Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/398 E. 2020/529 K. 06.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/398 Esas
KARAR NO : 2020/529
DAVA : Acentecilik Sözleşmesinin Feshi İşleminin İptali
DAVA TARİHİ : 30/04/2018
KARAR TARİHİ : 06/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Acentecilik Sözleşmesinin Feshi İşleminin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davacının 08.04.2013 günlü sözleşme İle davalının acentesi olduğunu, davalının taraflar arasındaki sözleşmeyi acenteler yönetmeliğinin 15. maddesine göre 26.03.2018 günü fesih ettiğini, fesihin haksız olduğunu, davacının tanzim ettiği sağlık poliçe sayısının 1591 olduğunu bunların %87 sinin ömür boyu yenileme garantisine sahip olduğunu bu neden ile başka bir sigorta şirketine geçirilmesinin de mümkün olmadığını, ticari hayatının davalı yanca yok edilmesinin söz konusu olduğunu, poliçelerin tahsilat sorunun da olmadığını beyan ile fesih işleminin iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; tarafların serbest iradesi ile sözleşmeyi fesih edebilecekleri, sözleşmenin devam ettirilmesini zorunlu kılan bir mevzuat hümü olmadığını beyan ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Davanın; taraflar arasındaki acentelik sözleşmesini davalı tarafından fesh edildiği, bu fesih işleminin iptaline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmişler, davada; acentecilik sözleşmesi, fesih ihbarnamesi, mail kayıtları, tanık, yemin vs.deliline dayanmışlardır.
Davacı tanığı …’ın 04/10/2019 tarihli duruşmadaki : ” 2004 senesinden beri … Sigorta da genel müdür olarak çalışmaktayım. … sigortanın daha önceden acentalığını yapıyorduk. … sigorta ile 2013 senesinde bir sözleşme yaparak portföyümüzü …den … sigortaya taşıdık. Asıl branşımız acentemiz sağlık acentesidir. Poliçenin hareket etme kabiliyeti yoktur. Sağlık poliçesi başka bir sigorta şirketini geçmeye kalktığında hak mahrumiyetine sebebiyet vermesi nedeniyle hiçbir hakkı kullanamaz duruma gelmektedir. Bizim dışımızda 100 acenteyle birlikte sözleşmeyi fesih etmiştirler. Fesih nedenini bilmiyoruz. … sigorta sözleşmeyi fesih etmeden önce satış pozisyonunda 54 çalışanımız vardı. Ancak fesihten sonra 12 personelimiz kaldı. Bu sağlık branşına girdiğimizde uzun soluklu gelir elde etme amacıyla bu branşa girmiştik. Ancak fesih sebebiyle acentamız çok zor duruma düşmüştür. … Sigorta ile 2013-2018 yılları arasında çalıştık. Senelik yaklaşık 1.000.000,00-TL’lik kârımız vardı. Fesih etme sebebiyle bu hakkımız elimizden alındı. ” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Davacı tanığı … 04/10/2019 tarihli duruşmadaki beyanında : ” Söz Sigortada yönetici olarak 2004 yılından beri çalışmaktayım. Sağlık Sigortası üzerine çalışmaktayız. 2004 yılında … Sigorta ile sağlık branşında çalışmaya başladık. Protokal ile 2013 yılında portföyümüzü … Sigortaya taşıdık. … sigorta ile 2013-2018 yılları arasında çalıştık. … Sigorta 2018 yılında tek taraflı olarak sözleşmeyi fesh etti. Sözleşmeyi fesih etmeden önce şirketimizde yaklaşık 50 kişi çalışıyordı. Sözleşme fesh edildikten sonra 13 kişi çalışmaya devam etti. … sigortanın ne için sözleşmeyi fesh etmesinin nedenini bilmiyorum. Komisyon olarak %22,50 civarında, ayrıca yaş baremlerine göre komisyon oranları değişiyordu. Son yıl olan 2018 yılında komisyon olarak %15 olarak belirlemişlerdi. Yıllık 5.000.000,00-TL’lik portföyümüz vardı. Sağlık sigortaları diğer poliçeler gibi taşınabilir poliçe değildir. Portföyümüzde yaklaşık %90 ömür boyu yenileme garantisi vardı. Davalı şirketin fesh etmesi sonucunda gelir kaybımız olmuştur. Bizim poliçesini yaptığımız sigortalılar şimdi … sigortanın çalıştığı acente tarafından işlemleri yapmaktadır. Bu işlemler bizim tarafımızdan yapılamamaktadır.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Yanların tüm delilleri toplandıktan sonra dosya iddia, savunma ve yanların tüm delilleri ile belgeleri üzerinde inceleme yapılarak taraflar arasında düzenlenen acentelik sözleşmesi göz önüne alındığında, davalı tarafından yapılan fesih işleminin uygun olup olmadığı hususunun tespiti bakımından dosyanın bilirkişi heyetine verildiği, 08/05/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; mali yönden, incelenen davacı şirkete ait 2013-2014-2015-2016-2017-2018 yılı yevmiye defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda yevmiye defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı yanın davalı şirkette tahakkuk eden komisyon alacakları için ayrı bir hesap takip etmediği, 2018 yılsonu itibarıyla da davalı şirkette cari hesap ekstresine göre herhangi bri borç/alacak bakiyesinin bulunmadığı, incelenen davalı şirkete ait 2013-2014-2015-2016-2017-2018 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdik/beratlarının yasal süresinde yaptırılmış olduğu, bu anlamda ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, 30.04.2018 dava tarihi itibarıyla davalı şirketin davacı yana 62.940,35 TL komisyon borcu olduğu, ancak dava tarihinden sonra da komisyon tahakkukları ile mahsup ve ödemelerin devam ettiği, davalı kayıtlarına göre, davacı şirketin son 5 yıllık komsiyon gelirleri ortalamasının 773.103,50 TL olduğu, esas yönden, davalı tarafından yapılan 08.04.2013 günlü acentelik sözleşmesi fesih işleminin 6102 sayılı TTK121.1 maddesi, taraflar arasındaki sözleşmenin 19. maddesi ve Sigorta Acenteleri Yönetmeliği 15.3 maddesine uygun olduğu, TTK122.maddesinin davacı’ya sözleşmenin devam ettirilmesini talep etme değil, kanunun aradığı hallaerin varlığı halinde tazminat talep hakkı tanıdığı, bu halde davacının taraflar arasındaki 08.04.2013 günlü acentelik sözleşmesinin sözleşmenin feshinin iptali talebinin yerinde olmadığı hususu tespit ve rapor edilmiştir.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, davacı-davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; taraflar arasında 08/04/2013 tarihinde acentecilik sözleşmesinin akdedildiği, imzalanan acentelik sözleşmesinin, sözleşmenin feshi başlığı altındaki 19. Maddesinin, iş bu acentelik sözleşmesi 08.04.2013 tarihinden itibaren 2(iki) yıl süreli olarak yapıldığı, taraflardan her birinin, üç ay evvel noter araçlığı ile veya iadeli taahhütlü bir mektup ile bildirmek kaydıyla sözleşmeyi her zaman fesih edebileceği, ancak sözleşme süre bitiminde fesih edilmediği taktirde aynı şartlarda yenilenmiş sayılacağı, acente sözleşme hükümlerine, kanun ve nizamlara ve şirketçe verilecek talimata uymaz ise veya hasar prim oranı şirket tarafından negatif olarak değerlednirilmesi, üçer aylık üretim yetersizliğinin belirlenmesi acente ile şirket/şirket çalışanları arasında şahsi davaların mevcudiyeti gibi durumlarıın haklı sebep olacağı, diğer herhangi bir sebebin mevcudiyeti halinde şirketin, sözleşmeyi üç aylık ihbar müddeti aranmaksızın derhal fesih edilir hükmüne havi olduğu,
Davalı sigortanın, 26.03.2018 günlü yazısı ile taraflar arasındaki 09.05.2013 gününden itibaren uygulanan sözleşmeyi üç ay sonra hüküm ifade etmek üzere Acentelik Yönetmeliğinin 15.3 maddesine göre fesih edildiğinin bildirildiği, Sigorta Acenteleri Yönetmeliği 15.3 maddesi ” Belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini, taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir. Sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa bile haklı sebeplerden dolayı her zaman fesih olunabilir. Sözleşmenin feshine neden olan haklı sebepler acentelik sözleşmesinde açıklanır. Sigorta şirketi sözleşmede yer vermediği bir hususu haklı sebep olarak dayanak gösteremez. Fesih sonuçlarını doğuran uygulamalar da fesih ile aynı hükümlere tabidir.” şeklinde olduğu, 6102 sayılı TTK nın acentelik sözleşmesinin sona ermesi başlığı altındaki 121. Maddesi ” (1) Belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini, taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir. Sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa bile haklı sebeplerden dolayı her zaman fesih olunabilir. (2) Belirli süre için yapılan bir acentelik sözleşmesinin, süre dolduktan sonra uygulanmaya devam edilmesi hâlinde, sözleşme belirsiz süreli hâle gelir. (4) Haklı bir sebep olmadan veya üç aylık ihbar süresine uymaksızın sözleşmeyi fesheden taraf, başlanmış işlerin tamamlanmaması sebebiyle diğer tarafın uğradığı zararı tazmin etmek zorundadır.” hükmüne havi olduğu,
Taraflar arasında imzalanan 08.04.2013 günlü acentelik sözleşmesinin iki yıllık süre için imzalandığı, TTK121.2 maddesine göre 08.04.2015 günü belirsiz süreli sözleşme haline geldiği gerek TTK121.1, gerek taraflar arasındaki sözleşmenin 19. maddesi gerekse Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinin 15.3 maddesinin taraflara üç aylık önel süresine uymak koşulu ile sözleşmeyi fesih hakkı verdiği,
Taraflar arasında düzenlenen acentelik sözleşmesi göz önüne alındığında, davalı tarafından fesih işleminin gerek taraflar arasındaki sözleşmeye gerek Sigorta Acenteleri Yönetmeliği 15.3 maddesi gerekse TTK 121.1 maddesine uygun olduğu sonucuna varıldığı, davacının taraflar arasındaki 08.04.2013 günlü acentelik sözleşmesinin, sözleşmenin feshinin iptali talebinin yerinde olmadığı hususunun tespit ve rapor edildiği görülmekle, denetlemeye ve hükme dayanak etmeye elverişli bilirkişi raporuna göre davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince davacıdan alınması gereken 54,40 TL maktu red harcının davacıdan peşin alınan 35,90-TL harçtan mahsubu ile bakiye 18,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ,
5-Davacının / davalının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde davacıya/davalıya vekiline iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda, tarafların gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/11/2020

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza