Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/540 E. 2019/943 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/540 Esas
KARAR NO : 2019/943

DAVA :Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :13/06/2018
KARAR TARİHİ:03/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı şirkete sigortalı…’ın malik ve işleteni olduğu… plakalı aracın 08/03/2018 tarihinde … A.Ş.’ye ait… plakalı araca çarparak hasarlanmasına sebebiyet verdiğini, davalıya sigortalı araç sürücüsü dosya kapsamındaki maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere, kazanın oluşumunda %100 kusurlu olduğunu, … plakalı aracın 15.11.2017/2018 vade tarihli … nolu ZMM poliçesi ile davalıya sigortalı olduğunu, davalının hasarın tamamından ve değer kaybından poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, meydana gelen hasar neticesinde …plakalı araçta değer kaybı oluştuğunu, değer kaybının ZMM poliçesi kapsamında olduğunu ve poliçe limitleri dahilinde ödenmesi gerektiğini, davalı … şirketine hasar bedelinin ve değer kaybı alacağının temlik alan müvekkili şirkete ödenmesi için 09/05/2018 tarihinde başvuru yapılmışsa da iş bu davanın açıldığı güne kadar müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, taraflar arasındaki değer kaybı hasarına ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edebilecekleri miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttıracaklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 250 TL değer kaybı bedelinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketin temerrüt tarihi olan 19/05/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, her türlü başvuru yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının davasını 250-TL değer kaybı üzerinden belirsiz alacak davası olarak açtığını, belirsiz alacak davası gerek doktrinde gerekse Yargıtay tarafından belirtildiği üzere istisnai bir dava türü olduğunu, dolayısıyla her eda davasının belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını, aksi takdirde eda davaları işlevini yitirecek ve belirsiz alacak davasının kanunda düzenlenme amacına aykırı sonuçlar ortaya çıkacağını, iş bu başvuruda, başvuran aracında müvekkili şirketin sigortalısı olan araç ile kazası sonucu meydana gelen hasar zararı talep ettiğini, 581,35 TL’nin 18.06.2018 tarihinde ödenmiş olduğundan müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, taraflar arasındaki borç ilişkisi iş bu ödemeyle sona ermiş olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, başvuru sahibinin başvuru aşamasında tutar bakımından maddi zararı ve değer kaybı miktarını bilebilecek durumda kabul edilmesi gerektiğini, davanın hukuksal yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini, 19.05.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkili şirketin kusur oranı tespit edildikten sonra ancak bu oranda olmak kaydı ile sorumlu olduğunu, davacı yan lehine hükmolunacak tazminat bedeline kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep etmekte olduğunu, başvurucunun bu talebinin de mesnetsiz olduğunu, zira faiz talebinin ön koşulu, başvuranın muaccel hale gelen bir alacağa sahip olması ve bu alacak nedeniyle müvekkili şirketi BK. Md. 101 ve devamı uyarınca temerrüde düşürmesi olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirket aleyhine bir tazminata hükmedilecekse dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerden dolayı davanın reddine, yargılama gideri ile vekâlet ücretinin başvurucuya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; 08.03.2018 tarihli maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle değer kaybı bedelinin poliçe limiti dahilinde tahsili talebinden ibaret tazminat davasıdır.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 13/06/2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 26.02.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından… Bilgi Ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak dava konusu… plakalı aracın 08/03/2018 tarihinden önceki kaza kayıtlarının ve varsa hasar dosyasının mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup Sigorta Bilgi Ve Gözetim Merkezi cevaben istenilen evrakları yazıları ekinde gönderdiklerini bildirmiştir.
Mahkememiz tarafından… Sigorta A.Ş. müzekkere yazılarak dava konus… plakalı aracın …numaralı poliçe ve hasar dosyasının çıkartılarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … Sigorta A.Ş. Tarafından hasar dosyası ve sigorta poliçesi suretleri mahkememize gönderilmiş ve mahkememiz tarafından incelenmiştir.
Mahkememiz tarafından İstanbul İl Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılarak… plakalı ve … plakalı araçların trafik kayıtları istenilmiş olup İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü tarafından… plakalı ve … plakalı araçların trafik kayıtları mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememiz tarafından aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri , kilometresi, olay tarihindeki yaşı, davacı tarafın iddiaları, davalının savunmaları, bütün dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek aracın kaza öncesi hasarsız ikinci el piyasa rayiç değeri ile kaza meydana geldikten ve tamir edildikten sonraki ikinci el piyasa rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 16.07.2019 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “… 2014 model … kamyonet…X … HDİ(75) marka ve tipindeki 138.086 km. deki araçta dava konusu kazadan dolayı 500,00 TL tutarında değer kaybı bedelinin meydana gelebileceği ” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Davacı vekili tarafından da bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Mahkememiz tarafından bilirkişi raporunun dosya kapsamında toplanan delillere uygun olması ve davacı vekilinin itirazlarının dosya kapsamında toplanan delillere uygun olmaması nedeniyle davacı vekilinin ek rapor talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili 11/10/2019 tarihli dilekçesi ile dava açıldıktan sonra ödenen “581,35-TL yönünden Hüküm Kurulmasına Yer Olmadığına, Yargılama Gideri ve Vekalet Ücretinin sigorta şirketinden alınarak başvurana verilmesi“ şeklinde hüküm kurulmasını reddedilen kısım olmadığından sigorta şirketi lehine vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 331/1 maddesi “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. ” şeklinde düzenlemiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından 08.03.2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı …plakalı araçta meydana gelen değer kaybından dolayı davalı aleyhine tazminat davası açılmış olup yargılama sırasında Mahkememiz tarafından alınan 16.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda 08.03.2018 tarihinde meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı 34 BP 2542 plakalı araçta 500,00 TL değer kaybının olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından dava açılmadan önce davalıya yazılı olarak başvuruda bulunulduğu, davacının yazılı başvuru dilekçesinin davalıya 09.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı tarafından başvuru dilekçesinin tebliği tarihinden itibaren 15 günlük süre dolduktan sonra 13.06.2018 tarihinde iş bu davanın açıldığı ve dava açıldıktan sonra davalı tarafından 18.06.2018 tarihinde davacıya 581,35 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafından dava açılırken şimdilik 250,00 TL değer kaybı bedelinin davalıdan tahsili talep edildiği, Mahkememiz tarafından 08.10.2019 tarihli duruşmada davacı vekiline ıslah dilekçesini sunması için 1 haftalık kesin süre verildiği ancak davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi sunulmadığı ve harcınında yatırılmadığı anlaşılmakla davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi yerinde görülmekle yukarıda da belirtildiği üzere dava açıldıktan sonra davalı tarafından 18.06.2018 tarihinde davacıya 581,35 TL ödeme yapılmış olduğu anlaşılmakla 6100 sayılı HMK’nın 331/1 maddesi gereğince davacı davasını açarken haklı olmasından dolayı aşağıda belirtildiği şekilde yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
1-)Harçlar yasası uyarınca alınması gerekli 44,40-TL harcın peşin alınan 35,90-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 8,5-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-)HMK 331/1 maddesi uyarınca davanın açıldığı tarihteki davacının haklılık durumuna göre davacı yanca yapılmış olan 840,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden HMK 331/1 maddesi uyarınca davanın açıldığı tarihteki davacının haklılık durumuna göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 250,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin davacı/ vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı tarafın yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/12/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸