Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/447 E. 2019/235 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/447 Esas
KARAR NO : 2019/235
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/05/2018
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 27/01/2012 tarihinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile Kahta ilçesi istikametinden Adıyaman ili istikametine seyri sırasında km 5+550’ye geldiğinde aracının direksiyon hakimiyetinin kaybedip kendi gidişine göre yolun sol tarafında bulunan şarampole yan yatıp devrilmesi sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü … kusurlu bulunduğunu, müvekkillerin kaza esnasında … plakalı araçta yolcu konumunda olduğunu, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi bulunduğunu, kaza sonucunda müvekkillerinin … Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, davanın safahatında rapor alındığında müvekkillerin maluliyet oranının; “kalıcı ve geçici iş göremezlik” taleplerinin açığa kavuşacağını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir müvekkili için 50 TL Kalıcı Iş Göremezlik Tazminatı ve 50 TL Geçici Iş Göremezlik Tazminatı Olmak Üzere Toplam 200 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın, 2918 Sayılı KTK. 109. Maddesi uyarınca iki yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığını, davacının uyuşmazlığın çözümlenmesi için gerekli belgelerle birlikte müvekkil şirkete başvurması gerektiğini, davacının Kanun ile düzenlenen emredici nitelikteki özel dava şartını yerine getirmediğini, dava konusu, kaza tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı araç için; müvekkil şirketçe, 20.07.2011 – 20.07.2012 tarihleri arasında, … no’lu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkil şirketin sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olup, poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limitinin azami 200.000,00 TL ile sınırlandırıldığını, bu miktar maksimum talep edilebilecek miktar olup, müvekkil şirketin asıl sorumluluğu gerçek zarar üzerinden belirleneceğini, müvekkili Şirkete bu dosyayla ilgili başvuru yapılmadığını, Trafik sigortası bir meblağ sigortalı olmayıp bir zarar sigortası olup, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesinin söz konusu olmadığını, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusur oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, Karayolları Zorunlu(Trafik) Mali Sorumluluk Sigortasının, kara yolunda motorlu araç işletenin, işlettiği araç nedeniyle üçüncü kişilere verilen bedensel ve eşya zararlarından dolayı onun mali ve hukuki sorumluluğunu üçüncü kişilere karşı güvenceye alması nedeniyle pasif ve aynı zamanda zarar sigortası niteliğini taşıdığını, Sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesi önem taşıdığını, kaza tespit tutanakları veya herhangi bir bilirkişi incelemesine dayanmadan sigortalı sürücüye atfedilmiş olan kusur oranına itiraz ettiklerini, davacının gereken tedbirleri almayarak trafik kazası sonucu yaralanmasında müterafik kusuru bulunduğunu, mahkemece zarar miktarının tespiti gerektiğini, manevi tazminat talebinin teminat dışı olduğunu, kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderlerinin, tedaviyle ilgili diğer giderler ve trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin sağlık gideri teminatı kapsamında olduğunu, Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve …nın sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdiğini, davaya konu kaza sırasında kazaya karışan … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacıların uğradığı zarardan müvekkil sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; öncelikle gerçek zararın varlığı ve miktarının belirlenebilmesi için, aktüeryal hesaplama yapılması zorunluluğu bulunduğunu, işbu davada müvekkil sigorta şirketinin temerrüdünün söz konusu olmadığını, davacı tarafın ticari faizi talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, davanın usulden, zamanaşamı nedeniyle ve esastan reddine, müvekkil şirkete sigortalı araçların kusurlu bulunması durumunda sorumluluğun azami limit ile sınırlı olmasına, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava ; trafik kazasından kaynaklı kalıcı /geçici iş göremezlik tazminatı talebinden ibarettir.
Davacılar vekili … 18/02/2019 tarihli dilekçesiyle davacı … yönünden davadan feragat ettiklerini beyanla, davalı tarafa vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep edip, diğer davacı … yönünden davalarına devam ettiklerini bildirmişlerdir.
Davalı vekili de 25/10/2018 tarihli dilekçesi ile, davacı tarafla sulh prokolü yapılarak anlaşmaya varıldığını, davacı vekilinin protokole istinaden davadan feragat ettiğini belirterek davadan feragate ilişkin davacı taraftan yargılama masrafı ve vekalet ücreti talepleri olmadığını bildirmiş, ancak 28/01/2019 tarihli celsede ki imzalı beyanıyla davacının sulh beyanına ilişkin cevap dilekçelerinde sehven davacı olan …’in isminin yazıldığını belirterek, …’in, … olarak düzeltilmesini talep edip, davacı … yönünden vekalet ücreti ve yargılama giderleri olmadığını bildirmişlerdir.
Davacı vekilinin davadan feragate açıkça yetkili kılındığı dosyada mevcut vekaletname ile sabittir.
HMK MADDE 307- (1) Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
MADDE 309- (1) Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
(2) Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Hükümleri uyarınca davacı … yönünden davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar vekili … 04.01.2019 tarihli dilekçesi ile davacılardan … tarafından … Noterliğinin 27.12.2018 tarih ve … yevmiye nolu azilnamesi ile vekillikten azledildiğini ve vekillik görevinin sona erdiğini, vekalette adı geçen diğer meslektaşlarının ve kendisinin vekillik kaydının silinmesini dosyada yapılacak her türlü tebligatın davacı asil …’e yapılmasını talep etmiştir.
… Noterliğinin 27.12.2018 tarih ve … yevmiye nolu azilnamesinin incelenmesi sonucu davacı … tarafından avukat … vekalette yer alan diğer avukatların azledildiği anlaşılmaktadır.
28.01.2019 tarihli ön inceleme duruşmasına davacı taraflarının mazeretsiz olarak katılmaması ve davalı vekilin davayı takip etmeyeceğini bildirmesi üzere dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, Av. … tarafından davacı … adına vekaletname sunularak yenileme talebinde bulunduğu ve mahkememiz tarafından yenileme tensip tutanağı düzenlenerek yenileme talebinde bulunan davacı … vekili Av. …’a ve davalı vekiline 22.02.2019 tarihinde e-tebligat çıkartıldığı, davacı … vekiline feragat nedeniyle tebligat çıkartılmadığı görüldü.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 15/05/2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen Tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği görülmüştür.
Davanın 28/01/2019 tarihinde birkez işlemden kaldırıldığı, davacı … vekili tarafından dosyanın yenilendiği, ancak 19/03/2019 tarihi itibarıyla da davacı ve davalı vekilinin mazaretsiz olarak duruşmaya gelmedikleri anlaşılmıştır.
HMK 320/(4) maddesi : ”..Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” hükmü uyarınca; iş bu davanın 28/01/2019 tarihinde bir kez işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve davacı … yönünden davanın yenilendiği, ancak, 19/03/2019 tarihi itibariyle davacı … ve vekili ile davalı vekilinin yeniden mazeretsiz olarak duruşmaya katılmadığı anlaşılmakla, HMK 320(4) maddesi uyarınca davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Bu itibarla;
KARAR:
1-) Davacı … yönünden davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-) Dava basit yargılama usulüne tabi olup HMK 320(4) maddesi uyarınca davanın 28/01/2019 tarihinde birkez işlemden kaldırıldığı, davacı … vekili tarafından dosyanın yenilendiği, ancak 19/03/2019 tarihi itibarıyla da davacı ve davalı vekilinin mazaretsiz olarak duruşmaya gelmedikleri anlaşılmakla; davacı … yönünden DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA
3-)Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-)Davacılar tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-)Davalı vekili davacı … yönünden vekalet ücreti talep etmediğinden bu davacı yönünden vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6-) Davalı vekili kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca hesaplanan 100,00 TL vekalet ücretinin davacı …nden tahsili ile davalıya verilmesine,
5-)Davacılar tarafından yatırılan gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacılara /vekiline iadesine,
Davacılar/vekillerinin ve davalı/vekilinin yokluğunda, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.19/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır