Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/69 E. 2019/277 K. 27.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/51 Esas
KARAR NO : 2019/195
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2016
KARAR TARİHİ : 06/03/2019

Mahkememizde görülen Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine 10.04.2007 tanzim ve 30.09.2010 vade tarihli 77.000,00 USD miktarlı bonoyo istinaden 05.08.2013 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, 28/01/2014 tarihinde ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edildiğini, davalı-alacaklının kötü niyetli bir şekilde 150.000,00 TL gibi son derece büyük bir ödemeyi dosyaya beyan etmemesi üzerine taraflarınca …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına 29.02.2016 tarihinde sunulan dilekçeleri ile alacaklı ile müvekkili arasında tek borç ilişkisinin işbu takip dosyasının olduğu belirtilerek 150.000,00 TL ‘lik ödemenin mahsubunun talep edildiğini, talebin reddi üzerine memur işleminin şikayeti yoluna gidildiğini, şikayetin kabulü ile alacaklıya muhtıra çıkarılmasına karar verildiğini, davalı alacaklının muhtıraya verdiği cevap verdiğini, taraflar arasında başka borç ilişkisi bulunmadığını, ödemenin banka dekontu ile ispat edildiğini beyanla … İcra Müd’ün … Esas sayılı dosyasına istinaden 06/11/2015 tarihinde banka havalesi yolu ile davalı-alacaklı hesabına yapılan 150.000,00 TL ‘nin ödenmiş olduğu göz önüne alınarak bu bedel yönünden müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, icra kanalı ile satılan taşınmazı ihale ile aldıklarını, taşınmazın davacı adına tescil edildiğini, davacının eşi tarafından taşınmaz kaydına tedbir konduğunu, davacının taşınmazın yarı tutarını ödeyeceğini taahhüt ettiğini, bu taahhüt nedeni ile 150.000,00 TL havale yaptığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, görevsizlik kararı üzerine Mahkememize tevzi edilmiştir.
Dava dayanağı takip dosyası getirtilmiş incelenmesinde, davalı tarafından davacı aleyhine 10/04/2007 keşide ve 30/09/2010 vade tarihli, 77.000 USD miktarlı, keşidecisi davacı ve lehtarı davalı olan bonoya dayalı olarak, 05/08/2013 tarihinde başlatılan takip olup ödeme emrinin davacı borçluya 28/01/2014 tarihinde 7201 sayılı Yasanın 21/2.maddesine göre tebliğ edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesi ekinde sunulan dekontun incelenmesinde, davacı hesabından davalı hesabına 06/11/2015 tarihinde 150.000,00 TL gönderilmesine ilişkin olduğu görülmüştür.
Davalının savunması ekinde sunduğu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin incelenmesinde, davacı ile davalı arasında 28/12/2015 tarihinde imzalandığı, 10/04/2007 tarihli satış vaadi sözleşmesinin eki olduğunun belirtildiği, taşınmazın yarısının satıcı davacı tarafından alıcı davalıya bedeli ödenmiş olduğundan bila bedel satılması ve tapu işlemlerinin yapılması yönünde konu belirlendiği, alıcını satıcıya 77.000 USD karşılığı 125..000 TL’sini 10/04/2007 tarihinde ödediği, tapudan satışın en geç bir yıl içinde yarısının alıcıya hiçbir şarta bağlı olmaksızın yapılacağı, yapılmadığı takdirde 5-a uyarınca 77.000 USD’yi 5-b uyarınca taşınmazın ödeme günündeki gerçek değerinin yarısına isabet eden tutarı üzerinden satıcının alıcıya nakden ödeyeceği, 5-a kapsamında ödeme yapılması halinde, ikinci miktardan düşüleceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür.
Dava 2004 sayılı Yasanın 72.maddesine dayalı menfi tespit istemini konu almaktadır.
Davacı, davalı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipten sonra haricen yaptığı ödeme oranında borçlu olmadığının tespiti talep etmiş, taraflar arasında başkaca borç ilişkisi olmadığını, muaccel borç ilişkisinin takip dosyası olduğunu, Türk Borçlar Kanununun 102.maddesi uyarınca ispat yükünün, ödemenin mevcut borç ilişkisi olan icra takibine istinaden yapılmadığı iddiasında olan davalı tarafta olduğunu iddia etmiştir.
Davalı ise ödemenin taraflar arasında akdedilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden yapıldığını savunmuştur.
Yukarıda özetlendiği üzere takip tarihi 05/08/2013, ödeme emrinin davacı borçluya tebliğ tarihi 28/01/2014, yapılan ödeme tarihi ise 06/11/2015 tarihidir. Davalının savunmasında geçen sözleşme tarihi ise tüm bunlardan sonraki tarih olan 28/12/2015 tarihidir.
Ödeme savunmasında ispat yükü kural olarak borçlu üzerinde bulunmakta olup, ödeme yapıldığı hem dekont hem davalının aksi yönde savunması bulunmamakla, uyuşmazlık konusu değildir.
Uyuşmazlık ödemenin takip dosyası borcuna istinaden yapılıp yapılmadığı yönünde olup, ödeme tarihi itibari ile taraflar arasında borca ilişkin tek dayanak bonoya dayalı takip olup, davalının savunmasında ileri sürdüğü sözleşmede davacının nakdi borç altına girdiğine dair bir ibare bulunmadığı gibi, aksine davacının edimi taşınmaz yarı payının devrine ilişkindir. Sözleşmenin hiçbir yerinde davacının davalıya 150.000,00 TL ödeyeceği yazılı olmadığı gibi, sözleşme tarihi ödemeden sonradır. Davalı, davalının kendisine taşınmaz hissesine karşılık 150.000,00 TL ödeyeceğine dair yazılı herhangi bir delil sunmamıştır.
Ödeme tarihi itibar ile taraflar arasında güncel borç ilişkisi takip dosyası olmakla, ödemenin güncel muaccel borçtan başka bir borca istinaden yapıldığını iddia eden davalı, ispat yükünü üzerine almıştır ve muaccel ve takibe konulmuş borç dışında bir başka borç olduğunu ve ödemenin de bu borç için yapıldığını ispat etmek yükümlülüğü altında iken bu yönde hiçbir delil sunmamıştır.
Yanıt dilekçesinde davalının yemin deliline dayandığı nazara alınarak bu hakkı kullanıp kullanmayacakları sorulmuş, yemin teklifi üzerine davacı asil Mahkememiz huzurunda ödemenin sözleşme kapsamında yapılmadığı, bonoya istinaden yapıldığına dair yemini eda etmiştir.
Tekmil dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirilmekle, ispat yükü kendisine düşen davalının, ödemenin takip dosya borcu dışında başka bir muaccel borç için yapıldığını ispat edemediği kanaati ile davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın kabulü ile … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu borç sebebiyle davalıya 06.11.2015’te yapılan ödeme tutarı 150.000,00 TL tutarında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Alınması gerekli 10.246,50 TL harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile eksik kalan kısmın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı ile 2.561,63 TL peşin harcın ve davacı tarafından karşılanan 1.381,20 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre hesaplanan 14.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333.maddesi ile Yönetmeliğin 207.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.06/03/2019

Katip …

Hakim …