Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/728 E. 2018/757 K. 13.08.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/728 Esas
KARAR NO : 2018/757
DAVA : HAKEM KARARININ İPTALİ
DAVA TARİHİ: 06/08/2018
KARAR TARİHİ: 13/08/2018
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin …-… E.K. Sayılı dosyası yetkisizlik kararı ile mahkememize gönderilmiş olmakla, mahkememizde görülmekte olan Hakem Kararının İptali davasının yapılan incelemesi sonunda ;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı …’in 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun (RKHK) hükümlerini ihlal edip, haksız bir ihtarname keşide ederek, tek taraflı, herhangi bir feshi ihbar süresi de vermeden, tüm bayilik ve alt bayilik ilişkilerini sona erdirdiğini, davalı …’in hukuka aykırı eylem ve işlemlerine karşı önce … Asliye Ticaret.Mahkemesinde dava açıldığı, …- … E.K. sayılı sayılı kararı ile davada taraflar arasında akdedilen sözleşmelerde tahkim şartı bulunduğu gerekçesiyle dava hakemde görülmek üzere görevsizlik kararı verilerek reddedildiğini, verilen işbu kararın Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinleşmesi üzerine , taraflarınca varılan mutabakat ile dava oluşturulan hakem heyetinde görülerek 11.07.2017 tarihli nihai kararı ile sonuçlandırıldığını, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin ifa yeri, taraflar arasındaki ilişkinin yoğun olarak cereyan ettiği, etkilerini gösterdiği yer ve Rekabet İhlali Haksız Fiilinin etki ve sonuçlarını gösterdiği yer … olduğu halde , Hakem Heyeti Kararında “olayın özelliklerine” aykırı biçimde, itirazlarına ve dilekçedeki taleplerine rağmen, tahkim yerinin İstanbul olarak belirlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca ; işbu davanın konusunu teşkil eden Hakem heyeti kararı ile davada “Rekabet İhlali nedeniyle açılan davanın reddine, bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle açılan davanın kısmen kabulüne” karar verildiğini, vekiledeninin tazminat taleplerinin tamamına karar verilmediğini, eksik inceleme yapıldığı ve tazminat talepleri eksik olarak hüküm altına alındığından fazlaya dair hakları bakımından verilen red kararının; vekiledeni yönünden usule , yasaya ve hukuku aykırı olduğunu beyanla ;
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin ihlalinden kaynaklanan ve kamu düzenine aykırılık içeren, rekabet ihlali nedeniyle tazminat talepleri hakkında davanın tefriki ile ihtilafın bu kısmının görüm ve çözüm yerinin Devlet Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, rekabet ihlalinin yargılama konusu edilerek bu konudaki taleplerinin reddine dair (Hüküm fıkrasının 1. Maddesi) usule, yasaya ve hukuka açıkça aykırı olduğundan, kararın bu kısmının iptaline,
Davanın kısmen kabul edilen 1.250.000,00 TL kısmı baki kalmak ve bu husustaki hakları saklı kalmak kaydıyla (Hüküm fıkrasının 2. Maddesi), kısmen kabul edilen bu konudaki belirsiz alacak ve tespıt davası talepleri eksik hüküm altına alınmış olması nedeniyle, vekiledeni lehine fazlaya ilişkin haklarımız bakımından kararın kismi olarak iptaline.
Yargılama harç ve masrafı ve vekalet ücretinin 1.100.000 TL esas alınarak, Hakem ücretinin ise 3.110.000 TL den olmak üzere, iki ayrı rakamı baz alarak kargaşaya sebep olunması, Dava dilekçesinde dava değeri açıkça yazılı olduğu halde bundan saparak, neye göre tespit edildiği belli olmayan 3.110.000TL üzerinden ve de yanlış hesaplama ile belirlenmiş olmasının, usule, yasaya ve asgari tarife ile dava değeri bakımından hukuka açıkça hukuka aykırı ve fahiş oluşu nedeniyle (Hüküm fıkrası 6. Madde) davacıya yükletilen kısmının kısmen iptali ile dava değeri olan l.110.000 TL harç değeri üzerinden hesaplanarak düzeltilmesine,
Nihai kararın hüküm fıkrasının (3.) maddesinin korunmasına,
Nihai karann hüküm fıkrasının (5.) maddesine ilişkin kısmının vekiledenine yükletilen masrafların, kararın iptal edilen kısımları için yeniden hesaplanması suretiyle iptaline,
Nihai kararın hüküm fıkrasının (4.) maddesine ilişkin kısmında davalı karşı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin iptaline,
Bayilik sözleşmemizin haklı olarak feshedildiğine dair karar gerekçesinin ve karşı oy şerhinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, vekiledeni şirket ile davacı şirket arasında 01.12.1999 tarihli … Abonelik Merkezi Sözleşmesi bağıtlandığını, vekiledeni şirketin sözleşmenin ifası için üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen, davacı şirketin 2008 yılından itibaren sözleşmeyi ihlal etmeye başladığını, sözleşmesel ilişkinin devamı amacıyla iyiniyetle hareket eden …’in ise bu ihlaller karşısında öncelikle davacı şirkete ihtarnameler gönderdiğini, bu ihtarnamelerde vekiledeni şirketin davacı şirketten ihlallerini gidermesini, aksi halde sözleşmenin feshine dair hakkının saklı olduğunu ihtar ettiğini, davacı şirketin hiçbir şekilde sözleşmeye aykırılıkları gidermediğini, daha da ileriye giderek vekiledeni şirketin rakibi olan başka bir operatörün ürünlerini satmak suretiyle sözleşmedeki açık münhasırlık şartını da ihlal ettiğini, mahkemenin yetkisi açısından HMK 410 madde hükmü geçerli olup, bu düzenleme uyarınca huzurdaki davada yetkili mahkemenin tahkim yeri mahkemesi olan İstanbul mahkemesi olduğundan, huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğundan usulden reddi gerektiğini beyanla , davanın öncelikle yetkisizlik sebebiyle usulden reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esasten reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; hakem heyeti kararının iptali talebine ilişkindir.
… 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin …-… E.K. sayılı 08.03.2018 tarihli yetkisizlik kararı üzerine dosya mahkememize tevzii edilmiştir.
Dava konusu 11.07.2017 tarihli tazminat konulu tahkim yeri ” İstanbul “olan hakem heyeti kararı ile ; ” Davacının davasının kısmen kabulü ile ;
Davacının rekabet hukuku kurallarının ihlali iddiasına dayanan tazminat taleplerinin tamamen reddine,
Davalının, bayisini koruma ve destekleme yükümlülüğünün ihlali şeklinde gerçekleşen sözleşmeye aykırılık fiilini işlemiş bulunduğu ve bu sözleşmeye aykırılık sebebiyle ortaya çıkan davacı taraf zararlarının giderilmesine yönelik olarak, kendisine ödenecek tazminat miktarının 1.250.000-TL( Birmilyon ikiyüzellibin TL) olarak takdir ve tespitine,
Ne var ki hakem heyeti taleple bağlı olduğundan sözleşmeye aykırılığa dayalı tazminat olarak 110.000 TL’nin (yüzonbin TL) davacıya ödenmesine, söz konusu meblağa dava tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan reeskont faizi işletilmesine,
Davanın kabul edilen ( tazminat miktarı olarak belirlenen) kısmına göre hesaplanan 61.450 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın reddedilen kısmına göre hesaplanan 78.100 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Yargılama için harcanan ve taraflarca (5.000 TL’si davacı ve 35.000 TL’si davalı tarafından) ödenen avanstan karşılanan (30.000 TL hakem sekreteri ücreti. 7.500 TL bilirkişi ücreti, 2.600 TL duruşma salonu ve bant çözüm masrafı, takriben 400 TL’de tebligat giderlerinden oluşan ) toplam 40.500 TL ‘den davanın kabul ve red oranına göre 24.300-TL ‘sinin davacı, bakiye 16.200 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından sadece 5.000 TL avans ödendiğinden, bakiye 19.300 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hakem Ücret Tarifesine göre dava değeri üzerinden hesaplanan ve tamamı avans olarak davalı tarafından ödenen toplam net ( KDV, stopaj) vb. kesintiler hariç) 179.400 TL hakem ücretinden davanın kabul ve red oranlarına göre 107.640 TL’nin davacıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye 71.760 TL’nin davalı uhdesinde bırakılmasına, zamanaşımı konusundaki farklı gerekçe hariç oybirliği ile ” karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’da tahkim yargılamasında görevli mahkeme konusunda 410 ve 439. maddelerde düzenlemeler yer almakta iken 15.03.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 7101 sayılı Kanun’un 57. maddesiyle HMK 410. madde, 60. maddesiyle de HMK 439. madde değiştirilmiştir. Ayrıca 53. madde ile 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 15. maddesinde yapılan değişiklik ve 54. madde ile bu Kanuna eklenen ek 1. madde ile de görevli mahkeme konusunda ihtiyari tahkim ve milletlerarası tahkim arasında paralellik sağlanmıştır. Kanun’un 55. maddesiyle de 5235 sayılı Kanun’un 5. maddesinde değişiklik yapılmış ve iptâl davaları ticaret mahkemesinin heyet halince göreceği davalar arasından çıkarılmıştır.
Yapılan değişiklikler sonucu HMK’daki son düzenlemelerde; tahkim yargılamasında, mahkeme tarafından yapılacağı belirtilen işlerde görevli ve yetkili mahkemenin, konusuna göre tahkim yeri asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi olduğu, tahkim yeri belirlenmemiş ise görevli mahkemenin, konusuna göre asliye hukuk veya asliye ticaret mahkemesi, yetkili mahkemenin ise davalının …’deki yerleşim yeri, oturduğu yer veya işyeri mahkemesi olduğu (HMK 410/1), hakem kararına karşı yalnızca iptâl davası açılabileceği, iptâl davasının, tahkim yeri Bölge Adliye Mahkemesi’nde açılacağı, öncelikle ve ivedilikle görüleceği (HMK 439/1) belirtilmiştir.
Sözü edilen bu düzenlemeler mahkemelerin görevine ilişkindir. Görev düzenlemesi yapılan 7101 sayılı Kanun’da görev kuralına ilişkin yapılan değişikliklerin eldeki davalara uygulanıp uygulanmayacağı konusunda bir hükme yer verilmemiştir. Sonuç olarak uygulanması gereken geçiş hükmü bulunmamaktadır. Usul kuralları ve bu kapsamda yer alan görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, aksine düzenleme yoksa derhal uygulanacağından, yapılan görev kuralı değişikliklerinin kanunda istisna niteliğinde geçiş hükümlerine yer verilmediği için eldeki davalara da uygulanması gerekir.
Davanın 6100 sayılı HMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce ya da Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarihten önce açılıp açılmadığının da bir önemi bulunmamaktadır. Aynı şekilde sözleşme tarihi itibariyle hakem kararlarına karşı iptâl davası veya temyiz yollarından hangisine gidilebileceği hususundaki görüş ayrılığı da, 13.04.2018 tarih ve … Esas, … Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile giderilip sözleşme tarihine bakılmaksızın iptâl davası olarak belirlenmiştir. Sözleşme ve hakem kararının tarihine bakılmaksızın iç tahkim sonucu verilen hakem kararlarına karşı da sadece iptâl davası açılabileceğine dair İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda hüküm verildikten sonra yapılan kanun değişikliği ile 6100 sayılı HMK’nın 439. maddesine göre açılmış olan Hakem Kurulu kararının iptâli davalarının Bölge Adliye Mahkemeleri’nde görülmesi zorunlu hale getirilmiş olmakla, dosya üzerinden inceleme yapılarak Mahkememizin görevsizliğine, davanın bu sebeple usulden reddine karar verilmesi yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla:
HÜKÜM:
1-)Mahkememize açılan hakem kararının iptali konulu davada yasa değişikliği sebebiyle Bölge Adliye Mahkemeleri görevli kılınmakla davayı görmeye Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın bu sebeple USULDEN REDDİNE,
2-) Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, davacı ve davalılara gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren; iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle karar verildi . 13/08/2018

Başkan

Üye

Üye

Katip