Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/807 E. 2019/568 K. 19.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/807 Esas
KARAR NO: 2019/568

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 07/09/2018
KARAR TARİHİ: 19/06/2019

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, vekil edenin gazlı ve gazsız ürünlerin satış ve pazarlamasını yaptığını, kendisine ait soğutucuları özel olarak imal ettirip geçici kullanım sözleşmeleri ile satış noktalarına ürün teşhiri ve satışı için kullanmak üzere teslim ettiğini, davalıya ait iş yerinde İstanbul …Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyasından düzenlenen raporda mülkiyeti vekil edene ait iki kapılı bir adet soğutucunun davalı uhdesinde olduğunun tespit edildiğini, ancak davalı ile vekil eden arasında sözleşmesel ilişki bulunmadığından soğutucunun vekil edene iade edilmesi gerektiğini, davalıya …Noterliğinin 23/03/2018 tarih ve… yevmiye sayılı ihtarnamesi ile soğutucunun teslim edilmesi veya bedelinin iletilmesinin talep edildiğini, davalının …Noterliğinin 28/03/2018 tarih ve … yevmiye sayılı cevabı ihtarı ile soğutucunun teslim alınabileceği, teslim sırasındaki her türlü zararın vekil edene ait olacağının ifade edildiğini, 30/03/2018 tarihli ihtarname ile soğutucunun bulunduğu yer itibarı ile etrafa zarar verilmeden çıkartılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle iade alınmasının mümkün olmadığı, bu durum bilinmesine rağmen zarar vermeden alınmasına izin verilmesinin iyi niyetli olmadığı belirtilerek soğutucunun … adresine tesliminin talep edildiğini, teslim olmaması üzerine başlatılan takibe itiraz edildiğini beyanla itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, vekil edenin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, tespit yapılan yeri 15/12/2014 tarihinde Ali Yılmaz’dan kiraladığını, kiralama sırasında dolabın montajlı şekilde durduğunu, bu durumun kira sözleşmesinde ek madde ile belirtildiğini, dolabın 7 yıl evvel mahalde kiracı olarak bulunan şirketin taşınma sırasında bırakıldığının vekil edene iletilen bilgi olduğunu, davacının kötü niyetli olup müşterisi şirketin 4-5 yıl evvel mağazasını kapattığını bilebilecek durumda olduğunu, iade yükümlüsünün şirket olduğunu davacının da bu sürede malı aramadığını, sormadığını, ihtarname ile dolabın alınabileceğinin bildirildiğini, aynen iadenin mümkün olduğunu ve vekil edenin buna her daim razı olduğunu, dolabın etrafa zarar verilmeden çıkarılamayacak olduğunun bilinmesinin zarara vekil edenin katlanmasını zorunlu kılmadığını, dolap için tayin edilen bedelin fahiş olduğunu, dolabın ekonomik ömrünü tamamladığını, hurda değerinin 200,00 TL bile etmediğini beyanla davanın reddini etmiştir.
Dilekçe teatisinin tamamlanmasından sonra ön inceleme günü tayin edilmiş, taraf vekillerine tebliğ ile bildirilmiş, ön incelemede taraflar arasında davacıya ait dolabın sözleşme ilişkisi içinde bulunmadığı davalı iş yerinde bulunması ve etrafa zarar vermeden çıkarılamayacak olması iddiası ile dolap bedeli kadar alacağı bulunup bulunmadığı, takipte istenilen miktarın doğru olup olmadığı, iade yükümlüsünün davalı olup olmadığı hususlarında anlaşmazlık bulunduğu tespit edilmiştir.
Dava dayanağı takip dosyası getirtilmiş incelenmesinde davacı tarafından davalı aleyhine 3.127,20 TL asıl alacak ve 148,57 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 3.275,77 TL alacağın tahsili için başlatılan takip olup ödeme emrinin davalı borçluya 14/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 18/06/2018 tarihinde borca itiraz ettiği görülmüştür.
Dava, 2004 sayılı Yasanın 67.maddesine dayalı itirazın iptali istemini konu almaktadır.
Davacı, sözleşme ilişkisi içinde bulunmadığı davalıda bulunan dolabın bedeli için takip başlatmış, davalı borca itiraz etmiştir.
Taraflar arasında dolabın davalıya ait olmadığı hususunda anlaşmazlık bulunmamaktadır. Ne var ki davacı ile davalı arasında akdi ilişki bulunmadığından, bedel iadesi talebinin akdi dayanağı da bulunmamaktadır. Tarafların karşılıklı olarak keşide ettikleri ihtarname içerikleri incelendiğinde, davalının dolabın alınmasına da itirazı bulunmadığı ancak dolabın yerinde alınması sırasında oluşabilecek zararların davacı tarafından giderilmesini istediği görülmektedir.
Davacı, dolabı kime hangi koşullarla verdiğine dair dosyaya hiçbir delil sunmamış, dava dilekçesinde de böyle bir delile dayanmamıştır. Dolabın, davacının kendi akidine hangi şartlarda verildiği, mülkiyetin sözleşme çerçevesinde kime ait olduğu, halen davacıda mı akidinde mi olduğu hususu anlaşılamamaktadır. Öte yandan, dolabın aynen iadesinin mümkün olduğu dosya kapsamından ve tarafların beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının, aynen iade yükümü altında bulunan ve aynen iadeyi de kabul eden davacıdan bedele iadesi istemi yerinde değildir. Davacı, dolabı kime verdi ise o kişiden akdi ilişkisi kapsamında aynen iadeyi veya akdi ilişkinin kapsamına göre bedeli talep hakkına sahip olabilir ise de, bu yönde davacı tarafından dava dilekçesinde dayanılan delil bulunmadığından herhangi bir inceleme yapılamamıştır.
Sonuç olarak, davacının halen mülkiyet hakkı sahibi olup olmadığı, dolabı kime hangi şartlarda verdiğini ispat edemediği, ne var ki davalı ile akdi ilişkisi bulunmadığı ve davalının da dolabın aynen iadesine baştan beri muvafakat ettiği, davacının davalıdan bedel iadesi talebini gerektirir fiili veya akdi dayanak bulunmadığı hususları birlikte değerlendirilerek davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 44,40 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile belirlenen eksik harç, tahsil edilebilir miktarın altında kaldığından, tahsili yönünde hüküm tesisine mahal bulunmadığına,
3-Davacı tarafından karşılanan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, harçlandırılan dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 393,09 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, (Dava konusunun para alacağına ilişkin olup, doğrudan Tarifenin 3.Kısmına tabi olduğu, Tarifenin 13.maddesinde belirtilen ikinci kısım ikinci bölümde gösterilen hukuki yardımlardan olmadığından 13.madde kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira anılan maddenin Tarifenin 2.Kısım 2.Bölümüne giren yani konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen davalara ilişkin olduğu, eldeki davanın ise doğrudan konusunun para olduğu nazara alınarak vekalet ücreti Tarifenin 3.Kısım hükümlerine göre hesaplanmıştır. )
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.

Katip

Hakim