Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/361 E. 2020/238 K. 14.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/361 Esas
KARAR NO:2020/238

DAVA: Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:17/04/2018
KARAR TARİHİ:14/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında davacı şirketin “…Mah. … Cad No: … … ….” adresinde otel inşaatını kapsayan 29.04.2016 tarihinde “…” numaralı sigorta poliçesi akdedilmiş olduğunu, davacı şirketin “… Mah. … Cad No:… … …” adresinde otel inşaatında kazı çalışması sırasında yan parseldeki inşaatın fore kazıklarını kırması suretiyle zarar görmesi sonucunda sigorta hukuku çerçevesinde karşılanması gereken bir hasar meydana geldiğini, hasar sonrası durumun sigorta şirketine de bildirildiğini, gerekli teknik heyetin yan inşaatın temelinin daha ciddi şekilde zarar görmemesi binanın yıkılmaması için hızlı bir şekilde hareket etmek zorunda kalındığını, sigorta şirketine sunulan fotoğraflardan da görüleceği üzere kırılan fore kazıkların yerinde oluşan boşluk dengesizliğe sebep olacağı ve yıkılmayan diğer fore kazıkların zamanla yıkılarak yan inşaatın müvekkili inşaatına doğru kayacağı hem yan binanın hem de müvekkilin binasının zarar göreceğini, bu sebeple diğer tehlike arzeden fore kazıkların da yıkılması ve yerine tüm yüzeye bütüncül şekilde beton atılması gerektiğinden bu işlemlerin yapıldığını, hem müvekkilinin binası hem de yan binanın sağlama alındığını, yapılan bütün inşai işlemlerin mecburi olarak yapılmış olduğunu, bu durumun bilirkişi incelemesiyle de ortaya çıkacağını, ekspertiz incelemesi sonucunda müvekkilinin inşaatındaki kazıdan meydana gelen yan bina temelindeki hasarın giderilmesi için toplam 80.030,28TL masraf yapıldığı açıkken bunun sadece 14.505,00 TL sinin sigorta şirketi tarafından kabul edilmesi, geriye kalan 65.525,28TL lik giderin keyfi olarak yapıldığını ileri sürmesinin kanuna hakkaniyete aykırı olduğunu, belirterek ‘sigorta poliçesinden doğan hasar alacaklarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 80.030,28TL’nin davalı şirketin temerrüte düştüğü tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile davalı şirketten tahsili ile, tüm yargılama masrafları ve karşı ücreti vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Yetkili mahkemelerin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Davayı hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, sadece aşağıda belirtilen alacak kalemlerinin poliçe kapsamında değerlendirilebileceğini, davacının müvekkili şirket tarafından 28.04.2016-31.03.2018 vadeli, … no.lu İnşaat Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, poliçede 3. kişi sorumluluk teminatı bulunduğunu, buna göre dava dışı … kuruluşu binasında gerçekleşen, aşağıda dökümü belirtilen alacak kalemlerinin, bu teminat kapsamında değerlendirilmekte olduğunu; Komşu binada hasar giderme çalışması maliyeti, su izolasyonu onarımı, drenaj sistemi onarımı, komşu binanın sahasında karotla delik açılıp boşlukların drenaj malzemesi ve beton doldurulması, karotla delik açılması, doldurulan kırmataş boşlukların beton doldurulması, eski kazıkların devrilmesiyle ortaya çıkan açıklıkların kapatılması ve drenaj malzemesinin boşalmasını önleme, püskürtme beton uygulaması, malzeme ve işçilik, betonarme perde imalatı, malzeme (beton + demir) + kalıp malzemesi + işçilik, komşu binadaki perdenin hasar görmesini engellemek için çelik takviye, komşu binanın drenaj sistemindeki filtre dolgusunun tekrar yapılması maliyeti konusunda talepte bulunmadığını, ancak temelden sonraki inşaat aşamalarında doldurulması gerekeceğini, talep edilmemiş (sonra yapılacak olduğu için unutulmuş olabilileceği belirtilerek) olduğunu, takdiren ilave edildiğini, toplam 32.132,00 TL’den 5.000,00 USD = 14.747,00 TL poliçe muafiyeti (Hasar tarihindeki TCMB döviz satış kuru 2.9494 TL) düşüldükten sonra 17.385,00 TL ödenebilir hasar tazminatı olarak belirlenmiş olduğunu, kazı sırasında kazıkların devrilmesi sonucunda inşaat işlerinde meydana gelmiş olan hasar bedelinin tahakkuku halinde; devrilen kazıkları ile drenaj dolgusunun kaldırılması / kazı kaybı, toplam (F) 4.738,72 TL Muafiyet (Hasar tarihindeki TCMB döviz satış kuru ite) 5.000,00 $ x 2,9494 TUŞ (-) 14.747,00 TL Muafiyet Altında kalması nedeniyle teminat dışı olduğunu, davacı tarafından talep edilen diğer tüm masrafların ileride oluşması muhtemel zararı önleme amacı ile yapılan “proje maliyeti, iyileştirme” masrafları olduğunu ve teminat dışı olduğunu, bir kısım kazığın devrilmesinden sonra diğer kazıkların devrilmesini önlemek ve çalışma platformu oluşturmak üzere dolgu yapılması ve daha sonra kaldırılması, kazı artığı geçici dolgu malzemesi temini ve dolgu, geçici dolgunun dökü sahasına atılması, geri kalan eski/mevcut (komşuya ait) betonarme fore kazıkların kontrollü kırılması ve enkazının kaldırılması, karot ile kesim işleri, ayrılma için mini kırıcı ve ekskavatör kirası, büyük kırıcı ile kırım (kira), molozun atılması (enkaz kaldırılması), diğer kazıkların kırılması ve kazının ilerlemesi ile boşalan dolgu, davacının uğramış olduğu zararı belgeleri ile ispatlayamamış olduğunu, bu sebeple davanın reddinin gerektiğini, dava dışı … kuruluşunun da 3. kişi sorumluluk teminatından müvekkil şirkete başvuru hakkı bulunduğunu, davacının tatep ettiği giderleri ödediğini bir başka ifade ile malmarlığındaki azalmayı ispat ile mükellef olduğunu, bu ispat yerine getirilmeden davanın kabulü ihtimalinde, 3. kişi …’un müvekkil şirketten talebi halinde müvekkili şirketin mükerrer ödeme tehdidi ile karşı karşıya kalacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava;taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesinden kaynaklı alacak davasından ibaret olduğu görüldü.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 17.04.2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen Tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince 26.03.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş davada; Sigorta poliçesi, sigorta şirketine sunulan fotoğraflar belgeler dosyalar, davacı şirkete ait ticari defterler, keşif ve bilirkişi, ikrar, yemin ve her tür yasal delile dayanmıştır.
Davalı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş davada;poliçe, eksper raporu, davacı tarafından düzenlenen rapor, iksa sisteminde meydana gelen deformasyonlar, fotoğraflar, hasar dosyası, bilirkişi incelemesi, tanık, müvekkili şirket kayıtları, yasal sair delillere dayanmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 15. Maddesi “(1) Zarar sigortalarından doğan davalar, sigorta, bir taşınmaza veya niteliği gereği bir yerde sabit bulunması gereken yahut şart kılınan taşınıra ilişkinse, malın bulunduğu yerde; bir yerde sabit bulunması gerekmeyen veya şart kılınmayan bir taşınıra ilişkinse, rizikonun gerçekleştiği yerde de açılabilir.
(2) Can sigortalarında, sigorta ettirenin, sigortalının veya lehtarın leh veya aleyhine açılacak davalarda onların yerleşim yeri mahkemesi kesin yetkilidir.
(3) Bu hüküm deniz sigortalarından doğan davalarda uygulanmaz. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Davalı vekili tarafından süresinde sunulan cevap dilekçesinde Mahkememizin yetkisine karşı yetki itirazında bulunulmuş olup Mahkememiz tarafından davalı vekilinin yetki itirazının riziko adresinin … / … olması sebebiyle HMK.’nın 15. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz tarafından davacıya 80.030,28-TL maddi tazminat talebinin hangi alacak kalemlerinden oluştuğunu açıklaması için 1 haftalık kesin süre verildiği ve verilen süre içerisinde davacı vekili tarafından 80.030,28-TL maddi tazminat talebinin hangi alacak kalemlerinden oluştuğunu açıklar dilekçenin sunulduğu ve davalı vekiline tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememiz tarafından ….’ye müzekkere yazılarak dava konusu olaya ilişkin davacı ile kurumları tarafından imzalanan, 29/04/2016 tarihli … nolu sigorta poliçesinin onaylı suretinin Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup ….’ye tarafından 29/04/2016 tarihli … nolu sigorta poliçe sureti ve hasar dosyası Mahkememize gönderilmiş olup Mahkememiz tarafından incelenmiştir.
Mahkememiz tarafından tarafların iddia, savunma ve dosya kapsamında toplanan tüm deliller kapsamında; davacı şirketin …/… adresinde otel inşaatı, kazı çalışmasından dolayı yan bina temelinde meydana gelen hasarın giderilmesi için yapılan masraflardan hangilerinin gerekli olup olmadığı, gerekli olanların miktarının ve taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesi kapsamında olup olmadığının tespiti için dosyanın inşaat mühendisi ve sigortacıdan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından mahkememize sunulan 24.06.2019 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak ” …. Sigorta Eksper Raporu’nda “05.09.2016 tarihinde … İli … İlçesi … Mah. … Caddesi … Pafta, … Ada, … Parsel adresindeki sigortalı inşaatın temel kazısı esnasında daha önce komşu yapının temel inşaatı için iksa olarak yapılmış 80cm çaplı betonarme kazıklann bir kısmının açığa çıktığı, 06.09.2016 tarihinde 6 adet kazığın temel kazı alanına devrildiği, riskin önlenmesi için diğer kazıklann arkalannın tekrar doldun/larak emniyete alındığının” görüldüğü,
Komşu binaya ait eski iksa kazıkları ile komşu bina arasındaki mevcut boşluğun yeraltı sularını drene etmek üzere kırmataş (mıcır) ile doldurulmuş olduğundan, kırmataşın açılan yerden temel çukuruna boşaldığını, boşalırken de binanın bodrum duvarlarının dış yüzeyindeki su ve ısı izolasyonlarıyla drenaj sisteminde hasar oluştuğu,
İlk etapta fonksiyonunu (işlevini) tamamlamış, komşu binaya art eski iksa sisteminin betonarme kazıklarının, sigortalı inşaatta temel kazısı sırasında dayandığı zemin/toprak kaldırıldığı için denge bozulmuş olup, komşu bina ile kazıklar arasındaki drenaj dolgusunun baskısıyla bir kısmının kazı çukuruna devrildiği ve hasar meydana gelmiş olduğunun belirtildiği,
Dava dosyasında mübrez eksper raporu, olay yeri fotoğrafları ve teknik bilgiler ışığında değerlendirme yapıldığında, raporun 3.1 bölümünde özeti verilen A, B, C ve D başlığı altındaki imalatların zaruri imalatlar olduğu, komşu binanın ve sigortalı davacının inşaatı açısından can ve mal kaybı risklerini ortadan kaldırıcı nitelikte olduğu, sözkonusu A, B, C ve D başlığı altındaki imalatlar yapılmadan inşaatın ilerlemesi halinde komşu binada ya da davacı sigortalının inşaatında dava konusu olaya benzer şekilde ya da daha ciddi kazalar meydana gelebileceğinin aşikar olduğu, ve A, B, C ve D başlığı altındaki imalatların toplam bedelinin sigorta poliçesinde belirtilen muafiyet miktarı düşüldükten sonra 80.030,28 TL olduğu,
Davacı ile davalı arasında C + D masraf kalemleri açısından ya da sigorta poliçesinin 6.3 kapsamı doğrultusunda “Üçüncü şahıs hukuki sorumluluk teminatına İlişkin hasarlarda en az 5.000-USD muafiyet uygulanacaktır.” maddesi bakımından herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, ihtilafa sebep olan masraf kalemlerinin, davacının uygulamış olduğu ve “İlave işler” olarak belirtilen A + B masraf kalemleri olduğu, davalının inşaata devam edebilmek amacıyla uygulamış olduğu yapım metodu neticesinde oluşan ilave masrafların gerekçesi olan işlerin genel tanım itibariyle “hasar” olarak mütalaa edilemeyeceği, bununla birlikte davalının inşaata devam edebilmek amacıyla uygulamış olduğu yapım metodunun heyetimizce gerekli olduğu değerlendirilmektedir. Davacı dava konusu olay akabinde kazı çalışmalarına devam etmiş olsaydı, benzer bir olayın tekerrür etmesi can ve mal kaybına yol açabilirdi. Bu sebeple heyetimizce Davacının yapmış olduğu masrafların 29.04.2016 tarihli Sigorta Poliçesi içerisinde yer alan 3. Şahıs Hukuki Teminatı kapsamında değerlendirilebileceği,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davalı vekili tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş ve Mahkememiz tarafından davalının itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından sunulan 20.01.2020 tarihli ek raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “… Hasar Bedeli Toplam (C+D) 29.252,00 TL, Muafiyet (Hasar tarihindeki TCMB döviz satış kuru ile) 5.000,00 $ x 2,9494 TL/$ (-)14.747,00 TL Toplam 14.505,00 TL hesaplanmıştır.
Toplam (E) 6.500,00 TL hasar önleme harcamasının dahil edilmesinin Sigorta Şirketinin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
İnşaat sahasında kazı sırasında açığa çıkan eski kazıkların kaldırılması için yapılan harcamalar; Çalışma platformu oluşturulması Toplam (A) 20.124,00 TL
Eski fore kazıkların kırılması ve enkazın kaldırılması Toplam (B) 45.401,28 TL
Toplam (A+B) (2) 65.525,28 TL hesaplanmış olup inşaatın maliyetine dahil edilmesi gereken ek harcama (ilave iş) olarak değerlendirilebileceği belirtilmiştir.
Yapılan Düzeltici Çalışmaların Değerlendirilmesi:Toplam (A) Toplam (B) Toplam (a+b) (C) Toplam (D) 20.124,00 TL 45.401,28 TL 15.352,00 TL 13.900,00 TL
Yukarıda özeti verilen A, B, C ve D başlığı altındaki imalatların zarurî imalatlar olduğu, komşu binanın ve sigortalı davacının inşaatı açısından can ve mal kaybı risklerini ortadan kaldırıcı nitelikte olduğu, sözkonusu A, B, C ve D başlığı altındaki imalatlar yapılmadan inşaatın ilerlemesi halinde komşu binada ya da davacı sigortalının inşaatında dava konusu olaya benzer şekilde ya da daha ciddi kazalar meydana gelebileceğinin aşikar olduğu ve A, B, C ve D başlığı altındaki imalatların toplam bedelinin sigorta poliçesinde belirtilen muafiyet miktarı düşüldükten sonra 80.030,28 TL olduğu” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi heyet ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davalı vekili tarafından bilirkişi heyet ek raporuna karşı beyan dilekçesi sunulduğu, dilekçesinde davacının dava ehliyetinin bulunmaması nedeniyle davanın reddinin talep edildiği, şayet bu talebinin yerinde görülmemesi halinde yeni bir heyetten yeni bir rapor alınması talebinde bulunulmuştur.
Bilirkişi heyet ek raporunun dosya kapsamında toplanan delillere uygun olması nedeniyle Mahkememiz tarafından davalı vekilinin yeni bir heyetten yeni bir rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 29/04/2016 tarihli … nolu sigorta poliçesi kapsamında davacının davalıya karşı dava açma hakkı bulunmasından dolayı Mahkememiz tarafından davalı vekilinin aktif husumet itirazının reddine karar verilmiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından “… Mah. … Cad No:.. … …” adresindeki otel inşaatının kazı çalışması sırasında yan parseldeki inşaatın fore kazıklarının kırılması suretiyle yan parseldeki inşaatta oluşan hasar bedelini taraflar arasında akdedilen 29.04.2016 tarihli … numaralı sigorta poliçesi kapsamında davalıdan tahsili istemli açılan alacak davasında Mahkememiz tarafından yapılan yargılama sırasında alınan hükme dayanak teşkil etmeye elverişli 21.01.2020 tarihli ek raporda A, B, C ve D başlığı altındaki imalatların zarurî imalatlar olduğu, komşu binanın ve sigortalı davacının inşaatı açısından can ve mal kaybı risklerini ortadan kaldırıcı nitelikte olduğu, sözkonusu A, B, C ve D başlığı altındaki imalatlar yapılmadan inşaatın ilerlemesi halinde komşu binada ya da davacı sigortalının inşaatında dava konusu olaya benzer şekilde ya da daha ciddi kazalar meydana gelebileceğinin aşikar olduğu ve A, B, C ve D başlığı altındaki imalatların toplam bedelinin sigorta poliçesinde belirtilen muafiyet miktarı düşüldükten sonra 80.030,28 TL olduğunun tespit edildiği ve davalı tarafından Mahkememize sunulan hasar dosyasındaki belgelerden davalının 18.11.2020 tarihinde temerrüte düşürüldüğü ve her iki tarafında tacir olması ve dava konusu olayın ticari işletmeleri ile ilgili olaması nedeniyle ticari (avans) faizi uygulanması gerektiği anlaşılmakla davanın kabulü ile 80.030,28 TL hasar alacağının 18.11.2016 temerrüt tarihinden itibaren ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
1-)80.030,28 TL hasar alacağının 18.11.2016 temerrüt tarihinden itibaren ticari (avans) faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 5.466,87-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 1.366,72-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.100,15-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 1.366,72-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 1.597,00-TL bilirkişi ücreti ve davetiye gideri olmak üzere toplam 3.004,82-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 11.203,94-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-)Davacının gider avansından artan bakiyesinin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya / vekiline iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzünde, davalı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/07/2020

Katip …

Hakim …