Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/853 E. 2019/839 K. 30.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/853 Esas
KARAR NO : 2019/839
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2018
KARAR TARİHİ : 30/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı 18/09/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; haksız olarak elde bulundurulan ve kısmen bedelsiz kalan 50.000,00 TL lik çekin kötü niyetli olarak 3.şahıslara ciro ve temliki ile hakkında yapılabilecek icra takiplerinin durdurulması bakımından çek üzerine ödeme yasağı ve tedbir kararının konulmasını, menfi tespit suretiyle bu çekten ötürü 41.768,50 TL lik bir borcunun olmadığının tespitine, haksız olarak elde bulundurulan çektin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline, fazlaya ilişkin sair tüm hukuki ve cezai dava hakları saklı tutulmak kaydıyla karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap sunmadığı görüldü.
Dava; çek iptali ve iptali istenen çek ile ilgili menfi tespit davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Davacı, dava konusu çekin keşidecisi olup bu husus dava dilekçesinde keşideci olduğunu belirtmiş olmasından ve ayrıca çekin ön yüzü incelendiğinde de keşideci olduğunun açıkça görülmesi ile anlaşılmaktadır.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 23/01/2015 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı; 15/04/2015 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamı; 03/06/2015 tarih, … esas ve … karar sayılı ilamlarında belirtildiği üzere keşidecinin çek iptali davası açma hakkı bulunmamaktadır.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 17/04/2013 tarih, 2012/8365 esas ve 2013/7471 karar sayılı ilamı; 26/06/2012 tarih, 2011/9069 esas ve 2012/10993 karar sayılı ilamı; 17/12/2013 tarih, 2013/9917 esas ve 2013/23042 karar sayılı ilamı; 18/11/2013 tarih, 2013/6068 esas ve 2013/20772 karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere bu davanın açılabilmesi için davacının keşideci değil, hukuki hamil olması gerekir, keşidecinin doğrudan doğruya çek iptali davası açma hakkı bulunmayıp keşidecinin keşide ettiği çekin bedelini hamile ödeyerek çeki geri alması da kendisine hamil sıfatı kazandırmaz. Kıymetli evrakın iptaline ilişkin davanın, TTK’nun 563/2. (6102 sayılı TTK 651/2) maddesi uyarınca, zayi edildiği anda kıymetli evrak üzerinde hak sahibi olan kişi, bir diğer söyleyişle ancak kıymetli evrakın yetkili hamili tarafından açılabilmesinin olanaklı olması nedeniyle davacının çekle işleyen hesap sahibi sıfatıyla bu nitelikteki davayı açmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Anılan yasal düzenleme ile eldeki talebin değerlendirilmesinde her ne kadar istem sahibi keşidecisi olduğu çeke ilişkin borçlu olmadığının tespiti ile çekin iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, keşidecinin kıymetli evrakın iptalini talep etme hakkı bulunmayıp, anılan davayı açmak üzere dava ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının çek iptali talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Ön inceleme duruşma zaptının “Çek peşin ödeme aracı olup malın teslim edildiğine karine teşkil etmekle (Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 18/06/2015 tarih, 2014/15921esas ve 2015/9050 karar sayılı ilamı) davacı yana çeklerin davalıya, mal alımı karşılığında verildiğine ve malın teslim edilmediğine dair yazılı delillerini sunmak üzere 2 numaralı ara karar ile belirlenen sürenin aynı ihtar ile verilmesine, senede açıkça atıf yapan yazılı delil sunulmadığı takdirde mevcut dosya kapsamına göre takip eden oturumda karar verileceğinin ayrıca ihtarına,” şeklindeki 3 nolu ara kararı uyarınca davacıya verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça çeklerin davalıya, mal alımı karşılığında verildiğine ve malın teslim edilmediğine dair yazılı delil sunulmamıştır. Sadece faturalar sunulmuş ancak bu husus soyut olup çekle bağlantısı kurulamadığından davacı bu iddiasını ispatlayamamıştır. Netice olarak davacının borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit talebinin de ispatlanamadığından reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 44,40-TL karar ve ilam harcın peşin alınan 713,31 TL den mahsubu ile bakiye 668,91 TL nin istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı ve davalılarca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı/davalılar/vekillerine iadesine,
4-Yapılan tüm yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
Dair davacının yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/10/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

“5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”
Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır