara teslim edildiği belirtilmiş ise de; bunların teslimine ait 213 sayılı vergi usül kanununda yer alan ve bu tür işlemlerde kullanılması zorunlu olan teslimle ilgili fatura ve irsaliye gibi belgelerin dosyada olmadığını, dosyadaki faturanın ise, davalı karşı davacıya ait olmadığını, buna rağmen davacıların dava dışı …’e bu faturada yer alan malları aldıklarını ve bedellerini ödediklerini kabul ettiklerini, davalı tarafın dan bu hususta bir itirazı olmadığını, davalı-karşı davacının devredilen dükkanların kendisi tarafından kullanıldığını, yani bu dükkanların kiracısı olduğunu, dükkanın içindeki malların kendisine ait olduğunu ispat etmek durumda olduğunu, aksi takdirde davalının karşı davacının bu dükkanların devri karşılığı hava parası almış olduğunu, sözleşmede yer alan mal bedelleri dışındaki tutarın bu hava parası bedeli niteliğinde olduğunun düşünüldüğünü, mal ve malzemelerin alış faturaları ile bunların defter ve belgelerine kayıtlı olduğunu defter ve belgeleri üzerinden ispat etmek zorunda olduğunun düşünüldüğünü, aksi takdirde faturada yer alan mal ve malzeme bedelleri dışında kalan ödenen kısım dahil, davalı karşı davacı tarafından talep edilen paranın dava yolu ile talep edilemeyen ve verilmiş ise geri istenemeyen eksik borç niteliğindeki hava parası niteliğinde olduğunun düşünülmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler, toplanan deliller, 08/12/2012 tarihli satış sözleşmesi, 21/12/2012 tarih ve … seri nolu fatura, bilirkişilerin raporu, ihtarnameler ile tüm dosya kapsamından; davacılar ile davalı ve karşı davacı arasında 08/12/2012 tarihli satış sözleşmesi imzalandığı, … sokak No: …, …, … nolu dükkanların takımları ve ofis malzemeleri, bilgisayarlar beyaz eşya mutfak ve yedek parçaları ile davacı alıcılara teslim edildiği, bedel olarak 80.000,00 TL üzerinden anlaşıldığı, 40.000,00 TL’sinin davacı … tarafından annesi … ’in hesabından davalı karşı davacının hesabına 10.12.2012 tarihinde “… işyeri devir teslim bedeli” yazılarak ödemesinin gerçekleştirildiği, davalı karşı davacının 24.12.2012 tarihinde iş yerlerinde bıraktığı eşya için fatura kestiği, faturadan anlaşıldığı üzere bırakılan eşyaların 350 TL bedelli 2 adet lift, 100 TL bedelli 1 adet kompressör, 125 TL bedelli muhtelif el aletleri ve 75 TL bedelli muhtelif büro malzemesi olup toplam KDV dahil 1180 TL kıymetinde olduğu, taşınmazların …’nun oğluna ait olduğu, davalının sözleşme konusu dükkanlar üzerinde devir konusunda hiçbir tasarruf yetkisi ve hakkı olmadığı tartışmasızdır.
Dosya içinde yer alan faturanın dava dışı … tarafından düzenlendiği, davalı karşı davacıya ait olmadığı, buna rağmen davacıların dava dışı …’e bu faturada yer alan malları aldıklarını ve bedellerini ödediklerini kabul ettikleri davalı tarafında bu hususta bir itirazı olmadığı, davalı karşı davacının teslim ettiğini iddia ettiği malların kendisine ait olduğunu, bu yönüyle bu mallar ve dükkan üzerinde bir tasarruf hakkının bulunduğunu yasal belgelerle ispat etmesi gerektiği, bunun içinde her şeyden önce teslim edildiği iddia edilen tüm malların alış faturalarının ve bunların yasal defterlerine kayıtlı olduğunu ispat etmesi gerektiği, oysa davalı karşı davacı vekilinin 11.06.2015 tarihli oturumda; defter ve belge ibraz etmeyeceklerini, fotoğraflar ve internet’ten teslim edilen malların birkaç tanesinin değerinin ne olabileceğine dair belgelerin dosyaya sunulduğunu belirttiği, ancak dosya içinde yer alan fatura davalı karşı davacıya ait olmadığı gibi fotoğraflar ve benzeri belgelerin bu mal ve malzemelerin davalı karşı davacıya ait olduğunu gösteren yasal nitelikte belge olmadığı, sözleşmede …-…-… nolu dükkanların takımları ve ofis malzemeleri, bilgisayarlar, beyaz eşya, mutfak ve yedek parçalarının davacılara teslim edildiği belirtilmiş ise de; bunların teslimine ait 213 sayılı vergi usül kanununda yer alan ve bu tür işlemlerde kullanılması zorunlu olan teslimle ilgili fatura ve irsaliye gibi belgelerin dosyaya sunulmadığı, davalı karşı davacının devredilen dükkanların içindeki malların kendisine ait olduğunu ispat edemediği anlaşılmış, faturada yer alan mal ve malzeme bedelleri dışında kalan ödenen kısım dahil, davalı karşı davacı tarafından talep edilen paranın dava yolu ile talep edilemeyen ve verilmiş ise geri istenemeyen eksik borç niteliğindeki hava parası niteliğinde olduğu sonucuna varılmış, davacıların, davalıya faturalandırılmış devredilen mal bedeli olan 1.180 TL dışında kalan (dava yolu ile geri istenemeyen) 38.820,00 TL borçlu olmadıklarının tespitine, davalı karşı davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Esas davada;
Davanın kabulü ile davacıların, davalıya 38.820,00 TL borçlu olmadıklarının tespitine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 2.651,79-TL harçtan peşin alınan 1.366,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.285,59-TL harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 1.366,20 TL peşin nispi harcın davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacılar-karşı davalılara verilmesine,
4-)Davacılar-karşı davalılar tarafından yapılan 25,20 TL başvurma harcı 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 301,50-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.526,7 TL yargılama giderinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacılar-karşı davalılara verilmesine,
5-)Davacılar-karşı davalılar duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.620,20 TL nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacılar-karşı davalılara verilmesine,
6-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
2 -Karşı davanın reddine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 44,40-TL harçtan peşin alınan 709,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 664,60-TL harcın davalı karşı davacıya iadesine,
4-Karşı davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-)Davacılar-karşı davalılar duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.750,00 TL nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan tahsili ile davacılar-karşı davalılara verilmesine,
6-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde ilgili Yargıtay Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar davacılar ve karşı davalılar vekili ile davalı karşı davacı vekilinin yüzlerine karşı açıkça okunup anlatıldı.15/02/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.