Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/870 E. 2020/434 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/870 Esas
KARAR NO : 2020/434

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2018
KARAR TARİHİ : 13/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin …, …, …, …, …gibi birçok derginin yayıncısı olduğu, aylık süreli yayınlar açısından Türkiye’nin en çok dergi yayınlayan grubu olup en çok reklam toplayan dergi grubu olduğu, Türkiye’nin tüm halk kitlesine ulaşmayı başarmış dergi grubu konumunda olduğu, reklam verenler tarafından da öncelikle seçilen grup olduğu, davacı şirket ile davalı şirket arasında süre gelen ticari ilişki çerçevesinde davalı borçlu firmanın ilanlarını davacı firmanın yayıncısı olduğu dergiler veya dergi eklerinde yayınlattığı, söz konusu yayınlar karşılığında davacı şirketin toplam 56.640,00 TL bedelli reklam faturası düzenlediği, söz konusu reklam alacakları için Davacı şirket tahsilat ekibinin görüşmeler yaptığı ancak söz konusu borcun ödenmediği, kurumsal… Hizmet sözleşmesi çerçevesinde doğan borç ödenmeyince, alacaklarının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasından işleme konulduğu ve takibe geçildiği, davalının takibe konu borca itiraz ettiği ve takibin durduğu, davalının itirazında ileri sürmüş olduğu iddiaların hukuki dayanaktan yoksun, mesnetsiz ve zaman kazanmaya yönelik olduğu, borçlunun hiçbir borcu olmadığı iddiasıyla itiraz ettiği, bu itirazın gerek ticari hayatın olağan akışına gerekse sözleşmeye ve yasaya uygun olmayan son derece haksız ve yersiz bir itiraz olduğunu beyanla, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’s,nden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Alacaklı tarafın açmış bulunduğu takibin yetkisiz icra müdürlüğüne açıldığı, yetkili icra müdürlüğünün davalı şirketin adresi itibariyle Küçükçekmece İcra Müdürlüğü olduğu, davalı şirketin muhtelif yerlerde prestijli inşaat projeleri yaptığı, “… İstanbul” isimli projenin de Davalı şirket tarafından yapıldığı ve tamamlanarak oturuma hazır hale getirildiği, projeler yapılırken değişik tedarikçi firmalardan mal/hizmet satın alındığı, bedellerinin de taraflar arasında belirlenen şartlarla ödendiği, davacıdan değişik tarihlerde alınan hizmetlerin bedellerinin belirlenen vadelerde ödendiği, en son takibe ve davaya konu olan hizmetin bedelinin vadesinden önce talep edildiği için ödenmediği, dolayısıyla da haklı olarak bu nedenle itiraz edildiği, davacı tarafın bu alacağı faktöring şirketine devretmiş olduğu yönünde taraflarına bildirimde bulunulduğu, Bakırköy … Noterliğinin 05.02.2018 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesiyle … A.Ş. tarafından… A.Ş.’nin alacaklarının kendilerine temlik edildiğine dair yazılı bildirim gönderildiği, bildirimin 07.02.2018 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnameye taraflarınca Bakırköy … Noterliğinin 09.02.2018 tarih ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile cevap verildiği, ihtarnamede söz konusu temlikten Davalı şirketin haberinin olmadığı, taraflarına yapılmış herhangi bir bildirimin olmadığı, temlike muvafakatlerinin olmadığının bildirildiği, fatura bedellerinin vadelerinde fatura alacaklısına ödeneceğinin bildirildiği, davacı tarafın da bunun akabinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında icra takibi başlattığı, ortada anlaşılmaz bir durumun olduğu, Davacı tarafın alacağını hem temlik işlemi yaparak …A.Ş.’ye temlik ettiği, hem de alacaklı olarak icra takibi yaptığı, Davalının, alacağın muhatabı konusunda tereddüde düştüğü, davacı tarafın uzlaşma yönünde çaba sarf etmesi ve alacağın muhatabı konusunun açıklığa kavuşması halinde, uzlaşma konusunda da gerekenin davalı tarafından yapılacağı ve uzlaşmaya hazır olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava;Fatura alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK.67 maddesine dayalı İtirazın İptali davasıdır.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 21/09/2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen Tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 14.02.2019 tarihli basit yargılama ön incelemeye hazırlık tutanağında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiş olup taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili delil ve belgelerini sunmuş davada; İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası, internet erişim sözleşmesi, hesap ekstresi, Şirketin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi ve sair yasal deliller dayanmıştır.
Davalı vekili davada herhangi bir delile dayanmamıştır.
Davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine faturadan kaynaklı toplam 56.640,00 TL alacağın tahsili için 27.04.2018 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 02.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu tarafından 04.05.2018 tarihinde süresinde İcra Dairesinin yetkisine, takibe ve borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 26/10/2016 tarihli ve 2016/3522 Es., 2016/14011 K. Sayılı ilamında “…. Davalı cevap dilekçesinde, davacı ile aralarında ticari ilişki bulunduğunu beyan etmiştir. Davacı taraf icra takibinde cari hesap alacağı olduğu belirtilmiştir. TBK 89/1 md’si uyarınca, para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinden, davacının ikametgahı mahkemesi ve icra dairelerinin yetkili olması sebebiyle davalının icra dairesinin yetkisine itirazı reddedilerek, davanın esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” yönünde karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından icra dairesine sunulan itiraz dilekçesinde icra dairesinin de yetkisine itiraz edildiği, davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde ve icra dairesine sunulan itiraz dilekçesinde taraf arasındaki ticari ilişkinin inkar edilmediği anlaşılmakla yukarıda belirtilen yargıtay kararı doğrultusunda Mahkememiz tarafından 17.09.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında … Bankası yapılan sorgulama neticesinde davacının takip tarihi itibariyle yerleşim yeri adresinin Şişli/İstanbul olarak tespit edilmekle TBK’nın 89. maddesi gereğince talep bir miktar para alacağına ilişkin ve götürülecek borç niteliğinde olduğundan davacının takip tarihi itibariyle yerleşim yeri adresi Şişli /İstanbul olduğundan İstanbul İcra Daireleri yetkili olup, bu sebeple davalı vekilinin icra dairesinin yetkisine karşı yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından iddia savunma ve toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı yanın icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı varsa miktarın saptanmasına, taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından Mahkememize sunulan 21.11.2019 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…Davacı şirket ticari defterlerinin delil niteliği taşıması konusunda takdir mahkemeye ait olmak üzere HMK md. 22 uyarınca davacı şirket lehine ve aleyhine delil teşkil eder nitelikte görüldüğü,
Davalı şirket ticari defterlerinin delil niteliği taşıması konusunda takdir mahkemeye ait olmak üzere HMK md 222 uyarınca davalı şirket lehine ve aleyhine delil teşkil eder nitelikte görüldüğü,
Davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve işbu davanın konusu olan 2 adet e-faturanın davacının kanuni defterlerinde davalı adına borç (davalıdan alacak) olarak kaydedildiği,
Davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve işbu davanın konusu olan 2 adet e-faturanın davalının kanuni defterlerinde davacı adına alacak (davacıya borç) olarak kaydedildiği,
Davalı şirket kanuni defter ve belgelerine göre davacı şirket tarafından düzenlenen 2 adet faturanın, davalı şirket nezdindeki davacı firmaya ait cari hesap ekstresine ayrı ayrı 3.540,00 TL ve 53.100,00 TL olmak üzere toplam 56.640,00 TL olarak kaydedildiği,
Davalı şirket kanuni defter ve belgelerine göre 31.12.2017 tarihi itibariyle davalı şirketin, davacı şirkete 56 640,00 TL borcunun bulunduğu,
Davalının davacıya fatura bedelleri tutarında borçlu olduğu davalının kendi muhasebe defterlerinde kayıtlı olmakla, davalının kendi defterlerine göre de davacıya talep ve dava edilen anapara borcu kadar borçlu olduğu,
Davalının kendi kayıtlarına göre, icra takip tarihi ve dava tarihi itibariyle, davacı tarafından talep edilen 56.640,00 TL anapara borcunun bulunduğu” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davalı vekili tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur.Bilirkişi raporunun dosya kapsamında toplanan delillere uygun olması ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle Mahkememiz tarafından davalı vekilinin ek rapor talebinin reddine karar verilmiştir.
Somut olayda toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından faturadan kaynaklı toplam 56.640,00 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememizde iş bu itirazın iptali davası açıldığı ve mahkememiz tarafından yapılan yargıla sırasında alınan hükme dayanak teşkil etmeye elverişli 21.11.2019 tarihli raporda davacı şirket ve davalı şirket ticari defterlerinin davacı ve davalı şirket lehine ve aleyhine delil teşkil eder nitelikte görüldüğü, davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen ve işbu davanın konusu olan 2 adet e-faturanın davalının kanuni defterlerinde davacı adına alacak (davacıya borç) olarak kaydedildiği, davalı şirket kanuni defter ve belgelerine göre davacı şirket tarafından düzenlenen 2 adet faturanın, davalı şirket nezdindeki davacı firmaya ait cari hesap ekstresine ayrı ayrı 3.540,00 TL ve 53.100,00 TL olmak üzere toplam 56.640,00 TL olarak kaydedildiği, takip tarihi itibariyle davalı şirketin, davacı şirkete 56.640,00 TL borcunun bulunduğunun tespit edildiği, icra dosyasında davacı vekili tarafından yıllık %17,75 oranında faiz talep edildiği ancak faiz türünün belirtilmediği bu sebeple yasal faiz uygulanması gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul.. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyasındaki itirazının 56.640,00 TL üzerinden iptali ile takibin 56.640,00 TL olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak koşuluyla devamına, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine, koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-)Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasındaki itirazının 56.640,00 TL üzerinden iptali ile takibin 56.640,00 TL olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak koşuluyla devamına,
2-)Alacağın %20’si oranındaki 11.328,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
4-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 3.869,07-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 967,27-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.901,80-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 967,27-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 700,00-TL bilirkişi ücreti,146,00-TL müzekkere /davetiye gideri olmak üzere toplam 1.854,37-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 8.163,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya / vekiline iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.