Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/526 E. 2018/603 K. 03.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/526 Esas
KARAR NO : 2018/603
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/06/2009
KARAR TARİHİ: 03/07/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalının …, …, … köyünde yapmakta olduğu elektrik santrali inşaatında hazır beton ihtiyacını karşılamak amacı ile vekiledeni şirket ile 10.12.2007 tarihli sözleşme bağıtlandığını, söz konusu inşaatın kırsal alanda olması nedeniyle vekiledeni şirketin sadece davalının bu projesi için davalı şantiyesine hazır beton tesisi kurduğunu, bu nedenle taraflar arasında imzalanan sözleşmede vekiledeni şirketin yaptığı yatırımın korunması amacı ile özel hükümlere yer verildiğini, bu hükümlere göre sözleşme süresinin ve işin tamamlanma süresinin, beton santralinin ilk üretim yapıldığı günden itibaren 4 ay olduğunu, proje süresinin 4 ay ve beton miktarının 20.000 m3 olduğunu, proje süresinin uzaması durumunda 15.000.00.-TL/ay + KDV bedel ve/veya beton miktarının eksik kalması durumunda eksik kalan (20.000 m3) için 12,00- TL/m3 + KDV bedelinin davalı tarafından karşılanacağına dair, davalının vekiledeni şirketten 20.000 m3 beton satın alacağını taahhüt ederek satın alma garantisi verdiğini, vekiledeni şirketin işbu tesisi özel olarak üretilen(AGİLİA) satmak amacı ile kurmuş olması nedeni ile ‘’Standart ürünlerin kullanılması durumunda 3,00-TL/m3 beton santrali kurulum bedelinin fiyatlara ilave edileceği” hükmünün taraflarca kabul edildiğini ayrıca, her tip sözleşmede yer alan ödeme şekli, gününde havale, vade, (45 gün) hükmü ile hazır betonun davalıya 45 gün vadeli olarak satıldığını, vadesinde yapılmayan ödemeler için aylık %3 vade farkı uygulanacağının hüküm altına alındığını,vekiledeni şirketin sözü geçen sözleşmeye ilişkin edimini yerine getirerek davalıya satmış olduğu hazır betonu eksiksiz olarak teslim ettiğini, bu cari hesap ilişkisi neticesinde davalının vekiledeni şirkete 314.114,36- TL bakiye borcu kaldığını, bu cari hesap bakiyesi alacaklarının tahsili için … 11. İcra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyası ile 27.04.2009 tarihinde takibe girişildiğini, davalının takip konusu borcun 71.347,74-TL sini, vekiledeni şirketin banka hesabına havale ederek, 06.06.2009 tarihli dilekçesi ile bakiye 242.766,62- TL borca itiraz ettiğini beyanla, davalının itirazının iptali ile takibin devamına davalının % 40 tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde;Davacının vekiledeni şirket aleyhine açtığı itirazın iptali davasının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve reddinin gerektiğini, taraflar arasında bağıtlanan 10.12.2007 tarihli Hazır Beton Yapımı-Teslimi Sözleşmesi ve Sipariş Formu gereğince vekiledeni şirketin talebi doğrultusunda davacı şirketin hazır beton sattığını vekiledeni şirketin ise söz konusu hazır beton bedellerini ödediğini, vekiledeni şirketin davacıya yapmış olduğu ödemeler dışında bir borcunun bulunmadığını, bu hususun vekiledeni şirket kayıtlarında net bir şekilde görülebileceğini, davacının takibe dayanak olarak yalnızca cari hesabı gösterdiğini ancak alacağa dayanak gösterilen cari hesap ekstresinin ödeme emri veya dava dilekçesi ile vekiledeni şirkete tebliğ edilmediğini, vekiledeni şirketin kendilerine tebliğ edilmeyen ama var olduğu iddia edilen bu borcun kaynağını bilemediği için savunmasını da gerektiği şekilde yapamadığını,bu nedenle davacı tarafın sunacağı belgelere ilişkin açıklama ve cevap haklarını saklı tuttuklarını,vekiledeni şirkete tebliğ edilmeyen faturaya dayanarak cari hesap alacağı olduğundan bahisle icra takibi başlatılamayacağını, çünkü öncelikle davacının faturaları vekiledeni şirkete teslim ettiğini ispatlamasının gerektiğini, davacı tarafın sözleşme hükümlerine aykırı olarak satış fiyatına dahil olması gereken pompalama bedelinin kısmi yük bedelinin vekiledeni şirkete fatura edildiğini, bunların kabulünün mümkün olmaması nedeni ile davacıya iade edildiğini, ayrıca bedeli ödenen bir kısım fatura üzerinde sözleşmede belirlenen rakamın % 3 olduğu halde bazı faturalar üzerine vade farkı olarak % 6 ve % 12 gibi oranlar yazıldığını, bunun da sözleşmeye aykırı olduğunu ve vekiledeni tarafından kabulünün mümkün olmadığını, ayrıca davacının vekiledeni şirketi temerrüde düşürmediğini bu nedenle vade farkı faturası düzenlemesinin mümkün olamayacağını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki hazır beton sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda verilen …-… E.K. Sayılı 21.12.2011 tarihli ilk karar Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … -… E.K. Sayılı 04.02.2013 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda; Mahkememizce …-… E.K. Sayılı 09.07.2015 tarihli karar ile ; ” ….Hükmün kesinleşen kısımlarınında tekrarıyla ,davanın kısmen kabulüne, … 11 İcra Müdürlüğü’nün … E numaralı takip dosyasında davalı itirazının 196.234,52-TL üzerinden iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %36 oranını geçmemek kaydıyla ticari avans faizi işletilmek suretiyle devamına, fazla taleplerin reddine, alacağın %40 ı oranında 78.493,81-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine…” karar verilmiş, taraf vekillerinin temyizi üzerine Mahkememiz kararı Yargıtay …. Hukuk dairesinin …-… E.K. Sayılı 26.04.2016 tarihli ilamı ile “….Davalı vekilinin tüm , davacı vekilinin aşağıda bend kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddine, önceki bozma kararının konusunu oluşturan 09.01.2012 tarihli yerel mahkeme kararında “asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %3 sözleşmesel faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına” karar verilmesi ve o karara yönelik davalı temyiz itirazlarından, birim fiyata yönelik temyiz itirazı dışındaki temyiz itirazlarının reddedilmiş olması nedeniyle faiz oranı bakımından davacı yararına usuli kazanılmış hak oluştuğundan, Mahkemece bu yön gözetilmeksizin alacağa uygulanacak faiz oranı yönünden hatalı karar verilmesi doğru olmadığı ” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
İlk Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda ve özellikle davalı yan ticari defterlerinin incelenmediği de gözetilmek suretiyle , ancak yargılamanın 27.03.2014 tarihli celsesinde davacı vekilinin defterlerin eski tarifli olması sebebiyle ibraz edemeyecekleri, zaten bilirkişiler tarafından incelendiği , defterlerin arşive kaldırıldığı gerekçesiyle defter ibraz etmeyecekleri beyanı karşısında davalı yanın 2008-2009 yılı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle İnşaat Mühendisi Bilirkişi ,Finans Uzmanı Bilirkişi ve Mali Müşavir Bilirkişiden oluşturulan bilirkişiler heyetinden alınan 24.09.2014 havale tarihli raporda :
”… Davacı şirkete ait ticari defterlerin incelemeye ibraz edilmemiş olması nedeniyle yasaya uygun tutulup tutulmadığı , ticari defterlerin birbirini teyit edip etmediği hususunda tespit yapmanın mümkün olmadığı, ancak daha evvel … tarafından düzenlenen 24.03.2010 tarihli rapordaki hususların dikkate alınması gerektiği,
İncelenen davalı şirket 2008,2009 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı, davacının düzenlediği ve davaya konu ettiği 7 adet toplamda 218.023,44-TL lik vade farkı faturaları ile 24.743,18-TL ‘lik fiyat farkı faturasının davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, keza davalının sözleşme hükümlerine aykırı düzenlendiği gerekçesiyle … 19. Noterliği’nin 03.06.2008 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile davacıya gönderdiği 108.399,52-TL ‘lik fiyat farkı faturalarını kendi defterlerine kaydetmediği , davalının icra takip tarihi itibariyle mal satışından kaynaklanan cari hesap bakiyesinden dolayı davacıya 71.347,74-TL borçlu olduğu , icra takip tarihinden sonra 05.05.2009 tarihinde yapılan ödeme neticesi davalı defterlerindeki cari hesap bakiyesinin sıfırlandığı,
Vade Farkı Hesabı yönünden;
Taraftar arasında imzalanan 10/12/2007 tarihli sözleşmede;
•C 14/16 betonun birim fiyatının 86,00.-TL/m3
C 20/25 betonun birim fiyatının 90,00.-TL / m3
C 25/30 betonun birim fiyatının 94,00.-TL / m3
C 30/37 betonun birim fiyatının 102,00.-TL/m3
GRO 2 betonun birim fiyatının 84,00.-TL / m3 olarak kararlaştırıldığı,
• Özel ürünlerin birim fiyatının 130,00.-TL / m3 olarak kararlaştırıldığı,
• Pompa birim fiyatının 8,00.-TL i m3 olarak kararlaştırıldığı,
• Ödeme şeklinin gününde havale 45 gün olarak kararlaştırıldığı ve vadesinde yapılmayan ödemeler için % 3 vade farkı uygulanacağının belirtildiği,
Davalının, C 30 cinsi beton için düzenlenen faturalarda birim fiyatın 105,00 TL üzerinden hesap edilmesine ve 8,00 TL pompalama fiyatının faturalara dahil edilmesine itiraz ettiği,
Yargıtay bozma ilamında C 30 cinsi betonun birim fiyatının 102,00.-TL / m3 olarak kabul edilmesi gerektiği belirtilmiş olup, davalının pompa fiyatları ile ilgili itirazlarının kabul edilmediği,
Buna göre, Yargıtay Bozma ilamı doğrultusunda C 30 cinsi betonun birim fiyatı 102,00 TL kabul edilerek davacının C 30 cinsi beton için 105,00 TL birim fiyatı üzerinden düzenlenen faturaların düzeltilmesi sonucu davacının davalıdan talep edebileceği vade farkı tutarının 196.234,52-TL olacağı,
Davacının düzenlediği faturaların davalıya tebliğine ilişkin olarak dosyada herhangi bir veriye rastlanmadığı, bununla birlikte taraf kayıtları karşılaştırıldığında davacının düzenlemiş olduğu mal satışı faturalarının, faturada belirtilen tarihlerde davalı defterlerine kaydedildiğinin tespit edildiği, söz konusu faturaların düzenlenme tarihleri itibariyle davalı yanca kayıtlarına alındığından, yapılan vade farkı hesabında tebliğ tarihleri fatura tarihleri olarak dikkate alındığı, faturaların tebliğ tarihlerine sözleşmede kararlaştırılan 45 gün ilave edilerek, bankadan yapılan ödemelerde ödeme tarihleri, çekle yapılan ödemelerde ise çeklerin keşide tarihleri dikkate alınarak davacının düzenlediği en son vade farkı faturası tarihine kadar vade farkı hesabının yapıldığı,
Sonuç itibarıyla, Yargıtay Bozma ilamında belirtildiği şekilde C 30 cinsi betonun birim fiyatı 102,00 TL kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre davacının talep edebileceği vade farkı tutarının 196.234,52 TL olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Yan vekillerinin kök rapora itirazları üzerine ve özellikle sözleşme kapsamında düzenlenen beton döküm tarihinden itibaren 45 gün içinde ödenmeyen tutarlara aylık %3 vade farkı uygulanacaktır hükmüne göre yeniden ek rapor düzenlenmesi için , dosya bilirkişiler heyetine verilmiş , 17.04.2015 tarihli ek raporda : ”… Faturaların altında sevk irsaliye tarihlerinin yer aldığı, bu doğrultuda fatura ve irsaliyelerin aynı tarihte diğer bir deyişle fiili sevk tarihinde fatura düzenlendiğinin anlaşılacağı, şayet faturada yazılı sevk tarihi ile sevk irsaliyeleri üzerinde yer alan tarihlerde farklılık var ise yasaya uygun olmayacağı, dolayısıyla yasaya aykırı bir belge düzenlemesi yapılmış ise bunu iddia eden tarafın irsaliye sunması halinde yeni bir hesaplama yapabileceği, dilekçelerde böyle bir itiraza rastlanmadığı, kök incelemeye sunulan faturalarda belirtilen irsaliye tarihleri dikkate alındığında kök raporda yapılan hesaplamalarda herhangi bir değişiklik olmayacağı…” tespit ve rapor edilmiştir.
Toplanan tüm delillere, ayrıntılı , denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli ve ilk bozma ilamına uygun düzenlenen bilirkişiler heyeti raporuna göre; sözleşme kapsamında C 30 cinsi beton için 102 m3/TL birim fiyat esas alınmak suretiyle ve dahi aksi ispat edilemediğinden faturaların düzenlendiği tarihte sevk ve tebliğ edildiği kabul edilmek suretiyle, yine sözleşme kapsamında 45 gün sonrası için %3 vade farkı uygulanmak suretiyle, oluşan vade farkı alacağının 196.294,52-TL olduğu anlaşılıp kabul edilmekle, bu miktar üzerinden davalının takipteki itirazının iptaline , son bozma ilamı doğrultusunda hükmün evveliyatta kesinleşen kısımları esas alınarak asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %3 sözleşmesel faiz işletilmesine, alacak likit ve itiraz haksız olmakla takip tarihi ve dahi dava tarihinde 6352 sayılı yasanın henüz yürürlüğe girmediği dikkate alınmak kaydıyla alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-) … 11 İcra Müdürlüğü’nün…. E nolu takip dosyasında davalı itirazının 196.234,52-TL üzerinden İPTALİNE, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren aylık %3 sözleşmesel faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazla talebin REDDİNE,
2-)Alacağın %40’ı oranın 78.493,81-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 13.404,78-TL nisbi karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 1.704,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.700,58-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 15,60-TL başvuru harcı, 1.704,20-TL peşin harç, 2,50-TL vekalet harcı, 1.750,00-TL bilirkişi ücreti, 307,50-TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 3.779,80-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 3.057,00-TL sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 17.724,07-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davalı tarafından yapılan 1.800,00-TL bilirkişi ücreti , 249,00-TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 1.949,00-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 372,00-TL sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.446,53-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Davacı/davalı yanca yatırılan gider/delil avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya/davalıya/vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde tarafların Mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir Mahkeme aracılığı ile Mahkememize gönderecekleri bir dilekçe ile temyiz için Yargıtay’a başvurma hakları hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/07/2018

Katip Hakim