Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/424 E. 2019/230 K. 15.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/380 Esas
KARAR NO : 2019/233
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/04/2018
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Taraflar arasındaki dava, … Tüketici Mahkemesinin … E.-K. sayılı 11/01/2018 tarihli görevsizlik kararı ile Mahkememize tevzi edilmekle , Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri ile davalı …. Ltd. Şti. arasında imzalanan Japonya-Kore Turu Paket Tur Sözleşmesi kapsamında 19.04.2017 tarihinde İstanbul’dan kalkış ve 27.04.2017 tarihinde İstanbul’a varış olmak üzere seyahat satın alması yapıldığını, sözleşme gereğince seyahatin başlangıç uçuşunun davalı … ’nun 19.04.2017 tarih ve … sefer sayılı uçağı ile dönüş uçuşunun ise yine …’nın 27.04.2017 tarih ve … sefer sayılı uçağı ile gerçekleştirilmesi gerekmekte olduğunu, bu uçuşlar ile ilgili doğrulama bilgisi seyahatin başlangıcından önce müvekkillerine gönderilen e-biletlerde mevcut olduğunu beyanla fazlaya dair ve başkaca her türlü alacak, hak, talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydıyla, mevzuat gereğince müvekkillerine ödenmesi gereken 1.200 Avro karşılığı 4.691,16TL‘nin davalılardan tahsili ile işbu bedele, davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğinden 10 gün sonra başlamak üzere, avans faizi işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; tura ilişkin uçak biletlerinin müvekkil şirketçe satın alınmadığını, yolcuların koltuk rezervasyonlarına kadar rezervasyonlarının yapıldığını ancak diğer davalı … tarafından dönüş uçağında fazla bilet satışı yapılması nedeniyle davacıların biletlerinin yedeğe düşürüldüğünü ve buna ilişkin bilgilerin diğer davalı … tarafından kayıtlara zamanında girilmediği için davacıların bu durumu ancak havalimanına ulaştığında öğrenebildiklerini, bu sıkıntının … ’nun veri akışının doğru ve zamanında yapılmaması sebebiyle yaşandığını, bu hususta müvekkili şirketin bir hatası, ihmali ya da kusuru olmadığını, diğer davalı …, fazla bilet satışı yaptığı için diğer yolcularına cayma hakkı ve otel ödemesi yaptığını, müvekkil şirketin de acente olarak davacılara otel ödemesini yaptığını ve ertesi gün bir başka havayolu şirketi ile yurda dönüşlerini gerçekleştirdiğini, anılan tur programı ile ilgili müvekkili şirketin üzerine düşeni eksiksiz yerine getirdiğini, davacıların dönüş için Seul Havalimanına gittiklerinde biletleri olmasına rağmen diğer davalı … yetkilileri tarafından uçağa alınmadıklarını , burada zarar doğuran eylemin …’nin fazla bilet satışı yapması nedeniyle davacıların uçağa alınmaması olup, zarar ile müvekkili şirket arasında bir illiyet bağı bulunmadığını, müvekkili şirkete yüklenecek bir kusur olmadığını beyanla müvekkili şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacının seyahatinin temin edilememesinin sebebinin uçağın kapasitesinin üzerinde dolu olması olmayıp, davacıların biletlerinin acente sistemince onaylanmış bilet olmaması olduğunu, davacıların hiç bir zaman 27.04.2017 tarihli … Seul-İstanbul onaylı yolcusu olmadıklarını, uçuşlarını … ile değil … ile gerçekleştirdiklerini, söz konusu seferde davacıların Acentenin gerçekleştirmesi gereken rezervasyonlarının onaylanmamış olması sebebiyle ilgili uçuşta yedek yolcu statüsünde bulunduğunu, Hava Yoluyla Seyahat Eden Yolcuların Haklarına Dair Yönetmelik kapsamında “Rezervasyonu olan yolcu” sıfatına haiz olmadıklarını, davacılarının uçuşa kabul edilmeme sebepleri fazla rezervasyon olmadığından müvekkil ortaklığın ödemesi gereken bir tazminat bulunmadığını, … paket tur kapsamında yolculara Seul – İstanbul arası … ile ekonomi sınıfı dönüş hizmeti vaadetmiş olup müvekkil ortaklıktan bu hizmete ilişkin bir onaylı rezervasyon sağlamadıklarını, yolcuların uçuşa kabul edilmeme sebeplerinin uçağın kapasitesinin üzerinde dolu olması olmayıp, davacıların biletlerinin acente sistemince onaylanmış bilet olmaması olduğunu, bu durumun sorumlusunun müvekkil ortaklık olmadığını, davacıların taleplerine dayanak gösterdikleri SHY-Yolcu kapsamında hiç bir zaman rezervasyonu olan yolcu olmadıklarını, dava dosyasına …na ait bir “biniş kartı” sunamadıklarını, seyahatlerini … ile gerçekleştirdiklerini beyanla, davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava, Japonya Kore Turu seyahatındaki hizmet ayıbı olduğu iddiasıyla açılan tazminat davasından ibarettir.
İş bu dosya … Tüketici Mahkemesinin … E.-K. sayılı 11/01/2018 tarihli görevsizlik kararında belirtilen ” Tüketici İşlem tarihi itibariyle 5602 sayılı yasa yürürlükte bulunmadığı, taşıma hukuku ile ilgili işlem olması , Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 03.07.2000 tarih 2000/5126-6388 sayılı kararı ve 20.Hukuk Dairesinin 12.11.2002 tarih ,2002/7681-8977 sayılı kararına göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşınma hukukundan kaynaklanması nedeniyle, TTK’nın 4.madde 1.bendi gereğince anılan yasadan doğan uyuşmazlığın bütün hususlarda doğan hukuk davaları mutlak ticari dava sayılacağından tüketici mahkemesinin bu davaya bakıp sonuçlandırılmasının mümkün bulunmadığı” gerekçesiyle mahkememize gönderilmiş ise de;
Görev hususu dava şartı olması nedeniyle Mahkeme görev hususunu yargılamanın her aşamasında re’ sen dikkate alabileceği gibi taraflar da her aşamada ileri sürebilir.
HMK.nun 1. Maddesine göre “…….göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.” anılan kanunun 114/c maddesinde ise mahkemenin görevi dava şartı olarak gösterilmiş olup aynı kanunun 115.maddesi ile getirilen “Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.” hükmü gereğince re’sen görevsizlik kararı verilebilecektir.
28/05/2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir.
6502 sayılı Kanun’un 51.maddesi “Paket tur sözleşmesi, paket tur düzenleyicileri veya aracıları tarafından aşağıdaki hizmetlerden en az ikisinin birlikte, her şeyin dâhil olduğu fiyatla satıldığı veya satımının vaat edildiği ve hizmetin yirmi dört saatten uzun bir süreyi kapsadığı veya gecelik konaklamayı içerdiği sözleşmelerdir:
a) Ulaştırma
b) Konaklama
c) Ulaştırma ve konaklama hizmetlerine bağlı olmayan başka turizm hizmetleri.
(2) Turun ayrıntılarının, paket tur düzenleyicisi, aracısı veya tüketici tarafından belirlenmiş olması veya aynı paket tur içindeki hizmetlerin ayrı ayrı faturalandırılması hâllerinde de bu madde hükümleri uygulanır. ……….” şekinde düzenlenmiştir. Davacılar tarafından dosyaya sunulan taraflar arasında akdedilen Japonya-Kore Turu Paket Tur Sözleşmesinin incelenmesinden 6502 sayılı Kanun’un 51.maddesinde düzenlenen paket tur sözleşme şartlarına uygun olduğu anlaşılmaktadır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73.maddesine göre, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalarda, Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
… Mahkemesi … Hukuk Dairesinin 29.03.2019 tarihli ve … Es., … K. Sayılı ilamında “………… davanın tarafları ticari şirket olmasına rağmen uyuşmazlık paket tur sözleşmesinden doğduğundan ve bu sözleşme TKHK’da düzenlendiğinden, 6502 sayılı Kanun m. 73 uyarınca görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.” olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu olayda uyuşmazlık, 6102 sayılı TTK.nun 16/1 maddesi gereğince tüzel kişi tacir olan davalılar ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesine göre ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek kişi ve tüketici olan davacılar arasında akdedilmiş olan Japonya-Kore Turu Paket Tur Sözleşmesinden kaynaknan hizmet ayıbı niteliğinde olup, davacıların TTK’nun 11. ve 12. maddeleri anlamında ticari işletme yürütmediği ve tacir olmadığı anlaşıldığından ve taraflar arasındaki uyuşmazlık 6502 sayılı Kanun’un 51.maddesinde düzenlenen paket tur sözleşmesinden doğduğundan ve bu sözleşme TKHK’da düzenlendiğinden, 6502 sayılı Kanun m. 73 uyarınca görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğu, mahkememizin görevine girmediği anlaşılmakla, Mahkememizin görevsizliği sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi ile karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ VE YETKİLİ İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
4-)Karar kesinleştiğinde ve talep halinde tarafların yatırdıkları gider/delil avansından artan bakiyelerinin iadesine,
Taraf vekillerinin yüzünde, tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/03/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır