Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/493 E. 2019/735 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/564 Esas
KARAR NO : 2019/765

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/11/2013
KARAR TARİHİ : 08/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Vekiledeni tarafından, …Tic.Ltd. Şti. aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü ‘nün …E. sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, borçlu tarafından 11.10.2013 tarihinde borca itiraz edilmesi sebebi ile takibin durduğunu, davalı şirketin vekiledeni şirketten almış olduğu gıda ürünlerinden kaynaklanan borçları olduğunu, fakat davalı-borçlu şirketin, bahsi geçen müteakip taleplere rağmen herhangi bir ödemede bulunmadığını , işbu alacağa ilişkin ödeme yapılmaması nedeniyle, 25.09.2013 tarihinde yukarıda belirtilen bedelin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E. sayılı dosyası tahtında ilamsız icra takibi başlatıldığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü ‘nün …E. sayılı dosyası tahtında gönderilen ödeme emrinin davalı-borçlu tarafından tebellüğ edilmesinden hemen sonra borçlu şirket tarafından 08.10.2013 tarihinde vekiledeni şirketin hesabına 4.366,00 TL gönderildiğini ve ardından borcun bulunmadığı iddiası ile takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini , ancak yapılan bu ödemenin nasıl ve ne şekilde hesaplandığı ve hangi saik ile ödendiğinin anlaşılamadığını, her ne kadar yapılan 4.366.00 TL ödeme ve 704,73 TL işlemiş faiz alacağı düşülmek sureti ile 13.294,12 TL üzerinden huzurdaki itirazın iptal davası açılmış ise de vekâlet ücretinin takip talebindeki asıl alacak miktarı olan 17.660,12-TL üzerinden hesaplanması gerektiğini beyanla davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalı taraf aleyhine %20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Tarafların 10.04.2013 tarihli satın alma sözleşmesi ile cari hesap ilişkisi içerisinde çalıştıklarını, İşbu sözleşmenin 2. Maddesi ile tarafların cari hesap ilişkisi içerisinde çalışacakları, sözleşmenin 7. Maddesi ile de, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 1 yıl süreli olduğunun düzenlendiğini, tarafların alacaklı yâda borçlu olduklarının tespitinin yapılabileceği tarih olan 09.04.2014 tarihi, sözleşmenin sona erme tarihi olduğunu, davacının icra takibini 25.09.2013 tarihinde cari hesap dönemi bitmeden ikame ettiğini, TTK’ mm 89. ve 91- maddelerine göre “… Cari Hesap Sözleşmesinin hesap kesilmeden alacak talep edilemeyeceğine ilişkin bir sözleşme olduğunu, cari hesabın kesilmesinden önce taraflardan hiç birinin alacaklı veya borçlu sayılamayacağını , tarafların hukuki durumunu ancak sözleşmenin sonundaki hesabın kesilmesinin belirlediğini, işbu madde kapsamında davacının icra takibini cari hesap dönemi sona ermeden başlattığını , alacaklıya borçlu olup olmadığının cari hesap dönemi sonunda belli olacağından davacı tarafın ikame ettiği icra takibi ve akabinde açtığı işbu davanın yerinde olmadığını beyanla davanın reddini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; İİK 67 maddeye dayalı itirazın iptali davasıdır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasına, cari hesap ekstresi, borçlu şirkete ait faturalar ve ticari defter kayıtlarına dayanmışlardır.
Davaya dayanak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 17.660,12-TL asıl alacak , 704,73-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam : 18.364,85-TL alacağın tahsili için 25.09.2013 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 07/10/2013 tarihinde tebliğ edildiği, 11/10/2013 tarihinde süresinde asıl alacağın tamamına ve fer’ilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalı alayhine her ne kadar toplam 18.364,85-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatılmış ise de davacı dava dilekçesinde 13.294,12 TL üzerinden davalının itirazının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce … -… E. K. sayılı, 09.04.2015 tarihli karar ile :”… Toplanan deliller ve sözleşme kapsamında her iki yanın ticari defter ve belgelerinin incelenmesi suretiyle Mali Müşavir Bilirkişiden alınan 02.09.2014 havale tarihli kök ve 20.01.2015 tarihli ek rapora göre her iki yanın 2013 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve kendileri lehine delil olacağı , yanlar arasındaki ticari ilişkinin 12.11.2013 tarihinde son bulduğu, takibe konu edilen faturaların davacı ve davalı ticari defterlerinde ayrı ayrı kayıtlı olup , bu faturalardan evvel ticari ilişki başlangıcında davalı yanca aynı kapsamda hizmet faturası adı altında davacıya fatura düzenlenmediği , yanlar arasındaki asıl çekişmenin davalı tarafından davacı adına sözleşme kapsamında düzenlenen hizmet faturalarından doğduğu ve bu faturalardan … nolu , C-… nolu , C-… nolu faturaların davacı tarafından kabul edilip ticari defterlere kaydedilmesine rağmen diğer 12 adet hizmet faturasının davacı ticari defterlerinde kayıtlarının olmadığı , ancak davalının ilgili hizmet faturalarını taahhütlü posta ile davacıya gönderdiği sabit olmasına rağmen davacının bu faturaları sözleşme şartlarına göre iade ettiğine ilişkin somut bilgi ve belgeye rastlanmadığı, dolayısıyla davacı yanca sözleşmenin 6. maddesi uyarınca faturalara kayıtlı hizmetlerin alıcı yani davalı tarafından yerine getirildiğini kabul edilmiş sayıldığı, o halde mal tutarlarına bağlı olarak değişken hizmet faturası davalının alış tutarı üzerinden davacıya fatura ettiği %5 ciro pirimi hizmeti olup sözleşme hükümlerine göre davacıya fatura edilen genel katılım bedeline ait hizmetin ve…kare bedeline ait hizmetin verilmediği hakkında davacı tarafından somut bilgi ve belge sunulmadığı, bu durumda sözleşme hükümlerine göre bu hizmetlerin davacıya verildiğinin kabul edileceği , netice itibariyle hernekadar takip tarihi itibariyle, davacının, davalıya 17.660,07-TL miktarınca mal vermesinden dolayı alacaklı olduğu , davalının da düzenlenen hizmet faturaları nedeniyle 13.293,89-TL alacaklı olduğu sabit ise de, cari hesap ilişkisi sürekli devam ettiğinden bu kez dava tarihi itibariyle yapılan hesaplamaya ve sözleşme doğrultusunda davalının düzenlediği hizmet faturalarını davacı tarafından kendisine gönderilen faturalardan mahsup ederek bakiyesini 75 gün içinde ödemesi gerektiği ve faizinde 75 gün sonra talep edilebileceği esasına göre yapılan hesaplama doğrultusunda davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 156,42-TL alacaklı olduğu anlaşılıp kabul edilmekle davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar vermek yasal ve nihayet yanlar arasında sınırları sözleşme ile belirli ticari ilişki doğrultusunda alacağın likit ve itirazın kabul edilen miktarca haksız olduğu anlaşılmakla davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine, keza takibe girişirken davacının kötüniyetli olduğu sabit olmadığından davalı yanın kötüniyet tazminatı taleplerinin yerinde olmadığına ” karar verilmiş, Davacı vekili tarafından mahkememiz kararının temyiz edilmesi üzerine Mahkememiz kararı Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/17201-2018/1869 E. K. Sayılı, 05.04.2018 tarihli ilamı ile :”…Dava ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından kesilen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu sabittir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bahsi geçen davalı tarafından davacıya kesilen muhtelif hizmet faturalarının satış bedelinden mahsubu için ya açıkca davacı defterlerinde kayıtlı bulunması ya da davacı imzasını taşıyan dayanak belge ile ispatlanması gerekmektedir. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin dosya kapsamı ve dairemiz uygulamaları ile bağdaşmayan rapora istinaden yazılı şekilde karar vermesi isabetsiz oolduğu ” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkememiz tarafından 16.10.2018 tarihli duruşmada taraf vekillerinin Yargıtay Bozma ilamına karşı beyanları alındıktan sonra Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2016/17201-2018/1869 E. K. Sayılı, 05.04.2018 tarihli bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce davalı vekiline savunmaya esas alınan hizmet faturalarına ilişkin bozma ilamı doğrultusunda dayanak belgelerini sunmak üzere süre verilmiş ve davalı vekili tarafından istenilen belgeler sunulduktan sonra dosyanın Mahkememizin … -… E. K. sayılı dosyanında daha evvel mahkememizce inceleme yönünden verilen ara kararlar doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle yeniden rapor alınmasına karar verilmiş ve bilirkişi tarafından sunulan 07.01.2019 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “…. Dava konusu inceleme sırasında ibraz edilen, 2013 yılı ticari defter kayıtları ve ilgili dönem mizanları üzerinde yapılan incelemeler neticesinde, Ticari Defter ve Muavin Defter kayıtlarının delil olarak kabul edilip edilmeyeceğinin takdiri Sn. Mahkeme’ ye ait olmak üzere, Yargıtay bozma kararına göre, davalı tarafça çeşitli tarihlerde kesilen toplam tutarı 10.792,99 TL olan 12 adet faturanın, davacı tarafın defter kayıt ve belgelerinde yer almadığı tespit edildiği, davalı tarafça, davacı adına kesilen 12 adet faturaların PTT kanalıyla taahhütlü olarak davacı tarafa gönderildiği belirtilmekte olup, işbu PTT gönderim posta barkod asıllarının dosyaya sunulması ve bu barkodlu postalar için PTT’ye müzekkere yazılması ile ilgili postaların kime tebliğ edildiğinin tespit edilmesi gerektiği, PTT müzekkere cevabına göre, ilgili postaların davacı taraf, vekilleri veya çalışanlarına tebliğ edilmediğinin tespiti halinde işbu 12 adet faturaya isabet eden tutar kadar takibin devamına karar verilebileceği, PTT müzekkere cevabına göre, ilgili postaların davacı taraf, vekilleri veya çalışanlarına tebliğ edildiğinin tespiti halinde davacı tarafın söz konusu faturalara süresinde itiraz etmemesi üzerine sadece faiz alacağının olabileceği, davacının faiz talebine ilişkin, Bilirkişi Mali Müşavir …’nin 10.01.2015 tarihli ek bilirkişi raporundaki faiz hesaplamasına dair takdirin ise Sn. Mahkemeye ait bulunduğu,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Taraf vekilleri tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememiz tarafından 07.01.2019 tarihli bilirkişi raporu doğrulturunda davalı vekiline PTT gönderi posta barkod asıllarını sunması için süre verilmiş olup verilen süre içerisinde davalı vekili tarafından PTT gönderi posta barkod asılları mahkememize sunulmuş olup akabinde mahkememizce …Posta Dağıtım Merkezine müzekkere yazılarak posta barkodlarının kime tebliğ edildiği hususu sorulmuş olup … Posta Dağıtım Merkezince cevaben gönderi posta barkod numaralarının 2013 yılına ait olduğundan gönderi zamanaşımına uğramış olduğundan akıbeti ile ilgili araştırma yapılamadığı bildirilmiştir.
Somut olayda Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda yeniden yargılama yapılmış olup yargılama sırasında alınan 07.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda ” davacı adına kesilen 12 adet faturaların PTT kanalıyla taahhütlü olarak davacı tarafa gönderildiği belirtilmekte olup, işbu PTT gönderim posta barkod asıllarının dosyaya sunulması ve bu barkodlu postalar için PTT’ye müzekkere yazılması ile ilgili postaların kime tebliğ edildiğinin tespit edilmesi gerektiği, PTT müzekkere cevabına göre, ilgili postaların davacı taraf, vekilleri veya çalışanlarına tebliğ edilmediğinin tespiti halinde işbu 12 adet faturaya isabet eden tutar kadar takibin devamına karar verilebileceğinin tespit edildiği, Mahkememizce … Posta Dağıtım Merkezine müzekkere yazılarak posta barkodlarının kime tebliğ edildiği hususu sorulduğu, … Posta Dağıtım Merkezince cevaben gönderi posta barkod numaralarının 2013 yılına ait olduğundan gönderi zamanaşımına uğramış olduğundan akıbeti ile ilgili araştırma yapılamadığının bildirildiği ve dolayısıyla kime tebliğ edildiğinin tespit edilemediği, davalı tarafından mahkememize sunulan posta barkodlarının incelenmesinde posta içeriğinin ne olduğunun belli olmadığı görülmekle ve Yargıtay bozma ilamında davalı tarafından davacıya kesilen muhtelif hizmet faturalarının satış bedelinden mahsubu için ya açıkca davacı defterlerinde kayıtlı bulunması ya da davacı imzasını taşıyan dayanak belge ile ispatlanması gerektiğine değinildiği ve davalı tarafından davacının iddialarının aksinin ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazının 13.294,12-TL üzerinden iptalini, takibin asıl alacağa (13.294,12-TL) takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
1-DAVANIN KABULÜ İLE; Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki itirazının 13.294,12-TL üzerinden iptalini, takibin asıl alacağa (13.294,12-TL) takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına,
2-Alacağın %20 si oranındaki 2.658,82-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 908,12-TL harçtan peşin alınan 135,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 772,87-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 24,30-TL başvuru harcı, 135,25-TL peşin harç, 3,75-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 163,30-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı yanca yapılan toplam 1.589,10-TL bilirkişi ücreti ve davetiye giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacının gider avansından artan bakiyelerinin karar kesinleştiğinde davacıya / / vekiline iadesine,

Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸