Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/64 E. 2018/595 K. 29.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/64 Esas
KARAR NO : 2018/595
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 19/01/2018
KARAR TARİHİ: 29/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasında 20.06.2004 tarihinde LPG Bayilik anlaşması yapıldığını, anlaşmaya göre Davacı adresine Davalı …. AŞ tarafından LPG tankerlerle sevk edileceğini, anlaşmanın fiyatlandırma ve Ödeme ye ilişkin 26. maddesine göre “Bayiye satılacak LPG nin fiyatı ile perakende pampa satış fiyatı mevzuata uygun olarak “Otomatik Fiyat Kararnamesi” gereğince …. tarafından saptanır dendiğini, …. tarafından bayiye uygulanacak LPG Satış fiyatı ek protokol ile belirleneceğini, taraflar arasında düzenlenen Ek protokolün 1. maddesinde ise bayiye satılacak LPG Bedeli o günkü fiyatlar üzerinden örnekleme yapılmak sureti ile belirlendiğini, buna göre “bayiye satılacak LPG’nİn fiyatı yasal mevzuata göre belirlenmiş perakende satış fiyatından 285.00 TL/ton (Kdv hariç) bayi karı düşüldükten sonra bulunacak ton basına bedel olduğunu, 295,00 TL/ton olarak tespit edilen dağıtım payı davalı şirkete %3.4 davacı şirkete %96,6 oranında paylaştırılacağını, dağıtım payının azalıp çoğalması halinde de bayii için %96,6 dağıtıcı için %3,4 olarak belirlenen dağıtım payı oranlan değişmeyeceğini, Dağıtım payı; LPG’nİn …. çıkış fiyatına masrafların eklenmesi suretiyle oluşan fiyat ile …. bölgesindeki perakende satış fiyatı (pompa satış fiyatı) arasındaki fark olduğunu, ….’ın buradaki payı % 3.4 iken davacı şirketin payı %96,6 olduğunu, Ek protokolde örnekseme yapılarak verilmiş olan 285,00 TL/ ton ise o günkü fiyatlara göre verilmiş itibari bir değer olduğunu, zaten bu nedenle de ayrıca dağıtım payının azalıp çoğalması halinde bayi karı olan %96,6 oranının değişmeyeceği hüküm altına alındığını, dolayısıyla dağıtım payı ( o günkü satış fiyatlarına göre belirlenmiş 295,00 TL/ton) toptan ve perakende satış fiyatlarına ve maliyet masraflarına göre değişebilmekte olduğunu, davalı şirket sözleşmenin imzalanmasından 24.08.2009 tarihine kadar bu sözleşmeye istinaden ürün satın alınmış alınan bu ürünler için düzenlenen faturalarda protokol İle belirlenen dağıtım payı oranlarına yani dağıtım payının 9696,6 oranındaki kısmının müvekkilleri şirkete ödenmesi hükmüne riayet etmediğini, Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklarının saktı kalmak kaydıyla sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan 10.000,00 TL zararın doğduğu tarihlerden İtibaren işleyecek temerrüt faizi İle birlikte tahsilini bilvekale talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ile, müvekkilleri şirket ile davacı arasında 20.08.2004 tarihli ve 5 yıl süreli LPG İle çalışan karayolları taşıtları için ikmal İstasyonu Bayiliği sözleşmesi ve bu sözleşemeye bağlı Ek Protokol de imzalandığını, sözleşmenin olağan bitiş tarihi 20.08.2009 İken sözleşmenin olağan sona erme tarihinden evvel davacı şirket tarafından keşide edilen …. Noterliğinin … yevmiye no.lu ve 01.06.2009 tarihli ihtarnamesi ile 20.08.2004 talihli bayilik sözleşmesi 20.08.2009 tarihinden itibaren hüküm ifade etmek üzere tek taraflı olarak fesih edildiğini, ¿avaa taraf dağıtım payının %96,6 sına isabet eden miktarını ödemediği iddiası fffyasa koşullanve çalışma şekline bakıldığında gerçekle bağdaşmamakta olduğunu, davacı dağıtım payı oranlarının müvekkilleri şirket tarafından sözleşemeye uygun fatura edilmeyerek zarar uğradığını beyan ettiğini, LPG piyasasında sadece alınan LPG Fiyatı üzerinden kar oluşmamakta olduğunu, bu durumda nakliye masrafları, personel masrafları ile tesis maliyetleri, vergiler, harçlar vb. kalemler değerlendirildiğine dağıtım payı ortaya çıkmakta olduğunu, müvekkilleri şirkete dağıtım payının belirlenmesi konusunda sözleşme devam ederken hiç talepte bulunulmadığı gibi bu konuda bilgi talebi de olmadığını, kaldı ki müvekkilleri şirketin 1 bu husustaki defter ve kayıtları usulüne uygun tutulmakta olup herhangi bir usulsüzlüğe mahal verilmemekte olduğunu, yukarıda açıkladıkları ve sayın mahkemenin resen nazarıitibara alacağı sebepler ile toplanacak delillerle sabit olacağı üzere davanın esastan reddine masraf ve ücreti vekâletin davacı taraf yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava;
taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesine ilişkin maddi tazminat bedelinin davalıdan tahsiline ilişkindir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan bilirkişi raporu gerekçeli, denetime elverişli ve hüküm vermek için yeterli kabul edilmiş olup, usul ekonomisi gereği başkaca araştırma yapılmasına gerek görülmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, tarafların beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre ; taraflar arasında 20.08.2004 tarihli ve 5 yıl süreli “LPG ile Çalışan Karayolları Taşıtları için İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesi ” düzenlenmiş olduğu, bu sözleşmenin olağan bitiş tarihi 20.08.2009 iken sözleşmenin olağan sona erme tarihinden evvel davacı şirket tarafından keşide edilen …. Noterliğinin … yevmiye nolu ve 01.06.2009 tarihli ihtarnamesi ile 20.08.2004 talihli bayilik sözleşmesinin 20.08.2009 tarihinden itibaren hüküm ifade etmek üzere tek taraflı olarak fesih edildiği, taraflar arasında daha sonra 21/09/2009 tarihli 5 yıl süreli yeni bir bayilik sözleşmenin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında düzenlenen 20/08/2004 tarihli sözleşmenin eki olan Ek Protokolün 1. Maddesinde ” ……Bayiye satılacak LPG ‘ nin bedeli yasal mevzuata göre belirlenmiş perakende satış fiyatından 285 TL/ton (KDV hariç) bayi karı düşüldükten sonra bulunacak ton başına bedeldir. Bayi, …. veya yetkili makamlarca yasal mevzuata göre saptanan perakende satış fiyatlarının özerinde fiyatlarla LPG satışı yapamaz. 295 TL / ton olarak tespit edilen dağıtım payı taraflar arasında aşağıdaki şekilde paylaştırılacaktır. …. % 3.4 ve Bayi %96.6 = % 100 .
Dağıtım payının azalıp çoğalması halinde yukarıdaki paylaşım oranları değişmeyecektir. Bayiye düşen dağıtım payı, … perakende (KDV’siz) pompa satış fiyatı ile …. ‘ ın fatura edeceği fiyat arasındaki 285 TL/ton olacaktır……” hükmü mevcuttur.
Davacının bu dava ile bu ek protokolün 1. Maddesine göre taraflar arasında kararlaştırılan dağıtım payının eksik ödendiği iddiasıyla ek sik ödenen dağıtım bedelinin tahsilini talep ettiği görülmektedir. Öncelikle taraflar arasında akdi ilişki bulunduğu sabittir. Bu madde ile davacı şirketin dağıtım karı payının % 96.6 olduğu sabit olup dağıtım payının azalıp çoğalması halinde yukarıdaki paylaşım oranları değişmeyeceği de protokol ile belirlenmiştir. Ancak bilirkişi raporlarında açıklandığı üzere davacıya verilen dağıtım payı karının protokol hükümlerine aykırı ve eksik olarak hesaplandığı, davacıya 2007 yılında eksik ödenen dağıtım payının 101.744,01 TL, 2008 yılına ait eksik ödenen dağıtım payının 61.961,21 TL, 2009 yılına ilişkin eksik ödenen dağıtım payının ise 77.911,40 TL olduğu, davacı şirketin uğramış olduğu zarar miktarının bu şekilde toplamda 241.614,28 TL olduğu hesaplanmıştır. Davalı ise tacir olup ek protokolü imzalarken gerekli inceleme ve araştırmaları yapmak ve basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorundadır. Ek protokol tarafların serbest iradeleri ile imzalanmış olup, davalıyı da bağlamaktadır. Davalı kendi özgür iradesi ile imzalamış olduğu ek protokol uyarınca ve belirlenen oranda bayi dağıtım karını davacıya ödemek zorundadır. Sonradan birtakım gerekçelerle ve nedenlerle veya giderlerin arttığını ileri sürerek protokol hükümlerine aykırı davranamaz. Bu nedenle davalı protokole aykırı davranışı sonucu davacının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. Davalı davacının kendisini 21/07/2009 tarihli sözleşme ile ibra ettiğini ileri sürmüş ise de, 21/07/2009 tarihli sözleşmede davalının ibra edildiğine ve davacının önceki 20/08/2004 tarihli sözleşmeden kaynaklanan haklarından feragat ettiğine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığından davalının bu beyanları isabetli bulunmamıştır. Davacının toplam zararı 241.614,28 TL olarak hesaplanmış ise davacı sadece 10.000,00 TL talep ettiğinden taleple bağlı kalınarak bu miktara hükmedilmiş, mahkememizce 30/11/2015 tarih, … esas ve … karar sayılı “Davanın kabulüne ” dair verilen kararımız temyiz edilmesi üzerine;
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin … esas, … karar ve 09/10/2017 günlü ilamı ile ” … Dava konusu alacak belirlenebilir nitelikte olduğundan somut olayda belirsiz alacak davasının 6100 sayılı HMK.’ nun 107/1. maddesinde öngörülen şartları oluşmamıştır. Bu durumda öncelikle davacıya dava konusu yaptığı alacak miktarını bildirmesi ve bildirilen alacak tutarı üzerinden harç ikmalinin sağlanması, daha sonra işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik harç ile davaya devam olunarak karar verilmesi doğru görülmemiştir… ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Eldeki dava, davacı tarafça 30/09/2009 tarihinde harcı ikmal edilerek ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava olarak açılmıştır. Her ne kadar 6100 sayılı HMK’nın 109/2. maddesinde talep konusunun miktarının taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli olması halinde kısmi dava açılamayacağı düzenlenmiş ise de, davanın açıldığı tarihte 6100 sayılı HMK hükümleri yürürlükte değildir. 1086 sayılı HUMK hükümleri yürürlüktedir. HUMK uyarınca kısmi dava açılması mümkündür. 6100 sayılı HMK hükümleri, aynı Kanunun 448. maddesine göre tamamlanmış usul işlemlerini etkilemez. (Yargıtay 19. Hukuk dairesi esas no 2012/16281 karar no : 2013/1417) (Yargıtay 19. Hukuk dairesinin esas no: 2014/9983 karar no: 2014/15437) Dosyanın tetkikinde dosyanın bilirkişiye verildiği, rapor alındığı, 19/10/2015 tarihli celsede davacının sözlü yargılamaya geçilmesini talep ettiği , 30/11/2015 tarihli celsede ise fazlaya ilişkin hakları saklı olmak kaydıyla 10.000-TL’lik tazminatın doğduğu tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği bu sebeple davanın 10.000-TL maddi tazminatın dava tarihi olan 30/09/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davacıya verilmesine karar verildiği, (30/11/2015 tarihinde) Dosyamızın Yargıtay 19. Hukuk Dairesnin 2016/ 09/10/2017 tarihli … e. … K. Kararı ile “Taraflar arasındaki uyuşmazlık 26.06.2004 tarihli sözleşme ve eki protokolde belirlenen bayi kar payının eksik ödenmesi nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Dava konusu alacak belirlenebilir nitelikte olduğundan somut olayda belirsiz alacak davasının 6100 sayılı HMK.’ nun 107/1. maddesinde öngörülen şartları oluşmamıştır. Bu durumda öncelikle davacıya dava konusu yaptığı alacak miktarını bildirmesi ve bildirilen alacak tutarı üzerinden harç ikmalinin sağlanması, daha sonra işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik harç ile davaya devam olunarak karar verilmesi doğru görülmemiştir. Sonuç; Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün davalı yararına bozulmasına, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 09/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.” şeklinde bozulmasına karar verilmiş, mahkememizin … Esasına kaydı yapıldığı, davcı vekilinin 11/06/2018 tarihli dilekçesi ile dosya kapsamında 19/08/2015 tarihli bilirkişi ek raporu ile belirlenen 341614,28-TL üzerinden ıslah dilekçesi verilerek harç ikmal edildiği, ancak 231.614,28-TL için …. İcra Müdürlüğünün … e. Sayılı dosyasında 28/09/2016 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı, şeklinde beyanda bulunduğu, anlaşılmıştır.
Mahkememizce Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … esas, … karar ve 09/10/2017 günlü ilamına karşı direnilmesine karar verilmiş (davanın 30/09/2009 tarihinde harç ikmal edilerek fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak dava açıdlığı, davanın açıldığı tarihte 6100 sayılı hmk’nın yürürlükte olmadığı 1086 sayılı HUMK hükümlerinin yürürlükte olduğu, HUMK uyarınca kısmi dava açılmasının mümkün olduğu, 6100 saylı HMK hükümlerinin aynı kanunun 448 md.sine göre tamamlanmış usul işlemlerini etkilemeyeceği hususlarıda göz önüne alındığında; mahkememizce verilen 30/11/2015 tarihli ilk hükümde DİRENİLMESİNE, davanın açıklanan sebeplerle kabulüne karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … esas – … karar sayılı, 09/10/2017 günlü bozma ilamına karşı mahkememizin … esas- … karar sayılı 30/11/2015 tarihli kararında direnilmesine,
2-Davanın KABULÜNE ,
-Toplam 10.000,00 TL maddi tazminat tutarının davalıdan dava tarihi olan 30/09/2009 tarihinden itibaren 3095 SK.nun 2/2 maddesi uyarınca değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davalıdan alınması gereken 683,10 TL karar harcının davacıdan peşin alınan 135,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 548,40 TL karar harcının davalıdan tahsiline, ( …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas – … Karar, 2016/75 Harç nolu 03/03/2016 tarihli harç tahsil müzekkeresinin iadesine, )
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
5-Davacı tarafından yapılan ilk gider 163,10 TL, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 201,30-TL tebligat ile posta gideri olmak üzere toplam 2.864,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
6-Tarafların gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2018

Katip e-imza Hakim e-imza