Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/595 E. 2018/1282 K. 31.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/595 Esas
KARAR NO : 2018/1282

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 28/06/2018
KARAR TARİHİ : 31/12/2018

Mahkememizde açılan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasında;
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde ; haklarında soruşturma açılan şirket mal varlığını değerinin altında satmak suretiyle şirkete zarar veren ve bu suretle iflasına neden olan … A.Ş. yönetim kurulu üyeleri tarafından şirket mal varlığının yok edildiğini, şirket bilançoları gizlenmekte olup, şirketin tamamen yönetim zaafiyeti ile karşı karşıya kaldığını, şirketin 05.01.2017 günü yapılan Olağanüstü Genel Kurulunda, Yönetim Kurulu’na seçilen … …, …, A. … tarafından yönetildiğini, işbu kişilerin göreve geldikleri günden bu yana şirketin mali durumu ile ilgili hiçbir izahat vermediğini, şirketin 10
yıldır yapılmayan Olağan Genel Kurul toplantılarının yapılması ile ilgili hiçbir girişimde bulunmadıklarını, şirketin mallarını kendi lehlerine ve amaçlarına yönelik keyfi bir şekilde satan ve satış meblağlarını da nereye harcadıkları bildirmeyen şahısların şirketi ihya etmek bir yana ticari itibarını ve malvarlığını kaybetmesine yol açacak birtakım kararlar aldıklarını, bu suretle şirketi iflasa sürüklemeye çalıştıklarını, yönetim kurulunun, şirket ve şirket iştirakleri aleyhine açılmış ve açılan davalar ile şirket malvarlığına zarar ve şirket ortaklarının hak kaybına uğramalarına sebebiyet verdiklerini, şirket ortakları olan yönetim kurulu üyeleri, … A.Ş. iştirakleri olan şirketlere karşı birçok davalar açıldığını, davacı şirket Yönetim Kurulu üyelerinin üçüncü kişilerin şirkete olan borçlarını tahsil etme yönünde hiçbir girişimde bulunmadıklarını, vekiledeninin şirket yönetim kurulu başkanı olduğu tarih itibari ile şirket kayıtlarında yapılan incelemeler neticesinde … A.Ş.’nin … …’den, 42.488.75 Avro, 127.436,75 ABD Doları ve 1.475.297,25 TL; …’dan, 42.488.75 Avro, 124.749,75 ABD Doları ve 195.960,18 TL alacağı olduğunu vekiledeni tarafından 2009 yılında tespit edilen bu hususun o dönem şirketin yönetiminde bulunan kayyum heyetine de bildirildiğini, ancak kayyumlann şirket alacaklarına ilişkin hiçbir işlem yapmamaları üzerine, vekiledeni tarafından … Noterliğinden keşide edilen 25 Kasım 2009 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, yönetim kurulu üyelerinin şirketin iflasını istemeyerek yükümlülüklerine aykırı hareket ettiklerini , şirket ile ilgili halihazırda …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … nolu dosyasında devam eden iflas davası olup, şirket merkezine “Depo Kararı” tebliğ edildiğini, ancak, 7 gün içinde depo kararı yerine getirilmediğinden şirketin hukuken iflas ettirildiğini, 10 yıldır şirketin mali tabloları ile ilgili hiçbir denetiminin ve şirketin Olağan Genel Kurullarının yapılmadığını, mevcut yönetimin hem iflas davasını sürüncemede bırakarak iflas bakımından akıbeti havada bıraktığını ve hem de teknik ve hukuki yönden iflasın istenmesi gerekliliğini gözardı ettiğini, yönetim kurulu üyelerinin özen ve bağlılık yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, davalı şirketin, şirket malvarlığını ve şirket ortaklarının haklarını koruma ve gözetme şeklindeki sorumluluklarını yerine getirmediğini, TTK ‘nun 369’a aykırı hareket eden, vekiledeninin ve şirketin zarara uğramasına sebebiyet veren yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesi ve yerlerine kayyum atanması gerektiğini, Yönetim Kurulu Üyelerinin davranışlarının aynı zamanda haksız fiil teşkil ettiğini, şirket yönetimine özellikle mali konularda yetkin bir kayyum atanması gerektiğini beyanla, davalı şirketin; hukuken iflas etmiş olmasına rağmen, iflasını istemeyen yönetim kurulu üyelerinin azli ile şirket mevcudiyetinin belirlenmesi ve oluşan telafisi imkansız zararların sonuçlarının önlenebilmesi adına kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; şirket mal varlıklarının azaltıldığı, şirkete zarar verildiği ve bilançoların gizlendiği iddialarının tamamen gerçek dışı olup, vekiledeni şirketin malvarlıklarının azalmasına sebebiyet verenin bizzat davacının kendisi olduğunu, yeni yönetim tarafından vekiledeni şirket ve iştiraklerinin malvarlıklarına zarar vermek bir yana davacının yetkilisi olduğu dönemlerden gelen ve yıllardır ödenmemiş vergi borçlarının yeniden yapılandırmalarının yapıldığını ve ödemelerine başlandığını, davacının, vekiledeni şirkete karşı yasalara aykırı eylemleri ile ilgili olarak … Ağır Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda nitelikli dolandırıcılıktan cezalandırılmasına karar verildiğini, söz konusu karar bozulmuş olmakla birlikte davacının eylemlerinin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğunun Yargıtay Ceza Genel Kurul kararı ile de açıkça tespit edildiğini, vekiledeni şirketin malvarlıklarında bir azalma olmadığı gibi davacı ve ekibi tarafından hukuk ve kanuna aykırı eylemler sebebi ile azaltılmış olan malvarlıklarına ilişkin zararların tazmini hususunda kanuni ve yasal yollara başvurulduğunu ve davacı aleyhine … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile açılan sorumluluk davasında davacının vekiledeni şirketi zarara uğrattığının tespit edildiğini ve davacı aleyhine 500.000,00-TL tazminata hükmedildiğini, vekiledeni şirketin iştiraklerinden … ‘e ait taşınmazın değerinin altında satıldığı iddiasının asılsız olduğunu, vekiledeni şirketin davacı tarafından … A.Ş. lehine verilen ipoteklerin paraya çevrilmesi sonucunda satılan taşınmazların bedellerinin tahsili amacıyla masaya kaydı için … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile de kayıt kabul davası açıldığını, vekiledeni şirketin %99’una sahip olduğu ve yine davacının yönetiminde olan … A.Ş.’de (Yeni ünvanı … A.Ş.) yapılmış olan usulsüz ve kanuna aykırı sermaye artışı neticesinde hissesinin düşürülmüş olması nedeniyle …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile genel kurulun iptali davası açıldığını ve mahkeme tarafından genel kurulun iptaline karar verildiğini, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile genel kurul yapılması için kayyım tayini talep edilmiş olup davanın halen derdest olduğunu, vekiledeni şirketin iştiraklerinden olan … A.Ş.’nin maliki olduğu Bodrum’da bulunan otel ile ilgili olarak davacının şirket yetkilisi olduğu dönemde kira sözleşmesi düzenlenmiş ve yıllık 325.000-USD bedelle kiraya verildiğini, ancak 2013 yılından bu yana kira bedelleri tahsil edilmediğinin ve kiralananın da tahliye edilmediğinin tespit edilmesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile tahliye talepli takip başlatıldığını ve … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile tahliye davası açıldığını, Genel Kurul toplantısı iptal edilen … A.Ş.’de (Yeni ünvanı … A.Ş.) halen vekiledeni şirketin zararına işlemler yapmaya devam eden, yine iştiraklerden birinin taşınmazının 5 yıl süre ile herhangi bir kira bedeli ödenmeksizin kullanılmasına müsade eden ve şirketleri zarara uğratan davacının taleplerinin ne denli haksız ve mesnetsiz olduğunun açıkça ortada olduğunu, vekiledeni şirketin İİK 345/a maddesi ile ilgili olarak hiç bir aykırılığı söz konusu olmadığını, vekiledeni şirketle ilgili … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası tahtında devam etmekte olan bir iflas davası bulunduğunu, bu iflas davasına konu alacağın dayanağı olan bonoya ilişkin olarak … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası tahtında menfi tespit davası açıldığını, davanın derdest olup, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında da bu dava bekletici mesele yapıldığını, söz konusu bono davacının yönetimi sırasında düzenlenmiş olup, bononun vekiledeni şirketin mevcut yönetimi ile de bir ilgisi bulunmadığını, davacının tarafından kontrol edilen … tarafından işbu dava ile aynı konuda ve aynı gerekçeler ile …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile dava açılmış olup işbu dava dosyası tahtında yapmış oldukları tedbir taleplerinin reddine karar verildiğini beyanla , talebin reddine karar verilmesini istemişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; … A.Ş. Yönetim Kurulu Üyelerinin görevlerine son verilmesi ve şirkete tedbiren özellikle mali konularda yönetim kayyımı atanması talebine ilişkindir.
Davalı … … A.Ş. ‘nin İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun … sicil numarasında kayıtlı “…/İSTANBUL”adresinde faaliyet gösterdiği, ana sözleşmesinin 19/04/1977 tarihli olduğu, şirket ortaklarının … …, … … ve … olduğu ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmıştır.
Taraflarla ilgili ve delil olarak bildirilen … ATM’nin … E sayılı dava dosyası sureti UYAP üzerinden getirtilip incelenmiş, asıl ve birleşen davaların 27/04/2007 tarihli genel kurul toplantısının yoklukla malul olduğunun tespitine, alınan tüm kararların iptaline ilişkin olduğu, mahkemenin verdiği 15/03/2018 tarihli kararla davaların reddine/açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
… Ağır Ceza Mahkemesinin … E sayılı dava dosyasında şirket yönetim kurulu üyelerinin şikayeti doğrultusunda sanıklar … …, … …, … ve … hakkında … A.Ş. yönetim kurulu üyelerine karşı ayrı ayrı dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle TCK 158/1-h maddesi uyarınca cezalandırılmalarına karar verildiği, kararın Ceza Genel kurulundan geçtiği ve davacının eylemlerinin güveni kötüye kullanma suçunun oluştuğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır.
… ATM ‘nin … Esas sayılı derdest sayılı dosyasıda elden getirtilip incelenmiştir.
Görülen diğer davalara ilişkin karar suretleri dilekçeler ekinde ibraz edilmiştir.
TTK 364 (1) maddede; “Yönetim kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir madenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı halinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler. Yönetim kurulu üyesi olan tüzel kişi, kendi adına tescil edilmiş bulunan kişiye her an değiştirebilir.” hükmü düzenlenmiş olup yönetim kurulunun görevden alınması genel kurulun münhasır yetkilerindendir. Davacı iddialarında birden fazla dava dosyasına atıfta bulunarak yönetim kurulu üyelererinin görevden alınmasını talep etmişler ise de, talep yerinde ve yasal görülmemiştir.
Yine TTK 369 (1) maddede; ” Yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar.”hükmü düzenlenmiştir.
Davacı tarafından organların iş göremez hale geldiği yada şirketin organsız kaldığı hususu ileri sürülmemiştir. Zira şirket yönetim kurulu görevi başındadır. Hissedarlar arasında uyuşmazlık bulunması, menfaat çatışması olması başlı başına kayyum atanmasını gerektirmediği gibi, yönetimin karar almasına engel olmadığı, davacı tarafından kararlar aleyhine koşulları var ise her zaman iptal davası açabileceği açıktır. TTK’ da anonim şirketlere kayyum atanmasına ilişkin ayrıca özel bir düzenleme yoktur, ancak TTK’ nun 530 maddesinde anonim şirkete kayyum atanması için gerekli olan “Şirket organlarının gerekli sayının altına düşmesi, genel kurul ve yönetim kurul toplantılarının gerçekleştirilememesi, şirket yönetiminin sağlanamaması” gibi sebepler öngörülmüş olup, yine TMK’nun 403,427 maddelerinde de kayyum atanmasının hangi hallerde talep edilebileceği düzenlenmiştir. Somut olayda davalı şirketin bütün organlarının faal olarak çalıştığı, TTK’ nun 530. maddesinde öngörülen sebeplerin bulunmadığı, şirketin ticari faaliyeti olmasada henüz tasfiye sürecine girmediği, aleyhine iflas kararı verilmediği, zorunluluk olması halinde halen derdest olan ve … ATM nin … Esas sayılı dava dosyasında görülen iflas davasında gerekli önlemlerinde alınabileceği gereğine göre talebinin reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Dava, cevap dilekçesi ve dayanak belgeler ile dosya üzerinden karar verilmesi mümkün görülmekle, usul ekonomisi de nazara alınarak dosya üzerinden karar verilmiştir.
Bu itibarla;
KARAR
1-) Davanın REDDİNE,
2-)Harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-) Davacı yanca yapılan tüm giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.180,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-) Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluğunda, karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu oybirliğiyle karar verildi.31/12/2018

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır