Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/516 E. 2019/866 K. 12.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/516 Esas
KARAR NO : 2019/866
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/06/2018
KARAR TARİHİ : 12/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 03.02.2014 tarihinde, davacının sahibi olduğu, sürücü …’in yönetimindeki … plakalı araç ile davalının trafik sigortası teminatı altındaki sürücü …’ın yönetimindeki … plakalı araç ile kazaya karıştığını, sürücü …’ın kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, kaza nedeniyle … plakalı aracın değer kaybettiği ve davalıdan tahsili için … İcra Dairesi’nin … E dosyasıyla takibe girişildiğini, davalı yanca haksız olarak itirazla takibin durduğunu beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Öncelikle hak düşürücü süre itirazları bulunduğunu, İ.İ.K. gereğince dava süresinde açılmadığından reddi gerektiğini, icra takibi zamanaşımını kesen sebeplerden olmakla, dosyada itiraz üzerine belirtilen tarihten itibaren en az 2 yıl boyunca herhangi bir işlem yapılmadığından, zamanaşımının kesildiği tarihten sonra dolduğunu, söz konusu alacak zamanaşımına uğramış olmakla, davanın reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle, trafik sigortası genel şartları’nın a.6.b maddesinde de belirtildiği üzere hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatları teminat dışında kalan hallerden olduğunu, bu sebeple kusur oranlarının tespiti için dosyanın adli tıp trafik ihtisas kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; 03/02/2014 tarihli maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı araçta meydana geldiği iddia edilen değer kaybı alacağına ilişkin başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İcra İflas Kanununun 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; … İcra Dairesi’nin … E sayılı takip dosyasına dayanmışlardır.
Davalı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; … nolu hasar dosyasına, … nolu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesine, … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına, kaza tespit tutanağına, yargıtay kararlarına, tanık, bilirkişi incelemesi ve karşı tarafın sunacağı delillere karşı delil sunma hakları saklı kalmak kaydı ile her türlü yasal delile dayanmışlardır.
Davaya dayanak … İcra Dairesi’nin … E. sayılı takip dosyasında; alacaklı … A.Ş. tarafından borçlu … Sigorta Şirketi, … , … aleyhine 2.700,00-TL değer kaybı, 560,00-TL iş durması kaybı alacağı, 453,36-TL yasal faiz olmak üzere toplam 3.713,36-TL alacağın tahsili için 21.08.2015 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlu … Sigorta Şirketi’nin 03.12.2015 tarihinde süresinde borca itiraz ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde iş bu davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı yönünde itirazda bulunmuş olup yukarıda da belirtildiği üzere iş bu dava 03/02/2014 tarihli maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklı araçta meydana geldiği iddia edilen değer kaybı alacağına ilişkin başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine açılan İcra İflas Kanunu 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır. İİK’na göre ödeme emrine vaki itirazın iptali davasının açılması bir süreye bağlıdır. Alacaklı bu davayı, itirazın kendisine tebliği (İİK.62/11.md.) tarihinden itibaren bir yıl içinde açabilir(İİK.nun 67/1.md.). Buradaki bir yıllık hak düşürücü süre, borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlar. Dava konusu icra takibinin incelenmesinden borca itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edilmedi bu sebeple 1 yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı görülmekle Mahkememiz tarafından itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre bilirkişiden alınan 08/07/2019 tarihli raporda: ”…Sürücü …’ın, yönetimindeki … plakalı aracı ile seyrederken öndeki araçlarla emniyetli takip mesafesini korumadığı ve trafiğin yavaşladığı anda öndeki … plakalı araca arkadan çarparak … plakalı araca çarpmasına neden olduğu için Karayolları Trafik Kanununun 56/c – 84/d ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 107 – 157/a/4 maddelerinde açıklanan kusurları işlediği; zincirleme kazanın meydana gelmesinde asli ve %100 kusurlu olduğu, sürücü …’in yönetimindeki … plakalı aracı ile yavaşlayan trafiğe uygun olarak yavaşladığı halde … plakalı aracın arkadan çarpması sonucu önündeki … plakalı araca arkadan çarparak kazaya karıştığı için zincirleme kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı, sürücü … ‘in yönetimindeki … plakalı aracı ile yavaşlayan trafiğe uygun olarak yavaşladığı halde … plakalı aracın arkadan çarpması nedeniyle savrulan … plakalı aracın arkadan çarpması sonucu kazaya karıştığı için zincirleme kazanın meydana gelmesinde kusurunun olmadığı,
Tazminata konu … plakalı, … – … marka tipi, 2013 model, 03.02.2014 tarihinde, yaklaşık 1 yıl ve 19.955 km kullanıldıktan sonra kazaya karışmış, … A.Ş. adına tescilli otomobilin rayiç değerinin, kaza öncesinde 45.000 TL, onarıldıktan sonra 43.000 TL, kaza nedeniyle değer kaybının 2.000 TL olduğu (Genel şartlara eklenen yöntem ile hesaplanan değer kaybının 1.610 TL olduğu)
Davalı … Sigorta A.Ş.’nin 3110 0000 830914 sayılı zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası poliçesiyle … plakalı aracın 28.12.2013 -28.12.2014 tarihleri arasında, kazanın meydana geldiği 03.02.2014 tarihini de kapsayacak şekilde teminat altına alındığı ve kaza tarihinde araç başına teminat limitinin 26.800 TL olduğu,
Değer kaybının gerçek zarar olması nedeniyle zorunlu mali sorumluluk (trafik) sigortası genel şartların A.l maddesi gereğince sigorta teminatı altında olduğu,
Davacının yasal faiz talebinin uygun olduğu; ancak icra takibi öncesinde davalı … şirketinden tazminat talep edildiği ve Karayolları Trafik Kanunu 99 -Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının B.2.a maddeleri gereğince temerrüde düşürüldüğü yönünde herhangi bir bilgi belge olmadığı,
… İcra Dairesinin … dosyasıyla değer kaybının işlenmiş yasal faizi ile tahsili için 21.08.2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı; ancak icra takibi öncesinde sigorta şirketi temerrüde düşürülmediği için işlenmiş faiz talep edilemeyeceği,
… plakalı aracın 2.000 TL değer kaybının takip tarihi 21.08.2015 itibariyle yasal faizi ile talep edilebileceği…” tespit ve rapor edilmiştir.
08.07.2019 tarihli bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalı vekiline tebliğ edilmiş olup davacı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.
2918 Sayılı KTK’nun 109.maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verilmiştir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun zamanaşımını kesen sebepler başlığı altındaki 154/2. maddesinde zamanaşımını kesen diğer sebepler yanında alacaklının icra takibinde bulunmasının da zamanaşımını keseceği, 156.maddesinde zamanaşımının kesilmesiyle yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı vurgulanmış, zamanaşımının kesilmesinden sonra alacaklının fiili ile yeni bir sürenin başlaması başlığı altındaki 157/2.maddesinde de zamanaşımı icra takibiyle kesilmişse “alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlayacağı” hüküm altına alınmıştır.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/03/2013 tarihli 2012/16274 Esas 2013/4118 Karar sayılı kararında zamanaşımını kesen işlemleri “…icra takibini sonuca doğru ilerleten ve bulunduğu safhadan alıp bir adım öteye götüren işlemler olup, BK’nın 136/2 maddesindeki (6098 sayılı TBK madde 157/2) “takibe ilişkin her muamele” ifadesinin anlamının alacaklı veya icra dairesinin takibi yeni bir aşamaya ulaştıran işlemleri olarak anlaşılması gerektiği açıktır…” şeklinde açıklanmıştır.
Toplanan tüm delillere, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine 2.700,00-TL değer kaybı, 560,00-TL iş durması kaybı alacağı, 453,36-TL yasal faiz olmak üzere toplam 3.713,36-TL alacağın tahsili için 21.08.2015 tarihinde icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafından borca itiraz edildiği ve davacı tarafından icra takibine konu alacak kalemlerinden sadece 2.700,00-TL değer kaybı yönünden davacının itirazının iptalinin istenildiği, 08.07.2019 tarihli bilirkişi raporunda her ne kadar davacının davalıdan 2.000 TL değer kaybı alacağını takip tarihi 21.08.2015 itibariyle yasal faizi ile birlikte talep edilebileceği tespit edilmişsede davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu, 2918 Sayılı KTK’nun 109.maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar” hükmüne yer verildiği, davalı şirkete sigortalı aracın haksız eylemiyle sebebiyet verilen trafik kazasının 03.02.2014 tarihinde meydana geldiği, davacı (takip alacaklısı) tarafından zamanaşımı süresi içinde … İcra Dairesinin … Es. sayılı dosyası üzerinden 21.08.2015 tarihinde davalı ve dava dışı diğer borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığı ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 154/2. Maddesi gereğince zamanaşımının kesildiği, ancak aynı yasanın 156.maddesinde zamanaşımının kesilmesiyle yeni bir sürenin işlemeye başlayacağının vurgulandığı ve icra takibinden sonra 2 yıllık zamanaşımı süresinin yeniden işlemeye başladığı, davalı tarafından borca itiraz edildiği ve icra müdürlüğüce 07.12.2015 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 25/03/2013 tarihli 2012/16274 Esas 2013/4118 Karar sayılı kararında zamanaşımını kesen işlemleri “…icra takibini sonuca doğru ilerleten ve bulunduğu safhadan alıp bir adım öteye götüren işlemler olup, BK’nın 136/2 maddesindeki (6098 sayılı TBK madde 157/2) “takibe ilişkin her muamele” ifadesinin anlamının alacaklı veya icra dairesinin takibi yeni bir aşamaya ulaştıran işlemleri olarak anlaşılması gerektiği açıktır…” şeklinde açıklandı, somut olayda icra müdürlüğünün takibin durdurulmasına ilişkin işleminin zamanaşımını kesen icra işlemi olduğu ve bu işlem tarihinden itibaren zamanaşımının kesildiği, başlayan iki yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 04.06.2018 tarihinde itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmakla zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Zamanaşımı nedeniyle davanın REDDİNE,
1-) Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli harç peşin olarak alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
2-) Davacı yanca yapılan tüm yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinenin 13/2 maddesi gereğince 2.700,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-) Davacı tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin davacıya/vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır