Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/546 E. 2020/51 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/546 Esas
KARAR NO : 2020/51
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2018
KARAR TARİHİ : 04/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı taraftan takip tarihi itibariyle 16.533,55 TL asıl alacak için …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile 23.03.2018 tarihinde icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe yetki yönünden itirazı ile …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takibe devam edildiğini, davalı tarafın ödeme emrini borcu olmadığını iddia ederek takibi durdurduğunu, itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, taraflar arasında 07.03.2018 tarihli mutabakat mektubunun mevcut olduğunu, borçlunun bu mutabakat mektubu ile belirtilen miktarda borcu olduğunu kabul ettiğini, alacaklarının fatura ve defter kayıtlarıyla sabit olduğunu, tarafların ticari defter kayıtlarının, cari hesap kayıtlarının, kayıtlı fatura ve sevk irsaliyelerinin, mutabakat mektubunun dava ve iddialarını ispatlayacak mahiyette olduğunu, izah edilen tüm nedenlerden dolayı, davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takiplerine yönelik yaptığı itirazın asıl alacak yönünden iptali ile takibin 16.533,55 TL asıl alacak miktarı üzerinden devamına, davalı borçlunun, takibe yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olması sebebi ile itirazın iptalini talep ettikleri asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra inkar tazminatını ödemeye mahkum edilmesine, Mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 116. maddesinde sayılan ilk itiraz nedenlerinin tümünü tekrar ettiklerini, mahkemenin yetkisiz olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, aynı şekilde mahkemenin görevsiz de olduğunu ve esasa girilmeksizin görevsizlik kararı verilmesini talep ettiklerini, yargı yerinin caiz olup olmadığı, aynı konuda kesin hüküm bulunup bulunmadığı, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, kesin yetki kuralının bulunup bulunmadığı gibi hususların dava şartlarından olduğu, bu hususların da ayrıca sayın Mahkeme tarafından re’sen araştırılması ve usule aykırılığın tespiti halinde, dava şartlarının yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın iddia etmiş olduğu hususların ispat yükü altında olduklarını, davacı ile davalı şirket arasında dava dilekçesinde iddia edilen hususların hiçbir zaman gerçekleşmediğini, davalı şirketin, çevresinde sayılan, sevilen, saygınlığı ile bilinen birçok kurumsal firmalar ile iş anlaşmalarına imza attığını, borçlarına sadık biri olduğunu, bu sebeple dava dilekçesinde iddia edilen hususların gerçek olma ihtimalinin bulunmadığını, tüm bu sebeplerle; davanın reddi ile yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; fatura alacağından kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İİK. 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 14/09/2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 28.02.2019 tarihli basit yargılama ön incelemeye hazırlık tutanağında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına, faturalara, 07.03.2018 tarihli mutabakat mektubuna, sevk irsaliyelerine, ticari defter ve kayıtlara, bilirkişi incelemesi ve sair her türlü yasal delile dayanmıştır.
Davalı vekili davada herhangi bir delile dayanmamıştır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 16.533,55 TL asıl alacak ve 362,15 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 16.895,70 TL cari hesap ve faturadan kaynaklı alacağın tahsili için 24.04.2018 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde mahkememizin yetkisine ve görevine karşı itirazda bulunulmuştur.
Mahkememiz tarafından davalı vekilinin görev itirazının her iki tarafın tacir olması ve dava konusu icra takibine konu faturanın tarafların ticari işletmelerini ilgilendirmeleri nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HMK’nın 19/2 maddesi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememizin yetkisine karşı itirazda bulunulurken yetkili mahkeme gösterilmemiş olup bu sebeple mahkememiz tarafından da HMK’nın 19/2 maddesi gereğince davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından iddia, savunma ve toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı yanın icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı varsa miktarın saptanması ve taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 21.11.2019 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak ” Davalı tarafın mahkemece tayin edilen dosya inceleme gün ve saatinde (09.10.2019 saat 14:20’de) hazır bulunmadığı ve defter ve belge ibraz etmediği, bu nedenle davalı taraf kanuni defter ve belgelerinin incelenemediği,
Davacı şirket nezdindeki davalı …Ş.’nin 01.01.2017-31.12.2017 tarihli cari hesap ekstresine göre, 01.01.2017 tarihli açılış kaydında davacı şirketin davalı şirketten 19.970,21 TL tutarında 2016 yılından devreden alacağının bulunduğu,
Davacı … Tic. A.Ş.’nin 01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasında davalı …Ş.’ye KDV dahil toplam 63.400,66 TL tutarında fatura düzenlediği, davalı …Ş.’nin ise 01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasında toplam 66.837,32 TL tutarında davacı … Tic. A.Ş.’ne ödeme yaptığı,
Davacı … Tic. A.Ş.’nin kanuni defter ve belgelerine göre, davacı şirketin davalı …Ş.’den 31.12.2017 tarihi itibariyle 16.533,55 TL alacağının bulunduğu,
Davacı şirketin 2018 yılı kanuni defterlerine davalıdan olan 16.533,55 TL tutarındaki alacağının aynen ve doğru olarak aktarıldığı,
Davacı şirket kanuni defter ve belgelerine göre, davacı tarafından icra takibinin başlatılmasının ardından, 31.03.2018 tarihi itibariyle 16.533,55 TL tutarındaki alacağın şüpheli alacaklar hesabına virmanlandığı,
Sonuç itibariyle davacı … Tic. A.Ş., icra takip tarihi itibariyle, davalı …Ş.’den 16.533,55 TL alacaklı durumda olduğunu” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davacı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.Davalı vekili tarafından rapora itiraz edilmemiştir.
17.09.2019 tarihli duruşmada davalı tarafa ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanak kayıtlarını inceleme gün ve saatinde mahkememizde hazır bulundurmaları aksi halde defter ibrazından kaçınmış sayılacakları ve aleyhlerine karar oluşturulacağının ihtarına karar verildiği ve inceleme gününün hazır bulunmayan davalı tarafa ihtaratlı olarak tebliğ edildiği ancak davalı ihtaratlı tebligata rağmen inceleme günü gelmemiş olup ticari defter ve belgelerini de sunmamıştır.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından 16.533,55 TL asıl alacak ve 362,15 TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 16.895,70 TL cari hesap ve faturadan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememizde açılan iş bu davada davalının itirazının 16.533,55 TL asıl alacak üzerinden iptalinin talep edildiği, mahkememiz tarafından yargılama sırasında alınan hükme dayanak teşkil etmeye elverişli 21.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 16.533,55 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, ihtaratlı tebligata rağmen davalı yanın inceleme günü gelmediği, davalının ticari defter ve belgelerini sunmadığı, TTK 83, HMK 220 ve 222. maddeleri uyarınca davacı tarafın kayıtlarının esas alınması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 16.533,55 TL üzerinden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9.75 oranında faiz uygulanmak suretiyle devamına, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ İLE;
1-)Davalının … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki itirazının 16.533,55 TL üzerinden İPTALİ ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren %9.75 oranında faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
2-)Alacağın %20’si oranındaki 3.306,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.129,41-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 199,69-TL harcın mahsubu ile bakiye 929,72-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 199,69-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 80,50-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 1.021,29-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde davacıya / vekiline iadesine
Dair davacı vekilinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/02/2020

Katip …

Hakim …