Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/73 E. 2022/835 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/73 Esas
KARAR NO : 2022/835

DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2018
KARAR TARİHİ : 17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde;…şirket yetkilisi … ‘ın davalı şirkette 2008 yılında danışman olarak işe başladığını, daha sonra ise şirket kurarak davalıya 2011 yılından bu yana acente olarak hizmet vermeye başarılı bir şekilde devam ettiğini, ancak davalı tarafın ilk olarak Beşiktaş … Noterliği aracılığıyla gönderilen 07.11.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamede vekiledenini savunmasının istenildiğini, vekiledenini Kartal …Noterliği 15.11.2017 tarih ve… yevmiye nolu cevabı ihtarnamesi ile sorulan sorulara açıklama getirildiğini, ancak tüm bu iyi niyetli cevap ve yaklaşımlarına rağmen davalı tarafından 24.11.2017 tarihli ihtarname azilname ile yine aynı yersiz gerekçeler ileri sürülerek acentelik sözleşmesinin feshedildiğini bildirdiğini, bu feshe cevaben Kartal … Noterliği aracılığıyla 20.12.2017 tarih ve… yevmiye nolu ihtarnamesi ile vekiledeninin hak ettiği komisyon ve tazminatların hesaplanarak 5 gün içerisinde ödenmesinin talep edildiğini, ancak iş bu ihtarnameye herhangibir cevap verilmediğini, davalı şirketin vekiledeni acentenin kendi bağlantı ve kaynaklarıyla başlattığı ve esasen 1 yıl sürmesi planlanan polis okulu çalışmalarının başarılı bir şekilde ilerlemesinden rahatsız olduğunu, ortada somut bir sebep yokken bu çalışmaları yarıda keserek aracılık edilen satışları da sisteme girmeyerek vekiledeni acentenin bunlardan doğacak komisyon ödemesinin önüne geçmeye çalıştığının anlaşıldığını, davalının bu hareketiyle vekiledeni tarafından yapılan satışları bünyesinde maaşlı çalışan elemanları yapmış gibi sisteme girerek vekiledeninin oluşturduğu portföyü hiç emek sarf etmeden tekeline almak istediğini, feshin arkasında yatan bir diğer sebebinde; taraflarca acentelik sözleşmesine ek olarak imzalanan 01.08.2016 tarihli ”Komisyon Uygulaması Esaslarına İlişkin Ek Protokol” uyarınca her yıl tahakkuk eden ”Yıl Sonu Fon Ödülü”nü ödemekten imtina edilmesi olduğunu, zira vekiledeninin bu protokol uyarınca 2015 yılı için 53.000,00-TL, 2016 yılı için ise 73.0000,00-TL ödüle hak kazandığını ve bu tutarların kendisine ödendiğini, yine bu protokol uyarınca bu rakamın her sene katlanarak ödenmesi durumunun söz konusu olduğunu, çünkü vekiledeninin her sene fon büyüklüğü genişleten son derece başarılı bir acente olduğunu beyanla, davanın kabulüne, acenteliğin haksız sebeple feshedildiğinin tespitine, toplam alacak miktarının tespiti, teknik bir takım özellikleri bünyesinde barındırması nedeniyle teknik hesaba muhtaç olduğundan, tahkikat sonucunda toplam talep değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırmak üzere, şimdilik TTK, Sigortacılık Kanunu ve Acentelik Sözleşmesi mucibinde hak kazanılan; ücret/komisyonunun 1.000,00-TL’si, ödül ve primlerin 2.000,00-TL’si, uğranılan müspet zararların 1.000,00-TL’si, portföy mülkiyet hakkının 1.000,00-TL’si olmak üzere 5.000,00-TL’nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan en yüksek faizle birlikte davalıdan tahsiline, vekiledeni acentenin haksız fesih ve akabinde gerçekleşen davalı şirketin işlem ve eylemleri sebebiyle uğradığı manevi zararların tazmini amacıyla da 30.000,00-TL ‘nin fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari işlerde uygulanan en yüksek faiz ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının, feshe konu polis okulu sunum ve satışlarında iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı hareket ederek mevzuata ve müvekkil ile arasındaki acentelik sözleşmesine aykırı davrandığını, “…Emeklilik Yıllık %10 kardan 30 Yıllık Tahmini Getiri Tablosu” kullandığını ve müvekkili şirketin acentesi olduğunun belirtilmediği, acenteliğe ait bilgilerin yer almadığı bir kartvizit kullandığını, feshe konu sunumun iyiniyet ve dürüstlük kurallarına, mevzuata, taraflar arasındaki Sözleşme’ye ciddi aykırılıklar teşkil ettiği tespit edilerek Beşiktaş … Noterliği” nin 07.11.2017 tarih, … Yevmiye No.lu ihtarnamesiyle davacı taraftan savunma talebinde bulunulduğunu, davacı tarafın savunma talebine karşı Kartal … Noterliği’ nin 15.11.2017 tarih, … Yevmiye No.lu ihtarnamesiyle cevaplarını sunduğunu, dava dilekçesindeki iddiaları kapsamında olan cevaplarının kabul edilebilir bulunmadığını, acentenin katılımcılara gelir garantisinde bulunması yasak olup davacının, yapmış olduğu satışlarda gelir garantisinde bulunarak müşterileri yanılttığını ve satışlarını bu şekilde gerçekleştirdiğini, davacı taraf yapmış olduğu bu usulsüzlüklerle mevzuata açıkça aykırı davrandığını bu aykırılıkların, söz konusu iddialarla hukuk nezdinde korunmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin almış olduğu şikayetler kapsamında müşterilerin büyük bir kısmının Bireysel Emeklilik Sözleşmeleri’ni iptal ettirdiğini, davacının usulsüz bilgilendirmeleriyle müvekkili şirkete duyulan güvenin sarsılmasına ve potansiyel müşterilerini kaybetmesine sebebiyet verdiğini, hal böyle olunca satış yapılan Polis Okulları’na çalışanlarınca gidilerek davacının satış yapma yetkisi olmadığı bunun için satışların iptal Edileceğinin açıklandığını, nitekim davacının öncülüğünde yapılan yaklaşık 150 satışın 120′ sinin iptal edildiğini, bilgilendirmeler neticesinde sözleşme yapmak isteyenler ile yeniden sözleşme Akdedildiğini, davacı taraf vekilinin iddia ettiği gibi müvekkil şirketin söz konusu fesih ile Acente’ nin kazandığı portföyü kendi bünyesine katmak gibi bir amacı olduğundan kesinlikle bahsedilemeyeceğini, davacının diyarbakır polis okulu sunumunda genel müdür” ün selamını ilettiği, diğer sunumlarda da kendi yanında götürdüğü bir kimseyi müvekkil şirket genel müdürü olarak tanıttığı tespit edildiğini, davacının aynı gsm üzerinden, müvekkil şirket müşteri iletişim merkezi ile gerçekleştirdiği çeşitli tarihlerdeki telefon görüşmelerinde kendini katılımcı olarak tanıttığı ve katılımcı adına işlem talebinde bulunduğunun tespit edildiğini, davacı ile müvekkil şirket arasındaki acentelik sözleşmesi, müvekkil şirket tarafından sözleşmenin 25. maddesi kapsamında haklı nedenle feshedildiğini, acentelik sözleşmesi haklı nedenle feshedildiği için, davacı taraf tazminini talep ettiği hiçbir alacağa hak kazanmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

DELİLLER
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; taraflar arasındaki sözleşmeye, ihtarnamelere, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin deliline, isticvap, tanık beyanlarına dayanmışlardır.
Uyuşmazlığın çözümü dosya üzerinde teknik incelemeyi gerektirdiğinden İddia, savunma toplanan tüm deliller ve yanlar arasındaki sözleşmede yanların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı yanın davalıyla olan Acentelik sözleşmesini haksız Fesh edip etmediği, haksız fesh etti ise bu fesihten kaynaklanan, şirketin uğradığı ücret komisyonu, ödül ve primler için, uğranılan müspet zararlar ve portföy mülkiyeti hakkının olmak üzere uğdadığı zararlar varsa miktarının belirlenmesine ve cari hesaptan kaynaklanan alacağı varsa miktarının belirlenmesine ve temerrüt tarihinin varsa birikmiş faiz miktarının saptanması kapsamında rapor aldırılmış, 28.01.2019 tarihli raporda:
”…1- Davacı davalı Sigorta Şirketinden 1.000,00-TL komisyon alacağı olduğunu bildirmiş ise de bu talep ibraz olunan belgelere göre belirlenememiştir.
2 – Davacı Davalı Sigorta Şirketinden 2.000,00-TL ödül alacağı olduğunu bildirerek bu tutarı talep etmiş ise de mevcut kayıtlarda bu husus belirlenememiştir.
3- Davalı Sigorta Şirketi Davacının acentelik sözleşmesinin haklı olarak fesih edildiğin bildıirmiş se de bu konuda somut bir delil sunmamış olduğundan acentelik sözleşmesinin feshinde haklılığını ortaya koyamadığı kabul edilmiştir.
5684 Sayılı Sigartacılık Kanunurun 23/16.maddesine göre acentelik sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatlet elde ediyor ise,
TTK nun 122.Maddesi gereğince ce Sigorta Şirketinin acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde acentelik sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediliyorsa,
Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilecektir.
Davacının acenteliğinin fesihten sonra hangi müşterilerini kaybettiği ve hangi müsterilerinin davalı Sigorta Şirketinde kalarak sigorta yaptırmaya devam ettiği ve bu nedenle de davalı sigorta Şirketinin bu sayede menfaat elde ettiği yönünde delil sunulmamış bulunduğundan davacının talep edebileceği tazminat tutarı hesaplanamamıştır….” tespit ve rapor edilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları hususunda inceleme ve değerlendirme yapılarak ek rapor tanzimi için bireysel emeklilik konusunda uzman bir bilirkişi de eklenmek suretiyle dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, 18.04.2019 tarihli ek raporda:
”…1- Davacı davalı Sigorta Şirketinden 1.000,00-TL komisyon alacağı olduğunu bildirmiş ise de bu talep ibraz olunan belgelere göre belirlenememiştir.
2 – Davacı Davalı Sigorta Şirketinden 2.000,00-TL ödül alacağı olduğunu bildirerek bu tutarı talep etmiş ise de mevcut kayıtlarda bu husus belirlenememiştir.
3- Davalı Sigorta Şirketi Davacının acentelik sözleşmesinin haklı olarak fesih edildiğin bildıirmiş se de bu konuda somut bir delil sunmamış olduğundan acentelik sözleşmesinin feshinde haklılığını ortaya koyamadığı kabul edilmiştir.
5684 Sayılı Sigartacılık Kanunurun 23/16.maddesine göre acentelik sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatlet elde ediyor ise, TTK nun 122.Maddesi gereğince ce Sigorta Şirketinin acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde acentelik sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediliyorsa,
Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilecektir.
Davacının acenteliğinin fesihten sonra hangi müşterilerini kaybettiği ve hangi müsterilerinin davalı Sigorta Şirketinde kalarak sigorta yaptırmaya devam ettiği ve bu nedenle de davalı sigorta Şirketinin bu sayede menfaat elde ettiği yönünde delil sunulmamış bulunduğundan davacının talep edebileceği tazminat tutarı hesaplanamamıştır….” tespit ve rapor edilmiştir.
Davalı vekili ses kayıtlarının incelenmesi dökümünün yapılması ve kişilerin aynı olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği kapsamında rapora itiraz etmiş, Mahkememizce yeni bir heyetten rapor aldırılmış 17.11.2020 tarihli raporda:
”…Bireysel Emeklilik sisteminin işleyişi yönünden sigortacı bilirkişi tarafından yapılan detaylı inceleme ve değerlendirme sonucu aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir:
1. Davacı acentenin Bireysel Emeklilik Satış sertifikasına sahip olduğu ve acentelik yapmadan önce davalı şirkette Satış temsilcisi olarak şirket adına BES, Ferdi Kaza ve diğer ürünlerin tanıtım ve pazarlamasını yaptığı ve bilgi ile donanım yönünden yeterli olduğu kanısıyla, Polis Okulunda yapıları sunumlarda davalının ileri sürdüğü davacının takdim ve anlatımlarının kandırıcı ve hatalı davranışları konusunda ileri sürülen iddiaların dolaylı olarak alırdığı ve kesir bir teyidinin olmadığı hususundaki,
2. 2011 Yılında acente olarak davalı şirketin ürünlerini pazarlayıp şirket tarafından tekliflerin kabul görülerek BES sözleşmeleri ve Poliçeleri satışını gerçekleştirmiş olması dolayısıyla kendisine, Polis Okulları Akademi Başkanlığınca, bizzat Davalı tarafından Polis Okullarnda BES ve Ferdi Kaza Sigortaları hakkında sunum yapması Ve teklif alması amacıyla davalı şirket tarafından YETKİLİ ACENTE OLDUĞU belirtilmek suretiyle, Akademi Başkanlığına yetkilendirme talebinde bulunulup, Başkanlığın Yetkilendirme talebinin onayı ve ilgili Polis Okullarına bildirmesi üzerine davalı şirketçe görevlendirilmiş olduğu hususundaki,
3. Polis Okullarında sunuma başladıktan sonra, özellikle …Polis Okulundaki sunumlarında;
BES ile ilgili tanıtım yaparken “ Yıllık %10 Kâr Payı ile 30 yıllık Tahmini GELİR TABLOSU sunarak yasal olarak yetkisi olmadığı halde katılımcılara yanıltıcı bilgi vererek katılımcıların imzasının da olduğu
TEKLİFNAMELER tanzim ederek davalı şirkete gönderdiği,
Sunumlarında Genel Müdürün selamını getirdiği, bazı toplantılarda alakasız kişiyi Davalı şirket genel müdürü olarak takdim ettiği,
Sunumlarında hatalı kartvizit kullandığı,
Konularında yetkilerini aşarak taraflar arasında imzalanan Acentelik Sözleşmesi hükümleri ve Bireysel Emeklilik Aracıları Yönetmeliğinin maddelerine aykırı davrandığı gerekçesiyle acenteliğini 25.11.2017 tarihinde feshedildiği konusundaki davalının iddiaları ile davacının iddialarının, savunmalarının ve bu konudaki Yasal Mevzuat ile sektör tatbikatıyla ilgili değerlendirmelerin incelemesi ve yukarıda madde madde belirttiğimiz tespitler ile değerlendirilmesi neticesinde acentenin iptali için geçerli bir neden ve olay olamayacağı hakkındaki görüşümüz hususlarındaki,
4. Davalı acentenin, önceki bilirkişiler kurulunun Kök ve Ek Raporlarında tespit edilmiş olan 260.055,13-TL Portföy Tazminatına hak kazandığı hususundaki,
5. Davacı Acente ile Davalı Şirket arasında imzalanmış Ek — Komisyon protokolü çerçevesinde; Acentenin 2017,2018,2019,2020 yılları için acentelik portföyünden tanzim edilen ve davalı şirketin tabloda belirtmiş olduğu yıllar itibariyle FON BÜYÜKLÜĞÜ çerçevesinde toplamda 635.341,05-TL YILLIK FON ÖDÜLÜ almaya hak kazandığı,
Acentenin …Emeklilik A.Ş. ye kazandırmış olduğu ve davalı şirket kayıtlarında da yer alan 4-5 yıllık 2017 yılında üretilen Hep Destek Ferdi Kaza Poliçelerinin dönemsel yenilenmelerinde tahakkuk eden acentelik komisyonunun acenteye tahakkuklarında( Ek komisyon protokolü ve 5884 Sayılı Sigortacılık Kanunu 23/15 md. Uyarınca) Ödenmesi hususlarındaki,
6. Davacı acentenin Polis okullarında ve bilhassa …Polis Okulunda yapmış olduğu sunumlar dolayısıyla tanzim etmiş olup davalı…Emeklilik A.Ş. ye… Nolu Kargo ile göndermiş olduğu (Ek-B) Bireysel Emeklilik teklifleri ve Hep Destek Ferdi Kaza Sigorta teklifleri, ile PH 603010 Nolu Kargo ile gönderilip (Ek-C) sisteme girilmeyen Bireysel Emeklilik Tekliflerinin içinden; Davalı şirket tarafından kabul edilen teklifler sonucu sözleşmeye çevrilmiş (şirket adına ve acente portföyüne kayıtlı ) BES teklifleri ve Hep Destek Ferdi Kaza ya ait sözleşme ve poliçelere gereken acente komisyonun verilmesi Bunların dışında ki BES ve Hep Destek Ferdi Kaza poliçeleri ve teklifnamelerin değerlendirmeye alınmayarak sözleşme ve poliçe haline getirilmeyen tekliflerin değerlendirilmeye alınması kararı davalı şirketin yetkisi içinde olup tanzim edip etmemmek hususunun ihtiyarında olması ve tanzim edilmemesi dolayısıyla, davacı acente açısından bunlardan doğacak komisyon alacağının doğamayacağı hususu dolayısıyla ( her ne kadar TTK.121/4 md. si uyarınca Başlamış işlerin tamamlanamamış olması Sebebiyle uğranılan zararın tazmini hükmü gereği) bu işlemler bir zarar kabul edilse dahi her iki tarafında zararının mevcut olduğu açıktır. Sonuçta davacı acentenin bu konuda bir kamisyon alacağının tahakkuk etmemiş olduğu hususundaki,
7. Davacı ve davalı tarafından ileri sürülen ve yapılmış bulunan satış sunumları sonucunda tarafların ticari itibarlarının kayba uğradığı yönünden yapıları talepler ile davacı tarafın Polis Okullarında yaptıkları sunumlarda ki her türlü yaptığı gider mahiyetindeki masrafları talep konusunda, acentelik sözleşmesinde davalı şirket tarafından karşılanacağına dair bir madde bulunmadığı dolayısıyla verilip verilemeyeceği hususundaki, davacının manevi tazminat talebi konusunda karar merciinin Mahkemenin yetkisinde olduğu hususundaki,
8. Davacı acentenin, bir seçenek olarak, Heyete bu aşamada dâhil olan bilirkişi …’in mesaisine dayalı bir seçenek olarak ve takdiri tamamen yüce Mahkemenin değerlendirmesine muntazır bulunarak, aşağıda belirtildiği miktarda toplam tazminata hak kazandığının tespit edilmiş olduğunun gözünde bulundurulup değerlendirilmesinin düşünülebileceği ve buna göre yapılan saptamalarda: Portföy Tazminatı 260.055,13 TL + Yıllık Fon Ödülü 635.341,05 TL = Toplam 895.396,18 TL olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Murat Canyürek’in 06.11.2020 tarihli ek görüşünde;
”…Yüce Mahkeme, EK RAPOR sürecinde BİREYSEL EMEKLİLİK ALANINDA UZMAN SAYIN BİLİRKİŞİ …’i Heyete dâhil etmiştir. Sayın Önder, EK RAPOR sürecinde, kendi uzmanlık alanında çok uzun bir mesai ile, kapsamlı bir EK RAPOR tanzimini sağlamış ise de, sunulu EK RAPOR’a intikal eden tespitler benim uzmanlık alanımın dışında olduğundan, bu EK RAPOR ile ilgili görüş oluşturmamın ve beyanda bulunmamın mümkün olmadığını…” beyan etmişlerdir.
Davalı vekili iş bu bilirkişi raporuna itiraz etmiş olup, dosya kapsamında alınan raporların kanaat verici olduğu değerlendirildiğinden davalı vekilinin yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 22.02.2022 tarihli dava değerinin arttırılması dilekçesi ile; dava dilekçesinde 2.000,00-TL olarak istedikleri fon ödülünü 633.341,05-TL artırarak 635.341,05-TL yıllık fon ödülünün, fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, 1.000,00-TL olarak istedikleri portföy tazminatının (portföy mülkiyet hakkı) 259.055,13-TL artırarak 260.055,13-TL portföy tazminatının, fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek faizi ile birlikte, fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek faizi ile birlikte 30.000,00-TL manevi tazminatın, 1.000,00-TL müspet zarar ve 1.000,00-TL ücret/komisyon alacağının fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan en yüksek faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini talep etmişlerdir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin davalı tarafça haksız feshedildiği iddiasıyla feshin haksız olduğunun tespiti, haksız fesih nedeniyle müspet zararların tazmini, komisyon alacağı, portföy tazminatı ve fon ödülü alacağının tahsili taleplerine ilişkindir.
Taraflar arasında 10/06/2016 tarihli Acentelik sözleşmesi ve 01/08/2016 tarihli Ek Protokol imzalandığı, sözleşmenin davalı tarafından Beşiktaş … Noterliğinin 24/11/2017 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiği hususlarında çekişme bulunmamaktadır.
Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının polis okullarında davalı adına … tanıtımı yaptığı, davalı tarafça; davacının Polis Okullarında Bireysel emeklilik Sözleşmesi (BES) konusunda Ekim 2017 yılında davalı adına yaptığı BES satışlarında gelir tablosu ve kartvizite ilişkin tespitlerinde feshe konu sunumun iyi niyet ve dürüstlük kurallarına, mevzuata ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle davacıya Beşiktaş … Noterliği 07/11/2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile davacıdan savunma talep ettiği, davacının Kartal … Noterliği 15/11/2017 tarih …yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi ile tablonun tüm BES satışlarında kullanılmayıp bilgi amaçlı hazırlandığı, kartvizit için davalı müdürlerinin onaylarının alındığı, kartvizitin 07/11/2017 tarihli ihtarname ile haberdar olunan yeni kartvizit formatına göre düzeltildiğini ve konuları müzakereye hazır olduğunu belirttiği, davalı taraf ise savunmaları kabul etmeyerek davacının işlemlerinin usulsüz, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına, mevzuata ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olduğu gerekçeleriyle davacı ile aralarındaki acentelik sözleşmesini Beşiktaş … Noterliği 24/11/2017 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshetttiği anlaşılmaktadır.
Çekişme konularından ilki, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı yanca feshinin haklı olup olmadığının tespit edilmesine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları ile Beşiktaş … Noterliği 24/11/2017 tarih ve … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi incelendiğinde davalının davacı ile akdettiği acentelik sözleşmesini; davacının yaptığı sunum ve satış işlemlerine ilişkin müşterilerden gelen şikayetler ve taleplerin soruşturularak sunum ve satış işlemlerinin iyi niyet ve dürüstlük kurallarına, bireysel emeklilik, sigortacılık ve sigorta aracıları hakkındaki mevzuata ve taraflar arasındaki sözleşmeye ciddi aykırılıklar içerdiği, savunma talep edilmesine ve sözlü uyarılara rağmen ihlali davranışlara devam edildiği, müşterilere gerçeklikle alakası olmayan beyanlarda ve iyi niyet ile dürüstlük kurallarına aykırı taleplerde bulunulduğu, bu davranışlar nedeniyle sözleşme ve acentelik ilişkisini devam ettirme imkanı kalmadığı gerekçesiyle feshettiği görülmüş, davalının hem davalıdan savunma istediği hem de feshe dayanak yaptığı davacının beyan ve davranışları kapsamında yapılan değerlendirmede; davacı acente, BES ve Ferdi kaza sigortaları hakkında sunum yapmak üzere davalının Polis Akademisi Başkanlığı’na gönderdiği 29/09/2017 tarihli yetkilendirme yazısı ve Polis Akademisi Başkanlığının da Polis Okullarına gönderdiği 05/10/2017 tarihli yazısı ile 10/10/2017 tarihinde sunum yapmaya başlamış ve toplam on okulda çalışmalar yapmış, savunma istenen ve sonrasında fesih sebebi olarak gösterilen… Emeklilik AŞ’nin yıllık %10 kar payı ile 30 yıllık Tahmini gelir tablosu kullanması hususunda kullanılan kelimelerin kar veya getiri taahhüdü anlamına gelmediği, bilgi vermek amacıyla tahmini rakamlar sunulduğu, bu rakamların 01/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren ve tanıtımlarda kesin olmayan muhtemel getiri oranlarını kullanabilme esnekliği sağlayan … sayılı BES Sisteminde Kullanılacak Muhtelif Birikim ve Geri Ödeme Tablolarına İlişkin Genelge uyarınca belirlenmiş rakamlar çerçevesinde uygulandığı belirlendiğinden ve bu hususun taraflar arasındaki sözleşmeye, mevzuata aykırılık teşkil etmemesi nedeniyle feshe dayanak gösterilen bu sebebin haklı olmadığı değerlendirilmiş, davacının tanıtım kartı – kartvizit kullanımına ilişkin olarak davalının davacıya ilişkin gönderdiği görevlendirme yazısı ile sunumlar neticesinde yapılacak kazanımların doğrudan davalı lehine olduğu, davacının doğrudan poliçe tanzim etme yetkisinin olmaması ve davalının görevlendirmesi ile davalıyı temsilen sunumlar yapılması hususları dikkate alındığında davacının iddia olunduğu gibi acente olduğunun belirtilmediği ve acenteliğe ait bilgilendirmelerin yer almadığı bir kartvizit kullanması sözleşmenin feshini gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilmiş, özellikle davacının cevabi ihtarnamesinde bu hususu müzakereye ve değişikliğe hazır olduğunu belirtmesi ile davalının fesih ihtarnamesinde davacının eylemlerine ve kullanıma devam ettiğinin tespit edildiği iddiasının soyut nitelikte olması dikkate alındığında bu fesih sebebinin de haklı olmadığı değerlendirilmiş, son olarak fesih ihtarnamesinde fesih sebebi olarak sunum ve satış işlemlerine ilişkin müşterilerden gelen şikayet ve talepler gösterilmiş olup, 17/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda da belirtilen şikayet dilekçelerinin tamamı incelendiğinde, davalı personellerince davacının yaptığı işlemlerin yanlış ve geçersiz olduğu beyanlarına karşılık davacının yalan beyanda bulunduğu izlenimi uyandırılarak davacının yalan beyanda bulunduğu gibi şikayetlere yol açtığı ve yine davalı personellerinin de dahil olması ile 2 ayrı hesap açıldığı ve bu nedenle güvenin yitirildiğine ilişkin şikayette de yine davalı personellerinin davranışları nedeniyle şikayete neden olunduğu, burada davacıya yüklenebilecek bir kusur bulunmadığı değerlendirildiğinden davalının feshinin haksız olduğu neticesine varılmıştır.
Davacının portföy tazminatı talebi yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmede; fesih durumunda TTK.m.122/f.3 ve Sigortacılık Kanununun 23/16.maddeleri uyarınca aranan koşulların gerçekleşmesi halinde acentenin portföy tazminatı (denkleştirme tazminatı) istemesi mümkündür. 5684 sayılı kanunun 23/16.maddesi ve 6102 Sayılı TTK’nın 122.maddesi uyarınca davacı acentenin portföy tazminatı talep edebilmesi için sözleşmenin sona ermesi ve bunun acentenin kusuruna dayanmaması, müşteri çevresinin genişletilmesi, müşteri çevresinin sağlayıcıya devredilmesi ve sağlayıcının bu müşteri çevresinden önemli menfaatler elde etmesi ve hakkaniyetin gerektirmesi koşullarının bir arada olması gerekmektedir. Bu kapsamda yapılan değerlendirmede; sözleşmenin davacıya izafe edilecek kusurlu davranış bulunmadığından davalı tarafça haksız olarak feshedildiği belirlendiğinden sözleşmenin sona ermesi ve bunun acentenin kusuruna dayanmaması koşulunun gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacı acentenin sadece aracılık etmesi, doğrudan poliçe tanzim etme yetkisinin bulunmaması ve poliçe tanzim etme yetkisinin sadece davalıda olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda davacının aracılık etmek suretiyle elde ettiği müşteri çevresinin davalı sigorta şirketine (müşteri çevresinin doğrudan davalı şirket nezdinde oluşması nedeniyle) devredilmesi koşulunun da gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Son olarak sözleşme ilişkisi sona erdikten sonra da davalı sigorta şirketinin, acentenin müşteri portföyünden önemli bir menfaat elde etmeye devam ediyor olması koşulu bakımından yapılan inceleme ve değerlendirmede; davacının fesihten sonra hangi müşterilerini kaybettiği ve hangi müşterilerinin davalı şirkette kalarak poliçe yaptırmaya devam ettiği hususlarında somut bir delil bulunmadığı gibi davalının sadece menfaat elde etmesi yeterli olmayıp, davacının kazandırdığı müşteri çevresinden bu sayede önemli bir menfaat elde etme koşulu arandığından önemli bir menfaat elde edildiği hususu da mevcut delillerle ispatlanamamıştır. Davalının davacı aracı acentenin kazandırdığı müşteri çevresinden önemli menfaat sağlamadığı dikkate alındığında, portföy tazminatı talebi için TTK 122/f ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 23/16.maddesinde aranan bu koşulun (önemli menfaat elde etme koşulunun) gerçekleştiği kanıtlanamadığı gibi, bunun yanı sıra somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, davacıya portföy tazminatı ödenmesinin hakkaniyete uygun olduğunu gösteren dosyada herhangi bir delil yoktur. Yukarıda da belirtildiği gibi portföy tazminatı istenebilmesi için aranan koşulların kümülatif olarak gerçekleşmesi gerektiğinden sigorta şirketinin önemli bir menfaat elde ettiği ve hakkaniyetin gerektirdiği koşulu gerçekleşmediğinden davacının portföy tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının müspet zararlara ilişkin talebi yönünden yapılan değerlendirmede; somut olayda taraflar arasında sözleşme, her ne kadar yukarıda değerlendirildiği üzere haksız fesih olarak nitelendirilmişse de sonuç olarak taraflar arasındaki sözleşme feshedilmiş olduğundan, sözleşmenin feshi halinde ancak müspet zararlar istenemeyeceğinden, ancak uğranılan menfi zararlar istenebileceğinden davacının sözleşmenin feshi nedeniyle müspet zararlarına ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; davacı acente, davalının haksız feshi ve akabinde gerçekleştiği iddia edilen davalının haksız eylemleri nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuş olup, Manevi zarar, malvarlığında bir azalmayı değil, kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. TBK’nın 58. maddesine göre, kişilik hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar paranın ödenmesini dava edebilir. Somut olayda davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, davalının davranışının davacının kişilik haklarını ihlal ederek bu tarz bir zarara yol açmış olması gerekir. Davacının kişilik haklarının nasıl ihlal edildiği hususu açıklanmadan ve ispat edilmeden manevi tazminata hükmedilmesi mümkün değildir. (Yargıtay 11 HD, 02/07/2014 tarih, 2014/6575 – 2014/12690 E.K sayılı ilamı). Dosya kapsamına göre, feshin haksız olması kişilik haklarını zedeleyen bir durum olarak değerlendirilemeyeceği gibi davalının fesihten sonraki hangi davranışlarının kişilik haklarını zedeleyici nitelikte olduğu hususunu ispata yarar somut delil bulunmadığı gibi davacının, kişilik haklarının veya markasının ne şekilde zarara uğradığını ispata yarar herhangi bir somut delil de bulunmadığından davacının manevi tazminat talebi de yerinde görülmemiştir.
Davacının fon ödülü alacağına ilişkin yapılan değerlendirmede; taraflar arasında imzalanan 01/08/2016 tarihli ek komisyon protokolüne göre acentenin yıl sonu fon ödülüne hak kazanabilmesi için acentenin o yıl 30.000,00-TL tutarında ferdi kaza sigortası üretmesi ve yıl sonu fon büyüklüğünün bir önceki yıldan fazla olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. 17/11/2020 tarihli ek raporda da belirlendiği üzere; davacı acentenin 2015 ve 2016 yıllarında fon ödülü alacağına hak kazanmış olduğu ve davalının davacıya 2015 yılı için 53.685,38-TL, 2016 yılı için ise 70.652,38-TL ödeme yaptığı, davacı acentenin fesih tarihi olan 25/11/2017 tarihi itibariyle 19.406.582,18-TL fon büyüklüğüne ulaşıldığına dair belge sunduğu, davalı acentenin ise 31/12/2017 tarihli fon büyüklüğü olarak belirttiği rakamın ise 19.938.425,28-TL olduğu ve davalının 2017 yılı fon büyüklüğünün 2016 yıl sonundaki 15.139.654,15-TL fon büyüklüğünden fazla olduğu, bu durumda 01/08/2016 tarihli ek komisyon protokolünde düzenlenen yıl sonu fon büyüklüğünün bir önceki yıldan fazla olması koşulunun gerçekleştiği, 2017 yılı ferdi kaza sigorta tahsilatının ise 57.465,00-TL olduğu, bu durumda o yıl 30.000,00-TL tutarında ferdi kaza sigortası üretmesi koşulunun da gerçekleştiği ve netice olarak davacı acentenin fon ödülü alacağı için 01/08/2016 tarihli ek komisyon protokolünde düzenlenen koşulları 2017 yılı için yerine getirdiği ve 2015 ile 2016 yılında olduğu gibi 2017 yılında da fon ödülü alacağına hak kazanmış olduğu, yine bilirkişi raporunda davalının 2017-2018-2019-2020 yılları için belirlenen yıl sonu fon büyüklüklerinin binde 5’i oranında hesaplanan fon ödülü tutarları 2017 yılı için 99.692,13-TL, 2018 yılı için 127.527,13-TL, 2019 yılı için 177.204,36-TL, 2020 yılı için 230.917,43-TL olmak üzere toplam 635.341,05-TL olarak hesaplandığından 635.341,05-TL yıllık fon ödülü alacağının fesih tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Maddi tazminat talebinin KISMEN KABULÜNE;
A-635.341,05-TL yıllık fon ödülü alacağının fesih tarihi olan 24/11/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B-Davacı yanın diğer maddi tazminat taleplerinin REDDİNE,
2-)Davacı yanın Manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 43.400,14-TL harçtan peşin alınan 614,79-TL harcın ve 15.240,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 27.545,35-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 614,79-TL peşin harç, 15.240,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 15.895,89-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan 4.800,00-TL vekalet ücreti, 195,00-TL davetiye / tezkere gideri olmak üzere toplam 4.995,00-TL’nin red ve kabul oranına göre 3.421,97-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 87.887,52-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davalı tarafından yapılan 113,50-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 35,74-TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Maddi tazminat yönünden; Davalı vekili uruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 39.687,72-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Manevi tazminat yönünden; Davalı vekili uruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-)Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin iadesine,
Davacı şirket yetkilisi ve davacı şirket vekilinin ve davalı vekilinin (e-duruşma) yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır