Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/506 E. 2020/399 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/506 Esas
KARAR NO : 2020/399
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/06/2018
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Vekiledeni ile davalı şirket arasında süre gelen ticari ilişki neticesinde vekiledeninin cari hesap ve faturalardan kaynaklı olarak davalıdan alacaklı olduğunu, davalının alacağını ödemekten kaçınması neticesinde … İcra Müdürlüğü 2018/… Esas sayılı dosyasıyla icra takibine girişildiğnii, 05.03.2018 tarihinde 373.892.72 TL alacak için ödeme emri gönderildiğini, borçlu tarafın ise 15.03.2018 tarihinde borcun 162.138,54 TL’lik kısmını kabul ettiğini, geriye kalan bakiye 211.754,18 TL’lik borca haksız itirazda bulunduğunu beyanla, davanın kabulüne, itirazının iptaline, takibin 211.754,18TL için …. İcra 2018/… Esas sayılı dosya üzerinden devamına, davalının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere îcra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, vekiledeni şirketin çalıştığı tedarikçi firmalardan biri olduğunu, taraflar arasında 12.07.2015 tarihinde imza altına alınan “Tedarikçi Sözleşmesi” gereği süregelen bir ticari ilişki bulunduğunu, davacı şirket tarafından 373.892.22TL alacak iddiasıyla vekiledeni şirket aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün 2018/… sayılı dosyasından icra takibine girişildiğini, davacının söz konusu icra takibi ile talep edilenin aksine vekiledeninden 373.892,22 TL (faiz ve masraf hariç) alacağı bulunmadığını, vekiledeni şirket ticari defler ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle ödemesi gereken toplam borcun 162.138.54 TL olduğunu, kabul edilen 162.138.54 TL yönünden yapılan kapak hesabına istinaden tüm fer’ileri ile icra dosyası hesabına yatırıldığını ve kalan 211.754,18 TL ‘lİk kısım yönünden takibe, borca, borcun miktarına, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine 15.03.2018 tarihinde yasal süresi içerisinde icra müdürlüğüne sunulan dilekçe ile itiraz edildiğini beyanla, davanın reddine ve davalı lehine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep emişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; Davacı tarafından fatura cari hesap alacağına dayalı başlatılan icra takibine davalı tarafın itirazı üzerine açılan İcra İflas Kanunun 67. Maddesine dayalı iitrazın iptali davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş davada;…. İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyana, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi, fatura, irsaliye, dekont vs. belgeler, sözleşme, tanık, vs. her türlü kanuni delile dayanmıştır.
Davalı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş davada; … İcra Müdürlüğü 2018/… E. Sayılı icra dosyasına, davacı şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen 12.07.2015 imza tarihli Tedarikçi Sözleşmesi ve ekleri, cari hesap ekstresi, müvekkili şirket tarafından düzenlenen E-arşiv faturaları, davacı tarafından müvekkili şirket’e düzenlenen faturalar, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi incelemesi, keşif, tanık, yemin ve sair her türlü delile dayanmıştır.
Davaya dayanak …. İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 373.892,72 TL fatura cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili için 05.03.2018 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde kısmi itirazda bulunulduğu ve borcun 162.138,54 TL’lik kısmın kabul edildiği kalan 211.754,18 TL’lik kısmına itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce davacı tarafın iddiası ve davalı tarafın savunmaları doğrultusunda tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller doğrultusunda davacı tarafın davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarının tespiti, taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 20.06.2019 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…. İncelenen davacı şirkete ait 2017-2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve yılsonu kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu,
Davacı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 03.11.2017 takip tarihi itibarıyla davalı yandan 373.892,72 TL alacaklı olduğu,
İncelenen davalı şirkete ait 2017-2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve yılsonu kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış oldukları, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu
Davalı yanın kendi ticari defter kayıtlarına nazaran 03.11.2017 takip tarihi itibarıyla davacı yana 162.479,54 TL borçlu olduğu,
Taraflar arasındaki cari hesap farklılıklarının, rapor içerisinde detaylarına yer verilen faturaların karşılıklı olarak kayıtlara alınmamasından kaynaklandığı,
Davalı yan tarafından davacı unvanına keşide edildiği halde davacı kayıtlarında yer almayan, 12.01.2016 tarih … Kdv dahil 1.152,12 TL, 15,01.2016 tarih … Kdv dahil 343,51 TL, 22.01.2016 tarih … Kdv dahil 1.886,70, 26.01.2016 tarih … Kdv dahil 434,71 TL bedelli, “aylık ciro primi” açıklamalı E-Arşiv Faturaların, rapor içerisinde yer verilen mali düzenleme dikkate alındığında, davacı yana tebliğ edildiğini gösterir herhangi bir belgenin dava dosyasında yer almaması nedeni ile anılan faturaların davacı yana tebliğ edilmiş sayılamayacağı,
Yine davalı yan tarafından davacı unvanına keşide edildiği halde davacı kayıtlarında yer almayan, 31.01.2016 tarih … numaralı Kdv dahil 1.236,01 TL, 10.02.2016 tarih … numaralı Kdv dahil 36.337,07 TL, 01.11.2017 tarih … numaralı Kdv dahil 4.769,97 TL, 09.11.2017 tarih … numaralı Kdv dahil 341,00 TL bedelli e*faturalar “temel senaryo” ile düzenlenmiş olduklarından, tebliğ edilmiş oldukları ve bu nedenle davacı yanca kayıtlara alınması gerektiği,
Davacı yan tarafından davalı unvanına keşide edildiği halde davalı kayıtlarında yer almayan, 16.11.2016 tarih … numaralı Kdv dahil 165.200,00 TL bedelli, “satışa destek bedeli” açıklamalı fatura, “temel senaryo” ile düzenlenmiş olduğundan, tebliğ edilmiş olduğu ve bu nedenle davalı yanca kayıtlara alınması gerektiği, ancak taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliği dikkate alındığında, tedarikçi konumundaki davacı şirketin söz konusu faturayı keşide etme dayanağının anlaşılamadığı, bu hususta takdirin Mahkemeye ait olduğu,
Buna göre davacı yanın davalı yana keşide ettiği 165.200,00 TL bedelli faturanın kabul edilmesi halinde takip alacağının, 373.892,72 – 1.236,01 – 36.337,07-4.769,97 – 341,00 = 331.208,67 TL olacağı,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Taraf vekilleri tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememiz tarafından taraf vekillerinin itiraz ve beyanları doğrultusunda ek rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi tarafından Mahkememize sunulan 22.10.2019 tarihli ek raporda, kök raporda yer verilen tespit ve değerlendirmelerin aynen muhafaza edildiği rapor edilmiştir.
Ek bilikişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Taraf vekilleri tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuş olup yeni bir bilirkişiden yeni bir rapor alınması talebinde bulunulmuştur. Mahkememiz tarafından taraf vekillerinin talepleri doğrultusunda yeni bir bilirkişiden yeni bir rapor aldırılmasına karar verilmiş olup davacı tarafın iddiası ve davalı tarafın savunmaları, dosya kapsamında bulunan önceki bilirkişiden alınan raporlar ve taraf vekillerinin itirazlarıda göz önünde bulundurularak, tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller doğrultusunda davacı tarafın davalıdan icra takip ve tarihi ve dava tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacak miktarının tespiti, davacının talep etmiş olduğu faizin yerinde olup olmadığı ve ciro primi faturalarının usule uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği ve miktarının tespitine, taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için dosya yeni bilirkişiye tevdi edilmiş olup yeni bilirkişi tarafından sunulan 03.06.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “… Davacı … A.Ş. ile Davalı … A.Ş. arasında 12.07.2015 tarihli toplam 8 sayfadan oluşan “TEDARİKÇİ SÖZLEŞMESİ”nin mevcut olduğu,
Davacı şirket davalı şirkete, KDV’den arındırılmış, sisteme kaydedilmiş fatura bedelleri üzerinden ve iadeler düşüldükten sonra ortaya çıkan net cironun Tedarikçi Bilgileri Formu’nda belirtilen % bedelini dönemsel olarak …’e CİRO PRİMİ adı altında ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği,
…’in aldığı reklam hizmetlerinin karşılığında kesilen faturanın davacıya “Tedarikçi Bilgileri Formu”nda belirtilen dönem sonunda kesileceği, cari hesabına Tedarikçi Bilgileri Formu’nda belirtilen gün vadeli olarak kaydedileceği, fatura bedelinin davacının alacağından vadesinde mahsup edileceği,
Taraflar arasında yapılan “TEDARİKÇİ SÖZLEŞMESİ’ne istinaden ciro prim faturaları ve pazarlama destek bedeli faturaları kesilebileceği,
Davacı şirket nezdindeki davalı şirkete ait cari hesap ekstresine göre 03.11.2017 tarihi itibariyle davalı şirketten alacak tutarının 373.892,72 TL olduğu,
Davalı şirket nezdindeki davacı şirkete ait cari hesap ekstresine göre 03.11.2017 tarihi itibariyle davalının davacı şirkete olan borcunun tutarının 162.479,54 TL olduğu,
Davalı şirket tarafından davacı şirket adına 165.200,00 TL tutarında satışa destek bedeli adı altında fatura düzenlediği, söz konusu faturanın her iki tarafın kayıtlarında yer aldığı, ancak davacı şirket tarafından söz konusu fatura için iade faturası düzenlendiği, bu faturanın davacı şirket kayıtlarında yer almasına rağmen davalı şirket kayıtlarında yer almadığı, ancak iade faturası e-fatura ve temel fatura olarak düzenlendiğinden davalı tarafa tebliğ edildiğinin hukuken kabulünün gerektiği,
Taraflar arasındaki alacak tutarındaki 211.754,18 TL tutarındaki farkın 165.200,00 TL’lık kısmının davalı tarafından düzenlenen satışa destek bedeli faturasının davacı tarafından iade edilmesi amacıyla düzenlenen faturadan kaynaklandığı,
Davacı tarafından iade faturasının düzenlenmesinin yukarıda değerlendirmelerimiz bölümündeki açıklamalar çerçevesinde değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve diğer her türlü hukukî nitelendirme yetkisinin münhasıran Mahkemede olduğu,
Kalan 46.501,09 TL’lık farkın davalı şirket tarafından düzenlenen ciro primi faturalarından kaynaklandığı, bu faturaların tamamının elektronik olarak karşı tarafa tebliğ edildiğinin kabulünün gerektiği; ciro prim faturalarının davalı şirket nezdindeki davacı cari hesap ekstresine borcu azaltıcı olarak kaydedildiği, ancak davacı şirket nezdindeki davalıya ait cari hesap ekstresine kaydedilmediği; 53,09 TL’lık farkın da aynı şekilde davalı şirket kayıtlarında yer alıp davacı şirket kayıtlarında yer almayan 26,55 x 2 =53,10 TL’lık faturalardan kaynaklandığı,
Mahkemece davalı tarafından düzenlenen 165.200,00 TL tutarındaki “satışa destek bedeli” faturasının sözleşmeye uygun olarak davalı tarafından düzenlenen bir fatura olduğu kanaatine varılması halinde 09.11.2017 tarihi itibariyle davalının davacıya borç tutarının 162.138,54 TL olacağı, aksi takdirde borç tutarının 327.338,54 TL olacağı;
İcra takibinden sonra davalının 162.138,54 TL’yi davacıya ödediği” tespit ve rapor edilmiştir.
Yeni bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davacı vekili tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuş olup dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilmesi talep edilmiştir.Davalı vekili tarafından rapora karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuş olup ek rapor talebinde bulunulmuştur. Yeni bilirkişi raporunun dosya kapsamında toplanan delillere uygun olması ve hüküm kurmaya elverişli olması nedeniyle Mahkememiz tarafından davacı vekilinin dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdii edilmesi talebinin reddine ve davalı vekilinin ek rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından taraflar arasında akdedilen sözleşme incelenmiş olup bazı maddelerinin “… sözleşmenin 3.2. maddesi CİRO PRİMİ ŞARTLARINA ilişkindir. Söz konusu maddenin alt maddeleri aşağıdaki gibidir.
3.2.1. TEDARİKÇİ, …’in KDV’den arındırılmış, sisteme kaydedilmiş fatura bedelleri üzerinden ve iadeler düşüldükten sonra ortaya çıkan net cironun Tedarikçi Bilgileri Formu’nda belirtilen % bedelini dönemsel (Tedarikçi Bilgileri Formunda yazılacaktır) olarak …’e CİRO PRİMİ adı altında ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Ayrıca, Tedarikçi Bilgileri Formu’nda CİRO PRİMİ’nin çeşitleri ve detayları da yer alacaktır. Birden fazla ciro priminin yer alması halinde her takip eden ciro primi, bir önceki ciro primi tatbik edildikten sonra tekrar hesaplanır.
3.2.2. TEDARİKÇİ, Tedarikçi Bilgileri Formu’nda belirtilen ve hedeflenen cirolarda bir artış olması halinde kararlaştırılan ve kesilen ciro primini ortaya çıkan toplam ciro
rakamı üzerinden …’e ödemeyi kabul eder. Birden fazla ciro priminin yer alması halinde her takip eden ciro primi, bir önceki ciro primi tatbik edildikten sonra tekrar hesaplanır. Taraflarca bedelin % olarak değil de Tedarikçi Bilgileri Formunda belirtilen net meblağ olarak anlaşılacağı durumda anlaşılan bedel hizmet bedeli olarak değerlendirilecek ve TEDARİKÇİ’ye kesilecektir.
Sözleşmenin 5. Maddesi “TEDARİKÇİ BİLGİLERİ FORMU” na ilişkindir. Tedarikçi kendisine ve …’e sağlayacağı mallara ilişkin bilgileri, taraflar arasındaki ticari ilişkiye konu çalışma koşullarını ve bilgileri, işbu Sözleşme’de “Tedarikçi Bilgileri Formu’nda yer alacağı konusunda atıfta bulunulan ve/veya işbu Sözleşme’de belirtilmemiş olsa bile sözkonusu Form’da olmasına … tarafından karar verilen bilgileri içeren Tedarikçi Bilgileri Formu’nu mal tedariki öncesi imzalayacaktır. Sözkonusu form işbu Sözleşme ile bir bütün olarak yorumlanacak ve sözkonusu Form’a işbu sözleşme şartları uygulanacaktır. İşbu Sözleşme süresince çeşitli dönemlerde işbu Form yenilenebilecek olup, her bir Form için işbu Sözleşme şartları aynıyla meri ve muteber olmaya devam edecektir.”
Sözleşmenin 6. maddesinde yer alan delil sözleşmesi (şartı) niteliğindeki hükümler şöyledir: TEDARİKÇİ işbu sözleşmenin uygulanmasından çıkabilecek her türlü uyuşmazlıklarda … defter, belge ve kayıtları ile bilgisayar kayıtlarının HUMK ilgili madde uyarınca geçerlibağlayıcı, kesin ve münhasır delil olduğunu, başkaca delil ikame edemeyeceğini, bunlara karşı her türlü defi, itiraz ve …’in kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu konusunda yemin teklif hakkından peşinen feragat ettiğini kabul ve taahhüt eder.
“TEDARİKÇİ SÖZLEŞMESİ”nin 3.3 maddesinde “PAZARLAMA DESTEK ŞARTLARI” yer almaktadır. 3.3.1. maddesinde yer alan hükümler aşağıdaki gibidir.
3.3.1. Taraflarca TEDARİKÇİ’nin mal ve ürünlerinin www, … com internet sitesinde gösterilmesine, TEDARİKÇİ’nin pazarının genişletilmesine, geliştirilmesine ve dağıtılmasına ilişkin planlama ve uygulama sürecine, mal ve ürünlerin fıyatlandınlmasına, dolayısı ile TEDARİKÇİ’nin internet mecrasında pazarlama faaliyetlerine katkıda bulunulması konusunda anlaşılması durumunda … in TEDARİKÇİ’den yaptığı Tedarikçi Bilgiler Formunda belirtilen dönem cirosunun Tedarikçi Bilgileri Formunda belirtilen %’si pazarlama bütçesi olarak alınacak ve aşağıdaki (sözleşmedeki) maddelerde belirtilen pazarlama destek şartları geçerli olacaktır.
3.3.14. …’in aldığı reklam hizmetlerinin karşılığında kesilen fatura TEDARİKÇİ’ye Tedarikçi Bilgileri Formu’nda belirtilen dönem sonunda kesilecek olup, cari hesabına Tedarikçi Bilgileri Formu’nda belirtilen gün vadeli olarak kaydedilir. Fatura bedeli TEDARİKÇİ’nin alacağından vadesinde mahsup edilir. TEDARİKÇİ’nin …’den herhangi bir alacağı olmaması halinde fatura bedeli peşin ödenir.” şeklinde düzenlendiği tespit edilmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; Taraflar arasında akdedilen “Tedarikçi Sözleşmesi”nden dolayı davacı tarafından dayalı adına düzenlenen fatulardan kaynaklı oluşan cari hesaba dayalı toplam 373.892,72 TL alacağın tahsili için davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça kısmi itirazda bulunulduğu ve borcun 162.138,54 TL’lik kısmın kabul edildiği kalan 211.754,18 TL’lik kısmına itiraz edildiği davacı tarafından mahkememizde iş bu itirazın iptali davası açıldığı, Mahkememiz tarafından taraflar arasında akdedilen sözleşmenin incelenmesi neticesinde davacı şirketin davalı şirkete, KDV’den arındırılmış, sisteme kaydedilmiş fatura bedelleri üzerinden ve iadeler düşüldükten sonra ortaya çıkan net cironun Tedarikçi Bilgileri Formu’nda belirtilen % bedelini dönemsel olarak … ‘e CİRO PRİMİ adı altında ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, diğer bir ifade ile net ciro tutarı üzerinden davacı şirketin davalı şirkete ciro primi ödeyeceği, davalı şirketin almış olduğu reklam hizmetleri karşılığında davacı şirkete Tedarikçi Bilgileri Formu’nda belirtilen tutarda pazarlama destek bedeli için fatura kesebileceği, fatura bedelininde davacının alacağından mahsup edileceği, davacının davalıdan herhangi bir alacağı yoksa fatura bedelinin peşin ödeneceği tespit edilmiş olup taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalının prim bedeli faturası düzenleme yetkisi olduğu ve davalının düzenlediği prim bedeli açıklamalı faturaya itiraz mahiyetinde davacının düzenlediği iade faturasının taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ve ticarî işin mahiyeti dikkate alınarak açıklanabilir ve kabul edilebilir olmadığı, hükme dayanak teşkil etmeye elverişli 03.06.2020 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafından düzenlenen 165.200,00 TL tutarındaki “satışa destek bedeli” faturasının sözleşmeye uygun olarak davalı tarafından düzenlenen bir fatura olduğu kanaatine varılması halinde 09.11.2017 tarihi itibariyle davalının davacıya borç tutarının 162.138,54 TL olacağı ve icra takibinden sonra davalının 162.138,54 TL’yi davacıya ödediğinin tespit edildiği bu haliyle davacının davasını ispat edemediği ve davalı tarafından da davacı tarafından dava konusu icra takibinin kötüniyetli olarak aleyhine başlatıldığının ispat edilemediği anlaşılmakla davanın reddine, koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 54,40-TL harcın başlangıçta peşin alınan 3.616,24-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.561,84-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı yanca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 23.272,79-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan toplam 350,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır