Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/598 E. 2020/182 K. 17.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/598 Esas
KARAR NO : 2020/182
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2017
KARAR TARİHİ : 17/03/2020

Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/688 Esas 2018/368 Karar sayılı dosyasında verilen yetkisizlik kararı kesinleşmiş olup, dosya tevzien mahkememize gönderilmiş olmakla yukarıdaki sıra numarasına kaydedilmiştir.
DAVA:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında davalı yana ait atık su arıtma tesisleri inşası için müvekkilinin yüklenici, davalı yanın iş sahibi olduğu atık su arıtma projesi sözleşmesi akdedildiğini, müvekkili tarafından iş akdi yerine getirilmiş olmasına rağmen davalı şirketin bedel ödeme borcunu tam olarak yerine getirmediğini, davalı şirkete usulüne uygun olarak 98.384,00 EURO bedelli fatura düzenlendiğini, davalı tarafın fatura bedelinin bir kısmını ödemesine rağmen bir kısmının halen ödenmediğini, davalı tarafın 12/04/2017 tarihi itibariyle 133.270,00 TL karşılığı 34.107,95 EURO takip tarihi itibariyle 34.213,31 EURO tutarında bakiye borcu bulunduğunu, bu bedel için …. İcra müdürlüğünün 2017/15071 esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, bu nedenle icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile yapılan sözleşmenin 20.maddesinde taraflar arasında vuku bulabilecek her türlü ihtilafın İstanbul Mahkemeleri ve icra müdürlüklerinin yetkili olduğunu, bu nedenle öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, esas hakkında ise müvekkilinin sözleşme gereği yükümlüleklerini yerine getirdiğini, alacak kalemlerini eksiksiz olarak ödediğini, davacının icra takibinin kötü niyetli olduğunu, bu neden davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, … İcra Müdürlüğü’nün 2017/15071 esas sayılı dosyası, Sözleşme, Hesap ekstresi, Fatura, Ticari Defterler, bilirkişi incelemesi, yemin vs. delile dayanmıştır.
Davaya dayanak ….İcra Müdürlüğü’nün 2017/15071 esas sayılı dosyasında; alacaklı … San.ve Tic. Ltd. Şti. – tarafından, borçlu … San. A.Ş. aleyhine; 34.107,95-Euro, 105,36-Euro İşlemiş faiz, olmak üzere toplam 34.213,31-Euro ( 136.890,88-TL) alacağın tahsili için 23/05/2017 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, 26/05/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 30/05/2017 havale tarihli dilekçesi ile borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davalının ikametgahının Gebze’da olması sebebiyle Gebze Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazıldığı ve mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre alınan 21/01/2019 tarihli SMMM Bilirkişi Raporunda özetle; Davacı … Sanayi A.Ş ile Davalı … Sanayi A.Ş nin davalı yana ait atık su arıtma tesisleri inşaası için sözleşme imzaladıkları, davacı tarafından taahhüdün, sözleşmede belirlenen sûre içinde tamamlanamadığı, konu hakkında taraflar arasında çok miktarda yazışma yapıldığı ve ihtilaf olduğu, imzalanan sözleşmeye göre işin bitiş tarihi 01.10.2016 olsa da davalı firma 30.01.2017 tarihinde yazılı ihtarname çekip işin 10.02.2017 tarihine kadar bitirilmesini ihtar ettiğinden, ceza başlangıç tarihinin 10.02.2017 olması gerektiği kanaatine varılmış, 31.03.2017 tarihindeki davacı faturası ile, davalı ceza faturası sonucu 10.02.2017 ile, 31.03.2017 tarihine kadar 49 gün geçtiği ve 49 günlük ceza tutarının 8.428 Euro olduğu dolayısıyla, 25.972 Euro kesilen ceza faturasının 17.544 Euro fazla hesaplanmış olduğu…bu yön ile davalının, davacı tarafa 17.544 Euro borçlu olduğunu tespit ve rapor etmiştir.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı borçludan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişilerden rapor alınmış 31/05/2019 tarihli bilirkişi heyeti kök raporunda özetle: davacı yanın ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre delil niteliğini haiz olduğunun mahkemenin belirlemesine muntazır bulunduğu ve takip tarihi itibariyle davalıdan 29.190,64 Euro alacağının kendi kayıtlarında işli olduğunu, davacının, davalıdan 23.05.2017 takip tarihi itibariyle; 34.107,95 Euro asıl alacak ( 03.04.2017 tarihi ile ) 105,36 Euro, 34.213,31 Euro talep ettiğini, yapılan mali inceleme ve yukarıda açıklanan gerekçeler ışığında davacının, davalıya kestiği sözleşme konusu fatura nedeniyle; 98.384 Euro fatura asıl alacağı olduğunu, -(34.000,00) Euro davalının 24.08.2016 tarihinde, -(35.193,36) Euro davalının 12.04.2017 tarihinde, -(25.972,00) Euro cezai şart olarak, 3.218,64 Euro alacağının olabileceğinin mali zaviyeden değerlendirildiğinden, nihai olarak, davacının, ilgili dönem TL karşılıkları da verilerek, netice-i talep ile Bağlılık İlkesi gözetimi ve istemin hangi para biriminden dermeyan edildiğinin değerlendirilmesi yüce Mahkemece yapılmak kaydı ile, davalıdan takip tarihi itibariyle;3.218,64 Euro asıl alacak, (12.878,10 TL) 3,85 Euro takip öncesi işlemiş faiz, (15,40 TL) 3.222,49 Euro toplam alacağının olduğu, (12.893,50 TL) davacının alacağına takip tarihinden itibaren devlet bankalarından Euro yabancı para için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz oranının dikkate alınması gerektiği bu oranında … Bankası kayıtlarından takip tarihinde yıllık %1.90 oranlı olduğu, icra inkar tazminatı vs. istemlerin mahkemece değerlendirilebileceğini, 25/11/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle: yanların Kök Rapor’a yönelik beyanları tarafımızca tetkik edilmiştir, buna nazaran; birinci Seçenek: cezai şart hesaplamasının, meselenin sayın Mahkemece yapılacak hukuki tavsif neticesi, yanlar arasındaki Sözleşmenin (15.2).maddesine müstenit olduğu sayın Mahkemece belirlenecek olursa, bu seçenekte kök rapor’da yer bulan görüşün bilirkişiliğimizce muhafaza edildiği, ikinci Seçenek: Buna karşılık davacı yanın kök rapor’a vaki itirazlarının kabul edilmesi gerekeceği yüce Mahkemece benimsenecek olursa, davacı yanın davalı yana ödemesi gereken cezai şartın 25.972,- Euro değil (25.972 / 170 X 49)= 7.486,05 Euro üzerinden hesaplanmak gerekeceği, bu durumda davacının Kök Rapor’da belirtilenden farklı olarak, takibe giriştiği andaki (23.5.2017) asıl alacak tutarının 21.704,59 Euro olacağı, işlemiş faiz istemi bakımından takibe girişme anında davacının işlemiş faiz isteme hakkının doğup doğmadığının takdirinin (her iki seçenekte de) mahkemeye ait bulunduğu, eğer bu hakkın doğduğu benimsenecek olursa takip anına kadar işlemiş faizin bu seçenekte Euro cinsinden 25,98 Euro olarak kabul edilebileceğini tespit ve rapor etmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; Taraflar arasındaki hukuki ihtilaf davacı yanın, 23/05/2017 tarihinde davalı borçlu aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2017/15071 esas sayılı dosyası ile; 34.213,31-Euro tutarlı alacağı için icra takibi başlatması karşısında, davalı yanın takibe itiraz etmesi üzerine davacı-alacaklının bu itirazın iptali davasını açtığı, davacı … Sanayi A.Ş ile Davalı … Sanayi A.Ş nin davalı yana ait atık su arıtma tesisleri inşaası için 19/07/2016 tarihinde sözleşme imzaladıkları, sözleşme tutarının 86.000,00-Euro, sözleşme süresinin 75 gün olduğu, davacı tarafından taahhüdün, sözleşmede belirlenen sûre içinde tamamlanamadığı, konu hakkında taraflar arasında çok miktarda yazışma yapıldığı ve ihtilaf olduğu, imzalanan sözleşmeye göre işin bitiş tarihi 01.10.2016 olsa da davalı firma 30.01.2017 tarihinde yazılı ihtarname çekip işin 10.02.2017 tarihine kadar bitirilmesini ihtar ettiğinden, ceza başlangıç tarihinin 10.02.2017 olması gerektiği kanaatine varıldığı, 31.03.2017 tarihindeki davacı faturası ile, davalı ceza faturası sonucu 10.02.2017 ile, 31.03.2017 tarihine kadar 49 gün geçtiği, davacı yanın davalı yana ödemesi gereken cezai şartın 25.972,- Euro değil (25.972 / 170 X 49 günlük cezai şart tutarının)= 7.486,05 Euro olduğu, davacının takibe giriştiği andaki (23.5.2017) asıl alacak tutarının 21.704,59 Euro olduğu hususunun tespit ve rapor edildiği
Öte yandan, TTK’nın 22. maddesi uyarınca tacir sıfatını haiz bir borçlu, fahiş olduğu iddiası ile cezai şarttan indirim yapılmasını isteyemez ise de; sözleşmede belirtilen cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahvına sebebiyet verecek derecede fahiş olduğunun saptanması halinde istisnaen cezai şarttan indirim yapılabileceği Yargıtay’ın kararlılık kazanmış içtihadı ile kabul edilmiştir.Bu durumda, cezai şarttan indirim yapılırken borçlunun ekonomik yönden yıkımına sebep olacak şekilde fahiş bir cezai şart kararlaştırılıp kararlaştırılmadığının saptanması gerekmektedir. Bunun için borçlunun iktisadi durumu, bilançosu uzman bir bilirkişiye ayrıntılı şekilde incelettirilip belirlenen cezai şart miktarının ekonomik yönden yıkıma neden olup olmayacağı belirlendikten sonra uygun sonuç dairesinde bir karar vermek gerekir.
Taraflar arasında 19/07/2016 tarihinde sözleşmeye göre sözleşme tutarının 86.000,00-Euro olduğu, davalı işveren firma tarafından Ceza faturasının 31.03.2017 tarihinde kesildiği ve gecikme cezasının davalı tarafından 25.972 Euro olarak talep edildiği, imzalanan sözleşmeye göre işin bitiş tarihi 01.10.2016 olsa da davalı firma 30.01.2017 tarihinde yazılı ihtarname çekip işin 10.02.2017 tarihine kadar bitirilmesini ihtar ettiğinden, ceza başlangıç tarihinin 10.02.2017 olması gerektiği, 31.03.2017 tarihindeki davacı faturası ile, davalı ceza faturası sonucu 10.02.2017 ile, 31.03.2017 tarihine kadar 49 gün geçtiği ve 49 günlük ceza tutarının (ihtarnamede cezai şart olarak 25.972/170X49= 7.486,05 Euro) 7.486,05 Euro olarak hesaplanması gerektiği göz önüne alındığında sözleşmede kararlaştırılan cezai şarta hükmedilmesi halinde yapılan işin bedeli ve cezai şart bir yıkıma sebebiyet verileceğinin açık olmasına göre, cezai şart alacağından dosyaya yansıyan delil ve belgeler kapsamına göre indirim yapılarak 7.486,05 Euro cezai şart alacağına hükmedilmesi gerektiği ve davacının takibe giriştiği andaki (23.5.2017) asıl alacak tutarının 21.704,59 Euro olduğu hususunun tespit ve rapor edildiği anlaşılmakla, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporlarına göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalının …. İcra Müdürlüğünün 2017/15071 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 21.704,59-Euro asıl alacak yönünden iptaline, takibin asıl alacağa (21.704,59-Euro) 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca 1 yıllık Euro mevduatına kamu bankalarınca uygulanan en yüksek faiz oranında faiz yürütülerek devamına,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-)Alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatı 17.368,44-TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 5.932,19-TL harçtan peşin alınan 1.653,31-TL mahsubu ile bakiye 4.278,88-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan peşin harç 1.653,31 TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı, 1.800,00-TL bilirkişi, 279,90-TL davetiye gideri ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.111,30-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 1.330,11-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 12.089,49 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 7.306,32 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair davacı … davalı vekilinin yüzünde, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/03/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza