Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/388 E. 2020/486 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/388 Esas
KARAR NO : 2020/486
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2018
KARAR TARİHİ : 27/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Vekiledeni şirket ile davalı arasında 19/07/2013 tarihli Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesinin davalının 13/12/2017 keşide tarihli fesihnamesi ile sonlandırılmak istendiğini ve ilgili fesihnamenin 15/12/2017 tarihinde vekiledeni şirket tarafından tebellüğ edildiğini, söz konusu fesihname ile taraflar arasında imza edilen ve Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesi’nin 8. maddesinin a bendinde düzenlenen hüküm gereği fesihnamenin vekiledenine tebliğini takip eden 15 gün sonunda sözleşmenin sona erdiğini, davalı ile vekiledeni arasında işbu hususlarda anlaşmazlık bulunmadığını, söz konusu Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesi kapsamında vekiledeninin davalı yana ait ‘… ’ için resepsiyonist istihdamını sağlaması ile tarafların bu husustaki karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin düzenlendiğini, ilgili resepsiyonistin istihdamını sağlayarak, davalının hizmetinde çalışacak personelinin maaşlarını her ay düzenli olarak ödeyerek, davalı talep ettiğinde maaşların ödendiğine dair belgeleri davalıya ibraz edeceğini, personelle ilgili sözleşmede düzenlenen diğer yükümlülüklerini yerine getirerek ve her ayın en geç 2. iş gününde ilgili personelin maaşlarını, yemek masrafını, yol masrafını ve mesai ücretlerini ödeyeceğini, sözleşmenin 6. maddesinin c bendi ise vekiledeni tarafından resmi makamlarca belirlenen SGK, yol ve her türlü yasal haklara yapılacak olan artış aylık kesilecek fatura tutarına ilave edilerek davalıya yansıtılacağının düzenlendiğini, işbu maddede sayılan işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücretlerine dair alacakları, iş sözleşmesinin feshi anında doğacak olan alacaklar olduğunu, nitekim işbu sebeple de hali hazırda söz konusu kıdem provizyonu, ihbar provizyonu, resmi tatil fazla mesaisi, yıllık izin provizyonu ve hastalık ve idari ücretli izin provizyonu mezkur sözleşmeye ek olan Maliyet Analiz Tablosu’nda doğduğunda ödeneceği şeklinde düzenlendiğini, işbu hususlar göz önüne alınarak, Davalının 13.12.2017 keşide tarihli fesihnamesine istinaden, vekiledeni tarafından 28.12.2017 tarihli elektronik fatura düzenlendiğini, söz konusu … numaralı e-fatura işbu kıdem ihbar tazminatlarına ve işçilik alacaklarına ilişkin olup, davalı tarafından vekiledenine ödemesinin gerçekleştirilmediğini, vekiledeninin söz konusu sözleşme kapsamında davalı şirketin 1(bir) kişilik istihdam talebini yerine getirdiğini, ilgili personelle yasa gereği belirsiz süreli hizmet akdi tesis ettiğini, nihai olarak davalının söz konusu sözleşmeyi feshetmesi üzerine ilgili personelle olan hizmet akdi de zaruri olarak 4857 sayılı İş Kanunu ve 1475 sayılı İş Kanunu’nun hala yürürlükte olan 14. Maddesine uygun şekilde vekiledeni tarafından feshedildiğini, işbu hizmet akdinin hukuka ve mezkur kanunlara uygun olarak feshinin hukuki sonucu olarak da ilgili işçi lehine kıdem ve ihbar tazminatı alacağı doğduğunu, işbu alacakların da vekiledeni ve davalı arasındaki Sözleşmenin 6. Maddesinin c bendinin açık ifadesindeki gibi oluştuğu dönemde faturalandırıldığını, davalı tarafından işbu maddenin görmezden gelindiğini, Sözleşmenin 8. Maddesi ve 8. Maddenin c bendi dayanak gösterildiğini ve söz konusu faturanın ödemesinin gerçekleştirilmediğini, sözleşmenin 8. Maddesinin davalının dilediği takdirde sebep göstermeksizin dilediği bir zamanda 15 işgünü öncesinden yazılı olarak bildirimde bulunmak kaydı ile işbu Sözleşme’yi tek taraflı ve tazminatsız olarak feshetme hakkını saklı tuttuğunu düzenlediğini, ancak Mahkemenin de takdir edeceği üzere işbu maddede geçen ‘tazminatsız’ ibaresinin Davalının Sözleşmeyi sebepsiz feshetmesinden kaynaklanan bir tazminat ödemeyeceğini ifade ettiğini, söz konusu 8. Maddenin c bendi ise ‘Sözleşme’nin fesih ile bu şekilde sona ermesi durumunda Firma …’den herhangi bir hak ve alacak talebinde bulunmayacağını kabul, beyan ve taahhüt eder.’ ifadelerine yer verdiğini, söz konusu madde kapsamında vekiledeni tarafından hak ve alacak talebinde bulunmamaya yönelik olarak beyan edilen taahhüt de yukarıda açıklanan salt imza edilen danışmanlık hizmeti sözleşmesinin sona ermesinden kaynaklı vekiledeninin uğradığı zararlar, yoksun kalınan kar vb. kapsamında bir hak ve alacak talebinde bulunulmayacağına ilişkin olduğunu, mezkur sözleşmenin imza sürecinde de kıdem ve ihbar tazminatı ile işçilik alacakları özellikle kapsam dışı olarak tanzim edilmek istenmiş, işbu sebeple de ilgili sözleşmenin 6.c. maddesinde söz konusu kalemler tahdidi olarak ve özellikle sayılmış olduğunu, taraflarca müzakere edilerek kabul edildiğini ve imza altına alındığını, vekiledeninin davalıya söz konusu personel istihdamı hizmetini aylık 260 TL tutarında komisyon ücreti karşılığında sağladığını, ilgili personelin istihdam edildiği dönemde vekiledeni tarafından elde edilen komisyon gelirinin 14.600 TL olduğunu, oluşan yasal giderin ise 16.426,52 TL olduğunu, işbu hususlar da göz önüne alındığında ilgili personelin çalıştığı sürece doğan maaş gibi işçilik alacaklarının yanı sıra hizmet akdinin feshi ile birlikte doğan ve yasal mevzuat kapsamında ödeme zorunluluğu bulunulan kıdem/ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti gibi alacaklarının da davalı şirkete yansıtılmaması ticari hayatın akışına ve dahi dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceğini, basiretli bir tacir gibi davranması gereken Davalı’nın sözleşmenin 6.c. maddesini kabul edip imza etmiş olmasına rağmen farklı bir hususa ilişkin olarak düzenlenmiş bulunan 8.c maddesini dayanak göstererek ilgili faturayı ödemekten kasten imtina etmesinin Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil edeceğini, işbu hususların vekiledeni şirket tarafından 22.12.2017 tarihli ve…yevmiye numaralı ihtarname ile de bir kez daha davalıya ihtar edildiğini ve davalı şirkette çalışmak üzere istihdam edilen ilgili personelin fesih anı itibarıyla doğmuş bulunan yasal olarak ödenmesi zorunlu olan kıdem ve ihbar tazminatları ile işçilik alacaklarının ödenmesinin talep edildiğini, davalı arasında belirli zamanlarda belirli pozisyonlara personel istihdam edilmesine ilişkin benzer sözleşmelerin de bir çok kez akdedildiğini, davalı için Mobil ATM Sürücüsü istihdam edilmesi konulu Sözleşme’de söz konusu 6c maddesi 4.3 numaralı maddede, 8c maddesi ise 5.4 numaralı maddede aynen ifade edildiğini, ve işbu sözleşmenin davalı tarafından feshedildiğinde, söz konusu hizmet akdinin de vekiledeni tarafından feshedildiğini ve ilgili personelin fesih anı itibariyle doğmuş olan kıdem ve ihbar tazminatı ve işçilik alacaklarının davalıya faturalandırıldığını ve işbu 24.092,21 TL’lik fatura bedeli ve tevkifat tutarı hariç kalan KDV tutarı toplamı olan 24.525,87 TL ‘nin davalı tarafından 25/03/2015 tarihinde sözleşmeye uygun olarak ödendiğini, davalının, aynı maddeleri içeren söz konusu sözleşmenin gereğini yerine getirmişken işbu resepsiyonist istihdamına ilişkin sözleşmenin feshinden doğan hukuki sonuçlara katlanmaktan ve taraflarca imza edilen sözleşme kapsamında borçlusu olduğu tutarları ödemekten kasten ve kötü niyet ile ısrarla imtina etmesinin de Mahkemenin takdir edeceği üzere başta taraflar arasında imza edilen Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesi’ne, hukuka, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına ve dahi ticari hayatın olağan akışına açıkça aykırılık teşkil ettiğini beyanla, fazlaya dair her türlü talep, dava ve alacak hakları saklı kalmak kaydı ile; davanın kabulüne, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile açılan takibin devamına, davalı borçlunun borca itirazının iptaline, icra takibininin devamına haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere, karşı tarafın tacir olması ve alacağın ticari işten kaynaklanması nedeniyle avans faiziyle birlikte inkâr tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile vekiledeni banka arasında imzalanan sözleşmenin davacının da dava dilekçesinde belirttiği üzere bir danışmanlık hizmeti sözleşmesi olduğunu, söz konusu danışmalık hizmet sözleşmelerinin “sui generis” bir nitelik taşıdığını, ilgili sözleşme kapsamında davacı tarafın vekiledeninin “… ” için resepsiyonist istihdam ettiğini, resepsiyonist davacı tarafından davacının bordrosuna kayıtlı bir şekilde istihdam edildiğini, davacı tarafından istihdam edilen personele ilişkin işçilik alacaklarının (ücret, fazla mesai vb.) imzalanan sözleşmenin yürürlük süresi boyunca fatura kesilerek vekiledeni bankaya yansıtıldığını , ancak sözleşmenin özel niteliği gereği her ne kadar bu miktarlar faturalara yansıtılmış olsa da bu tutarlar doğrudan doğruya davacıdan alınan danışmanlık hizmetine karşılık gelen bedeller olarak ödendiğini, esasında, davacı tarafından işçiye yapılan ödemelerin vekiledeni bankaya yansıtılıyor gibi gözükse de bu tutarlar davacının vermiş olduğu danışmanlık hizmetine karşılık olarak ödendiğini, sözleşmenin 6. Maddesinin b bendi incelendiğinde de vekiledeni banka tarafından davacıya yapılan ödemelerinin davacıdan alınan hizmet sözleşmesinin karşılığı olduğunun görülebileceğini, davacının dava dilekçesinde de kabul ettiği üzere davacı ile vekiledeni arasında imzalanan sözleşmenin niteliği itibariyle bir danışmanlık hizmet sözleşmesi olduğunu, dolayısıyla vekiledeni bankanın ancak ve ancak sözleşme devam ettiği sürece sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlü olduğunu, ilgili sözleşme incelendiğinde vekiledeninin herhangi bir sebep bildirmeksizin fesih hakkının bulunduğunı ve bu fesih sonrasında hiçbir şekilde tazminat ödemekle yükümlendirilemeyeceğinin görülebileceğini, sözleşmenin feshedilmesinin davacı tarafından istihdam edilen personele yapılacak ödemeler ile bir ilgisi bulunmadığını, nitekim sözleşmenin 8.c maddesinde davacının sözleşmenin fesih ile sona ermesi durumunda vekiledeninden herahangi bir hak veya alcak talebinde bulunamayacağının çok açık bir şekilde düzenlendiğini, davacı ile daha önce imzalanan sözleşmelerin işbu davanın konusu sözleşme ile bağlantılı olmadığını, sözleşmenin nisbiliği ilkesi gereği bu davanın konusu da olamayacağını, vekiledeni ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin feshedilmesi sonrasında davacının istihdam ettiği çalışanını başka yerde çalıştırması ya da iş akdini feshetmesinin tamamiyle davacının sorumluluğunda olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava;Taraflar arasında akdedilen, danışmanlık hizmeti sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafın itiraz etmesi üzerine açılan İİK. 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 26/04/2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen Tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 16.04.2019 tarihli duruşmada iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; 19.07.2013 imza tarihli müvekkili ve davalı arasında akdedilmiş bulunan işbu uyuşmazlığa konu Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesine, 28.12.2017 tarihli elektronik faturaya, müvekkili tarafından keşide edilmiş 22.12.2017 tarihli ve … yevmiye numaralı İhtarnameye, davalı tarafından daha önceki aynı nitelikteki bir sözleşmeye istinaden yapılan ödemeye ilişkin fatura ve dekonta, Ticari Defterlere, Tanık, bilirkişi incelemesi, Yemin, Yargıtay kararları ve sair her türlü delile dayanmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde tanık deliline dayanmasına rağmen verilen kesin süre içerisinde tanıklarını bildirmemiştir.
Davalı vekili davada;davacı taraf ile müvekkili banka arasında imzalanan danışmanlık hizmeti sözleşmesi, emsal yargıtay kararları, müvekkili banka’nın ticari defter ve kayıtları, bilirkişi incelemesi ve keşif, tanık, yemin, ikamesi mümkün her türlü delile dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmasına rağmen verilen kesin süre içerisinde tanıklarını bildirmemiştir.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğünün 2018/… E. sayılı dosyasında; alacaklı … Limited Şirketi tarafından borçlu … Anonim Şirketi aleyhine 23.095,39.-TL asıl alacak ve 438,02.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.533,41 TL alacağın tahsili için 12.03.2018 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlu tarafından süresinde borca itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememiz tarafından … A.Ş.’ye müzekkere yazılarak bankaları nezdinde bulunan; davacı … Limited Şirketi ile bankaları arasında imzalanan 19/07/2013 tarihli Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesinin aslının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … A.Ş. tarafından sözleşme aslı Mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememiz tarafından … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … ‘in hizmet dökümünün Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından cevaben … ‘in hizmet dökümünün Mahkememize gönderildiği bildirilmiştir.
Mahkememiz tarafından iddia, savunma, taraflar arasında akdedilen “danışmanlık hizmet sözleşmesi” ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller ile birlikte tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının taraflar arasında akdedilen danışmanlık hizmet sözleşmesinin davalı tarafından feshinden sonra iş bu davaya konu icra takibinin dayanağını oluşturan fatura içeriğinde belirtilen işçiye yapılan ödemeleri davalıdan talep edip edemeyeceği edebilecekse miktarının tespiti ve temerrüt tarihinin tespiti için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 24.04.2020 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “….Davacı taraf davalıdan alacağı tahsil edemediği gerekçesi ile 12.03.2018 tarihinde … İcra Müdürlüğünün 2018/… dosya numarası ile 23.095,39.-TL asıl alacak ve 438,02.-TL işlemiş faiz üzerinden davalı aleyhine takibe geçtiği; davalının icra takibine, takip miktarına, borca, faiz ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, bu itiraz üzerine davacının davalı aleyhine yaptığı takibin devamı için 23.095,39.-TL üzerinden huzurdaki davayı açtığı,
Taraflar arasında ticari ilişkileri düzenleyen danışmanlık hizmet sözleşmesi olduğu,
Davacının, icra takibinin dayanağını oluşturan 28.12.2017 tarih … nolu ve 23.095,39.-TL tutarlı fatura içeriğinde belirtilen ödemeleri sözleşme kapsamında brüt tutar olarak dava dışı işçiye yapmış olduğu,
Davacının taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalıdan 23.095,39.-TL alacağı olduğu,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Davalı vekili tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş olup itirazları doğrultusunda farklı bir bilirkişiden rapor alınması talebinde bulunulmuştur.Bilirkişi raporunun dosya kapsamında toplanan delillere uygun olması nedeniyle Mahkememiz tarafından davalı vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı ile aralarında akdedilen danışmanlık hizmeti sözleşmesinden kaynaklandığı iddia olunan 23.095,39.-TL asıl alacak ve 438,02.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.533,41 TL alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememizde iş bu itirazın iptali davası açıldığı ve davalının itirazının 23.095,39.-TL olan asıl alacak üzerinden iptalinin talep edildiği, mahkememiz tarafından yapılan yargıla sırasında alınan hükme dayanak teşkil etmeye elverişli 24.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacının, icra takibinin dayanağını oluşturan 28.12.2017 tarih … nolu ve 23.095,39.-TL tutarlı fatura içeriğinde belirtilen ödemeleri sözleşme kapsamında brüt tutar olarak dava dışı işçiye ödediğini ve davacının taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalıdan 23.095,39.-TL alacağının olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının … İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı dosyasındaki itirazının 23.095,39 TL üzerinden iptali ile takibin 23.095,39 TL olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
1-)Davalının … İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı dosyasındaki itirazının 23.095,39 TL üzerinden İPTALİ ile, takibin 23.095,39 TL olan asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
2-)Alacağın %20’si oranındaki 4.619,07 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.577,65-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 394,42-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.183,23-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 394,42-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 144,00-TL davetiye-teskere gideri olmak üzere toplam 579,50-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 3.464,31-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-)Davacının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya / vekiline iadesine,
8-)Davalının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davalıya / vekiline iadesine,
Dair davacı ve davalı vekilinin yüzünde; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2020

Katip …

Hakim …