Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/461 E. 2019/234 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/461 Esas
KARAR NO : 2019/234
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkil şirketin satım sözleşmesine istinaden borçlu firmaya ait baskılı ambalaj poşetlerinin üretildiğini, üretim doğrultusunda fatura kesildiğini ve borçlu şirkete malların gönderildiğini, sipariş teyit formunda talep edilen ürünün nitelikleri ve özelliklerinin yer aldığını, sipariş teyit formuna göre üretilen malların teslimatı için davalı taraf arandığında ürünleri bu şekilde kabul etmeyecekleri, niteliklerinin ve özelliklerinin daha farklı olduğunun bildirildiğini, üretilen malların sonradan talep ettikleri özellikleri içeren ürünlere dönüştürülemeyeceği için 15 gün teslimat suresinin aşıldığını, kesilen faturaya karşılık borçlu şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibine girişildiğini, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak borcun tamamına, faize ve ferilerine yönelik itirazda bulunduğunu beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; öncelikle yetki itirazında bulunarak vekil eden şirketin merkezi … Mah. … Cad. No: …Konyaaltı/ANTALYA olması nedeniyle yetkili icra müdürlüğünün Antalya İcra Müdürlüğü olduğunu, işbu nedenle de yetkili mahkemenin Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, itirazın iptali davasının süresinde açılmadığını, esasa ilişkin olarak da; vekiledeni ile davacı arasında 21.04.2016 tarihinde bağıtlanan sözleşme gereğince üretilmesini talep ettikleri körüklü baskılı ürünlerin sözleşmenin bağıtlanmasından 15 günlük kesin süre içinde teslim edilmesi gerekmesine rağmen davacı tarafın dava dilekçesinde de belirttiği üzere 07.06.2016 tarihinde teslim edilmek istendiğini, ancak vekiledeni tarafından süresinde teslim edilmeyen ürünü kabul etmeyeceği belirtilerek ürünü almaktan imtina ettiğini ve ayrıca davacı tarafında aranarak bilgilendirildiğini, davacı tarafından ürün süresinde teslim edilmediği gibi istenilen ürün dışında bir ürün gönderildiğini beyanla, davanın reddine ve davacının %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:GEREKÇE:
Dava; faturaya dayalı alacağın tahsili için girişilen takibe vaki itiraz üzerine İİK 67 madde uyarınca açılan itirazın iptali talebinden ibarettir.
Davaya dayanak …. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı takip dosyasında; alacaklı … Ltd. Şti. tarafından borçlu … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Aleyhine 07.06.2016 tarihli irsaliye fatura alacağına dayalı olarak, 14.669,76-TL fatura, 231,50-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 14.901,26-TL alacağın tahsili için 12.08.2016 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 17.08.2016 tarihinde tebliğ edildiği, 23.08.2016 tarihinde süresinde yetkiye, borca ve ferilerine, işlemiş faize itiraz ettikleri anlaşılmaktadır.
İcra takibi sebebiyle gönderilen ödeme emrine karşı borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise bu itirazın kaldırılması yetkisi münhasıran icra mahkemesine ait olup, yine yetki itirazı ile birlikte borcun esasına itiraz edilmişse alacaklı gerek gördüğü takdirde bu itirazın kaldırılmasını yine icra tetkik merciinden isteyebileceği İİK.nun 50/2 maddesi hükmü gereğidir. Yetki itirazı ile birlikte borcun esasına itiraz edildiği durumda ise alacaklı icra mahkemesine başvurmadan, itirazın iptali davasını mahkemede açmışsa, mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisinin araştırılması ve şayet buna ilişkin itiraz yerinde değil ise borcun esasına karşı itirazın incelenmesine geçilerek hüküm kurulmalıdır.
Takip talebi ve dava dilekçesinin incelenmesinde davalı şirketin adresi ” … Mah. … Cad. No: … Konyaaltı/ANTALYA” olarak bildirilmiş olup, ödeme emri bu adrese tebliğ edildiği gibi , dava dilekçesi de bu adrese tebliğ tebliğ edildiği, ayrıca davalı şirketin ticaret sicil kaydına göre de şirketin son adresinin … Mah. … Sok. No: … Korkuteli/Antalya’ olduğu, ayrıca davacı şirketin İTO sicil bilgisine göre de adresinin … Mah. … Cad. No: … Beylikdüzü/İSTANBUL olduğu, davacı tarafından dava dilekçesine eklenen 21.04.2016 tarihli sipariş teyit formunun sol alt kısmında not başlıklı bölümünde “uyuşmazlık durumunda İstanbul mahkemelerinin” yetkili olacağı belirtildiği ancak uyuşmazlık durumundan hangi icra dairelerinin yetkili olacağı konusunda bir anlaşmanın olmadığı aynı zamanda sadece davalı tarafından imzalı olduğu, taraflarca dava ve cevap dilekçelerine ekli olarak uyuşmazlık durumunda hangi icra dairelerinin yetkili olacağı konusunda herhangi bir yazılı sözleşme ibraz edilmediği, davacının takip talebinde ve dava dilekçesinde 21.04.2016 tarihli sipariş teyit formu dışında yazılı herhangi bir sözleşmeye dayanmadığı görülmüştür.
O halde taraflar arasında uyuşmazlık durumunda hangi icra dairesinin yetkili olacağı hususunda herhangi bir sözleşme bulunmadığı esasından hareketle; İİK. Nun 50. Maddesi atfı uyarınca HMK.6 maddesi uyarınca davalı ikametgahı yeri mahkemeleri olduğu, davalının Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 10/07/2018 tarihli yazı cevabına göre şirketin son adresinin Korkuteli/Antalya olduğu ve TBK’nın 89. md. gereği talep bir miktar para alacağına ilişkin ve götürülecek borç niteliğinde olduğundan istanbul ticaret odası bilbi bankasından yapılan sorgulama neticesinde davacının takip tarihindeki yerleşim yeri adresi Beylikdüzü / İstanbul orak tespit edildiği, o halde davacı alacaklının, yetkisiz İstanbul İcra Müdürlüğünde takip yaptığı, icra dairesinin yetkisiz olması itibariyle, ortada yetkili icra müdürlüğünde yapılmış geçerli bir icra takibi bulunduğundan söz edilemeyeceği, itirazın iptali davasının ön koşulunun yetkili icra dairesinden ödeme emri tebliği olduğu anlaşılmakla; itirazın iptali davasını İstanbul İcra dairesinin yetkili olmaması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla
HÜKÜM:
1-)İstanbul İcra dairesinin yetkili olmaması nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 44,40-TL ilam harcının peşin alınan 85,39-TL harçtan mahsubu ile bakiye 40,99-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-)-Davacının yaptığı giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına ,
4-)Davalı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-) Davacı yanca yatırılan gider avansından arta kalan bakiyenin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya/vekillerine iadesine,
Davacı vekilinin yüzünde davalı/vekilinin yokluğunda , tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle, dosya üzerinden karar verildi. 19/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır