Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/654 E. 2019/588 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/654 Esas
KARAR NO: 2019/588

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/07/2018
KARAR TARİHİ: 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 01.07.2016 – 30.06.2018 tarihlerinde geçerli olmak üzere “Elektrik Abonelik Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden de kendisine ait ticari işletmede kullanılmak üzere elektrik enerjisi tahsis edildiğini, davalı borçlunun, Ekim 2016 ve Kasım 2016 dönemlerine ait tüketimin karşılığı olarak düzenlenen faturalarını son ödeme tarihi geçmiş olmasına rağmen ödemediğini, bunun üzerine müvekkil şirketin, davalı ile imzalanan sözleşmeye istinaden, Tarife Paketi Kullanım Şartları’nın davalı tarafından ihlal edilmesi nedeniyle sözleşmeyi tek taraflı feshedeceğini ve dönem sonu itibariyle fesih sebebiyle oluşacak cayma bedelinin faturaya yansıtılacağını davalıya bildirildiğini, bu bildirimden sonra davalı Ekim 2016 ve Kasım 2016 dönemlerine ait faturaları 16.01.2017 ve 17.01.2017 tarihlerinde ödediğini, ancak Aralık 2016, Ocak 2017, Şubat 2017 ve Mart 2017 dönemlerine ait faturalarını ise, son ödeme tarihi geçmiş olmasına rağmen ödemediğini, bunun üzerine, fatura ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı karşısında müvekkil şirket yönünden sözleşmenin katlanılamaz hale geldiğini ve daha fazla zarara uğramamak adına fesih hakkının kullanıldığını, müvekkili şirketin, davalı ile imzalanan sözleşmeye istinaden, Tarife Paketi Kullanım Şartları’nın davalı tarafından ihlal edilmesi nedeniyle sözleşmeyi tek taraflı feshettiğini ve 31.03.2017 itibariyle davalıyı portföyden çıkararak sözleşme gereğince davalıya en yüksek fatura tutarında 2 aylık cayma bedelini 28.04.2017 tarih ve …nolu 1.356,60 TL tutarlı faturasına yansıttığını, faturaların ödenmemesi üzerine, davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, ancak borçlu tarafından haksız yere yetkiye, borca itiraz edildiğini beyanla davalı-borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalının İ.İ.K.’nın madde 67/2 hükmü çerçevesinde alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde, takip yetkisiz icra dairesince yapıldığı gibi itirazın iptali davasının da yetkisiz mahkemede itirazın iptali davası açıldığını, öncelikli olarak dava ön şartı olan yetkili icra dairesinde takip yapma şartının gerçekleşmediğini, dolayısı ile yetkili mahkemenin, Konya Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, ayrıca tarafı ile davacı arasında yapılmış bir akdi ilişki bulunmadığını, zaten davacı tarafında sözlü anlaşma gereği böyle bir takip yaptığından bahsettiğini, ayrıca davacı, tarafının tacir olduğundan bahsetmiş ve yetkili mahkemenin sözleşme ile yetkili kılınabileceğini belirtmiş ise de, tacir ve tüzel kişi olmadığını, gerçek usulde şahsı adına vergiye tabii olduğunu, dolayısıyla davacının belirttiği sözleşme ile yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunun işbu davada geçerli olmadığını, esasa ilişkin olarak da davacı tarafla ne sözlü, ne yazılı, ne açık hesap ve nede faturaya dayalı herhangi bir alış-veriş yada ticari bir ilişki olmadığını, davacı tarafından düzenlendiği iddia edilen sözleşmeyi, borcu ve takibi kabul etmediğini, asıl borç olmadığından faize ve takibin ferilerine de itiraz ettiğini, ayrıca faizin fahiş hesaplandığını beyanla öncelikle yetki itirazlarının kabulüne aksi halde davanın esasından davanın reddine ve davacı tarafından takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE:
Dava; Elektrik bedeli alacağına dayalı başlatılan icra takibine davalı tarafın itiraz etmesi üzerine açılan İcra İflas Kanunu 67. Maddesine dayalı itirazın iptali talebinden ibarettir.
Davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı… A.Ş. tarafından, borçlu Güllüzar Boğçacı aleyhine; 3.339,14-TL fatura, 198,87-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.538,01-Tl alacağın tahsili için 24/05/2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 05/06/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun da süresinde 09/06/2017 tarihinde, takibe, borca, yetkiye, faize ve ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davacının dava dilekçesi incelendiğinde; davalının kendisine ait ticari işletmede kullanılmak üzere taraflar arasında Elektrik Abonelik sözleşmesi uyarınca elektrik enerjisi tahsis edildiğini beyan etmesi üzerine … Ticaret Müdürlüğüne ve … Vergi Dairesi Müdürlüğüne, …Odaları Birliğine müzekkere yazıldığı, müzekkere cevapları incelendiğinde davalının mükellefiyet kaydına rastlanılmadığı, gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunmadığı, Konya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinde esnaf kaydının bulunduğu bildirilmiştir.
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…….göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 Sayılı Yasa ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı yasanın 5/3.maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde olduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının, TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı Yasa ile değişik 4.maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise; tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların, Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği kuşkusuzdur.
Türk Ticaret Kanunun 3. maddesine göre ise, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” denilmektedir.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir.
YARGITAY 20. Hukuk Dairesi 08.10.2015 tarihli ve 2015/6610 Es., 2015/8894 karar sayılı ilamında “… davalının tacir olmadığı, esnaf olduğu, esnaf işletmesi işlettiği, dosyaya celp edilen abone dosyası içerisinde bulunan esnaf ve sanatkar sicil tasdiknamesi ve …Vergi Dairesi Müdürlüğünün 21.01.2014 tarihli müzekkere cevabı ve tüm dosya kapsamı ile sabit olmakla ve uyuşmazlığın TTK’nın 4/2. maddesinin “a-f” bentlerindeki hususlara ilişkin olmadığı anlaşılmakla görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. ” yönünde karar verilmiştir.
Somut olayda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenen mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde bulunmadığı, davalının tacir olmadığı ve …Birliği tarafından verilen müzekkere cevabında davalının esnaf olarak kaydının olduğunun bildirildiği anlaşılmakla ve yukarıda belirtilen Yargıtay kararında da belirtildiği üzere iş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla:

HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde, davalının yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır