Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/827 E. 2019/91 K. 06.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/827 Esas
KARAR NO : 2019/91

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/03/2013
KARAR TARİHİ : 06/02/2019

Mahkememizde görülen Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, müvekkiline ait … plaka numaralı … marka 2012 model otomobiline, 08.02.2013 tarihinde davalılardan …’e ait diğer davalı … ‘nin sevk ve idaresindeki … plaka numaralı aracın arkadan çarparak hasarlanmasına sebep olduğunu, davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunu belirterek, müvekkiline ait araçtaki değer kaybının tespit edilerek belirlenecek bedelin fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, 22.01.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 8.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı …Ş vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, bahsi geçen … plaka sayılı aracın müvekkili şirketçe 26.12.2012-2013 tarihleri arasında … numaralı trafik zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigortacının ancak gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, Araçtaki değer kaybının sigorta bedeline dahil olmadığını ve sigorta şirketinin sorumluluğunun sigortalının kusurlu olması halinde söz konusu olacağını belirterek, poliçe teminatına dahil olmayan değer kaybı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, davacının davasının haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun bir dava olduğunu, adına kayıtlı aracı sevk ve idare eden davalı sürücünün %100 kusurlu olduğunun kesin olmadığını ve davacının aracında değer kaybının olup olmadığının net olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Dava dilekçesi davalı …’a tebliğ edilmiş, davalı davaya yanıt vermemiştir.
Dava Asliye Hukuk Mahkemesine açılmış, … 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/10/2015 tarih, 2013/150 esas ve 2015/487 karar ayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, temyiz üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 03/05/2017 tarih, 2016/10553 esas ve 2017/4960 karar sayılı ilamı ile gerekçe ile sonuç arasında çelişki yaratıldığından kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası, … 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/01/2018 tarih, 2017/425 esas ve 2018/17 karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmesine, dosya Mahkememize tevzi edilmiş ve yukarıda belirtilen esas sırasına kaydedilmiştir.
Görevsizlik kararı veren Mahkemece yapılan tahkikat kapsamında, hasar dosyası getirtilerek bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi dosyaya sunduğu rapor ile kazanın meydana gelmesinde, davalı nezdinde sigortalı aracın tam kusurlu olduğunu, davacı aracında meydana gelen değer kaybının 8.800,00 TL olduğunu bildirmiştir.
Dava trafik kazası nedeni ile davacı aracında meydana gelen değer kaybının, zarara yol açan aracın ZMMS poliçesini tanzim eden sigorta şirketi, işleten ve sürücüden tahsili istemine dairdir.
2918 sayılı Yasanın 85 ve devam maddeleri gereğince bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Anılan yasal hükümlerden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
İşletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Hem işleten hem de sigortacının sorumluluğu, hukuki niteliği itibariyle tehlike sorumluluğuna ilişkindir.
2918 Sayılı KTK’nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir.
Somut durumda, bilirkişi eli ile tespit edildiği üzere davacı aracında, davalı nezdinde sigortalı aracın tam kusuru ile neden olduğu kaza sonucu değer kaybı oluştuğu anlaşılmakla davanın, poliçe tanzim tarihinde (18/12/2012) yürürlükte bulunan yerleşik Yargıtay uygulamasına göre yapılan hesaplamadan (8.000,00 TL) üzerinden kabulüne; hüküm altına alınan miktara, taleple bağlı kalınarak dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kabulü ile 8.000,00 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Alınması gerekli 546,48 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvuru harcı, 24,30 TL peşin harç ile 119,55 ıslah harcı olmak üzere toplam 168,15 TL ve davacı tarafından karşılanan 493,35 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 960,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal süresi içerisinde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi nezdinde temyiz yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı. 06/02/2019

Katip …

Hakim …