Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/814 E. 2019/463 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/814 Esas
KARAR NO : 2019/463

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/09/2018
KARAR TARİHİ: 21/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının ortağı olduğu … Şti arasında mühendislik hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme metninde de açıkça yer aldığı üzere sözleşme ile İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… E….K. Sayılı dosyasının Yargıtay tarafından müvekkili lehine olacak şekilde bozulması halinde kapalı alan inşaatının yapılacağının taahhüt edildiğini, ancak yerel mahkeme kararının müvekkili aleyhine onaylandığını, bu nedenle, sözkonusu sözleşmenin şartının gerçekleşmemesi nedeni ile geçersiz hale geldiğini, bu nedenle müvekkili tarafından …’nın ortağı olan …’e yapılan ön ödeme mahiyetini haiz olan 29,500 EURO tutarındaki ödemenin müvekkiline iade edilmesi gerektiğini, …’e ödenen 29.500 EURO’luk tutarın iadesi için İstanbul … Noterliğinden keşide edilen ihtarname ile söz konusu meblağın 15.08.2018 tarihine kadar ödenmemesi halinde aleyhine icra takibi başlatılacağının bildirildiğini ancak buna rağmen herhangibir ödemede bulunulmaması üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası üzerinden icra takibine girişildiğini, ancak borçlu tarafından haksız yere borca itiraz edildiğini beyanla borçlunun borca ve icra takibine yaptığı itirazın iptaline takibin devamına, borçlunun takip konusu borcu işlemiş faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sindan az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacılar ile müvekkilinin ortağı olduğu … Şti. arasında davacıların iddia ettiği gibi bir sözleşme olmadığını, böyle bir sözleşme var ise de müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığını, bu nedenle öncelikle husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ayrıca esasa ilişkin olarak ne müvekkilinin ne de müvekkilinin ortağı olduğu şirket ile davacılar arasında akdedilen herhangi bir hizmet sözleşmesi bulunmadığını, müvekkilinin, ne kendi adına ne de şirket adına davacılardan herhangi bir para almadığını, davacı yanın iddiasını ispatla yükümlü olduğunu, davacı yanın, varlığını ispat edemediği sözleşmenin tarafı bile olmayan müvekkilini borçlu göstererek haksız şekilde icra takibi başlattığını, davacının, haksız takibinde aynı zaman da kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddine ve davacının, dava değerinin %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.

GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen Protokolden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan İcra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67. Maddesine dayalı itirazın iptali talebinden ibarettir.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…….göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” aynı kanunun 138. Maddesinde “Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir;…” hükümleri gereğince dosya üzerinden re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Somut olayda; davacılar tarafından davalı aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün… Es. sayılı dosyasında 15.08.2018 tarihli 29.500,00 Euro tutarlı asıl alacak için icra takibi başlatılmış olup davalının itirazı üzerine icra takibi durmuş olup davacılar vekili tarafından mahkememizde itirazın iptali davası açılmıştır.Davacılar vekili tarafından her ne kadar müvekkili ile davalının ortağı olduğu …Şti arasında mühendislik hizmet sözleşmesi imzalandığı, sözleşme metninde de açıkça yer aldığı üzere sözleşme ile İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. … K. Sayılı dosyasının Yargıtay tarafından müvekkili lehine olacak şekilde bozulması halinde kapalı alan inşaatının yapılacağının taahhüt edildiği, ancak yerel mahkeme kararının müvekkili aleyhine onaylandığını, bu nedenle, sözkonusu sözleşmenin şartının gerçekleşmemesi nedeni ile geçersiz hale geldiği, bu nedenle müvekkili tarafından …’nın ortağı olan …’e yapılan ön ödeme mahiyetini haiz olan 29,500 EURO tutarındaki ödemenin müvekkiline iade edilmesi talep edilmişse de davacının icra takibine dayanak ettiği belge mahkememiz tarafından incelendiği zaman belge üzerinde “…’den 29500 Euro’yu 21.10.2016 tarihinde elden teslim aldım” beyanı içeren ve davalının ve davacılardan …’in imzasının olduğu davacılar vekilin beyanın aksine iş karşılığı ön ödeme olarak verilmediği anlaşılmakla davalının ve davacılardan …’in tacir olmadığı ticari işetmeleriyle ilgili olmadığı ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, hmk 20. madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine, karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla:

HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır