Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/458 E. 2020/500 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/458 Esas
KARAR NO : 2020/500
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 18/05/2018
KARAR TARİHİ : 30/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkette özel sağlık sigortası kapsamında bulunan sigortalı … …’ın, … Hastanesi’ndeki tedavisine ilişkin 20.319,18 TL’nin, 01/03/2018 tarihli fatura ile hastaneye provizyon onayı verilerek ödendiğini, müvekkili şirket tarafından ödenen 20.319,18-TL’nin %50’lik kısmı olan 10.159,59-TL’nin sağlık sigortası genel şartları müşterek sigorta madde 12 uyarınca, tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olması halinde, bu masrafların sigortacılar arasında teminatları oranında paylaşılır ” gereği ile davalı şirketin poliçe limiti uyarınca davalı yandan, ödenen tutarın %50’lik kısmının sulhen yazışma ile talep edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.159,59-TL alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, yargılama gideri, avukatlık ücreti ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve davalı şirket tarafından tanzim edilen poliçeler müşterek poliçe olmadığını, davacı şirket … …’ın tedavi masrafları için ödemiş olduğu 20.319,18-TL ‘nin %50 lilik kısmını müşterek sigorta kapsamında müvekkil şirket poliçesinden tazmin edilmesi talebi ile işbu davayı açtığını, bu talebin haksız olduğunu, müvekkili şirket nezdinde … … adına tanzim edilmiş olan Bireysel Sağlık Sigorta Poliçe vadesinin 09.05.2017-2018 olduğunu, davacı Şirket nezdinde tanzim edilmiş olan bireysel sağlık sigorta poliçesinin vadesinin 21.08.2017-2018 olduğunu, her iki poliçenin başlangıç tarihi ve vadelerinin farklı zamanlar için yapıldığını, poliçelerin ürün planlarının farklı olduğunu, aynı rizikolar için yapılmış poliçeler olmadığını, iki poliçede poliçe limitleri ve teminatları tamamen farklı olduğunu belirterek, davanın reddini ve ücreti vekalet ile yargılama masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davanın; özel sağlık sigortasından kaynaklı alacak ( rücuen tazminat ) davasından ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, davada; hasta dosyası, bilirkişi incelemesi vs.deliline dayanmışlardır.
Mahkememizce toplanan delillere, iddia ve savunmaya göre davacının, davalı borçludan alacaklı olup olmadığı hususunda bilirkişi heyetinden rapor alınmış, 25/06/2019 tarihli raporda özetle; dava dışı … …’a … tiroid ca nedeniyle … hastanesinde 04.11.2017- 05.11.2017 tarihleri arasında yatırılarak yapılan tetkik ve tedavilerin temel tıbbi ilkeler doğrultusunda hastalığı ile illiyedi ve uygun olduğu, davacı tarafça sigorta poliçesi sunulmadığından yapılan tetkiklerin sağlık sigorta poliçesi kapsamında olup olmadığının değerlendirilemediği, bu kapsamda sigortacılık tekniği açısından da görüş verilemediği, 18/02/2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; tıbbi sonuç; Kök raporda belirtildiği üzere … …’a, … tiroid kanseri tanısi ile hastaneye yatırılarak trioidektomi operasyonu yapıldığı, yapılan tetkik ve tedaviler ve faturalandırmanın uygun olduğu, davacının rücu hakkının varlığının kabul edilebileceği hususu tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, belgeler ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; davacı şirketin … …’ın tedavi masrafları için ödemiş olduğu 20.319,18 TL ‘nin %50’lİlik kısmını müşterek sigorta kapsamında davalı şirket poliçesinden tazmin edilmesi talebiyle dava açtığı, dava dışı … …’a … tiroid ca nedeniyle … Hastanesinde 04.11.2017 – 05.11.2017 tarihleri arasında yatırılarak yapılan tetkik ve tedaviler temel tıbbi ilkeler doğrultusunda hastalığı ile illiyetli ve uygun olduğu, yapılan tetkik ve tedaviler ve faturalandırmanın uygun olduğu, davacının rücu hakkının varlığının kabul edilebileceği hususunun tespit ve rapor edildiği görülmekle; denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
10.159,59-TL’nin 22/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 694,00-TL harçtan peşin alınan 173,51-TL harcın mahsubu ile bakiye 520,49-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 173,51-TL peşin nispi harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 1.600,00-TL bilirkişi ücreti, 170,20-TL davetiye ve teskere gideri olmak üzere toplam 1.806,1‬0-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacının / davalının gider / delil avanslarından artan bakiyelerinin davacı / davalı / vekillerine iadesine,
Dair ; davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/10/2020

Katip …
e-imzalı.

Hakim …
e-imzalı.