Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/601 E. 2019/680 K. 03.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/601 Esas
KARAR NO: 2019/680

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/06/2018
KARAR TARİHİ: 03/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeni şirket tarafından davalı şirkete ait bulunan okulun bir takım yapı işlemlerinin yapıldığını ve gerekli malzeme sağlanarak yapılması gereken tüm yapım işlemlerinin yapılarak davalı şirkete bitmiş bir şekilde teslim edildiğini, yapılan işlemler neticesinde de 26.08.2017 tarihli, 15.900,50-TL bedelli, 29.08.2017 tarihli, 24.986,50-TL bedelli iki adet fatura kesildiğini, davalı tarafça söz konusu fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, davalı yanca 15.900,50-TL’lik faturaya ve borca takibe kısmen itiraz edildiğini beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.

CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı yanca icra takibine konulan rakamın fahiş olduğunu, kusurlu hizmet verildiğini, dolayısıyla fazla olan tutar için itiraz edildiğini, davacı şirket ile , vekiledeni şirkete ait binanın bodrum katının su alması nedeniyle, suyun kesilmesi işlemi için anlaşıldığını, ancak davacı şirketin suyu kesemediğini, su akıntısının yönünü değiştirmekle yetindiğini ve binanın su tarafından zarar görmesini ve bodrum katının su almasını engelleyemediğini ve su akıntısının kesilmemiş olması zeminin su almaya devam etmesine dolayısıyla başka zararların doğmasına neden olduğunu, davacı şirket tarafından hizmetin kusurlu verildiğini, dolayısıyla talep edilen rakamın işin değerinin çok üzerinde olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.

GEREKÇE:
Dava; faturadan kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının kısmi itirazı üzerine açılan İcra İflas Kanunu 67. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün …E sayılı takip dosyasına, ticari defter kayıtlarına, takip konusu fatura ve belgelere, bilirkişi incelemesine, tanık beyanlarına dayanmışlardır.
Davalı vekili davada tanık ve bilirkişi deliline dayanmıştır.
Davaya dayanak Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; takibin önce İstanbul …İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası üzerinden açılığı, yetkisizlik kararı ile Gaziosmanpaşa… İcra Müdürlüğü’ne tevzi edildiği, alacaklı … – … tarafından borçlu … A.Ş aleyhine 15.900,50-TL fatura, 24.986,50-TL fatura alacağı olmak üzere toplam 40.887,00-TL alacağın tahsili için 08.01.2018 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği, 11.01.2018 tarihinde süresinde kısmen borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde Mahkememizin yetkisine karşı ilk itirazda bulunulmuş olup davalı vekilinin yetki ilk itirazının İtirazın İptali davasına konu icra takibi her ne kadar Gaziosmanpaşa İcra Müdürlüğünde yapılmış olsa da Gaziosmanpaşa Adliyesinde Asliye Ticaret Mahkemesinin olmaması ve İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresi içerisinde olması nedeniyle Mahkememizin yetkili olmasından dolayı reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre Mali Müşavir bilirkişiden alınan 26/06/2019 tarihli raporlarında:
”…Davacı yana ait 2017 yılı İşletme defterlerinin bilirkişi incelemesine sunulduğu, TTK ‘da işletme defterinin kapanış tasdikinin yapılacağına dair bir hüküm bulunmadığı,
İşletme Defterinin, borç/alacak takibi yapılmasına elverişli bir defter olmadığı, deftere yapılan kayıtlarda, işlemin peşin, veresiye veya senetli olduğuna bakılmaksızın işlemle ilgili toplam tutarın kaydedildiği,
Davalının 2017 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu,
Davalı yanın incelenen ticari defterlerinde davacı yana takip tarihi (08.01.2018) itibariyle takibe konu 2 adet faturadan dolayı 20.887,00 TL bakiye borçlu olduğu,
Takibe konu 2 adet fatura davacı ve davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olup taraf ticari defterlerine göre düzenlenen fatura yönünden taraflar arasında çekişmenin mevcut olmadığı,
Davalı yanın incelenen ticari defterlerinde, davalı yan tarafından davacı yana 30.11.2017 tarihli 14969 no.lu iade faturası düzenlenmiş olduğu, düzenlenen bu fatura davacı yan 2017 yılı işletme defterinde kayıtlı olmayıp, bu faturanın davalı yan tarafından davacı yana tebliğ edilip edilmediği düzenlenen fatura içeriğinin ispata muhtaç olduğu,
Davalı yan cevap dilekçesinde, “davacı yanın kusurlu hizmet verdiğini, verilen hizmetten dolayı davalı yanın zarara uğradığını, işin gerektiğinin çok üzerinde bir rakam fatura edildiğini” beyan ettiği, dava dosyası incelemelerimizde davalı yan tarafından davacı yana “ayıp ihbarında” bulunulmadığı görülmüş olup, yapılan işin fatura bedeli ile uyumlu olup olmadığı ise uzmanlık alanımıza girmediğinden bu hususta bir inceleme yapılamadığı, davacı yanın davalı yandan takibe konu 2 adet faturadan dolayı 40.887,00 TL asıl alacaklı olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 10.12.2018 tarih ve 2017/511 Es., 2018/6434 K. Sayılı ilamında “….. davalı tarafından düzenlenen faturanın ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın alındığına karine teşkil eder.Mal alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir,davalı ancak bu hususu yazılı delillerle ispat edebilir.Mahkemece yanılgılı gerekçe ile ispat yükünün davacıya yükletilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” yönünde karar verilmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından 15.900,50-TL bedelli fatura ve 24.986,50-TL bedelli fatura olmak üzere toplam 40.887,00-TL’lik iki adet fatura düzenlediği ve bu bu faturalara dayalı davalı aleyhine icra takibi başlattığı ancak davalı tarafca kısmi itirazda bulunularak 15.900,50-TL’lik faturadan kaynaklı borca itiraz edildiği hükme dayanak teşkil etmeye elverişli 26/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda “Takibe konu 2 adet faturanın davacı ve davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu taraf ticari defterlerine göre düzenlenen fatura yönünden taraflar arasında çekişmenin mevcut olmadığı, davalı yanın incelenen ticari defterlerinde, davalı yan tarafından davacı yana 30.11.2017 tarihli … no.lu iade faturası düzenlenmiş olduğu, düzenlenen bu iade faturasının davacı yan 2017 yılı işletme defterinde kayıtlı olmadığı bu faturanın davalı yan tarafından davacı yana tebliğ edilip edilmediği düzenlenen fatura içeriğinin ispata muhtaç olduğu tespit edilmiş olup davalı vekili cevap dilekçesinde her ne kadar “davacı yanın kusurlu hizmet verdiğini, verilen hizmetten dolayı davalı yanın zarara uğradığını, işin gerektiğinin çok üzerinde bir rakam fatura edildiğini” beyan etmiş isede dava dosyası incelemelerimizde davalı yan tarafından davacı yana “ayıp ihbarında” bulunulmadığı görülmüş olup yargıtay kararında da belirtildiği üzere davalı tarafından düzenlenen faturanın ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın/hizmetin alındığına karine teşkil eder.Mal/hizmet alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya ait olmakla birlikte davalı tarafından da ancak bu husus yazılı delillerle ispat edilmesi gerektiği ancak davalı tarafından yazılı delillerle ispat edilemediği ve raporun sonuç kısmında davacı yanın davalı yandan takibe konu 2 adet faturadan dolayı 40.887,00 TL asıl alacaklı olduğu tespit edilmiş olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının Gaziosmanpaşa …İcra Müd. … Esas sayılı dosaysındaki kısmi itirazının 15.900,50-TL üzerinden iptaline, takibin asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;

HÜKÜM:
1-)Davanın KABULÜ ile davalının Gaziosmanpaşa … İcra Müd…. Esas sayılı dosaysındaki kısmi itirazının 15.900,50-TL üzerinden iptaline, takibin asıl alacağın takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-)Alacağın %20′ si oranındaki 3.180,10-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.086,16-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 271,55-TL harcın mahsubu ile bakiye 814,61-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 271,55-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 650,00-TL bilirkişi ücreti, 98,00-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.060,65-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacının gider avanslarından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya / vekiline iadesine,

Dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.