Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/89 E. 2019/158 K. 27.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1080 Esas
KARAR NO : 2019/126
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2017
KARAR TARİHİ : 15/02/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiliminin maliki ve sürücüsü olduğu ve davalı … şirketine sigortalı … Plakalı araç ile 02.04.2017 tarihinde meydana gelen trafik kazasında … ve … Plakalı araçlara verilen hasarın masraflarının davalı … şirketi tarafından ödendiğini, ancak müvekkiline 17.07.2017 ve 18.07.2017 tarihlerinde gönderilen ihtarname ile davalı … şirketi, kaza sırasında sigortalı aracın firar olması sebebiyle ödenmiş olan tazminatın; 18.07.2017 tarihli ihtarname ile 6.556,50-TL ve 17.07.2017 tarihli ihtarname ile de 5.853,00-TL olmak üzere toplam 12.409,50-TL’nin ödenmesini rücuen müvekkilimden talep ettiklerini, müvekkilinin ihtarnamelere istinaden davalı … şirketine ulaşarak rücu birimi ile irtibata geçerek söz konusu bedelleri yatırarak borcunu kapatmak istediğini beyan ettiğini, davalı … şirketi tarafından müvekkili lehine 12.409,50 TL tutarındaki borçtan indirim yapıldığını ve toplam borcun 11.200,00-TL olarak ödenmesine davalı … şirketi tarafından muvafakat gösterildiğini, müvekkilinin anlaşma neticesinde 28.07.2017 tarihinde 11.200,00 TL’lik ödemeyi davalı … şirketine ödeme yapmış ve borcunu kapattığını ancak, davalı … şirketi tarafından … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından icra takibine geçilmiş ve müvekkilime ödeme emri gönderildiğini, ancak borcun ödenmesinden dolayı iş bu menfi tespit davasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya usul ve esas yönünden itiraz ettiklerinin, usul yönünden; davacı yanın açmış olduğu davaya ticaret mahkemesinin bakmakla görevli olmadığını, dava, müvekkili ile sigortalısı arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğunu 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca davanın Tüketici Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini Bu sebeple, davanın görev yönünden reddini talep ettiklerini, esas yönünden ise davacı yanın dava dilekçesinde yer alan iddiaların haksız ve kötü niyetli olduğunu. davacı …’ın, müvekkili şirkete sigortalı olan … plakalı aracı ile 02.04.2017 tarihinde … plakalı araca çarpıp, kaza mahallini tutanak tutturmadan terk ettiğini, müvekkil şirket hasar tazminatlarını ödemek zorunda kaldığını, davalı yanın … aracın hasar masrafları ve … plakalı aracın değer kaybına ilişkin olarak müvekkili şirkete 11.200 TL ödeme yaptığını ancak davacının … plakalı aracın hasar masrafı olan 17.624,00 TL ye ilişkin herhangi bir ödeme yapmadığını, bu bedelin tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün … numaralı dosyasından davacı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davacı yan söz konusu takibe itiraz ettiğini beyanla davanın reddine yönelik karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
15/02/2019 tarihli duruşmada; davacı vekilinin karşı tarafla sulh olduğunu, herhangi bir vekalet ücreti talebinin olmadığını beyan ettiği, davalı vekilinin davacı tarafla sulh olduğunu, herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili celse arasında vermiş olduğu dilekçe ile davalı ile sulh olduklarını, davacı davalıdan da talebi olmadığını, sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiş olmakla, mahkememizce davacı vekilinin vekaletnamesinde sulh yetkisinin de olduğu anlaşılmakla;
”HMK 313 (1) – Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir.
HMK 314 (1) – Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
HMK 315 (1) – Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.”
Hükümleri uyarınca diğer davalılar yönünden sulh sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-Davanın sulh olunması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 44,40-TL harcın, peşin alınan 351,73-TL harçtan mahsubu ile bakiye 307,33-TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediklerinden bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2019

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.