Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/891 E. 2019/300 K. 02.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/891 Esas
KARAR NO : 2019/300
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2018
KARAR TARİHİ : 02/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin araç kiralama işi ile iştigal ettiğini, 06.04.2018 tarihinde davalı …, sevk ve idaresinde olan …plakalı araç ile İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, …Cad. mevkiinde seyir halinde iken müvekkil şirkete ait … plakalı … marka 2017 model araca çarptığını, bu kaza nedeniyle müvekkil şirket aracında maddi hasar meydana geldiğini, işbu kaza ile ilgili olarak Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nden (TRAMER) alınan … kaza ihbar numaralı kusur durumu sonuç belgesinde maddi hasarlı işbu trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’ün %100 kusurlu olduğu tespit edildiğini, nitekim müvekkil şirketin aracı bu kaza nedeniyle onarımda kaldığını ve bu onarım süresince de müvekkil şirketin kazanç kaybı yaşadığını, 06.04.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasından, kazada %100 kusurlu olan … haksız fiili nedeniyle sorumlu olup müvekkilinin zararını tazminle yükümlü olduğunu, ayrıca diğer davalı …Ltd. Şti.’nin ise aracın ruhsat sahibi olduğundan işleten sıfatını haiz olması dolayısıyla, müvekkil aracında meydana gelen kazanç kaybı bedelinden, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1 Maddesi gereğince davalı sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, … plakalı aracın sürücüsü %100 kusurlu hareketle müvekkilin aracına çarparak müvekkil aracında hasar oluşmasına, bu hasar nedeniyle aracın serviste kalmasına ve aracın serviste kaldığı gün boyunca kazanç elde edememesine sebep olduğundan, müvekkil aracının serviste kaldığı gün boyunca müvekkilin elde edemediği kazancın faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilmesi gerektiğini beyanla , Öncelikle; müvekkil şirketin ileride hak kaybına uğramasını önlemek amacıyla davalı …Ltd. Şti.’ye ait bulunan … plakalı araç üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, 06.04.2018 tarihli kaza sebebiyle müvekkilinin … plakalı aracında meydana gelen iş durması – kazanç kaybı bedelinin tespiti ile fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, şimdilik belirsiz alacak olarak açtıkları 100,00 TL iş durması-kazanç kaybı bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalılar … Ltd Şti ve …, dava dilekçesi ayrı ayrı usulüne uygun tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya cevap vermemişler, ancak ön inceleme duruşmasına katılan ve davalı şirket yetkilisi olduğunu beyan eden …, davacının kazaya karışan aracın kendi kaskoları tarafından tamir ettirildiğini, davacının talep ettiği miktarlarda aracı kiraya verip vermediğini ispat edemediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava; maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı kazanç kaybı tazminatının tahsili talebinden ibarettir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının kiralamakta bulunduğu araç ile davalı şirkete ait aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…….göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 01.10.2015 tarihli ve 2015/4847Es., 2015/8080 K. Sayılı ilamında “……davacı ve davalı şirketin oto kiralama işi ile iştigal ettiği anlaşılmış ise de, davacı, şirkete ait araca, davalı şirkete ait ve davalı gerçek kişiye kiralamış olduğu aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda, davacı şirkete ait araçta hasar meydana geldiğini belirterek araçdaki değer kaybı ve kazanç kaybının davalılardan tahsilini talep etttiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, araç kiralamadan veya ticari ilişkiden kaynaklanmadığı, davacının kiralamakta kullandığı araç ile davalının kiralamakta kullandığı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklandığı, bu haliyle uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” olduğu belirtilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37.Hukuk Dairesinin 16.03.2017 tarihli ve… Es….K. Sayılı ilamında “…… davacı şirkettin oto kiralama işi ile iştigal ettiği anlaşılmış ise de, davacı, şirketine ait … plakalı araç ile davalıya ait … plakalı aracın sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda, davacıya ait araçta hasar meydana geldiğini belirterek kazanç ve değer kaybının davalılardan tahsilini talep etttiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, araç kiralamadan veya ticari ilişkiden kaynaklanmadığı, davacının kiralamakta kullandığı araç ile davalıya ait aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklandığı, bu haliyle uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu olayda tarafların tacir olduğu anlaşılmakta ise de, dava ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmamıştır.Davacı vekili dava dilekçesinde davacı şirket adına kayıtlı … plakalı araç ile davalı davalı … Ltd. Şti. adına kayıtlı olup davalı … sevk ve idaresinde olan … Plakalı aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazası sonucunda davacıya ait araçta hasar meydana geldiğini belirterek kazanç kaybının davalılardan tahsilini talep etttiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, araç kiralamadan veya ticari ilişkiden kaynaklanmadığı, davacının kiralamakta kullandığı araç ile davalıya ait aracın karıştığı maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklandığı, bu haliyle uyuşmazlığın haksız fiile dayalı tazminat davası olduğu anlaşıldığından, davanın genel hükümler çerçevesinde asliye Hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden ( İstanbul BAM. 37 H.D….- …E.K. Sayılı kararı), Mahkememizce HMK’nun 114/(1)-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın görevsizlik sebebiyle dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Davacı vekilinin ve davalı şirket yetkilisinin yüzünde, diğer davalının yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 02/04/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır