Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/717 E. 2020/534 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/301 Esas
KARAR NO : 2020/533
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/05/2019
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Vekiledeninin davalı … Bankası müşterilerinden … müşteri numaralı … ile 27/08/2015 tarihinde …’ün kredi sözleşmesine kefil olmak için … bankası A.ş- …/EDİRNE şubesine gittiğini, gerekli imzalar atıldıktan sonra eşinin de imzasının gerektiğinin söylendiğini, müvekkilinin eşinin imza vermeyeceğini söylemesi üzerine …’e kredi veremeyeceğinin söylendiğini ve vekiledeninin bankadan ayrıldığını, akabinde …’ün Kredi almak için 09/10/2017 tarihinde vekiledeninin banka şubesine gidiş tarihinden 43 gün sonra bu kere … ’ı kefil olarak göstermek için davalı banka şubesine gittiğini, ancak vekiledeni … ile imza edilen sözleşme imha edilmek yerine davalı bankaca muhafaza edildiğini ve kefil …’a iş bu sözleşmenin imzalatıldığını, vekiledeninin kefil olduğunu davalı banka tarafında keşide edilmiş olan ve vekiledeninin kefil sıfatı ile yer verildiğinin … Noterliği’nin 29/03/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile haberdar olunduğunu, bu süre zarfından banka müşterisi olan aynı zamanda vekiledeninin abisi olan …’ün vefat ettiğini, vekiledeninin hem yaşadığı duygusal çöküntüden hem de kefil olduğunu söyleyen ihtarname, telefonlar, yasal takip baskısı ile borçlu olduğunun söylendiğini, vekiledenininde de kefil olduğunu sanarak 02.05.2017 tarihinde 60.000-TL, 10.05.2017 tarihinde 40.000-TL ödeme yaptığını, vekiledeninden 26/4/2017 tarihinde kefil olduğunu düşünerek … bankası … Şubesine başvurduğunu banka yetkililerince 02.05.2017 günü 100.000-TL ödeyeceğini geri kalan meblağı 16.06.2017 tarihinde ödeyeceğine dair belge imzalatıldığını, 10/05/2017 tarihinde ise” ….Kefaletimden dolayı 02.05.2017 tarihinde 60.000,00-TL, 10.05.2017 tarihinde 40.000,00-TL ödeme yapılmış olup, taraflarca mutabık kalınmak koşuluyla kalan bakiyenin 25.07.2017 tarihinde ödenmesi….” şeklinde imza alındığını, vekiledeninin tüm bu ödemeleri yaparken mevzu bahis kredi sözleşmesindeki kefaletinin geçerli olduğunu sanarak hareket ettiğini, zira vekiledeninin bu şekilde düşünerek hareket ettiğini, Vekiledeninin 12.06.2008 tarihinde … ile evlendiğini, kefil olduğu iddia edilen sözleşmenin imza tarihi olan 27.08.2015 tarihinde evli olduğunu, eşi …’ün sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş rızası bulunmadığını, dolayısıyla kefaletin geçerlilik şartının gerçekleşmediğini beyanla, davanın kabulüne, sebepsiz zenginleşme konusu; 60.000,00-TL(AltmışBinTürkLirası)’nin 02/05/2017 tarihinden, 40.000,00-TL’nin 10/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının vekiledeni bankaya yapmış olduğu ödemelerin, mütefevva …’e kullandırılan kredi borçlarına istinaden alındığını, vekiledeni bankanın sebepsiz zenginleşmesi söz konusu olmadığını, müteveffa … ile imzalanan kredi sözleşmesine istinaden bir kısım krediler kullandırılmışsa da, bu kredilerin geri ödemelerinin yerine getirilmemesi üzerine hesapların kat edildiğini ve usule uygun olarak borçlu ve kefillerine kat ihtarnamesi gönderildiğini, ihtarnamenin gönderilmesinden kısa bir süre sonra, borçlu/müşterinin vefat ettiğini, dava dışı asıl borçlunun kardeşi olduğu belirtilen davacı tarafından ilgili Şubeye gelindiğini ve ağabeyinin borcunu ödemek istendiğini belirttiğini, bunun üzerine Şube çalışanları tarafından yapılan incelemede, davacının Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesinde kefil sıfatıyla imzasının bulunduğunun görüldüğünü ve -kabul anlamına gelmemek kaydıyla- bu kefaletin geçerliliği değerlendirilmeksizin, maktu ödeme taleplerinden hazırlandığını ve davacı …’e imzalatıldığını, bu taleplerde görüleceği üzere, davacının, kefil olduğu zannıyla hareket ettiğine ilişkin bir emare bulunmadığını, zira kefalete istinaden ödeme yapılacağına ilişkin beyanın ilgili Şube tarafından bilgisayarda hazırlandığını, belirtilen ifadenin, bizzat davacı tarafından ileri sürülmediğini, davacı … tarafından talep edilen tarihlerde ödeme yapılacağına ilişkin olarak hazırlanan ve maktu olarak kefalete istinaden ödeme yapıldığı bilgisini içeren talep formunu imzalayan …’ün, beyanına uygun olarak iki seferde toplam 100.000,00-TL ödeme yaptığını, vekiledeninin Bankaca bu ödemeler alınarak …’e kullandırılan kredilerden mahsup edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının kefaletinin geçersiz olduğu ve yapılan ödemenin de yalnızca kefalete istinaden yapıldığının kabul edildiği halde dahi, “kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı” ilkesi gereğince huzurdaki davanın reddi gerektiğini,
davacı …’ün kefaletinin şeklen geçersiz olduğu varsayımında dahi, bizzat davacı tarafından talep edilen tarihlerde ve bedellerde ödenen borcun bu kez davacıya iade edilmesi gerektiğinden söz edilemeyeceğini, davacının hataya düştüğü kabul edildiğinde bile, vekiledeni bankanın irade sakatlığı yaratacak bir kusuru olmadığından, davacının zararını doğuran fiile razı olduğunun kabul edilmesi ve kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bu kusurundan, davacının lehine hak yaratılmaması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava;Sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini sunmuş davada;… müşteri numaralı …’ün … bankası … Şubesinde müvekkili tarafından kefil sıfatı ile imzalanan sözleşmenin imza kısmı, … bankası A.Ş tarafından gönderilen … Noterliği’nin 29/03/2017 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname, müvekkiline imzalatılan 26.04.2017 tarihli belge, müvekkiline imzalatılan 10.05.2017 tarihli belge, müvekkiline imzalatılan 29.05.2017 tarihli dair belge, 02.05.2017 ve 10.05.2017 tarihinde yapılan ödemelere ilişkin dekontlar, … Noterliği 15.08.2017 tarih … yevmiye numaralı ihtarname, …’e ait vukuatlı nüfus kayıt örneği, tüm Banka Kayıtları ve ödeme dekontları … bankası A.ş …/Edirne Şubesi, gerektiğinde keşif, bilirkişi incelemesi, bilirkişi raporları, yemin delillerine dayanmıştır.
Davalı vekili delil ve belgelerini sunmuş davada;Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi Sureti, 29.03.2017 tarihli ve 2474 yevmiye sayılı ihtarname, davacının ödeme beyanlarına dayanmıştır.
Mahkememiz tarafından … bankası … Şubesine müzekkere yazılarak bankaları şubesinde bulunan davacı …’e ait banka kayıtlarının ve davacı tarafından yapılan ödemeye ilişkin dekontların mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … bankası … Şubesi tarafından cevaben istenilen evrakların Mahkememize gönderildiği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından … bankası A.Ş.’ye müzekkere yazılarak davacı …’e çekilen ihtarnameden sonra davacının hesabına bloke konulup konulmadığı, konulduysa tarihinin bildirilmesi istenilmiş olup davalı … bankası A.Ş. Vekili tarafından cevaben kredi borçlusu/dava dışı …’ün kefili konumundaki davacı …’e, … Noterliği aracılığıyla 29.03.2017 tarihinde hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini ve …’ün … ve … numaralı vadesiz TL hesaplarına 03.04.2017 tarihinde, … ve … namaralı vadesiz TL hesaplarına ise 16.08.2017 tarihinde bloke tesis edildiğini ve sonrasında tüm hesaplardaki blokelerin 03.05.2019 tarihinde kaldırıldığı bildirilmiştir.
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilecektir.
TBK’nın 584/1 Maddesi “Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olayda davalı banka tarafından dava dışı …’e kullandırılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kât edildiği ve hesap kat ihtarnamesinin kefil olarak davacıya tebliğ edildiği, Genel Kredi Sözleşmesinde her ne kadar davalının imzası olmuş olsa da sözleşme imzalanırken davacının eşinin rızası alınmadığı, bu sebeple sözleşmenin geçersiz olduğu, davacı müteselsil kefilin, davalı bankanın ihbarı üzerine banka şubesine giderek bankaya kısmi ödemede bulunduğu, ödeme tarihi itibariyle kendisinden istenen tutarı kısmi olarak ödeyen davacı kefilin kendisinden geçerli olmayan sözleşmeye binaen tahsil edilen miktarı yukarıda da belirtildiği üzere sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda davalıdan talep edebileceği ve ortada geçerli bir sözleşme olmaması nedeniyle davacının da tacir olmadığıda göz önünde bulundurularak yasal faiz uygulanması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulü ile 60.000,00 TL’nin 02.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 40.000,00 TL’nin 10.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
1-)a)60.000,00 TL’nin 02.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)40.000,00 TL’nin 10.05.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 6.831,00-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 1.707,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.123,25-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı, 1.707,75-TL peşin harç, 6,40-TL vekalet harcı, 87,30-TL davetiye-teskere gideri olmak üzere toplam 1.845,85-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 13.450,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya / vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.