Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/768 E. 2020/159 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/768 Esas
KARAR NO : 2020/159
DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2018
KARAR TARİHİ : 10/03/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket tarihinde dava dilekçelerine ekli olan araç kiralama sözleşmesini imzalandığını, bu sözleşmeye göre müvekkili şirketin, davalıdan …,… plakalı araçları kiraladığını, iş bu kiralama sözleşmesi uyarınca da tüm ödemelerini yaptığını, dava konusu icra takibine konu olan 31.05.2018 vade ve 28.05.2018 düzenleme tarihli 65.000,00 TL’lik senedin davalıya araç kiralama bedellerinin teminatı olmak kaydı ile teminat senedi olarak verildiğini, müvekkilinin davalıya tüm ödemeleri yapmış olmasına rağmen iş bu icra takibi ile karşılaştığını, dava sonuçlanıncaya kadar müvekkilleri açısından teminatsız veya mahkememizin belirleyeceği teminat ile dava konusu icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, ayrıca davalı, kötüniyetli olarak, müvekkilleri aleyhine icra takibi yapmış olduğundan davalı şirket aleyhine % 20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, davalının müvekkillerinden … İcra Müdürlüğü’nün … e.sayılı dosyasındaki alacaktan ve toplam alacağa takip tarihinden itibaren işletilen faiz, icra giderlerinden ve avukatlık ücretinden ve fer’ilerden dolayı müvekkillerinin davalı şirkete karşı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Dava konusu icra takibinin dayanağı olan senedin, dava dilekçesinde ileri sürülen araç kiralama ilişkisi ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, icra takibi ve davaya konu senetin, davacılar ile müvekkili arasında olan şahsi borç ilişkisi nedeniyle düzenlenmiş, vadesinde ödenmemesi üzerine de yasal yollara başvurulmuş olduğunu, müvekkili ile davacının araba kiralama vasıtasıyla tanıştıklarını, davacı tarafın, müvekkiline, inşaat işiyle uğraşmasından dolayı kar paylı daire tadilat işinde beraber çalışabileceğini, nakitte sıkıntısının olduğunu ve vereceği nakit para ile daire üzerinden kendisine kar vereceğini beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkili şirketin, karlı gördüğü bu işi yapmayı uygun bulduğundan davacının samimiyetine güvenerek, kendisine senet miktarı olan bedeli verdiğini, davacıların, borçlu olmadıkları iddiasını yazılı delille ispat etmeleri gerekmekte olduklarını, kambiyo senetlerinin sebepten ari olduğunu, davacı tarafın, kambiyo senedine karşı borçlu olmadığını, İİK md. 169/1., 168/5 ve 169/A gereğince yazılı delil ile ispat etmesi gerekmekte olduğunu, davacının ihtiyati tedbir talebi usul ve yasaya aykırı olduğunu, arz ve izah olunan nedenlerle, yargılama neticesinde davanın reddi ile haksız ve kötüniyetli olarak dava açan davacı taraf aleyhine takip miktarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; icra takibinden sonra açılan İİK 72. Maddesine dayalı menfi tespit davasıdır.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 16/08/2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 28.02.2019 tarihli basit yargılama ön incelemeye hazırlık tutanağında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiş ve 28.02.2019 tarihli basit yargılama ön incelemeye hazırlık tutanağı taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın Madde 320 (4) maddesi ” Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
05.11.2019 tarihli duruşmada taraflarca takip edilmeyen dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı vekili tarafından yenileme dilekçesi sunulduğu ve Mahkememiz tarafından yenileme tensip tutanağı düzenlendiği, taraf vekillerine tebliğ edildiği, davacı vekilinin 10.03.2020 tarihli duruşmaya katılmadığı ve mazeret dilekçesi de sunmadığı davanın yenilemeden sonra takipsiz bırakıldığı anlaşılmakla HMK. 320 (4) maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-)HMK. 320 (4) maddesi uyarınca DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının başlangıçta peşin alınan 1.133,24-TL harçtan mahsubu ile geriye kalan 1.078,84-TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/1 maddesi uyarınca 1.700,00-TL vekalet ücretinin davacılardan müşteriken ve müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
4-)Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-)Davacılarca yatırılan gider/delil avansından arta kalan tutarın karar kesinleştiğinde re’sen davacılara/vekiline iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzünde, davacının / vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/03/2020

Katip …

Hakim …