Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/548 E. 2019/1016 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/377 Esas
KARAR NO : 2020/26
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/04/2018
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin … müşteri numaralı … A. Ş. … şubesi müşterisi olduğunu, 30.10.2017 tarihinde saat 18:00 sıralarında GSM hattının kayıt dışı olduğunu tespit ettikten sonra derhal … müşteri hizmetlerini aradığını ve durumu bildirdiğini, … müşteri hizmetlerinin cevaben GSM numarasının kopyalandığını ve başkaları tarafından kullanılabileceğini söylediğini, müvekkilinin ardından bu işlemin dolandırıcılar tarafından yapılabileceğini düşünerek derhal … nolu hattan … müşteri hizmetlerini arayıp durumu bildirdiğini, müvekkilinin 31.10.2017 tarihinde telefonuna gelen mesajla telefon SİM kartının tekrar kopyalandığını düşünerek saat 11:00 sıralarında telefon numarasını tüm aramalara ve mesajlara kapattırıp aynı gün saat 14:00 sıralarında derhal … … şubesine gidip gişe işlemlerinden hesabını kontrol ettirdiğini, gişe memurunun “31.10.2017 tarihinde … müşteri temsilcisi üzerinden açık deniz mobil bankacılık sistemi ile önce müvekkilinin hesabında bulunan 36.327,00 TL paranın ve ardından kredi kartı avansından 14.000 TL paranın yani toplam 50.327,00 TL paranın müvekkilinin tanımadığı … adlı şahsın hesabına havale edildiğini” söylediğini, müvekkilinin bu işlemleri gerçekleştiren şahıslar hakkında derhal … Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkilinin olay sebebiyle maddi ve manevi zarara uğradığını, müvekkilinin oluşan 14.000 TL’lik kredi borcunu 13 Kasım 2017 tarihinde 14.585,00 TL olarak ödediğini ve erken ödeme sebebiyle 454,60 TL kendisine iade edildiğini, sonuç olarak müvekkilinin işbu yaşananlar sebebiyle 50.457,40 TL maddi zarara uğradığını, müvekkilinin zarara uğramasındaki sorumluluğun davalı bankaya ait olduğunu, müvekkilinin 30.10.2017 tarih saat 19:00’dan sonra … A. Ş. müşteri temsilcisine şüpheli durumu bildirmesine rağmen müşteri temsilcisinin SİM kartı kopyalamalarında telefon numarasına bloke koyulduğunu ve şubeye gidilip blokenin kaldırılmasından sonra hesaplara ulaşmanın mümkün olduğunu söylediğini, ancak buna rağmen müşteri temsilcisini arayan üçüncü şahıslar tarafından müvekkil hesabında bulunan paraların başka hesaba aktarıldığını, bu hususun davalı bankanın sorumluluğunu doğurduğunu, müvekkilinin … müşterisi olarak sürekli mobil internet bankacılığı kullanmasına rağmen onay vermediği halde açık deniz telefon bankacılığı üzerinden hesabında işlem yapılması, ayrıca müvekkiline ait olan ve dolandırıcılar tarafından kopyalanan … numaralı telefon hattından 31.10.2017 tarihi 09:00 ile 11:00 saatleri arasında 7 defa … numaralı … müşteri hizmetlerinin aranarak işlem yapılması ve müvekkilinin hesabında bulunan 36.327,00 TL para ile kredi kartı avansından aktarılan 14.000,00 TL paranın aynı anda başka hesaba havale edilmesinin açıkça şüpheli işlem olup oluşan zarardan davalı bankanın sorumlu olduğunu, Yüksek Mahkemenin son dönemdeki kararlarında internet üzerinden yapılan rıza dışı işlemlerle banka hesabındaki paranın çekilmesinden doğan zararı bankanın zararı olarak kabul ettiğini ve bunun bir sonucu olarak haksız fiillerde objektif özen yükümlülüklerinin ihlal edildiğinin ispatı zarar görene ait olduğundan ispat külfetini bankaya yüklediğini beyan ederek toplamda 50.457,40 TL’nin davalı bankaya yapılan ihtarın tebliğ tarihi olan 3 Kasım 2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte müvekkiline iadesine, davalı banka aleyhine 5.000 TL manevi tazminata, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Söz konusu işlemin SİM kart kopyalama işlemi neticesinde yapıldığı iddia edildiğini, davacının iddiası üzerinden değerlendirme yapılması halinde kopyalama işleminin sahte nüfus cüzdanı ile yapılmış olması hususunun değerlendirilmesinin zaruri olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi dolandırılmış olmasına sebebiyet veren firmanın davacının telefon hattını temin ettiği GSM operatörü olduğunu, zira SİM kart kopyalama işlemine ilişkin hususlarda müvekkili bankanın hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacıya ait telefonun kullanıldığı operatör firmasında sahte nüfus cüzdanı ile davacıya ait SİM kartın güncellenmesi ve bahse konu operatör sisteminde herhangi bir kontrolün yapılmıyor olması sebebiyle davacının zararını … İletişim Hizmetleri A. Ş.’den talep etmesi gerektiğini, müvekkili banka nezdinde gerekli özen yükümlülükleri yerine getirilmiş olup, olayın oluş şekli bakımından davacının hesabında meydana gelen işlem neticesinde paranın iade edilmemesine karar verildiğini, havale işlemlerinin davacının işlemlerini gerçekleştirmekte kullandığı telefona gönderilen şifrenin kullanılması suretiyle gerçekleştirildiğini, şifreyle gerçekleştirilen bu tip işlemlerde davacıdan ayrıca teyit alınmasının gerekmediğini, havale işlemlerinde bankanın herhangi bir kusuru bulunmadığını, davacının şifresini koruyamaması nedeniyle davanın reddi gerektiğine dair Yargı kararlarının mevcut olduğunu, davacının hesabında yapılan incelemelerde işlem anında müvekkili banka sistemi tarafından davacının banka kayıtlarında bulunan … numaralı telefonuna tek kullanımlık güvenlik doğrulama şifresi gönderilmiş olduğu görüldüğünü, davacının iddiasının aksine sistemlerde kayıtlı telefon numarasına tek kullanımlık şifrelerin gönderildiğinin sabit olduğunu, gerekli sistemsel korumaların mevcut olduğunu ve yalnızca şifre doğrulama işlemi ile internet bankacılığının kullanıldığını, nitekim CALLCENTER üzerinden 31.10.2017 10:17:08, 31.10:2017 10:18:14 saatlerinde tek kullanımlık OTP güvenlik şifresi müşteri tarafından doğrulanmadığı için işlemler gerçekleşmediğini, fakat 31.10.2017 10:33:09 da müşterinin telefonuna gönderilen tek kullanımlık OTP mesajı içerisindeki şifre müşteri tarafından doğrulandığı için 35.000 TL’lik işlemin başarılı bir şekilde gerçekleştiğini, akabinde yine aynı şekilde CALLCENTER üzerinden 31.07.2017 tarihinde 10:50:42 akabinde 15.000 TL’lik yeni bir transfer talebinde olduğunu, bu transfer talebinde “ANNE KIZLIK SOYADI” gibi kişisel bilgileri de teyit edilmek suretiyle sistemin bu işlem için de kendisinin banka sisteminde bulunan kayıtlı cep telefonuna tek kullanımlık OTP şifresi gönderdiğini, müşterinin bu şifreyi de doğru olarak sisteme girdiğini ve işlem gerçekleştiğini, bankanın internet şubesinin sağlıklı bir şekilde işlemesi için gerekli tüm teknolojik donanımın mevcut olduğunu, ayrıca alınan önemlerle kullanıcılara tanımlı şifreler ve şahsi bilgilerin banka sisteminden temin edilmesi mümkün bulunmadığını, davacı tarafından belirtilen telefon kayıtlarında güvenlik sorularına davacı tarafından cevap verilmekle görüşmelere devam edildiğini ve bu görüşmeler sırasında davacıya … (internet) erişiminin durdurulmasına ilişkin öneride bulunulduğunu, ancak müşteri temsilcisinin bu önerisinin davacı müşteri tarafından kabul edilmediğini, yine aynı şekilde SİMKART blokesine ilişkin bildirimin ardından yine güvenlik sorularına geçilmek suretiyle SİMKART blokesi 31.10.2017 tarih saat 09:52’de yine müşteri tarafından kaldırıldığını, her türlü işlemin davacıya ait kişisel bilgiler kullanılmak suretiyle yapıldığını, davacının kişisel bilgileri ile telefon bankacılığından yapılan işlemlere ilişkin müvekkili bankaya kusur yüklenemeyeceğini, müvekkili bankanın gerekli tüm özen yükümlülüğünü gösterdiği gibi gerekli tüm önlemleri de aldığını, bankanın sistemine haricen girilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek işbu davanın öncelikle husumet bakımından reddine, aksi takdirde yapılacak incelemeler neticesinde esasa ilişkin beyanları kapsamında davanın reddi ile yargılama masraf ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; bankacılık işleminden kaynaklı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı vekili davada; müşteri temsilcisi ile telefon görüşme kayıtlarına, banka kayıtlarına, savcılık dosyasına, ihtarnameye, tanık, bilirkişi, v.s. tüm yasal delile dayanmıştır.
Davalı vekili davada; banka kayıtlarına, Temel Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesine, İnternet Bankacılığı formuna, Yargı Kararlarına, karşı tarafın sunacağı delil listesine karşı delil sunma haklarının saklı kalmak üzere, her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememiz tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak 2018/… sayılı soruşturma dosyasının Uyap üzerinden mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından cevaben 2018/… soruşturma sayılı dosyalarının yetkisizlik kararı verilerek … Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğini, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığının ise 2018/… Soruşturma sırasına kayıt edildiği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından … Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılarak 2018/… sayılı soruşturma dosyasının Uyap üzerinden mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 2018/… sayılı soruşturma dosyasının Uyap sureti Mahkememize gönderilmiş ve Mahkememiz tarafından incelenmiştir.
Mahkememiz tarafından iddia, savunma ve toplanan delillere göre dava konusu hesabın işlem öncesi ve sonrası durumlarını, işlemleri, işlem miktarları ve niteliğini gösterir şekilde ayrıntılı hesap hareketlerini, dava konusu işlemin gerçekleştiriliş biçimini, işlem sonucunu, paranın başka hesaplara aktarılmış olması ve çekilmesi halinde, bu işlemler ile bankanın hesap açımı ve para ödeme işlemlerinde yaptığı uygulamanın değerlendirilmesi, dava konusu işlemlere ilişkin internet bankacılığı güvenlik sistemleri yönünden, o tarihteki sistemin işleyiş şekli, EFT İşleminin sesle teyidi, gerçekleşip gerçekleşmediği, hangi telefon numarasının banka tarafından arandığı, güvenlik sistemlerinin nitelikleri, güvenlik önlemleri ve dava konusu işlem tarihi sonrasında banka tarafından yeni güvenlik sistemlerinin devreye alınıp alınmadıkları, alınmış ise bu yeni sistemlerin özellikleri ile o tarihte mevcut olması halinde dava konusu işleme etkisi, eylem sonrasında paranın akıbeti ve bu işlemlerin de tümüyle değerlendirilmesi suretiyle ve banka defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından sunulan 27.02.2019 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “… Raporda atıf yapılmış olan Yargıtay Genel Kurul Kararının, bankaların, internet bankacılığı işlemlerinde dinamik şifre kullandırmadığı dönemdeki davalarla ilgili olduğu,
Bankaların, internet bankacılığı işlemlerinde zorunlu olarak dinamik şifre uygulamaya başlayıp dinamik şifreyi hesap sahiplerinin cep telefonlarına sms mesajı olarak göndererek tedbir almalarından sonra, dolandırıcıların bu defa cep telefonlarının SİM kartlarını sahte kimlikle klonlayıp dinamik şifreyi gene ele geçirdikleri, Raporumuzda atıf yapmış olduğumuz Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin örnek Kararının bu tür dolandırıcılık hadiseleriyle ilgili olduğu,
Bankaların ( 2013 yılından itibaren ) cep telefonlarına ait SİM kartlarının klonlanmasını engelleyen tedbirinden sonra, dolandırıcıların, bu defa, artık hesap sahiplerine ait cep telefonlarını hedef aldıkları, kullandıkları yöntemlerden birisinin, hesap sahiplerini bankadan arıyormuş intibaı vererek çeşitli hile ve kandırmalarla, cep telefonuna gelen dinamik şifreyi hesap sahibinden öğrenerek hesapları boşaltmaya devam ettikleri veya huzurdaki davada olduğu gibi, SİM kart kopyalama olaylarının tekrar canlandığı,
Bankaların, SİM kart kopyalama olayları karşısında tedbir almalarından ( x ) sonra, bu tür uyuşmazlıkların bittiğinin gözüktüğü,
( x): bir telefon hattında, SİM kart değişikliği yapıldığında, Operatörden (…, …, … ) gelen bilgi akışı doğrultusunda, internet bankacılığının bloke edilmesi ve hesap sahibinin kartı ve şifresi ile bir ATM e gitmeye mecbur bırakılması.
– Ancak, son 3 yıldır bankaların, SİM blokesini, ATM de fiziki kart ve şifre kullanarak yüz yüze yapılan işlemle kaldırma tedbirine, ADK – alternatif dağıtım kanallarını ( internet bankacılığı / Çağrı Merkezi – sesli yanıt sistemi IVR-Interactive Voice Responce ) ) eklemelerinden sonra, SİM kart kopyalama olaylarının tekrar başladığının huzurdaki dava ve rapor tanzim ettiğimiz diğer davalardan bilindiği,
Zira, mesafeli işlemlerde kimlik belirleme sorunu bulunduğu, hesap sahiplerine ait bazı bilgilerin çalınabildiğinin yıllardır ( 2004 yılından beri) bilindiği ve zaten dolandırıcılıklar da mesafeli işlem niteliğindeki internet bankacılığı üzerinden yapıldığı halde, SİM blokesinin ATM den değil de, gene bir mesafeli işlem niteliğindeki internet bankacılığı veya çağrı merkezi üzerinden kaldırılmasına izin verilmesinin, bankaların ve somut olayda davalı bankanın önemli bir açığı ve ağır kusuru olduğu,
Davacının, telefon hattında sahte bir kimlikle SİM kart değişikliği yapılmasını engelleyecek bir tedbir alabilmesinin söz konusu olmadığı, davalı bankaya ilgili cep telefonu operatöründen gelen SİM kart değişikliği bilgi akışından sonra yapılan bloke işleminin sağlıklı bir şekilde kaldırılmasının davalı bankanın sorumluluğunda olan bir husus olduğu,
– Davacı …’ının, davalı … A.Ş nezdindeki hesabından 2 işlemde toplam 50.000.- TL nin davalı bankanın başka şubesi nezdindeki bir hesaba havale suretiyle aktarılmak suretiyle çekilmiş olduğu,
Not: Davacının hesabından aktarılan paraların kaynağı davacıya ait mevduat hesabındaki bakiye ile ile kredi kartından aktarılmış olan 14.000 TL Nakit Avanstır.
Anılan ihtilaf konusu işlemlerin gerçekleşebilmesi için gerekli ve şart olan tek kullanımlık ( dinamik / her işlemde değişen ) şifrelerin, davacının, davalı banka sisteminde kayıtlı olan … no.lu cep telefonu hattına gönderilmiş olduğu,
Bizzat davalı banka tarafından dava dosyasına ibraz edilmiş olan Akıllı SMS Loglarındaki Saat: 09.52 zamanlı’ Sim Kart Bloke Kaldırma ‘ açıklamalı kaydın, davacının cep telefonu hattında bir SİM kart değişikliği yapıldığına dair cep telefonu operatöründen gelen bilgi akışına istinaden davalı banka tarafından davacının hesaplarına saat: 09.52 den önceki saatlerde SİM blokesi konduğunu gösterdiği,
SİM kart değişikliği olduğu için davacının hesaplarında SİM blokesi oluştuğu ve bu blokenin de gene mesafeli bir İşlem mahiyetindeki ADK ( alternatif dağıtım kanalı) üzerinden saat: 09.52 de kaldırılmış olduğu,
Not: Raporumuzun giriş bölümünde bilgi verildiği üzere, SİM kart değişikliği yapıldığında, hat sahibinin elindeki Cep telefonu çalışamaz duruma düşmekte, dolandırıcının elindeki SİM kart aktif duruma geçmekte ve şifreler dolandırıcılara gitmektedir.
Davacıya ait cep telefonu hattında SİM kart değişikliği { SİM Kopyalama veya SİM Klonlama olarak da tabir edilmektedir) yapıldığı için, davalı bankanın hesap sahibine gönderdiğini zannettiği tek kullanımlık şifrelerin 3. Kişilerin (dolandırıcıların ) eline geçmiş olduğu,
Somut olayda kilit unsurun, ihtilaflı işlemlerin gerçekleşmesi için şart olan tek kullanımlık şifrelerin, davacının elinden çıkarak dolandırıcılara gitmediği, SİM kart değişikliği nedeniyle 3. Kişiler tarafından ele geçirilmiş olması olduğu, davalı bankanın da kendisine telefon operatöründen gelmiş olan bilgi akışına istinaden koymuş olduğu SİM blokesini davacıyı bir ATM e göndererek ATM de davacıya ait kart ve şifre ile yüz yüze yapılacak bir işlemle kaldırmak yerine,
SİM blokesini zaten dolandırıcılıkların yapıldığı mesafeli bir işlemle kaldırmakla ağır kusurlu olduğu,
(x ): Bir başka ifade ile, şifrelerin davacının cep telefonuna gelmediği ve davacının tek kullanımlık şifreleri dolandırıcılara söylemediği.
Hususlarından hareketle, takdiri tamamen Mahkemeye ait olmak ve hiçbir bağlayıcılığı olmamak üzere, davacının alacak talebinin 50.050.-TL üzerinden yerinde olduğu,
Not: Dava dilekçesinde zikredilmiş olan; 36.327.00 TL ve 14.130.40 TL olmak üzere toplam 50.457.40 TL ile ilgili döküm ve belgeleme yapılmadığı için, anılan rakamların irdelenmediği,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur. Davalı vekili tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuş ve Mahkememiz tarafından davalı vekilin itirazları doğrultusunda önceki bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından Mahkememize sunulan 23.08.2019 havale tarihli raporda “…Kök raporlarında dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerden istifade ile hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde :
Olayda davacıya ait cep telefonu hattında sahte kimlikle yenileme yapıldığı için tek kullanımlık şifrelerin dolandırıcılara gittiği,
Davalı bankanın SİM blokesini, davacıyı bir ATM’ye göndererek ATM de davacıya ait kart ve şifre ile yüz yüze yapılacak bir işlemle kaldırmak yerine, SİM blokesini zaten yıllardır ( 2004 den beri ) kimlik belirleme sorunu olan ve dolandırıcılıkların yapıldığı mesafeli bir işlemle { ADK – Alternatif Dağıtım kanalı ) kaldırmakla ağır kusurlu olduğu, tespitlerinin yapıldığını,
Davalı tarafından verilmiş olan dilekçede zaten raporlarında mevcut olan bir takım tespitlerin yinelendiği görülmekle, cevaplanması gereken bir husus bulunmadığı,
SİM değişikliklerinde { SİM kopyalama / SİM Klonlama / SİM değişikliği) mağdurların, hatta sahte kimlikle SİM kart değişikliği yapan telefon operatörlerinin { …, … v.s ) dahi neden sorumlu tutulmadığı hususunda raporlarında hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkladıklarını,” rapor etmişlerdir.
Bilirkişi heyet ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davacı vekili tarafından bilirkişi heyeti ek raporuna karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.Davalı vekili tarafından da bilirkişi heyeti ek raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuş olup yeni bir heyetten yeni bir rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Mahkememiz tarafından bilirkişi heyeti ek raporunun kök raporu doğrulaması ve kök raporun dosya kapsamında toplanan delillere uygun olması nedeniyle davalı vekilinin yeni bir heyetten yeni bir rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
TBK’nun 56. Maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
TBK’nun 58. Maddesi “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine bankacılık işlemlerinden kaynaklı Mahkememizde maddi ve manevi tazminat davası açıldığı ve Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sırasında alınan 27.02.2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda raporda atıf yapılmış olunan Yargıtay Genel Kurul Kararının, bankaların, internet bankacılığı işlemlerinde dinamik şifre kullandırmadığı dönemdeki davalarla ilgili olduğu, bankaların, internet bankacılığı işlemlerinde zorunlu olarak dinamik şifre uygulamaya başlayıp dinamik şifreyi hesap sahiplerinin cep telefonlarına sms mesajı olarak göndererek tedbir almalarından sonra, dolandırıcıların bu defa cep telefonlarının SİM kartlarını sahte kimlikle klonlayıp dinamik şifreyi gene ele geçirdikleri, raporlarında da atıf yapmış oldukları Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin örnek Kararının bu tür dolandırıcılık hadiseleriyle ilgili olduğu, bankaların ( 2013 yılından itibaren ) cep telefonlarına ait SİM kartlarının klonlanmasını engelleyen tedbirinden sonra, dolandırıcıların, bu defa, artık hesap sahiplerine ait cep telefonlarını hedef aldıkları, kullandıkları yöntemlerden birisinin, hesap sahiplerini bankadan arıyormuş intibaı vererek çeşitli hile ve kandırmalarla, cep telefonuna gelen dinamik şifreyi hesap sahibinden öğrenerek hesapları boşaltmaya devam ettikleri veya huzurdaki davada olduğu gibi, SİM kart kopyalama olaylarının tekrar canlandığı, bankaların, SİM kart kopyalama olayları karşısında tedbir almalarından sonra, bu tür uyuşmazlıkların bittiğinin gözüktüğü, bir telefon hattında, SİM kart değişikliği yapıldığında, Operatörden (…, …, … ) gelen bilgi akışı doğrultusunda, internet bankacılığının bloke edilmesi ve hesap sahibinin kartı ve şifresi ile bir ATM e gitmeye mecbur bırakılması, ancak, son 3 yıldır bankaların, SİM blokesini, ATM de fiziki kart ve şifre kullanarak yüz yüze yapılan işlemle kaldırma tedbirine, ADK – alternatif dağıtım kanallarını ( internet bankacılığı / Çağrı Merkezi – sesli yanıt sistemi IVR-Interactive Voice Responce ) ) eklemelerinden sonra, SİM kart kopyalama olaylarının tekrar başladığının, zira, mesafeli işlemlerde kimlik belirleme sorunu bulunduğunu, hesap sahiplerine ait bazı bilgilerin çalınabildiğinin yıllardır ( 2004 yılından beri) bilindiği ve zaten dolandırıcılıklar da mesafeli işlem niteliğindeki internet bankacılığı üzerinden yapıldığı halde, SİM blokesinin ATM den değil de, gene bir mesafeli işlem niteliğindeki internet bankacılığı veya çağrı merkezi üzerinden kaldırılmasına izin verilmesinin, bankaların ve somut olayda davalı bankanın önemli bir açığı ve ağır kusuru olduğu, davacının, telefon hattında sahte bir kimlikle SİM kart değişikliği yapılmasını engelleyecek bir tedbir alabilmesinin söz konusu olmadığı, davalı bankaya ilgili cep telefonu operatöründen gelen SİM kart değişikliği bilgi akışından sonra yapılan bloke işleminin sağlıklı bir şekilde kaldırılmasının davalı bankanın sorumluluğunda olan bir husus olduğu, davacı …’ının, davalı … A.Ş nezdindeki hesabından 2 işlemde toplam 50.000.- TL nin davalı bankanın başka şubesi nezdindeki bir hesaba havale suretiyle aktarılmak suretiyle çekilmiş olduğu, davacının hesabından aktarılan paraların kaynağı davacıya ait mevduat hesabındaki bakiye ile ile kredi kartından aktarılmış olan 14.000 TL nakit avans olduğu, anılan ihtilaf konusu işlemlerin gerçekleşebilmesi için gerekli ve şart olan tek kullanımlık ( dinamik / her işlemde değişen ) şifrelerin, davacının, davalı banka sisteminde kayıtlı olan cep telefonu hattına gönderilmiş olduğu, bizzat davalı banka tarafından dava dosyasına ibraz edilmiş olan akıllı SMS Loglarındaki Saat: 09.52 zamanlı’ Sim Kart Bloke Kaldırma ‘ açıklamalı kaydın, davacının cep telefonu hattında bir SİM kart değişikliği yapıldığına dair cep telefonu operatöründen gelen bilgi akışına istinaden davalı banka tarafından davacının hesaplarına saat: 09.52 den önceki saatlerde SİM blokesi konduğunu gösterdiğini, SİM kart değişikliği olduğu için davacının hesaplarında SİM blokesi oluştuğu ve bu blokenin de gene mesafeli bir işlem mahiyetindeki ADK ( alternatif dağıtım kanalı) üzerinden saat: 09.52 de kaldırılmış olduğu, raporun giriş bölümünde bilgi verildiği üzere, SİM kart değişikliği yapıldığında, hat sahibinin elindeki cep telefonu çalışamaz duruma düşmekte olduğu, dolandırıcının elindeki SİM kart aktif duruma geçmekte ve şifreler dolandırıcılara gitmekte olduğu, davacıya ait cep telefonu hattında SİM kart değişikliği { SİM Kopyalama veya SİM Klonlama olarak da tabir edilmektedir) yapıldığı için, davalı bankanın hesap sahibine gönderdiğini zannettiği tek kullanımlık şifrelerin 3. kişilerin (dolandırıcıların ) eline geçmiş olduğu, somut olayda kilit unsurun, ihtilaflı işlemlerin gerçekleşmesi için şart olan tek kullanımlık şifrelerin, davacının elinden çıkarak dolandırıcılara gitmediği, SİM kart değişikliği nedeniyle 3. kişiler tarafından ele geçirilmiş olması olduğu, davalı bankanın da kendisine telefon operatöründen gelmiş olan bilgi akışına istinaden koymuş olduğu SİM blokesini davacıyı bir ATM e göndererek ATM de davacıya ait kart ve şifre ile yüz yüze yapılacak bir işlemle kaldırmak yerine, SİM blokesini zaten dolandırıcılıkların yapıldığı mesafeli bir işlemle kaldırmakla ağır kusurlu olduğu, bir başka ifade ile, şifrelerin davacının cep telefonuna gelmediği ve davacının tek kullanımlık şifreleri dolandırıcılara söylemediği, davacının alacak talebinin 50.050.-TL üzerinden yerinde olduğu, dava dilekçesinde zikredilmiş olan; 36.327.00 TL ve 14.130.40 TL olmak üzere toplam 50.457.40 TL ile ilgili döküm ve belgeleme yapılmadığı için, anılan rakamların irdelenmediğinin tespit ve rapor edildiği, davacının manevi tazminat talebinin haklı görülebilmesi için TBK’nun 56. Ve 58. Maddeleri kapsamında davacının bedensel bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik hakkının zedelenmesi gerekmekte olup davacının onayı olmadan internet bankacılığı ile hesabından başka bir hesaba para aktarılması TBK’nun 56. ve 58. Maddeleri kapsamında manevi zarara uğradığını ispatlar mahiyette olmadığı, her ne kadar bilirkişi heyeti tarafından davacının alacak talebinin 50.050.-TL üzerinden yerinde olduğu belirtilmişse de 50 TL havale ücreti olup davacı tarafından havale ücreti talep edilmediği, davacı tarafından davalının … Şubesine gönderilen…Noterliğinin 02.11.2017 tarihli ve … yevmiye no’lu ihtarnamede ihtarnamedeki taleplerinin tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde yerine getirilmesinin istenildiği ve davalının 11.11.2017 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulü ile 50.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 11.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
1-50.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 11.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazla talebin REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-) Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 3.415,50-TL harçtan peşin alınan 861,69-TL harcın ve 85,39-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 2.468,42-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 861,69-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı ve 85,39-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 988,18-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve müzekkere /davetiye gideri olmak üzere toplam 2.525,00-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 2.276,52-TL ‘sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Maddi tazminat yönünden vekalet ücreti : Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 7.300,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Maddi tazminat yönünden vekalet ücreti : Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 457,40 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Manevi tazminat yönünden vekalet ücreti : Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3-4 ve 13/1 maddeleri uyarınca 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-)Davacının/davalının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya/davalıya / vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2020

Katip …

Hakim …