Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/522 E. 2020/489 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/522 Esas
KARAR NO : 2020/489
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2018
KARAR TARİHİ : 27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeni ile davalı … A.Ş. arasında 14.10.2016 tarihinde; vekiledeninin kargolarının teslimatını konu alan “Kargo Sözleşmesi” bağıtlandığını, vekiledeni tarafından, 23.09.2017 tarihinde davalı’nın “…” şubesinden gönderilmek üzere “…” takip numaralı 3 adet kargonun, alıcı … A.Ş’ye gönderilmek üzere davalıya teslim edildiğini, buna müteakip davalının … Şubesi tarafından gerçekleştirilmesi beklenen teslimatın, alıcı yetkilisi ve çalışanı olmayan … … (TC Kimlik No: …) adında bir şahsa teslim edildiğini, söz konusu şahsın alıcı … A.Ş. çalışanı olmadığının tevsikine ilişkin evrakın taraflarına verilmesinin alıcı … A.Ş.’den talep edildiğini, bu konuda bir Mahkeme kararı olmaksızın bilgi verilemeyeceğinin taraflarına iletildiğini bu sebeple … … isimli şahsın … A.Ş. çalışanı olup olmadığına ilişkin müzekkere yazılması gerektiğini, bu hatalı teslimat sonucunda vekiledeninin 3 adet koli içerisinde bulunan ürünlerden 127 adet ürünün eksik olması sebebiyle 1.830,87 TL zarara uğradığını, ayrıca teslim adresinin inşaat alanı olması nedeniyle alıcı yetkililerinin ancak inşaatın tamamlanmasının ardından teslim adresine geldiklerinde parçalanmış kolileri gördüğünü ve vekiledenine haber verdiğini, vekiledeninin bu durumdan derhal davalıyı bilgilendirdiğini, olayın gerçekleşmesinin ardından vekiledenine davalı tarafından herhangi bir yazılı bildirim de bulunulmadığını, vekiledeni tarafından yapılmış bildirim ve taleplerinde şifahen reddedildiğini, bunun üzerine vekiledeninin tekrar, bu sefer … A.Ş. Bölge Müdürlüğü’ne hitaben 06.03.2018 tarihli dilekçe ile durum bir kere daha izah ettiğini, fakat bu başvurunun da şifahi olarak reddedildiğini, sonrasında ise davalıya …. Noterliği’nden, 22 Mart 2018 tarihli … Yevmiye No’lu somut olayı bilgilendirir nitelikte olan İhtarname keşide edildiğini, bunun üzerine vekiledeninin söz konusu maddi zararının ve ticari ilişkilerinin aksamasından kaynaklı ticari itibarının zedelenmesi sebebiyle manevi zararının davalıdan tahsili sebebiyle iş bu davanın açıldığını beyanla, davanın kabulüne, vekiledenini davalı tarafından kargonun alıcı dışında üçüncü bir kişiye teslim edilmesinden dolayı uğramış olduğu 2.139,17 TL maddi zararın davalıdan tazmin edilmesine, vekiledeninin ticari hayatının zedelenmesi sonucu uğramış olduğu manevi zararın giderilmesi için davalıdan 2.500,00 TL tazmin edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mezkur taşımada davalı şirkete izafe edilebilecek hiçbir kusurun bulunmadığını, zira taşımaya konu kargonun eksiksiz ve sağlam olarak alıcısına teslim edilmekle davalıya düşen edim yükümünün ifa ile sona erdiğini, alınan kargonun eksiksiz ve tam olarak alıcısına teslim edildiğini, davalı şirketin taşıma sözleşmesi uyarınca üzerine düşen edim yükümünü eksiksiz olarak ifa ettiğibi, bu durumun teslim teyit nüshası ile sabit olduğunu, Türk Ticaret Kanununda öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıyıcının eşyanın kendisi tarafından teslim alındığı tarih ile gönderilene teslim edildiği tarih arasında uğramış olduğu hasar ve ziyadan sorumlu olduğunu, somut uyuşmazlıkta açıkça görüldüğü üzere kargo teslim edildiğini, iddia edilen teslim alan tarafından teslim esnasında hasara yönelik olarak herhangi bir ihtirazı kayıt konulmadığını, kargonun, davalı tarafından teslim alana herhangi bir ihtirazı kaydı olmadan teslim edilmiş olduğunu, hasar iddiasının daha sonra vuku bulduğunu, davalı tarafından teslimatın teslim adresindeki yetkiliye yapıldığını, davacı kargo gönderimini yaptığı yerin inşaat alanı olduğunu beyan etmiş ise de, teslimi mümkün olmayan bir inşaat alanı ise neden kargo gönderimi yapılmış olduğunun anlaşılamadığını, davacının inşaat halindeki bir AVM’de açılacak mağazaya teslimat yapılmasını talep ettiğini, teslimatı yapan personel tarafından alıcı … Mağazası’nın mal kabul kapısında bulunan güvenlik görevlisine bilgi vererek … Mağaza görevlisinin çağrılmasını talep ettiği, güvenlik görevlisi tarafından çağrılan …’de elektrik işlerini yaptığını belirten çalışana engellere rağmen kargoyu eksiksiz ve tam olarak teslim ettiğini, bu hususta … mağazasıyla müşteri memnuniyeti kapsamında yapılan görüşmede teslimat tarihinde … firmasına ait teslimatı kabul edilebilecek tek kişinin … … olduğu ve kargonun … deposuna getirildiğini dolayısıyla teslimatın yapıldığı hususunda bir uyuşmazlığın bulunmadığının açıkça belirtildiğini, teslimin teyit nüshasını imzalayan … …’ın … Mağazacılık ile ilgisinin ne olduğu, elektrik işlerini yapan kişi olarak teslimat tarihinde …’de çalışıp çalışmadığı, bu hususta alt işveren ile çalışılmış ise ilgili firma adının bildirilerek alıcının teslimat tarihinde …’de çalışıp çalışmadığının ve ürünlerin teslim depolarına teslim edilip edilmediğinin sorulması gerektiğini, davacının, dava dilekçesinde de kargonun içeriğine ilişkin hiçbir beyanda bulunmadan kargonun alıcısına teslim edilmemiş olmasından dolayı zarara uğradığını iddia ettiğini, davacı tarafından davalı şirkete teslimi anında kargoya ilişkin olarak herhangi bir değer gösterilmediğini, kanunun açık hükmü karşısında yanlış ve eksik bildirimlerden doğacak her türlü sorumluluğun gönderene ait olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava;Taşıma sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat isteminden ibaret olduğu görüldü.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 06/06/2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen Tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 09.04.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili delil ve belgelerini sunmuş davada;Kargo alınmasına ve teslimata ilişkin evraklar, … isimli şahsın … A.Ş. çalışanı olup olmadığına ilişkin yazı, müvekkili tarafından 06.03.2018 tarihinde … A.Ş Bölge Müdürlüğü’ne gönderilen dilekçe, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 14.10.2016 tarihli Kargo Sözleşmesi, 22.03.2018 tarih, … sayılı müvekkili tarafından keşide edilen İhtarname, müvekkili ile alıcı … yetkilisi arasında gerçekleşen mail çıktıları, müvekkilinin … Bölge Müdürlüğü’ne yazdığı 26.10.2017 tarihli dilekçesi, bilirkişi, uzman görüşü, yemin ve her türlü sair kanuni delile dayanmıştır.
Davalı vekili delil ve belgelerini sunmuş davada; Taşımaya ilişkin belgelere, tutanaklar, kargo sözleşmesi, sevk irsaliyesi, fatura, hasar tazmin başvuru dosyası, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, tanık ve diğer bütün yasal kanıtlara dayanmıştır.
Mahkememiz tarafından … Kargo … Şubesine müzekkere yazılarak dava konusu 23/09/2017 tarihinde kurumları şubesine teslim edildiği bildirilen “…” takip numaralı 3 adet kargonun alınmasına ve teslimata ilişkin evrakların Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup davalı vekili tarafından, istenilen evraklar Mahkememize sunulmuştur.
Mahkememiz tarafından … A.Ş.’ye müzekkere yazılarak … … isimli şahsın dava konusu teslimat tarihinde (Eylül-2017) mağazalarının çalışanı olup olmadığı, çalışanı ise hangi sıfatla çalıştığı ve ne iş yaptığı hakkında Mahkememize bilgi verilmesi istenilmiş olup … A.Ş. tarafından ceveban … … isimli şahsın herhangi bir dönemde şirketlerinde çalışmadığı bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … isimli şahsın SGK kayıtlarının çıkartılarak Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından cevaben … isimli şahsa ait olduğu bildirilen TC kimlik numarasının hatalı olması nedeniyle istenilen belgelerin Mahkememize gönderilemediği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından davacı tarafın iddiaları ile davalı tarafın savunmaları, davacı tarafın ilgili dönemi kapsayan ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılarak ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek davalıya teslim edilen taşıma konusu kargonun alıcısına teslim edilip edilmediği, bu kargonun içerisinde ne olduğu, davacı tarafından davalıya teslim edilen mallar için dava dışı kargo alıcısı olan … A.Ş.’ye fatura/iade faturası düzenleyip düzenlemediği düzenledi ise miktarının tespiti, kargo alıcısı dışında bir başkasına teslim edildi ise bu kapsamda davalının sorumlu olup olmadığı ve sorumlu ise sorumlu olduğu miktarın tespiti için dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından sunulan 21.02.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “… Davacı şirket ile davalı şirket arasında 14.10.2016 tarihli ‘ Kargo Sözleşmesi” nin imzalandığı,
Davacı şirket yetkilisince ürünlerin konsinye olarak … A.Ş.’ye gönderildiği, fatura düzenlenmediği, teslim edilen ürünlerin … A.Ş, de satışı gerçekleştikten sonra … A.Ş. tarafından kendilerine bildirilen tutar üzerinden faturaların kesildiği, dolayısıyla iade faturasının da düzenlenmediğinin bildirildiği,
Davacı şirketçe, … A.Ş.’ye gönderilmek üzere davalı şirkete teslim edilen ürünler ile ilgili olarak 22.09.2017 tarih ve … sayılı “Sevk İrsaliyesi” düzenlendiği, sevk irsaliyesinin üzerinde “KOMSİNYE İRSALİVESÎDİR’ ibaresinin yer aldığı,
Sevk irsaliyesinde yer alan bilgilere göre … A.Ş.’ye sevk edilen ürünlerin 401 adet ve tutarının 5.377,95 TL olduğu,
Davacı şirket tarafından … A.Ş.’ye 22.O9.2017 tarih ve … sayılı ‘Sevk İrsaliyesi” ile gönderilen ürünlerden 274 adedinin … A.Ş. tarafından teslim alındığı, 274 adet ürünün değerinin 3.682,70 TL olduğu,
Davacı tarafından … A.Ş.’ye teslim edilmek üzere davalı şirkete teslim edilen ürünlerden 127 adet ürünün … A.Ş. tarafından teslim alınmadığı, teslim alınmayan ürünlerin tutarının 1.695,25 TL olduğu,
Davacı şirket tarafından … A.Ş.’ye gönderilmek üzere Davalı şirkete teslim edilen ürünlerin 23.09,2017 tarihînde saat 14:08:39 da … …’A teslim edildiği, dava dosyasında yer alan ve … A.Ş. tarafından 13. Asliye Ticaret Mahkemesine verilen 25.04.2019 tarihli yazıda T,C. Kimlik No … olan … …’ın herhangi bir dönemde şirketlerinde çalışmadığının beyan edildiği,
Davalı tarafın iddia ve talep ettiği TTK 882 hükmüne uygun olarak gönderinin değerini kaybeden kısmının her bir kilogramı için 8,33 özel çekme hakkı istenebileceğinin ortada olduğu, ancak bunun sınırının da TTK 880 olduğunun aşikar olduğu hususuna ilişkin olarak dosyada kaybolan kolinin ya da malların ağırlığına dair bilginin bulunmadığından bu kapsamda hesaplama yapılmasının, bu aşamada, mümkün görülmediği ayrıca sevk irsaliyesinin koli dışında taşınmak zorunda olması sebebiyle koli içindeki eşyanın özelliklerinin irsaliyeden tespit edilebilir olması dikkate alınarak taşıma konusu eşyanın adet ve basit özelliklerinin taşıyan tarafından da tespit edilebilir olduğu sonucuna varmak gerektiği,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davalı vekili tarafından bilirkişi heyet raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup ek rapor alınması talebinde bulunulmuştur.Bilirkişi heyet raporunun dosya kapsamında toplanan delillere uygun olması nedeniyle Mahkememiz tarafından davalı vekilinin ek rapor talebinin reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nin 886. maddesinde de taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı haller düzenlenmiş olup buna göre; zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879. maddede belirtilen kişiler, sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacaktır.
TBK’nun 56. Maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.
Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
TBK’nun 58. Maddesi “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.
Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre davacı tarafından davalı aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davasında Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sırasında alınan 21.02.2020 tarihli bilirkişi heyet raporunda davacı tarafından … A.Ş.’ye teslim edilmek üzere davalı şirkete teslim edilen ürünlerden 127 adet ürünün … A.Ş. tarafından teslim alınmadığı, teslim alınmayan ürünlerin tutarının 1.695,25 TL olduğunun tespit edildiği, davalı tarafından kargoyu teslim alan kişinin … A.Ş.’nin çalışanı olup olmadığı kontrol edilmeden kargonun teslim edilmiş olmasından dolayı davalının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı, davacının manevi tazminat talebinin haklı görülebilmesi için TBK’nun 56. Ve 58. Maddeleri kapsamında davacının bedensel bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik hakkının zedelenmesi gerekmekte olup davacı tarafından dava dışı … A.Ş.’ye gönderilen malların başka birine teslim edilmesi TBK’nun 56. ve 58. Maddeleri kapsamında manevi zarara uğradığını ispatlar mahiyette olmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile 1.695,25 TL maddi tazminatın 25.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili davacıya verilmesine, fazla talebin reddine, davacının manevi tazminat talebinin reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-) 1.695,25 TL maddi tazminatın 25.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili davacıya verilmesine,
-Fazla talebin reddine,
2-)Davacının manevi tazminat talebinin reddine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 115,80-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 79,23-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,57-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvuru harcı, 79,23-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 120,33-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı tarafından yapılan bilirkişi ücreti ve müzekkere /davetiye gideri olmak üzere toplam 1.390,35-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 508,06-TL ‘sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-)Maddi tazminat yönünden; davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 1.695,25 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Maddi tazminat yönünden; davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen miktar yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca 443,92 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Manevi tazminat yönünden; davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden; hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 ve 13/2 maddeleri uyarınca 2.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin re’sen davacıya / vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.