Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/499 E. 2022/624 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/499 Esas
KARAR NO :2022/624

DAVA:Tazminat (Sigorta Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ:08/09/2017
KARAR TARİHİ 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirketin işyerinin paket sigorta poliçesi ile rizikonun gerçekleştiği 27/08/2015 günü itibari ile davalı … tarafından sigortalandığı, davacı şirketin işyerinin başka bir adrese taşınması sırasında şirketleri ile ticari ilişki içinde bulunan … firması arasında yaşanan olaylar sonrasında söz konusu adresteki işyerlerini kapatma kararı aldıklarını, … yetkilileri ile aralarındaki ihtilaf nedeniyle ve daha fazla olaya sebep vermemek amacıyla taşınma esnasında işyerinde bizzat bulunmama kararı aldıklarını, taşınmayı gözetlemesi ve denetlemesi için Av….ı makinelerinin sökülmesi ve taşınabilecek hale getirilmesi için bir teknik ekip ve yükleme taşıma ve boşaltma işleri için de diğer bir ekiple anlaştıklarını, taşınma işlemini de 06/09/2015 pazar sabahı yapılmasının kararlaştırıldığını, işbu tarihte yükleme işlemine başlanıldığını, ancak … firması yetkilileri ve beraberindekilerin taşınma sırasında müdahale ettiklerini ve yükleme ve taşınma işlemini engellediklerini, bunun üzerine görevli avukatın polisi aradığını, polislerin olay yerine geldiğini, olayın savcılığa intikal ettiğini, savcılık izni ile taşınma işleminin 08/09/2015 tarihinde işyeri güvenliğini sağlayacak polisler ile birlikte taşınma işleminin gerçekleştiğini, taşınma sırasında polislerin bulunmasına rağmen … yetkililerinin taşınma işleminin engellemeye çalıştığını, tüm bu zorluklara rağmen taşınma işleminin işbu tarihte gerçekleştiğini, davacı şirketin yeni işyeri adresi olan Silivri’deki adreslerinde taşınma sonrasında yapılan incelemede … marka etiket makinelerinin üzerindeki boya ünitelerinin olmadığını fark ettiklerini, işbu hırsızlık olayını yetkili merciilere bildirdiklerini, işyeri sigorta kapsamında davalı … şirketine hırsızlık işlemini bildirdiklerini hasar bildiriminde bulunduklarını, davalı … tarafından görevlendirilen …’un Silivri’deki adreslerine geldiğini tutanağın tutulduğunu, işbu olayı savcılığa intikal ettirdiklerini, yapılan eksper incelemesinden sonra davalı … Genel Müdürlüğü tarafından yazılan bir yazı ile dava konusu hasarlarının (hırsızlık olayının) Sigorta Genel ve Özel Şartları, TTK, Genel Hükümler ve ilgili mevzuat gereğince teminat kapsamı dışında bulunduğunun davacı şirkete bildirildiğini, somut bir neden belirtme gereği duyulmadığını, davacı şirket hasarlarının ödenmesi gerekliliği doğrultusunda, hasarlarının teminat kapsamı dışında bulunup bulunmadığının belirlenerek, alacaklarının varlığına yokluğuna karar verlimesi ve haraslarının miktarının tespit edilerek tespit edilen miktarın tamamının davalı sirgota şirketinden tahsil edilerek davacı şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu alacağın dava açılmadan evvel objektif olarak tespiti mümkün olduğu hallerde belirsiz alacak davası yoluna başvurulamayacağı, zira alacağın miktarının belirli veya taraflarca belirlenebilir olduğu durumda belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığının açık olduğunu, somut olayda ise, davacının hırsızlık olayında çalındığını ve hasara uğradığını iddia ettiği eşyalar ve bunların değeri (davacı tarafından) belirlenebilir nitelikte olduğunu, meydana gelen zarar miktarı, hem hasar ihbarı üzerine atanan eksper tarafından hem de davacı tarafından çalındığını ve hasarlandığını iddia ettiği eşyaların miktarını belirtmek suretiyle tespit edildiğini, talep edilen zararın davacı açısından belirlenebilir olduğunu, 6102 sayılı TTK’ nın 1420. Maddesinde, sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan tüm istemlerin 2 yılda zamanaşımına uğrayacağını, Huzurdaki dava ise, zararın öğrenildiği iddia edilen tarihin üstünden tam 2 yıl sonra 08.09.2017 tarihinde açıldığını, dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, somut olayda rizikonun gerçek bir hırsızlık sonucu gerçekleştiği ve riziko ve hasarın poliçe teminatı içinde kaldığının ispat yükü, davacı üzerinde bulunduğunu, her durumda dava konusu hırsızlık olayı ile ilgili ceza dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini, gerçek zarar miktarının TTK, Poliçe Genel ve Özel Şartlarında belirtilen şekilde ispat edilmesi gerektiğini, kabul anlamı içermemek kaydıyla her durumda ekspertiz raporunda belirlenen rayiç tutarın üzerindeki tutarın kabulünün mümkün olmadığını beyanla, öncelikle görevsiz mahkemede açılan davanın görev bakımından usulden reddini, hukuka aykırı olarak ikame edilen belirsiz alacak davasının, hukuki yarar yokluğundan reddini, gerçek olmayan hasara ilişkin talepler içeren haksız ve hukuka aykırı davanın reddini talep etmişlerdir.
DELİLLER
Dava öncelikle … Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına tevzi edilmiş, mahkemenin …-2018/4 E K sayılı 17.01.2018 tarihli görevsizlik karar ve bu kararın 11.05.2018 tarihinde kesinleşmesi üzerine 17.05.2018 tarihli talik dilekçesi ile dava Mahkememize tevzi edilmiştir.
Davacı yan delil ve belgelerini ibraz etmişler, tanık beyanlarına, yargıtay kararlarına, bilirkişi incelemesine, ekspertiz raporuna, poliçeye, İstanbul Anadolu CBS 2015/… Soruşturma nolu dosyasına, keşif deliline dayanmışlardır.
Uyuşmazlık kapsamında hırsızlığa konu makine üzerinde çalındığı belirtilen parçalar nedeniyle tarafların iddiaları savunmaları, dosya kapsamında sunulan deliller dikkate alınarak davacının davalıdan talep edebileceği alacağının bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için bilirkişiye verilmiş, 06.09.2021 tarihli raporda:
”…Dosya muhteviyatındaki bilgi ve belgeler ile yerinde yapılan incelemeler neticesinde;
Dava konusu baskı makinesinin 12 adet boya ünitesinden 9 adedinin yerinde mevcut bulunmadığı, ayrıca elektrik panolarının içinde kontaktörler, röleler ve sigortalar gibi bazı parçalarla UV ünitelerinden 3 adedinin noksan olduğu,
Hırsızlık olayının 06/09/2015 ile 08/09/2015 tarihleri arasında, makineler Kartal/… adresindeki İşyerinde nakliyat için sökülü vaziyette bulunduğu sırada gerçekleştiği,
Davalı …Ş.’nin … numaralı sigorta poliçesi ile hırsızlık hadisesini teminat altına almış olduğu ve bu sebeple davacı tarafın davalı taraftan alacaklı olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyanın rapora itirazlar hususunda inceleme ve değerlendirme yapılması ve davacının varsa talep edebileceği tutara ilişkin hesaplama yapılarak ek rapor tanzimi için bilirkişiye verilmesine karar verilmiş ve 13.12.2021 tarihli ek raporda:
”…Dosya muhteviyatındaki bilgi ve belgeler ile yapılan piyasa araştırmaları neticesinde;
Dava konusu makinede eksik bulunan parçaların, eksikliğin tespit edildiği 2015 Eylül ayındaki bedelinin yaklaşık 190.000,00 TL olduğu,
Makinenin çalışmamasından kaynaklı olarak hasıl olan 6 yıllık gelir kaybının ise yaklaşık 1.180.000,00 TL olduğu,
Tüm bedellerin yasal faizinin Mahkemenin takdirlerinde olduğu…” tespit ve rapor edilmiştir.
Davacı şirket yetkilisi 31.03.2022 tarihli dilekçesi ile; hırsızlık hasarı limiti olan 800.000,00-TL ‘nin taraflarına ödenmesini talep etmiştir.
Mahkememizce 20.04.2022 tarihli oturumda 13.491,22 TL eksik harcı tamamlamak üzere davacıya 2 hafta kesin süre verilmiş, 20/04/2022 tarihli celse 1 ve 2 nolu ara kararları dikkate alındığında davacı tarafça yatırılan 13.800,00 TL’nin tamamının gider avansı olarak yatırılmasının maddi bir hata olduğu değerlendirildiğinden bu tutardan 13.191,22 TL’nin reddiyat çıkışı yapılarak tamamlama harcı olarak dosyaya yeniden yatırılmasına, bu hususta zabıt katibi …’nun yetkilendirilmesine, karar verilmiş ve eksik harcın tamamlanmış olduğu anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; iş yeri paket sigorta poliçesi kapsamında bulunan makine parçalarının çalındığı iddiasına dayalı olarak oluşan hasarın sigortacıdan tazminine ilişkin kısmi alacak davasıdır.
Davacı yan, davasını 10.000,00 TL üzerinden belirsiz alacak davası olarak ikame etmiş, davalı yan ise hasar tutarının davacı tarafından dava açılmadan evvel belirlenebilir olduğunu, belirsiz alacak davası açılamayacağını, ayrıca davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur.
Davacı ile davalı … AŞ arasında akdedilen … numaralı İşyerim Paket Sigorta Poliçesi ile 21/08/2015-18/05/2016 tarihleri arasında davacıya ait işyerinin sigortalandığı, rizikonun gerçekleşmesi üzerine davacı yanın hasarın tazminini istediği, davalı yanın ise hasarın sigorta genel ve özel şartlarına göre teminat kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle ödeme yapmadığı hususlarında çekişme bulunmamaktadır.
O halde çekişme; davacının talebini belirsiz alacak davası olarak ikame edip edemeyeceği, davanın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı, davaya konu makine hasarının sigorta teminatı kapsamında bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise hasar tutarına ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 107. maddesinde yer alan;
“1-Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
2-Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.(…)” şeklindeki hüküm ile belirsiz alacak davası düzenlenmiştir.
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hâli, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen, miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır.
Bu kriterler, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin; 1-Davacının kendisinden beklenememesi, 2-Bunun olanaksız olması, 3-Açıkça karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olması olarak belirtilmektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2019/17-853 Esas ve 2020/907 Karar Sayılı Kararı).
Somut olayda davacının dava açmadan evvel, davaya konu eksik makine parçaları ile ilgili ekspertiz incelemesi yaptırdığı, hasar tutarını belirlediği, sigorta teminat limitinin belli olduğu, davanın niteliği ve alacak tutarının davacı tarafından bilinmesi nedeniyle davanın belirsiz alacak türünde açılamayacağı, davalı yanın bu yöndeki itirazının haklı olduğu, davanın kısmi dava olarak kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bir davanın açılması halinde, dava konusu alacak hakkında zamanaşımı kesilir. Ancak, kesilen zamanaşımı, kesilme tarihinden başlayarak yeniden işler. Dava ile kesilmiş zamanaşımı, davanın devamı süresinde taraflardan birinin yargılamaya ilişkin her bir işleminden ve hâkimin her emir ve hükmünden itibaren yeniden cereyana başlar. Öğretide, kısmi davada dava konsu edilmeyen alacak kesimi için, fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmuş olmasının zamanaşımını kesmeyeceği kabul edilmektedir (Kuru, B., s.1541 vd.; Pekcanıtez Usul, Medenî Usûl Hukuku, 15. Bası, İstanbul 2017, cilt II, s. 1008). Kısmi dava açılması halinde zamanaşımı yalnız alacağın kısmi dava konusu yapılan miktarı için kesilir (HGK’nın 20.3.1968 gün ve E:1968/9-210, K:151; 3.7.2002 gün ve E:2002/9-564, K:572; 9.10.2002 gün ve E:2002/9-809, K:802; 06.03.2013 gün ve E:2012/4-824, K:2013/305 sayılı kararları).
6102 sayılı TTK’nın 1420. Maddesinde, sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan tüm istemlerin 2 yılda zamanaşımına uğrayacağı belirtilmektedir. Hasarın 08.09.2015 tarihinde öğrenildiği, davanın ise 08/09/2017 tarihinde ikame edildiği, kısmi dava yönünden zamanaşımı süresinin gerçekleşmediği, ancak ıslah edilen tutar yönünden zamanışımı süresinin dolduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan taraf delilleri, yukarıda değinilen hukuksal durum ve somut olay ile hükme elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporunun birlikte değerlendirilmesi sonucunda; 06/09/2015 tarihinde davaya konu makine, teknik ekip tarafından nakliyata hazırlamak maksadıyla sökülmüş olup, bu söküm işleminde de bir hasar bildirimi yapılmamış, yani makinenin söküldüğü 06/09/2015 tarihine kadar parçaların çalınmış olduğuna ilişkin bir belgeye rastlanmamıştır. Makinenin taşındığı 08/09/2015 tarihinde, Av. … tarafından yükleme öncesi ve esnasında, görevli polis memurlarının da göründüğü fotoğraflar çekilmiş olup, dosyada mevcut bulunan bu fotoğraflar incelendiğinde, rapor içeriğinde yer alan parçaların noksan olduğu görülmüştür. Buna göre bahsi geçen parçaların, makinenin söküldüğü 06/09/2015 tarihi ile polis nezaretinde araçlara yüklendiği 08/09/2015 tarihi arasında, sigorta poliçesinde verilmiş olan riziko adresinden çalınmış olabileceği olasılığı kesinlik kazanmaktadır. Hırsızlık olayının davalı …Ş. nezdinde 102020751 poliçe numarasıyla sigortalı olan işyerinde, sigorta başlama ve bitiş tarihleri arasında gerçekleştiği ve iddia edilen hırsızlık olayının teminat kapsamında olduğu, dava konusu makinede eksik bulunan parçaların, eksikliğin tespit edildiği 2015 Eylül ayındaki bedelinin yaklaşık 190.000,00 TL. Olduğu mütalaa edilmiş olup, davacı yanın davasını ıslah ederek talebini poliçe limiti olan 800.000,00 TL.’ye çıkardığı, ancak ıslah edilen tutar yönünden davanın zamanaşımına uğradığı, davacı yanın faiz talebinin bulunmadığı anlaşıldığından talebi ile bağlı kalınarak davanın kısmen kabulü ile, 10.000,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ıslaha konu fazlaya ilişkin taleplerin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla;
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile, 10.000,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Islaha konu fazlaya ilişkin taleplerin zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 683,10-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harcın , 13.491,22-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 12.978,90-TL harcın karar kesinleşince davacıya iadesine,
4-)Davacı tarafından yapılan 31,40-TL başvuru harcı, 170,78-TL peşin harç, 13.491,40-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 13.693,40-TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı yanca yapılan 166,00-TL davetiye / tezkere gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.166,00-TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 14,57-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/(2) maddesi uyarınca 10.000,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-)Karar kesinleştiğinde davacının gider avansından artan bakiyesinin iadesine,
Davacı şirket yetkilisi, davacı şirket vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır