Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/823 E. 2020/356 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/823 Esas
KARAR NO : 2020/356
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 23/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 04/09/2013 tarihli dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … San.ve Tic.Ltd. Şti. nin işyerini müvekkiline 06.02.2012 tanzim tarihli, … İşyeri Paket Sigorta Poliçesi ile sigorta ettirdiğini, 06.07.2012 tarihinde sigortalı işyerinin önünde bulunan davalı … ye ait su borusunun patlamış ve sigortalı işyerine sızan suların mallara hasar vermiş olduğunu, sigortalının talebi özerine hasar bedeli olan 2.678,13-TL nin müvekkili tarafından sigortalıya ödendiğini, böylelikle müvekkilinin TTK. 1472/1 gereğince sigortalının yerine geçtiğini, ayrıca ödenen tazminatla ilgili olarak sigortalıdan Tazminat Makbuzu ve Temlikneme de alındığını, halefıyet ve temlik sebebiyle davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğünün 2012/… sayılı dosyası ile icra takibi açıldığını, fakat davalının yasal süre içinde itiraz etmiş ve takibi durdurmuş olduğunu, itirazın iptali ile takibin devamını sağlamak ve alacaklarını tahsil edebilmek için işbu davayı açtıklarını, davalı itirazlarından birisinin zamanaşımı itirazı olduğunu, olayda zamanaşımının söz konusu olmadığını, davalının diğer bir itirazının da faizin fahiş olduğuna yönelik olduğunu, talep edilen faiz oranının yasal faiz oranı olduğunu, davalının faiz konusundaki itirazlarının çelişkili olduğunu, davalının diğer bir itirazının da … nin bir kamu kuruluşu olması sebebiyle malvarlığının haczinin kabil olmadığı şeklinde olduğunu,davalının kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları altında yapacağı şeklindeki Yargıtay kabulü ve TTK. m.16/1 hükmü gereği davalı idarenin tacir sayıldığını, tacir sayılan bir kurumun mallarının haczedilebileceğini, … nin böyle gerekçelerle borcu ödemekten kaçınmasının hukuken desteklenmemesi gerektiğini, sayılan kanun maddeleri çerçevesinde … nin üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları ile bankalardaki paralarının haczedilebileceğini, davalının icra takibine ve dolayısıyla bu davaya konu haksız fiil ile ilgili hiçbir beyan ve itirazda bulunmamış olmasının dahi davalının su hasarı sebebiyle oluşan zarara bir itirazının olmadığım gösterdiğini, bu durumun davalının olayı kabul ettiği anlamına geldiğini belirterek sonuç olarak; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davalının üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarından borç miktarına uygun bir kısmına ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulmasını, davalının … İcra Müdürlüğünün 2012/… sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazlarının haksız olduğundan, itirazlarının iptaline, takibin devamına, İİK.m.67 gereğince davalı tarafa aleyhine icar inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememize vermiş olduğu 11/10/2013 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; … Genel Müdürlüğü … Müdürlüğünün konuya ilişkin yapmış olduğu çalışma neticesinde, … arıza ihbar hattına yapılan bildirim üzerine adrese gidilmiş 06.07.2012 tarihinde arıza meydana geldiği, idare ekipleri tarafından arızanın en kısa zamanda onarıldığının tespit edildiğini, anzanın bina sahiplerinin sorumluluk alanında kalan kısımda meydana gelmiş olup idarenin sorumluluğu dışında olduğunu, sigortalının bodrum katlar için alınması gerekli olan tedbirleri almamış olduğunu, dışarıdan gelebilecek su sızıntılarına karşı betonarme tecrit duvarının yapılması ve muhtemel su baskınlarına karşı tahliye pompasının bulundurulması gerektiğini, bu gerekliliğin bina sahipleri ve sigortalı tarafından yerine getirilip getirilmediğinin araştınlması gerektiğini, fen ve sanat kurallarına uygun yapı yapmayanların uğranılan zararın tazminini isteyemeyeceğini, uğranılan zararın ancak fen ve sanat kurallarına aykın yapı yapanlardan ve gerekli tedbirleri (betonla kaplama, betonarme tecrit duvarı, tahliye pompası vs.) almayanlardan istenebileceğini, hasara maruz kalan binanın inşaat tekniğine aykırı yapılmış olması sebebiyle doğacak hasar ve zararlardan idarelerini sorumlu tutmanın mümkün olmadığını, bu sebeple zararı meydana getiren sebeplerin ve kusur durumunun tespiti için İskan izninin olup olmadığının ilgili belediyesinden sorularak binaya ait yapı ruhsatı ve projelerin getirilmesi, binanın projesine uygun yapılıp yapılmadığının, imar mevzuatına ve … mevzuatına uygun olup olmadığının tespiti için mahallinde keşfen inceleme yapılması gerektiğini, mevzuattaki İlgili hükümlere göre gerekli fenni tedbirlerin alınmaması halinde idarenin sorumlu olmayacağı belirtildiğinden, hasara maruz kalan binanın ve bina bağlantılarının gerek … Deşarj Yönetmeliğine, gerek ilgili diğer mevzuat hükümlerine ve inşaat tekniğine aykırı yapılmış olması sebebiyle doğacak hasar ve zararlardan idarelerinin sorumlu tutulamayacağını, açılan davanın bir tazminat davası olduğunu, müvekkilinin olayda kastı, kusuru, ihmali bulunmadığı gibi kendi sorumluluk sahası dışında gerçekleştiği iddia edilen hasar ile arasında bir illiyet bağının kurulmasının mümkün olmadığını, TTK. nun 1301. Maddesine göre davacı … şirketinin sigortalısının haklarına halef olmasının ancak zararla idare arasında uygun illiyet bağının kurulması halinde mümkün olabileceğini, hizmet kusuruna dayalı olarak açılan davada idarenin zararı ödemekle yükümlü tutulabilmesi için zararın varlığının yeterli olmayıp, bu zararın idareye atfı kabil ve isnadının mümkün olması, zararla idari eylem veya işlem arasında illiyet bağının bulunması şartlarının bir arada gerçekleşmesinin zorunlu olduğunu, talep edilen bedelin piyasa rayicine uygun olmayıp fahiş olarak belirlendiğini, dava konusu taşınmazda meydana geldiği iddia edilen hasarın oluş şekli ile hasar bedeli arasında bariz bir fark görüldüğünü, bu nedenle talep edilen bedeli kabul etmediklerini belirterek, sonuç olarak; tüm bu nedenlerden dolayı haksız davanın usul ve esastan reddine, davanın müvekkili idare açısından kötüniyetle açıldığından tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava, Sigorta poliçesine istinaden zarar nedeniyle sigortalıya yapılan ödemenin rücuen tahsiline ilişkin … İcra Dairesinin 2012/… esas sayılı dosyasında başlatılan takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Dava, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/… esas sırasına kayıtlı iken … Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya Mahkememizin 2014/… esas sırasına kaydedilmiştir. Mahkememizin 2014/… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama sırasında dosya İnşaat Mühendisi bilirkişi …’e verilmiş olup, bilirkişi raporunu dosyaya sunmuştur. 06/01/2015 tarihli Bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu hasarın oluşmasında asıl kusurun, onaylı mimari projeye aykırı olarak kaldırım kotu ile aynı kotta bir havalandırma penceresi imal eden müteahhit ve/veya yapı sahibine bulunduğu hukuki yorum ve takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 2014/… esas sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; taraf vekillerinin beyanları, bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki tüm evraklar kül halinde incelendiğinde; her ne kadar davacı taraf itirazın iptali istemi ile Mahkememize dava açmış ise de dosyaya aldırılan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davaya konu edilen hasarın oluşmasında asıl kusurun onaylı mimari projeye aykırı olarak kaldırım kotu ile aynı kotda bir havalandırma penceresi imal eden müteahhit veya yapı sahibinde bulunduğu, dolayısıyla davalı … Genel Müdürlüğünün oluşan hasarda herhangi bir kusurunun bulunmadığı ayrıca oluşan kazaya ilişkin davalı tarafın kusur ve ihmalinin bulunduğunu davacı tarafın ispat edemediği anlaşılmakla davacı tarafça açılan davanın Reddine karar verilmiştir. Mahkememizin 2014/514 esas 2015/58 karar sayılı 04/02/2015 tarihli kararı taraf vekillerine tebliğ edilmiş, hükmün davacı vekilinin süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 17.HD 05/03/2018 tarih 2015/12055 esas 2018/1577 karar sayılı ilamında “Mahkemece her ne kadar kaldırım kotuyla aynı kotta havalandırma penceresi imal edilmesi nedeniyle kusurun tamamı Müteahit ve Yapı Malikine verilmiş ise de, kaldırım kotuyla aynı kotta havalandırma penceresi yapılmış olması …’ye ait su borusunun patlaması nedeniyle tazyikli suyun davacının işyerine girmesinde yapının projeye aykırı yapılmasının tek başına …’nin kusurunu tamamen kaldırıcı nitelikte olmadığı sigortalının müterafik kusuru bulunup bulunmadığı da değerlendirilerek sonucuna göre … yönünden de davanın kabulüne karar vermek gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
” gerekçesi ile Mahkememizin 2014/… esas 2015/… karar sayılı 04/02/2015 tarihli kararının bozulmasına karar vermiş, bozma üzerine dosya Mahkememizin 2018/823 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2018/823 esas sayılı dosyasında Yargıtay … HD 05/03/2018 tarih 2015/… esas 2018/… karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karar verilerek dosya Makine Mühendisi bilirkişi …’e verilmiş olup, bilirkişi raporunu dosyaya sunmuştur. 13/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; …’nin bakım ve denetim sorumluluğunda bulunan binanı dışındaki temiz su hattının bakım ve denetimlerinin yapılması halinde patlama olayının meydana gelmeyeceği düşünüldüğünde, temiz su boru hattının patladığını ve patlayan borudan çıkan suların havalandırma bacasından içeri sızarak meydana gelen emtia hasarından dolayı davalı …’nin gerekli bakım ve denetimleri yapmayarak olayın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu bulunduğu, binanın bodrum katına suların sızması nedeniyle binaya ait mülk sahiplerinin olayın meydana gelmesinde gerekli önlem ve tedbirleri almayarak müştereken ve müteselsilen %50 oranında kusurlu bulundukları, hasar gören malzemelerin kozmetik ürünler olması nedeniyle konunun uzmanlık alanı dışında kaldığını bu nedenle hasar bedeli yönünden bir değerlendirme yapmasının mümkün olamadığı ve takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyası Estetisyen, Kozmetik uzmanı bilirkişi … ‘a verilmiş olup,bilirkişi raporunu dosyaya sunmuştur. 14/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu zararlandırıcı olay nedeniyle davacının %50 oranında kusurlu olduğu tespit edilen davalıdan talep edebileceği maddi zarar miktarının hesaplandığı üzere 1.448,06 TL olduğu ve takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz dosyası Estetisyen, Kozmetik uzmanı bilirkişi …’a verilmiş olup, bilirkişi raporunu dosyaya sunmuştur. 26/12/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; Dava konusu zararlandırıcı olay nedeniyle davacının %50 oranında kusurlu olduğu tespit davalıdan talep edebileceği maddi zarar miktarın, hasar (eksper tespiti) yapılan 1.00 adet muhtelif kozmetik emita hesaplaması 2.678,13 TL üzerinden %50 hesaplama tutarı sehven 2.896,12 TL üzerinden 1.448,06 TL olarak belirlendiği, tespiti yapılan 563 adet muhtelif kozmetik emita hasar (eksper tespit) tutarının 2.678,13 TL olduğu toplam 1.339,07 TL olduğu ve takdirin Sayın Mahkemenize ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde; bozma ilamı sonrası alınan 13/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda bozma ilamı doğrultusunda müterafik kusura ilişkin değerlendirme yapılmış olup davaya konu hasarın meydana geldiği yerde …’nin bakım ve denetim sorumluluğunda bulunan, binanın dışındaki temiz su boru hattının patladığını ve patlayan borudan çıkan suların havalandırma bacasından içeri sızarak meydana gelen emtia hasarından dolayı davalı …’nin gerekli bakım ve denetimleri yapmayarak olayın meydana gelmesinde %50 oranında kusurlu bulunduğu tespit edilmiş olup, işyerinde bulunan ve hasar gören emtiaların hasar (eksper tespit) tutarının 2.678,13 TL olduğu Estetisyen, Kozmetik uzmanı bilirkişi …’ın raporunda tespit edildiğinden davanın kısmen kabulü ile davalının kusuruna isabet eden kısım olan 1.339,07-TL yönünden davalının … İcra Dairesinin 2012/… esas saylı takibe yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin asıl alacağa yıllık %9 yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
…İcra Dairesinin 2012/… esas saylı takibe itirazın 1.339,07-TL üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa yıllık %9 yasal faiz yürütülmek suretiyle devamına,
Fazlaya dair talebin reddine,
2-Alacağın %20’si oranında 267,81-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 91,47-TL harctan peşin alınan 24,30-TL den mahsubu ile bakiye 67,17 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri 261,20 TL, bilirkişi ücreti 1.800,00 TL, başvurma harcı 24,30 TL olmak üzere toplam 2.085,50 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 1.038,34-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 20,00 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 10,05 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.339,07 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 1.350,44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda miktar yönünden KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

“5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸

“Bu belge elektronik imza ile imzalanmış olup ayrıca ıslak imza uygulanmayacaktır”