Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/563 E. 2019/565 K. 19.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2018/563 Esas
KARAR NO: 2019/565

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/06/2018
KARAR TARİHİ: 19/06/2019

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi ile, davalı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında vekil eden ile ilgisi bulunmayan borçlu hakkında yapılan takibin kesinleştiğini, takip borçlusunun şirket olması, firmaların birbiri ile ilgisi bulunmaması, unvan ve adreslerinin vergi numarası ve levhalarının farklı olması aralarında hukuki ve fiili bağ olmadığı halde davacıya ait malların talimat yolu ile haczedildiğini, talimata aykırı olarak farklı bir adres ve şahısta davacının adresinde haciz yapılarak malların muhafaza altına alındığını, istihkak hükümleri uygulanmadan 08/07/2015 tarihli hacizde de esas borçlunun adresine gidildiği ve işlem yapılmadan dönüldüğünü, aynı tarihte bu kere davacının adresine gidildiğini ve cebri icra tehdidi altında menkullerin haczedildiğini, 26/11/2016 tarihli hacizde de davacıya ait malların yerinde bırakıldığını, vekil eden ile borçlu arasında bağ olmamasına rağmen vekil eden malların usulsüz olarak haczedildiğini beyanla borçlu olmadığının tespiti ile muhafaza altına alınan malların iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu yanıt dilekçesi ile, davacının takip dosyasında borçlu olmaması nedeni ile menfi tespit davası açamayacağını, malların kendisine ait olduğunu ileri sürse de mülkiyet iddiası bulunmadığını, talep istihkak iddiası olarak nitelendirilir ise Mahkememizin görevli olmadığını, istihkak iddiasının süresinde olmadığını, istihkak iddiasının yersiz olduğunu, organik bağın açık olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Dava dayanağı takip dosyası getirtilmiş incelenmesinde davalı tarafından …Şti aleyhine başlatılan genel haciz yolu ile takip olup, Elazığ…İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasında 08/07/2015 tarihinde yapılan hacizde davacının bir kısım borcu bulunduğunu, ne kadar olduğunu şu an bilmediğini beyan ettiği, yeni taşınmış olduğundan vergi levhası olmadığını beyan ettiği; 24/11/2016 tarihli hacizde yed’i emin işlemi gerçekleştirilemediğinden haczedilen menkullerin mahallinde bırakıldığı; 27/04/2017 tarihli hacizde davacının işlem yapabilirsiniz diyerek haczedilen mallara ilişkin yed’i eminliği kabul ettiği, 24/11/2016 tarihli haciz tutanağında haczedilen menkul hacizleri yenilenerek yed’i emin sıfatı ile davacıya bırakıldığı, 28/04/2017 tarihli hacizde 24/11/2016 tarihinde haczedilen malların muhafaza işlemleri için gelindiği belirtilerek menkullerin kamyona alındığı, yed’i emine götürülüğünün belirtildiği görülmüştür.
Dava, üçüncü kişi tarafından açılan menfi tespit ve hacizli malların iadesi istemini konu almaktadır.
2004 sayılı yasanın 96.maddesi gereğince borçlu, elinde bulunan bir malı başkasının mülkü veya rehni olarak gösterdiği veya üçüncü bir şahıs tarafından o mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia edildiği taktirde icra dairesi bunu haciz ve icra zabıtlarına geçirir ve keyfiyeti iki tarafa bildirir. İcra dairesi aynı zamanda istihkak iddiasına karşı itirazları olup olmadığını bildirmek üzere alacaklı ve borçluya üç günlük mühlet verir. Sükutları halinde istihkak iddiasını kabul etmiş sayılırlar.Malın haczine muttali olan borçlu veya üçüncü şahıs ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı taktirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürme hakkını kaybeder. İstihkak iddiasının yapıldığı veya istihkak davasının açıldığı tarihte istihkak müddeisi ile birlikte oturan kimseler yahut bu şahısların iş ortakları, iddianın yapıldığı tarihte veya istihkak davası 97. maddenin 9. fıkrası gereğince açılmışsa davanın açıldığı tarihte malın haczine ıttıla kesbetmiş sayılırlar.
Maddede istihkak iddiası ve bildirilmesi düzenlenmiş olup haciz ancak borçlunun malları üzerine konabilir. Alacaklı bunun için borçlunun elinde bulunan mallarla birlikte borçluya ait olup da üçüncü kişinin elinde bulunan malları da haczettirebilir. Çünkü haciz yolu ile takipte tüm malvarlığı ile sorumludur. Borçlunun elinde bulunan herhangi bir taşınır mal alacaklı tarafından haczettirilmek istenir ve borçlu bu malın üçüncü kişiye ait olduğunu söylerse ya da üçüncü kişi o mal üzerinde mülkiyet hakkı ileri sürerse, haczi uygulayan memur malı haczetmekle birlikte istihkak iddiasını da tutanağa geçirir.
Borçlu ya da üçüncü kişi ancak haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunabilir. Yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunulması ile icra mahkemesinde açılacak istihkak davası açma süresi kesilir. Yedi günlük istihkak iddiasında bulunma süresi hak düşürücü süre olup doğrudan gözetilmesi gerekir. Yedi gün içinde istihkak iddiasında bulunmamanın müeyyidesi aynı takipte bir daha istihkak iddiasında bulunamamaktır.
2004 sayılı yasanın 97.maddesi gereğince istihkak iddiasına karşı alacaklı veya borçlu tarafından itiraz edilirse, icra memuru dosyayı hemen icra mahkemesine verir. İcra mahkemesi, dosya üzerinde veya lüzum görürse ilgilileri davet ederek mürafaa ile yapacağı inceleme neticesinde varacağı kanaate göre takibin devamına veya talikine karar verir. Üçüncü şahıs, merci kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur. Bu müddet zarfında dava edilmediği takdirde üçüncü şahıs alacaklıya karşı iddiasından vazgeçmiş sayılır.
Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan Devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, söz konusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara icra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır.
3.kişinin haczedilen malın kendisine ait olması nedeniyle haczin kaldırılması istemi, istihkak iddiası niteliğinde olup, buna ilişkin dava ise, en geç haczedilen para alacaklıya ödeninceye kadar açılabileceğinden (İİK’nun 97/9.fıkrası gereğince) böyle bir başvurunun istihkak davası olarak vasıflandırılması gerekir. Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 27/10/2015 tarih, 2015/23498 esas ve 2015/25978 karar sayılı ilamı.
Hatta, istihkak davası açıldıktan sonra haciz konusunun alacağına mahsuben alacaklıya geçmesi haline dahi istihkak davası sonlanmayıp davacının bu davadaki hukuki yararının devam ettiğinin kabulü gerekir. Mahcuzların dava dışı bir kişiye, istihkak iddiacısına veya dosya alacaklısına satılması halinde de dava bedele dönüşür. Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 22/02/2018 tarih, 2018/1208 esas ve 2018/2663 karar sayılı ilamı.
İcra dosyasında taraf olmayan 3.kişinin takip dosya borcu nedeni ile borçlu olmadığının tespitini talepte aktif dava ehliyeti yoktur. 3. kişi ancak istihkak iddiası ve prosedürüne göre haczin kaldırılmasını isteyebilir.
Somut olayda, 3. kişinin adresinde yapıldığı iddia edilen hacizde 3. kişiye ait malların haczedildiği iddia edilerek, haczedilen ve muhafaza altına alınan mallar üzerindeki hacizlerin kaldırılması talep edilmiş olmakla, davacı üçüncü kişinin talebinin istihkak davası niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi mahkeme hakimine aittir. Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup, olayların hukuki nitelendirmesini kendisi yapar, Üçüncü kişinin başvurusu açıklanan bu şekliyle istihkak davası niteliğindedir. Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 20/09/2018 tarih, 2015/24217 esas ve 2018/16005 karar sayılı ilamı.
İstihkak davasında görevli Mahkeme İcra Hukuk Mahkemeleri olmakla ve İcra Hukuk Mahkemelerinin bu hususta verdiği kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmekle, dava şartı olan görev hususunda aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM:
1- Davanın 6100 sayılı Yasanın 114/1-c maddesi delaleti ile 115/2.maddesi gereğince görev dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine,
2- 6100 sayılı Yasanın 20/1 maddesi delaletiyle kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dosyanın görevli İstanbul İcra Hukuk Mahkemesine gönderilmesinin talep edilmesi gerektiği, aksi durumda davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile birlikte ihtarına,
3- 6100 sayılı Yasanın 331/2.maddesi gereğince davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına, davaya devam olunmaması halinde Mahkememizce dosya üzerinden durumun tespiti ile davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
Dair,gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu kabil olmak üzere verilen karar alenen okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …