Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/594 E. 2018/753 K. 10.08.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/594 Esas
KARAR NO : 2018/753
DAVA : Ticari Şirket (Yönetim Kurulu Kararının Butlanı-İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 27/06/2018
KARAR TARİHİ: 10/08/2018
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekiledeninin davalı şirkette 2005 yılından buyana pay sahibi olduğunu, davalı şirketin; payları … A.Ş. ‘nin Yıldız Pazarında “BOYP” kodu ile işlem görmekte olan bir hakla açık A.Ş. olduğunu, vekiledeninin şirket sermayesini temsil eden payların %2,18’ini oluşturan 5.629.000 lot payını doğrudan elinde bulundurduğunu, Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda 28 Mayıs 2018 tarihinde yayımlanan aynı tarihli şirket yönetim kurulu kararı uyarınca, davalı Şirketin 257.700.000 TL mevcut çıkarılmış sermayesinin %155,22 oranında artırılarak 657.700.000 TL’ye çıkarılacağının öğrenildiğini, söz konusu karar kapsamında sermaye artırımında, mevcut pay sahiplerinin yeni pay alma haklarının 1 kuruş (0,01TL) nominal değerli her bir pay için 1 kuruş fiyattan (1 lot için 1 TL’den) kullandırılacağının belirtildiğini, yani yeni pay alma haklarının, şirket paylarının …’da İşlem gördüğü piyasa fiyatı yerine, gerçek değerinin altında olan nominal değerinden kullandırılacağı karara bağlandığını, şirket ortaklarının zarara uğramaması için yeni pay alma haklarının primli değer üzerinden kullandırılması hususunun değerlendirileceği bildirilmesine rağmen henüz karara varılamadığını, vekiledeninin hak kaybına uğramaması için işbu davanın açıldığını, Sermaye Artırım Kararının, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 357. Maddesinde yer alan eşit işlem ilkesine açıkça aykırı olduğundan batıl olduğunu, sermaye artırımında yeni pay alma haklarının nominal değer üzerinden kullandırılması, sermaye artırımına katılmayacak veya katılamayacak olan küçük yatırımcıların halen sahip oldukları paylar üzerinde önemli değer kayıpları yaşanmasına sebep olacağı gibi, vekiledeninin de söz konusu Sermaye Artırım Kararı nedeniyle büyük zarara uğraması söz konusu olacağını, vekiledeni gibi küçük sermaye sahibi olan (%2,18) bir pay sahibinin, şirket içinde sahip olduğu hisse oranı çok ciddi boyutta azalacağını, ayrıca böyle bir sermaye artırımı sonucunda şirketin paylarının ve dolayısıyla vekiledeninin elinde bulundurduğu paylarında piyasa değerinin düşeceğini, yönetim kurulunun çoğunluğu oluşturan pay sahiplerinin menfaatlerini diğer pay sahiplerini dezavantajlı duruma sokma pahasına gözetmesi eşit işlem iİlkesine aykırılık oluşturduğunu, TTK’nın 391(1) maddesi uyarınca yönetim kurulunun eşit işlem ilkesine aykırı karar almasının bu kararın batıl olması sonucunu doğuracağını beyanla, davalı … Perakende ve Tekstil Yatırımları A.Ş’’nin Yönetim Kurulu’nun 28 Mayıs 2018 tarihli Sermaye Artırım Kararı’nın eşit işlem ilkesine aykırı olması sebebiyle butlanının tespitine, bu mümkün olmadığı taktirde , ilgili Sermaye Artırım Kararının kanuna ve dürüstlük kurallarına aykırılık nedeniyle TTK. nun 445. maddesi sebepleri gözetilerek iptaline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; TTK’nun 460(5) maddesi göndermesi uyarınca 448(2) maddesi gereği, işbu davanın, vekiledeni şirketin diğer pay sahipleri … Yönetimi A.Ş.. ve …. Serbest Fonu tarafından vekiledeni şirket Yönetim Kurulu’nun 28 mayıs 2018 tarihli kararının butlanının tespiti talebiyle daha önce açılan …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile ikame edilen dava ile birleştirilmesi gerektiğini,
Esasa ilişkin olarak vekiledeni şirket esas sözleşmesi’nin 6. maddesinin yönetim kurulu’na verdiği yetkiye istinaden alınan yönetim kurulu kararının, şirketin finansal yapısının güçlendirilmesi, likidite pozisyonunun iyileştirilmesi, sürdürülebilir bir bilanço yapısının kurulması amacıyla alınmış, şirketin finansal gerekliliklerine ve hukuka uygun bir karar olduğunu, davacının, vekiledeni şirketin finansman ihtiyacını kabul etmekle birlikte, payların primli olarak ihraç edilmesi ile de aynı amaca ulaşılacağını ileri sürmesi, şirket esas sözleşmesi uyarınca “nominal değerinin üzerinde veya altında pay çıkarılması” hususunda yetkili olan Yönetim Kurulu’nun bu takdir yetkisinin ve hukuka uygun bir şekilde aldığı kararın “yerindeliğinin” denetlenmesi anlamına geldiğini, buna karşın yargıtay içtihatları uyarınca vekiledeni şirket’in ticari faaliyetlerine ilişkin sermaye artırım kararının yerindelik denetimine tabi tutulması mümkün olmadığını, haksız davanın öncelikle bu sebeple reddi gerektiğini, Yönetim Kurulu’nun takdir yetkisi kullandığı kararlarında şirket ana sözleşmesine ve kanuna açıkça aykırılık olmadığı sürece hakimin yerin delik denetimi yapamayacağını, yönetim kurulu kararlarının yerindelik denetimine tabi tutulmasının bir anlamda hakimin yönetim kurulunun yerine geçecek şekilde davranması ve takdir yetkisine müdahale sonucunu doğuracağını,
TTK’nın 461. maddesinde de, kayıtlı sermaye sistemini kabul eden şirketlerde yönetim kurulunca alınacak sermaye artırımı kararında payların primli ya da primsiz bedel üzerinden çıkarılmasının nedenlerini açıklama zorunluluğu, rüçhan hakkının sınırlandırıldığı ya da kaldırıldığı hallerle sınırlı tutulduğunu, vekiledeni şirket Yönetim Kurulu kararında olduğu gibi rüçhan hakkının kullanımına herhangi bir sınırlama getirilmeyen hallerde ise bu hususta bir açıklama zorunluluğu dahi öngörülmediğini,
TTK’nın 461. maddesi uyarınca, rüçhan hakkının sınırlandınlmadığı ya da kaldırılmadığı hallerde, kayıtlı sermaye sistemini kabul eden şirketlerde yönetim kurulunca alınacak sermaye artırımı kararında payların primli ya da primsiz bedel üzerinden çıkarılmasının nedenlerini açıklama zorunluluğu bulunmadığını ve somut olayda rüçhan hakkının sınırlandınlmadığı ya da kaldırılmadığı nazara alındığında, davacının “payların primli değerden ihraç edilmesinin daha yerinde olacağına” dair şahsi değerlendirmesinin de soyut iddialarına dayanak teşkil edemeyeceğini,
TTK’nun 461. maddesi ile pay sahiplerine tanınan rüçhan hakkı, sermaye artırımı durumunda mevcut pay sahiplerine ellerindeki payların değer kayıplarını yeni paylardan alarak veya yeni pay alma haklarını satarak giderme imkanını vermekte olup, vekiledeni şirket yönetim kurulunun sermaye artırımına ilişkin kararında mevcut pay sahiplerinin yeni pay alma haklarında hiçbir kısıtlamaya gidilmemiş ve eşit işlem ilkesine uygun bir karar alındığını, dolayısıyla, haksız davacının da rüçhan hakkını kullanarak mevcut payları oranında yeni payları iktisap edebileceği ya da rüçhan hakkını satışa sunabileceğinin açıkça ortada olduğunu, kaldı ki rüçhan haklarının, payların primli değerleri üzerinden değil de nominal değerleri üzerinden kullandırılmasının rüçhan hakkının kullanılmasını zorlaştırmak bir yana aksine davacı da dahil olmak üzere tüm pay sahiplerinin rüçhan haklarını kullanmalarını ve böylelikle şirket’in ihtiyaç duyduğu finansmanın sağlanmasını daha da kolay hale getirdiğinin de kesin olduğunu, hal böyle iken, rüçhan hakkını kullanmayan ya da satışa sunmayan davacının, pay oranının azalacağından bahisle şirketin finansman ihtiyacının karşılanması bakımından elzem olan yönetim kurulu kararının iptal edilmesi gerektiğini ileri sürmesinin hukuken kabul edilemeyeceğini,
Yeni payların ihraç bedelinin. eski payların halihazır borsa rayicine uygun şekilde tespit edilmesi mümkün ise de, bu yolda herhangi bir kanuni veya sair zorunluluk bulunmadığını, TTK. nun 476. ve 347. maddeleri hükümleri saklı kalmak koşuluyla, mevcut payların borsa rayicinden düşük ihraç bedelli pay senetleri de çıkarılabildiğini, uygulamada bu durumun olağan olduğunu, TTK’nun 461. maddesi, pay sahiplerine ellerindeki payların değer kayıplarını yeni paylardan alarak veya yeni pay alma haklarını satarak giderme imkanını verdiğini beyanla, öncelikle esasına ilişkin bir inceleme yapılmaksızın, işbu davanın, vekiledeni şirketin diğer pay sahipleri … Yönetimi A.Ş. ve …. Serbest Fonu tarafından vekiledeni Şirket Yönetim Kurulu’nun 28 Mayıs 2018 tarihli kararının butlanının tespiti ve iptali talebiyle …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile ikame edilen dava ile birleştirilmesine, birleştirme talepleri kabul edilmemesi halinde vekiledeni Şirket Yönetim Kurulunun kanuna, şirket esas sözleşmesine ve dürüstlük kuralına uygun 28 Mayıs 2018 tarihli kararının butlan ve iptali talep edilen haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, sermayenin artırılmasına ilişkin 28.Mayıs 2018 tarihli Yönetim Kurulu Kararının butlanının tespiti ve iptali talebinden ibarettir.
Getirtilip incelenen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasında; …. Serbest Fon ve … Yönetimi A.Ş. tarafından davalı … Parakende ve Tekstil Yatırımları A.Ş. aleyhine davalı olan Şirket’in sermayesinin 257.700.000-TL den 657.700.000-TL ye artırılmasına dair 28 Mayıs 2018 tarihli Yönetim Kurulu kararının butlanının tespiti ve yönetim kurulu kararının iptali talebiyle açıldığı, davanın Mahkememizdeki işbu davadan 1 dakika önce açıldığı, HMK 118(1) madde uyarınca (Tevzii formuna göre) , davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkememize açılan iş bu dava ile ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esasına açılan davalar aynı tarihli yönetim kurulu kararının butlanı kararının iptali talebinden ibarettir. …. Asliye Ticaret Mahkemesindeki davada davanın henüz derdest ve ön inceleme aşamasında olduğu, TTK. nun 460(52) maddesi atfı uyarınca TTK 448(2) maddesi ve HMK 166 maddesi gereği davaların birlikte görülmesi gerekir.
TTK nun 460(5) maddesi ; Yönetim Kurulu kararları aleyhine, pay sahipleri ve yönetim kurulu üyeleri, 445 inci maddede öngörülen sebeplerin varlığı hâlinde kararın ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde iptal davası açabilirler. Bu davaya 448 ilâ 451 inci maddeler kıyas yoluyla uygulanır. ”
TTK nun 448(2) maddesi; İptal davasında üç aylık hak düşüren sürenin sona ermesinden önce duruşmaya başlanamaz. Birden fazla iptal davası açıldığı takdirde davalar birleştirilerek görülür. “
HMK. nun 166.(1) maddesi hükmü gereğince ise ; aynı yargı çevresinde, aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması yada biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.’
Hernekadar Mahkememizde açılan basit yargılamaya tabi dava üzerine duruşma günü verilmiş ise de, davanın mahiyetine ve işin aciliyetine binaen …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dava dosyası ile Mahkememizde açılan işbu davanın , HMK 166. Maddesi uyarınca, Mahkememizdeki davadan evvel açılan …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, esasın bu şekilde kapatılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı yanın tedbir talebi hususunda cevap verildikten sonra değerlendirme yapılmasına karar verilmiş ise de, yasa gereği birleştirme talep edilmiş olmakla ve birleşme kararı verilmekle tedbir hususunda birleşen dosyada karar verileceği değerlendirilmekle, ayrıca karar verilmemiştir.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-) Mahkememize açılan işbu davanın; TTK. 460(5) maddesi göndermesi uyarınca TTK 448(2) maddesi ve HMK 166. Madde uyarınca, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-) Dosyaların … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası üzerinden YÜRÜTÜLMESİNE,
3-) Esasın bu şekilde KAPATILMASINA,
4-) HMK 331. Maddesi uyarınca, harç, masraf ücreti vekalet tayin ve takdirinin asıl davada nihai kararla birlikte karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, davacı/vekilinin ve davalıların yokluğunda, HMK’nun 168/(1) maddesi uyarınca nihai kararla birlikte, tarafların İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle karar verildi. 10/08/2018

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …