Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/575 E. 2020/672 K. 30.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/575 Esas
KARAR NO:2020/672

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:16/09/2014
KARAR TARİHİ:30/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 23.12.2011 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile davalı/borçlu arasında vaki ticari ilişki neticesinde davalının, muhtelif tarihlerde ve muhtelif ambalaj malzemeleri aldığını, davalının müteaddit taleplerine, teslimatlar ve fatura vadeleri üzerinden aylar geçmesine rağmen ödeme yapmadığını ve taraflar arasında cari ilişkinin devam etmesi de dikkate alınarak önce hesap mutabakatı talep edildiğini, bu amaçla borçluya ….noterliği vasıtası ile 12.08.2010 gün ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide olunarak hesap mutabakatı için yer ve gün bildirmesi istendiğini, davalının çalışanına 18.08.2010 tarihinde tebliğ olunan bu ihtarlarına cevap verilmediğini ve daha sonrada hiçbir olumlu yaklaşımda bulunulmadığı üzerine davalı/borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine başlanıldığını davalı/borçlu, vekili vasıtası ile bu icra takibine ; ” Şirket kayıtlarında bulunan faturaların ödendiği ve bunun dışında borçlarının bulunmadığı” gerekçesiyle borcun tamamına, faize tüm ferilerine itiraz ettiğini, bu itirazlar üzerine takibin durduğunu, davalının malı almasına rağmen mal bedelini ödemediği için müvekkili şirkete takip tarihi itibari ile 28.903,29 TL borçlu olduğunu belirterek, sonuç dolarak; …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazının iptaline, 28.903,29 TL üzerinden takibin devamına ve temerrüt faizi ile birlikte tahsiline, borçlunun kötüniyetli itirazı nedeniyle %40 dan az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 27/01/2012 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket tarafından ticari ilişkilerinin sözleşmelerle yapıldığını ve sözleşmeler çerçevesinde alacak/borç ilişkisinin yürütüldüğünü, bu taraflarca kabul görmüş serbest iradelerle imzalanmış sözleşmelerden doğan edimlerini müvekkili şirketin yerine getirdiğini ancak akdi alacaklarının bir kısmının bazen tamamının tedarikçi firma tarafından ifa edilmediğinden kayıtlarına alınmadığını bu gibi sebeplerle tedarikçi firmaların alacaklı olduklarını iddia ettiğini, huzurdaki davada alacak/cari hesaptan gösterilmekte ise de alacakların tek tek incelenmedikçe her alacağın irsaliye ile teslimi/fatura tebliği ispatlanmadıkça cari hesap dibinde alacaklı gözükmenin hukuki bir değerinin olmayacağını, davacı tarafın iddiasını ispatla mükellef olduğunu, Müvekkili şirketin sözleşmeden doğan alacaklarının bazen eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile aleyhlerine yorumlandığını oysaki bu tip alacakların faturaya bağlanması/bağlanmaması ve bunların tebliğ edilip edilmemesi alacaklarına halel getirmediğini, çünkü bunların akdi alacaklar olduğunu ve sözleşme imzalamakla kendi dönemi için müvekkil açısından muaccel hale geldiğiniSözleşmeden doğan ve muaccel olan alacakların müvekkili tarafından faturalandırıldığını, sözleşmeden doğmuş ve sözleşmenin imzalanması ile muaccel hale gelmiş alacaklarının Mahkeme tarafından kabulüne, Davanın reddine, %40 dan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı hükmedilmesine, yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, mal tesliminden kaynaklanan alacağın tahsilini amaçlayan itirazın iptali davasıdır.
Mahkememiz dosyası rapor alınmak üzere Talimatla ….ATM ye gönderilmiştir. Talimat mahkemesinden rapor sunulduktan sonra dosyamız Bilirkişi Mali Müşavir …’a tevdi edilmiştir. Bilirkişi rapor ve ek raporunu dosyaya sunmuş olup, raporunda; yapılan incelemeler sonrasında dava konusu tutar olan 28.903,29-TL nin davacının alacaklı olduğu kanaatine varmıştır.
Dava, ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sırasına kayıtlı iken…Asliye Ticaret Mahkemesinin kapatılması üzerine dosya Mahkememizin … esas sırasına kaydedilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas (….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas) sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde;21/11/2014 tarihli … karar sayılı kararında; davacı vekilinin beyanı, davalı vekilinin beyanı, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, bilirkişi raporu ve dosya içeresindeki tüm evraklar kül halinde ele alındığında; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … Esassayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığı, ancak davalı borçlunun borcuna ilişkin itiraz etmek sureti ile icra takibinin durmasına sebebiyet verdiği, dosyaya aldırılan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davalı borçlunun itirazında hiçbir haklı neden bulunmadığı anlaşılmakla itirazının iptaline icra dosyasına ilişkin takibin kaldığı yerden devamına, davalı borçlunun icra takibine kötü niyetli olarak itiraz etmiş olduğu anlaşılmakla davacı taraf lehine asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, böylelikle davacı tarafın davasının kabulüne, davalı tarafın …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davacı taraf lehine asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalı tarafından alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş, kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtay ilgili Hukuk Dairesine gönderilmiştir.
Yargıtay 19.HD 15/02/2018 tarih 2016/6076 esas 2018/691 karar sayılı ilamında; “…Davacı takipte faturalara dayanmaktadır. Davalı ise itirazında, itiraz dilekçesine ekli belgede yer alan faturaların davalı şirket kayıtlarında mevcut olduğunu ve bedellerinin alacaklıya ödendiğini, iş bu faturalar haricinde ödeme emri ekinde listelenen hiçbir faturanın davalı şirket kayıtlarında yer almadığını savunmuştur. Bu durumda davacının takip konusu faturalar içeriği malları davalıya teslim ettiğini, davalının da teslim edildiği ispat edilen mal bedellerini ödediğini ispat etmesi gerekmektedir. Ancak mahkemece yapılan tahkikatta alınan bilirkişi raporları bu hususları açıklığa kavuşturmaya ve hükme esas alınmaya elverişli değildir. Mahkemece tarafların ticari defterleri ve bu ticari defterlere dayanak belgeler bilirkişilere incelettirilip, davacının takip dayanağı yaptığı faturaların irsaliyeleri değerlendirilip, fatura içeriği malların davalıya teslim edilip edilmediği belirlenip, davalının ödeme emrine itiraz dilekçesindeki beyanları tartışılıp, davacının teslimatı kargo firmaları aracılığıyla yaptığı yönündeki iddiası üzerinde durulup, kargo firmalarının içeriği belli olmayan paket teslimi mi yaptığı, yoksa nitelikli teslim mi yaptığı, yani davacının mal teslimine ilişkin irsaliyelerini imzalatıp imzalatmadığı belirlenip, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, kabule göre ise davacı vekili dava dilekçesinde davalının ödeme emrini tebliğ aldığı 22.11.2010 tarihinden sonra 7. günün sonunda temerrüde düştüğünü bildirmesine, bu tarihte geçerli olan avans oranı üzerinde temerrüt faizine hak kazandıklarını belirtmesine rağmen, HMK. m. 26’ya aykırı şekilde takip tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesine olanak verecek şekilde hüküm tesisi de isabetsizdir…” gerekçesiyle Mahkememizin … Esas (….Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas) … karar 21/11/2014 tarihli kararının bozulmasına karar vermiştir.
Yargıtay 19.HD 15/02/2018 tarih 2016/6076 esas 2018/691 karar sayılı bozma ilamı üzerine dosya Mahkememizin 2018/575 esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin 2018/575 esas sayılı dosyasında bozma ilamına uyulmasına karar verilerek dosya bilirkişi …’a verilmiş,
Bilirkişi … 13/03/2019 tarihli raporunda özetle; Davacı kendi kayıtlarına göre Davalıdan 31.12.2004 tarihinde 77.609.27 TL 31.12.2008 tarihinde 42.608.80 TL, 31.12.2009 tarihinde 34.915.49 TL alacaklı iken Davalı kayıtlarında ise Davacının 31.12.2004 tarihinde 49,770.13 TL. 31,12,2008 tarihinde 12,279,72 TL, 31,12,2009 tarihinde 5.977,51 TL alacaklı olduğu, tarafların kayıtları arasında 31.12.2004 tarihinde 27.839,14TL. 31.12.2008 tarihinde 30.329,08 TL, 31.12.2009 tarihinde 28.937,98 TL fark bulunduğu; 11.11.2010 icra takıp tarihinde ise Davacı kendi kayıtlarına göre 28.903,29 TL alacaklı iken Davalı kayıtlarında İse davacının herhangi biralacağı/borcu olmadığını, kargo şirketleri tarafından verilen listelerin dava konusu fatura tarihleri ile kargo gönderi tarihleri eşleştirilerek oluşturulduğu, kargo şirketleri yazıları ve eklerinden Davacının gönderdiği paket veya kolilerin Davalıya teslim edildiğine ilişkin bilgiler bulunmakla birlikte, davacının kargo ile gönderdiği malın içeriği, bu malı gösteren fatura ve irsaliye bilgileri ile davacının gönderdiği paket içeriği malı gösteren irsaliyelerin Davalıya teslim sırasında imzalatıldığına ilişin bir bilgi veya belgeye rastlanmadığını, kargo şirketleri tarafından Davalıya teslim edilen 11.985,08 TL tutarındaki koli veya paketlerin içeriği malları gösteren faturalardan 1.988,66 TL tutarındaki kısmının davalı kayıtlarında yer aldığı tespit edildiğinden ve Kargo şirketleri tarafından teslim edilen koli veya paketlere davalı şirket tarafından koli veya paketleri aldıktan makul bir süre içerisinde iade veya itiraz ettiğine dair herhangi bir belgeye dava dosyasında rastlanmadığından ticaret hayatının doğal akışına uygun olarak dava konusu 28.903,29 TL tutarında 107 adet fatura içeriği maldan 11.985,68 TL tutarında malın davalı şirkete teslim edildiğini, davalının sunduğu cari hesap dökümlerine göre, dava konusu 107 adet faturadan kargo şirketleri tarafından davalıya teslim edilen ve davalı kayıtlarında yer alan 1.988,66 TL tutarındaki faturaların (carı hesap dökümlerinde” ödeme” açıklaması ile yapılan kayıtlar ile aylık “ciro primi”, “bütçe”, “aktivıte primi”, “risturn inconditionelles” açıklamaları İle hesaba borç kaydı yapılmıştır.) ödendiği görülmesine karşın, bu faturaların 10.01.2014 tarihli bilirkişi raporunda davacı ticari defter kayıtlarından yap ilan tespiti ere göre ödenmediği ve 24.02.2014 tarihli bilirkişi raporunda davalı ticari defter kayıtlarının satıcı firmalar ile yapılan ticari işlerin ayrıntılarını göstermediği tespit edildiğinden, sadece davacının sunduğu cari hesap dökümlerine göre, davacı kayıtlarında yer alan 1.988,66 TL tutarındaki faturaların ödendiğine ilişkin bir tespite ulaşılamadığını, davacının teslim ettiği kesin olarak anlaşılabilen 11.985,68 TL tutarında mal bedeli karşılığında, Davalının 1.988,66 TL tutarında ödeme yaptığı her iki taraf kayıtlarında doğrulanamamış olmakla birlikte. Davalı kayıtlarında aylık “ciro primi”, “bütçe”, “akdıvite primi”, “risturn inconditionelles” açıklamaları ile yapılan mahsuplar bir ödeme olmadığından ve muhasebe kaydı dışında bir yolla belgelendirilmesi mümkün olamayacağından, Mahkemenin takdirinde olmak üzere Davalının takas beyanı şeklinde de nitelendirilebileceğinden Davacının 11.985,68 TL alacağından Davalının mahsup ederek defterlerine kaydettiği 1.988,66 TL düşüldükten sonra kalan (11.985,68 TL – 1.988,66 TL =) 9.997.02 TL tutarında Davacının Davalıdan alacaklı olduğunu, Yargıtay ilamında “dava dilekçesinde davalının ödeme emrinin 22.11.2010 tarihinde tebliğinden 7. günün sonunda temerrüde düştüğünü bildirmesine rağmen HMK m.26’ya aykırı şekilde takip tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesine olanak verecek şekilde hüküm tesisinin de isabetsiz olduğu belirtilmekle birlikte huzurdaki davanın konusu İtirazın İptali olmakla ayrıca faiz hesaplaması yapılmadığı tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi …’ın 07/08/2019 tarihli ek raporunda özetle; Tarafların kök rapora itirazların doğrultusunda yapılan inceleme neticesinde, kök raporda ulaşılan sonuçları değiştirmeyi ya da düzeltmeyi gerektirecek nitelikte ek bir bilgi veya belgenin dosyaya girmediği tespit ve rapor edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde;
Bozma sonrası Mali müşavir bilirkişiden alınan raporda da belirlendiği üzere; dava konusu 28.903,29-TL tutarında 107 adet faturadan 11.985,68-TL tutarındaki fatura içeriği malların … ve … kargo şirketleri vasıtasıyla davalı şirkete teslim edildiği, davalıya teslim edilen faturalardan 1.988,66-TL tutarındaki kısmının davalı kayıtlarında yer aldığı, kargo bilgilerinde davacının gönderdiği paket veya kolilerin davalıya teslimine dair bilgi bulunmakla birlikte davacının kargo ile gönderdiği malın içeriği, malı gösteren fatura, irsaliye bilgileri ile davacının gönderdiği paket içeriği malı gösteren fatura irsaliyelerinin teslim sırasında davalıya imzalatıldığına dair belgeye rastlanmadığı ancak kargo şirketleri tarafından 11.985,68-TL tutarındaki koli veya paketlerin içeriğini gösteren faturalardan 1.988,66-TL tutarındaki kısmının davalı kayıtlarında yer aldığı tespit edildiğinden ve 11.985,68-TL tutarındaki koli ve paketlere davalı şirket tarafından makul bir süre içerisinde iade veya itiraz edildiğine dair herhangi bir belge bulunmadığından 11.985,68-TL tutarındaki malın davalı şirkete teslim edildiği kanaatine varılmış ve davalı cari hesap dökümüne göre 1.988,66-TL tutarında ödeme yaptığı anlaşıldığından bu miktarın 11.985,68-TL tutarındaki alacaktan mahsubu ile davacının davalıdan bakiye 9.997,02-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla takip dosyasında davalı itirazının 9.997,02-TL alacak üzerinden iptali ile bozma ilamında da belirtildiği üzere ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 22/11/2010 tarihinden itibaren 7 gün sonrası olan 30/11/2010 temerrüt tarihinden itibaren yıllık %16 ve değişen oranlarda avans faizi yürütülerek takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK madde 67/2.maddesi uyarınca; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” neticeten işbu davada davalı borçlunun itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve faturadan kaynaklı likit alacağa ilişkin hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı itirazının 9.997,02-TL alacak üzerinden İPTALİNE, takibin asıl alacağa temerrüt tarihi olan 30/11/2010 tarihinden itibaren yıllık %16 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazla talebin REDDİNE,
2-Alacağın %20 si oranında 1.999,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 682,89 TL harctan peşin alınan 429,25-TL den mahsubu ile bakiye 253,64 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 513,20 TL tebligat gideri, bilirkişi ücreti 2.500,00-TL, başvurma harcı 18,40-TL, peşin harç 429,25-TL olmak üzere toplam 3.460,85-TL yargılama giderinden kabul red oranına göre 159,74-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kendini vekille temsil ettiren davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
8- …. İcra Müdüdürlünün … esas sayılı dosyasının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/12/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.