Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/413 E. 2020/101 K. 18.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/413 Esas
KARAR NO : 2020/101
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2018
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Faturası davacı müvekkilinin adına kesilmiş olan … GB model cep telefonun 2 yıllık garanti süresi kapsamında olduğunu, KDV dahil 3.400,00 TL karşılığında 28/02/2017 tarihinde satın alındığını, henüz garanti süresi dolmamışken, telefonda arıza oluştuğu farkedildiğini ve yetkili teknik servis birimi olan davalı … Telekomünikasyon ve İletişim Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne 06/02/2018 tarihinde başvuruda bulunulduğunu, “Konuşma sırasında karşı tarafın sesinin çok az geliyor olması ve zil ve tuş seslerinin çok kısık çıkması” şikayetleriyle yetkili teknik servis birimi olan davalı …’nın Etiler-Merkez şubesine onarım için bırakıldığını, müvekkil şirket tarafından görevlendirilen … ‘nun 14/02/2018 tarihinde saat 10:11’de telefonu davalı … teknik servis biriminden teslim almaya gittiğini, telefonu kontrol ettiğinde telefondaki arızaların onarılmadığını farkettiğini, bunun üzerine ikinci kez kayıt oluşturulduğunu, telefon tekrar teslim alındığında kontrol edildiğini, arızaların sürmekte olduğu tespit edildiğini ve onarım için telefonun tekrar davalı … teknik servis birimine bırakıldığını, tüm bunlara rağmen olumlu bir sonuç alınamadığını ve 21/04/2018 tarihinde telefon onarılmamış haliyle davalı şirketten teslim alındığını, teknik servis teslim fişinde görüldüğü üzere; “Cihazda yetki dışı onarım tespit edildi. Cihazın ses arızası devam etmektedir.” şeklinde tespitler yapıldığını, cihazda yetki dışı onarım yapıldığı yönündeki gerçeği yansıtmayan tespiti kabul etmediklerini, eğer cihazda yetki dışı onarım vardıysa bu hususun ilk kayıt tarihi olan 06/02/2018 tarihinde fark edilmesi ve Ek-2’de sunulan 14/02/2018 durum tarihli … Tutanağında ve teknik servis fişinde durum tespiti ile yetki dışı onarım olduğu yönünde yapılması gerekeceğini, davalı … tarafından ekte sundukları fişler ve tutanak dikkatlice incelenecek olunursa kesinlikle yetki dışı onarım olduğu yönünde bir durum tespiti yapılmadığı, hatta telefon genel bakım ve kontrollerden geçirdiklerini, teslim fişi ve tutanakta açıkça belirttikleri görüleceğini, dava konusu telefonda asla yetki dışı onarım olmadığını, dava konusu telefonun ilk kayıt tarihi olan 06/02/2018 tarihinden, son teslim tarihi olan 21/04/2018 tarihine kadar davalı …’da onarım için beklediğini ve hiçbir şekilde başka bir servise götürülmediğini beyan ederek dava konusu cep telefonu bedelinin dava tarihi itibari ile işletilecek yasal faizi ile birlikte davacı müvekkiline ödenmesini, talebin kabul görmemesi halinde, dava konusu telefonun aynı özelliklere sahip yeni bir telefonla değişimine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından dosya içerisine ibraz edilen fatura incelendiğinde, davacının cihazı müvekkili şirketten satın almadığının anlaşıldığını, uyuşmazlık konusu cihazın “… , …” tarafından davacıya satıldığını, davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir sözleşmesel ilişki bulunmadığını, müvekkili şirketin uyuşmazlık konusu cihaza ilişkin olarak yalnızca teknik servis hizmeti verdiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “Ayıptan Sorumluluk” başlıklı maddelerinde alıcının seçimlik haklarını kullanması gündeme geldiğinde, bu hakları satıcıya karşı kullanabileceği belirtildiğini, yine 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un “Ayıplı Mal” başlıklı maddelerinde de teknik servis hizmeti veren şirketlere ilişkin olarak herhangi bir sorumluluk düzenlenmediğini, bu nedenle müvekkili şirketin pasif husumet eksikliği bulunduğundan davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, uyuşmazlık konusu cihazın müvekkili şirket teknik servis istasyonuna ilk önce 06.02.2018 tarihinde geldiğini, yapılan incelemeler neticesinde “cihazda kapanma arızası görülmüştür, … onarım merkezinde yapılan testlerde belirtilen arızalar görülmemiştir, genel bakım ve kontroller yapıldı.” tespitleriyle birlikte cihazın davacıya iade edildiğini, uyuşmazlık konusu cihazın ikinci sefer teknik servise gelmesi neticesindeyse “cihazda yetki dışı onarımın tespit edildiği, cihazın ses arızası devam etmektedir, …care onarım merkezi tarafından cihaza yüksek takas ücreti sunulmuştur.” tespitleriyle 21/04/2018 tarihinde cihazın yeniden davacıya iade edildiğini, bu hususların teknik servis tutanaklarıyla da sabit olduğunu, cihazdaki arızaların satım işleminin ardından ortaya çıktığını, kanun kapsamında söz konusu malın ayıplı mal olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; ayıplı ürün sebebiyle satılan malın bedelinin iadesi, şayet mümkün olmaması halinde ayıplı telefonun aynı özelliklere sahip ayıpsız bir telefon ile değiştirilmesi talebinden ibarettir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde husumet itirazında bulunulmuştur.
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 17.07.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile davasını ıslah ettiğini beyanla dava konusu cihazın aynı özelliklere sahip yeni bir cihazla değişimine karar verilmesinin talep edildiği iş bu talepleri kabul görmediği takdirde, gerçek dışı tespitle (yetkisiz onarım tespiti) müvekkilin cihazının ücretsiz onarım ve değişim hakkını bertaraf eden davalıdan, 3.400 TL maddi zararın dava tarihi itibari ile işleyecek avans faiziyle birlikte tazmin edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacının ıslah dilekçesi davalı vekiline tebliğ edilmiş olup davalı vekili tarafından ıslah dilekçesine karşı beyan dilekçesi sunulmuş ve yine husumet itirazında bulunulmuştur.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş davada; … teknik servis tutanağı, teknik servis teslim fişleri, bilirkişi, tanık vs her türlü yasal sair delillere dayanmıştır.
Davalı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş davada; Fatura, servis formları, bilirkişi incelemesi, tanık, yemin ve her türlü yasal delile dayanmıştır.
Mahkememiz tarafından iddia, savunma ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller bilirlikte değerlendirilerek … GB model cep telefonunun ayıplı olup olmadığı ayıplı ise telefon üzerinde yetki dışı onarımda bulunulup bulunulmadığı bulunulmadıysa davacının davalıdan cep telefonu bedelini talep etme koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti için dosya bilirkişi tevdi edilmiş olup bilirkişi tarafından mahkememize sunulan 03.02.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak ” Şarj edildikten ve etkinleştirildikten sonra çalıştırılan ürünün açılış işlemlerini başarı ile tamamladığı ve çalıştığı, temel fonksiyonel işlevlerini yerine getirdiği saptandığı, ancak; şikayete konu olan “karşı tarafın sesi çok az geliyor, zil sesleri ya da tuş sesleri çok az” problemlerinin üründe mevcut olduğu gözlendiği, üründeki “alıcının” ergonomik performans seviyesinde olmadığı test edildiği, ayrıca ürünün elektronik aksamı üzerinde yapılan incelemede; ürün anakartında ve anakart üzerindeki bileşenlerde yetkisiz bir müdahale izine rastlanılmadığı, bu bağlamda servis tarafından tespiti yapılan “yetkisiz işlem” durumunun yerinde olmadığı, cihazda kullanım / kullanıcı hatasına işaret edebilecek nitelikte bir hatalı kullanım iznine rastlanılmadığı tespit edildiği, yukarıda arz olunan nedenlerle, davacı tarafın şikayete konu ettiği “konuşma sırasında karşı tarafın sesi çok az geliyor, zil sesleri çok kısık çalıyor” sorunlarının mezkur üründe halihazırda mevcut olduğu, teknik spesifikasyonları dahilinde normal olmayan, sabit olan ve kendisinden makul olarak beklenen faydanın azalmasına yol açan, ayrıca kullanım / kullanıcı hatası dışında gelişen ve ergonomik performans seviyesinin altında kalan dava konusu cep telefonun ayıplı mal kapsamında olduğu, bu itibarla somut olayda davacı tarafın ayıplı maldan doğan yasal haklarını kullanabileceği,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davalı vekili tarafından rapora karşı beyan dilekçesi sunulmuş olup davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Somut olayda davacı tarafından ayıplı ürün sebebiyle satılan malın bedelinin iadesi, şayet mümkün olmaması halinde ayıplı telefonun aynı özelliklere sahip ayıpsız bir telefon ile değiştirilmesi talebinde bulunuldu ancak davalı tarafından cevap dilekçesinde husumet itirazında bulunulduğu ve davacı tarafından dava ıslah edilerek dava konusu cihazın aynı özelliklere sahip yeni bir cihazla değişimine karar verilmesinin talep edildiği iş bu talepleri kabul görmediği takdirde, gerçek dışı tespitle (yetkisiz onarım tespiti) müvekkilin cihazının ücretsiz onarım ve değişim hakkını bertaraf eden davalıdan, 3.400 TL maddi zararın dava tarihi itibari ile işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilinin talep edildiği, dava konusu ayıplı telefona ilişkin faturanın incelenmesinde davalının satıcı olmadığı, taraf beyanlarından ve dosya içerindeki belgelerden davalının teknik servis olduğu, davalının “cihazda yetki dışı onarım tespit” edildi yönünde beyanda bulunması davacının dava konusu ayıplı telefonun satıcısına veya imalatçısına karşı dava açmasına engel olmayacağı anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar vermek yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
1-)Başlangıçta peşin alınan 58,07-TL harçtan harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 54,40-TL maktu red harcının mahsubu ile bakiye 3,67-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine ,
2-)Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya/ vekiline iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/02/2020

Katip …

Hakim …