Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/676 E. 2020/311 K. 15.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/676 Esas
KARAR NO:2020/311

DAVA:Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ:20/07/2018
KARAR TARİHİ:15/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … … Nolu kasko poliçesi nezdinde açılan … hasar dosyasında; ….Tic.Ltd.Şti.’ne ait … plakalı aracın 09.09.2017 tarihinde …,…, … mahallesi … caddesi üzerinde seyri sırasında … sokağı kavşağında … rögar kapağı üzerinden geçişi sırasında, rögar kapağın açılarak aracın alt kısımlarına hasar verdiği, oluşan hasarın sigortalı araç sahibi firmaya ödendiği ve hasara neden olan rögar kapağından sorumlu … Genel Müdürlüğü’nden rücu talebi yapıldığı, ancak … Genel Müdürlüğü’nden hasarın karşılanmayacağı bildirildiğinden, davalı kuruluşun yapım, bakım ve denetim sorumluğu kapsamında yer alan kanalizasyon kapağının trafik güvenliğini ihlal eden bakım eksikliğinden kaynaklı zararlardan davalı kuruluş sorumlu bulunduğunu beyanla, davanın kabulüne, 47.083,98-TL tazminatın 09.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle işbu davanın idari yargının alanına girdiğini, vekiledeni idare tarafından mezkur yerde ki baca kapağının yenisi ile değiştirildiğini, herhangibir bakım, onarım v.b. ihtiyacı bulunmamakla birlikte vekiledeni idarece bir bakım eksikliğine mahal verilmediğini, davanın süresinde açılmadığını, kazanın meydana geldiği yerde hizmetlerin idare tarafından ihaleye çıkartılan şirketler tarafından yapıldığını, davanın iş bu şirketlere karşı açılması gerektiğini, taraflarına husumet yöneltilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının hasar bedeli olarak meblağın fahiş olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, tek taraflı maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı kasko sigortası ile sigortalı araçta meydana gelen hasardan dolayı sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 20.07.2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen Tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 30.04.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili davada; sigorta poliçesine, ödeme dekontu, ibraname ve temliknameye, kaza tespit tutanağına, kasko ekspertiz raporuna, rücu yazısına, bilirkişi incelemesi delillerine dayanmıştır.
Davalı vekili davada; idari yazılara, keşif, bilirkişi incelemesi ve sair delillere dayanmıştır.
Mahkememiz tarafından …’ye müzekkere yazılarak … no’lu Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan …. Tic. Ltd. Şti.ne ait … plakalı aracın hasar dosyası ve sigorta poliçesinin mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … tarafından hasar dosyası ve sigorta poliçesinin suretleri Mahkememize gönderilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın …’ne ihbar edilmesini talep etmiş Mahkememiz tarafından dava …’ne ihbar edilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulmuştur.
2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verilmiştir.
Zamanaşımı süresi işlemeye başladıktan sonra, borçlunun veya alacaklının bazı eylem ve işlemleri zamanaşımı süresinin işlemesini haklı olmaktan çıkarabilir ya da yeniden bu sürenin başlaması sonucunu doğurabilir. İşte bu hallerde zamanaşımının durması ve kesilmesinden söz edilebilir.
Zamanaşımını kesen sebepler TBK. m.154-157 maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK. 154/2 maddesi uyarınca borçlu aleyhine dava açılması halinde, zamanaşımı süresi kesilir.
Somut olayda; dava konusu trafik kazasının 09.09.2017 tarihinde meydana geldiği ve 2 yıllık zamanaşımı dolmadan davacı tarafından davalı aleyhine Mahkememizde de iş bu davanın 20.07.2018 tarihinde açıldığı ve TBK. 154/2 maddesi uyarınca zamanaşımının kesildiği ve dava tarihi itibariyle 2 yıllık zamanaşımının dolmadığı mahkememiz tarafından tespit edilmiş ve davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde yargı yolunun caiz olmadığı yönünde itirazda bulunulmuştur.
YARGITAY 17. Hukuk Dairesi 2017/3084 Es. ve 2017/7069 K. Sayılı ilamında “…. TTK’nın 3, 11, 16/1. maddeleri ve 2560 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı …’nin tacir, davacının iddia ettiği olayın ise haksız fiil niteliğinde olduğu ve tacirin haksız fiilinden kaynaklanan tazminat davasının adli yargıda bakılması gerektiği nazara alınarak işin esasına girilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” yönünde karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da, 2560 sayılı Kanuna tabi olan …’nin gördüğü hizmetin kamu hizmeti olmasına rağmen, faaliyetini özel hukuk kuralları altında yapması itibariyle TTK’nın 16/I. maddesi anlamında tacir sayılacağını ve tacir olan davalı ile davacı arasındaki haksız fiilden kaynaklanan (TTK’nın 3. maddesi) davaya bakma görevinin adli yargının görevine girdiğini 21.09.1983 gün ve Esas 1980/II – 2721 Karar, … sayılı kararında benimsemiştir. Bu doğrultuda Mahkememiz tarafından davalı vekilinin yargı yolunun caiz olmadığı yönündeki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde müteahhit firmanın yapmış olduğu iş sebebiyle taraflarına husumet yöneltilemeyeceği yönünde itirazda bulunulmuş ise de davalının kusursuz sorumluluğunun bulunması nedeniyle husumet itirazının yerinde olmadığı görülmekle mahkemece davanın esasına girilmiş olup davacının iddiaları ile davalının savunmaları ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller dikkate alınarak, rizikonun meydana gelmesinde kusur sorumluluğunun tespit edilmesi ve olay nedeniyle sigortalı araçta oluşan hasar miktarı ile ilgili olarak öncelikle yedek parça bedeli + işçilik + KDV gösterilmek suretiyle ayrıntılı değerlendirme ve hesaplama yapılarak araç hasar bedeli tespit edildikten sonra davacının davalıdan talep edebileceği miktarın tespiti kapsamında bilirkişi heyetinden alınan 22.01.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak: ”…. plaka sayılı aracın hasarının K.D.V DAHİL 47.083.98 TL olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsünün olayın meydana gelişinde kusuru olmadığı, davalı … Genel Müdürlüğü sorumluluğunda bulunan rögar kapağının bakım ve denetiminden kaynaklı %100 asli kusurlu olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu taraf vekillerine ve ihbar olunan vekiline tebliğ edilmiştir. Davalı vekili tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup dosyanın yeni bir heyete tevdi edilerek yeni bir rapor alınması talebinde bulunulmuştur.Bilirkişi heyet raporunun dosya kapsamında toplanan delillere uygun olması ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle Mahkememiz tarafından davalı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından 09.09.2017 tarihinde tek taraflı meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı araçta meydana gelen hasardan dolayı dava dışı sigortalıya ödenen bedelin tahsili amacıyla davalı aleyhine açılan rü’cuen tazminat davasında Mahkememizde yapılan yargılama sırasında alınan hükme dayanak teşkil etmeye elverişli bilirkişi heyet raporunda … plaka sayılı aracın hasarının k.d.v dahil 47.083.98 TL olduğu, … plaka sayılı araç sürücüsünün olayın meydana gelişinde kusuru olmadığı, davalı … Genel Müdürlüğü sorumluluğunda bulunan rögar kapağının bakım ve denetiminden kaynaklı %100 asli kusurlu olduğunun tespit edildiği, davacıya kasko sigortası ile sigortalı … plakalı aracın ruhsat bilgilerinden kullanım amacının ticari olduğu ve malikinin tacir olduğu bu sebeple avans faizi uygulanması gerektiği, davalının 05.04.2018 tarihinde temerrüte düştüğü anlaşılmakla davanın kabulü ile 47.083,98 TL rücuen tazminat alacağının 05.04.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
DAVANIN KABULÜ İLE;
1-)47.083,98 TL rücuen tazminat alacağının 05.04.2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 3.216,30-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 804,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.412,22-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 804,08-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 1.400,00-TL bilirkişi ücreti ve 250,00-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 2.495,18-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 6.920,92-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya / vekiline iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzünde, ihbar olunan / vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca … Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.