Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/356 E. 2020/395 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/356 Esas
KARAR NO : 2020/395
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2018
KARAR TARİHİ : 06/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile borçlu şirket arasında depolama faaliyetine dayalı ticari ilişkisi bulunduğunu, davacının bu ticari ilişki nedeniyle toplam 28.788,89 TL alacaklı olduğunu, 15.000,00 TL bedelli 31.12.2016 vade tarihli çek, 15.000,00 TL bedelli 31.01.2017 vade tarihli çek, 15.000,00 TL bedelli 28.02.2017 vade tarihli çek, 10.000,00 TL bedelli 30.04.2017 vade tarihli çek, 10.000,00 TL bedelli 30.05.2017 vade tarihli çek, 10.000,00 TL bedelli 30.06.2017 vade tarihli çek, 90.000,00 TL bedelli 30.07.2017 vade tarihli çek, 13.000,00 TL bedelli 30.06.2017 vade tarihli çek, 13.000,00 TL bedelli 30.07.2017 vade tarihli çek şeklinde şirkete ödendiğini, ancak faturalardan ve cari hesaplardan anlaşılacağı üzere davalı tarafın davacı şirkete 28.788,89 TL borcu bulunduğunu, alacağın tahsili için … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, davalının iş bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyanla, davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, faturalarda belirtilen faiz oranları ve fatura tarihleri doğrultusunda %8 faize hükmedilmesine, haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalının dava değerinin %20 ‘sinden aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirkete bakiye borcun 6.800,00 TL olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin talebin reddi gerektiğini, vekiledeninin depoculuk ve nakliyat işleri yaptığını, davalı şirketin bastırdığı eğitim yayınlarının davacı şirketin deposunda muhafaza edildiğini, kitap talebi geldiğinde davacıya iletilip sevkiyatı yapıldığını, davacı tarafın zamanında siparişleri yerine teslim etmediğini, bu nedenle bazı kitapevlerinin siparişleri iptal ettiğini, bazılarınında indirimli fiyatlarla olursa almayı kabul ettiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
GEREKÇE:
Dava; İİK 67. maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
7101 sayılı kanunun 61. Maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası ”Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş olup 15.03.2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğü girmiştir.
Mahkememizde görülen iş bu davada 7101 sayılı kanunun resmi gazetede yayınlandığı tarihten sonra 16/04/2018 tarihinde açılmış olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre basit yargılama usulüne tabi olmasına rağmen Tensip zaptıyla her ne kadar yazılı yargılama usulünün uygulanması gerektiği belirtilmiş olsa da 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında yapılan değişiklik dava tarihinden önce olması nedeniyle tensip zaptında yazılı yargılama usulünün uygulanacağının belirtilmesi taraflara kazanılmış hak sağlamayacağından 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrası gereğince12.03.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında iş bu davada basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasına, faturalara ticari defter ve kayıtlara, bilirkişi incelemesine dayanmışlardır.
Davalı vekili delil ve belgelerini ibraz etmiş, davada; Faturalar, ticari defter kayıtları, bilirkişi incelemesi ve yasal her türlü delile dayanmıştır.
Davaya dayanak … İcra Müdürlüğünün 2018/… Esas sayılı takip dosyasında; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine faturadan kaynaklı 28.788,89-TL alacağın tahsili için 16/01/2018 tarihinde ilamsız genel haciz yoluyla takibe girişildiği, borçluya ödeme emrinin 18/01/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve borçlu tarafından 22/01/2018 tarihinde süresinde borca ve ferilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememiz tarafından … Vergi Dairesine müzekkere yazılarak davacı …’ne ait 2016-2017 yıllarına ait BA/BS formlarının mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … Vergi Dairesi cevaben …’ne ait 2016-2017 yıllarına ait BA/BS formlarını Mahkememize gönderdiğini bildirmiştir.
Mahkememiz tarafından … Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı …’nin 2016-2017 yıllarına ait BA-BS formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup … Vergi Dairesi Müdürlüğü cevaben …nin herhangi bir mükellefiyet kaydına rastlanmadığınını ancak 1991-1993 yılları arası … Vegi Dairesinin stopaj mükellefiyeti olduğu hususunu bildirmiştir.
Mahkememiz tarafından … Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davalı …’nin 2016 – 2017 yıllarına ait BS-BA formlarının Mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup İstanbul Mecidiyeköy Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından cevaben …’nin 2016 – 2017 yıllarına ait BS-BA formları Mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememiz tarafından iddia, savunma ve toplanan deliller ve tarafların ilişki dönemini kapsayan ticari defter ve dayanağı belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacı yanın icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacağı varsa miktarın saptanmasına, taraf defterlerinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğinin belirlenmesi için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından Mahkememize sunulan 31.08.2019 tarihli raporda ayrıntısı açıklandığı üzere sonuç olarak “… Davacı tarafın 2016 ve 2017 yılları Ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu,
Davalı Tarafın 2016 ve 2017 yılları Ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu,
Huzurdaki davada takdir ve karar tamamen Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; Faturaların kabul edilip, edilmemesi doğrultusunda 2 farklı sonuca ulaşıldığı,
Bunların ;
Sonuç 1 ; Sayın Mahkemenizce ihtilafa konu 2 adet fatura kabul edildiği takdirde davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi olan 16.01.2018 tarihi itibariyle 28.788,89 TL asıl alacaklı olacağı,
Sonuç 2 ; Sayın Mahkemenizce ihtilafa konu 2 adet fatura kabul edilmediği takdirde davacı tarafın davalı taraftan takip tarihi olan 16.01.2018 tarihi itibariyle 6.793,69 TL asıl alacaklı olacağı,
Davacı tarafın sayın mahkemece kabül edilecek olan alacağına, takip tarihi olan 16.01.2018 tarihinden itibaren değişen oranlarda faiz talep edebileceği,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuştur.
Mahkememiz tarafından dosyanın önceki bilirkişiye verilerek, … Vergi Dairesinden gelen müzekkere cevabının incelenerek ek rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş olup bilirkişi tarafından sunulan 16.06.2020 tarihli raporda ” …Davalı yanın BA Formunun İncelenmesi;
Davalı yanın 2017 yılı BA formu üzerinde yapılan tespit ve değerlendirme sonuçları aşağıdaki gibi arz edilmiştir.
Maliye Bakanlığı, vergi mükelleflerinden aylık bazda (KDV hariç) 5.000 TL’nin üzerindeki Mal Alışlarını BA formu ile beyan etme yükümlülüğü getirmiştir.
Davalı yanın 2017 yılı BA formunda; davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen davaya konu KDV Hariç 2 adet 18.640,00 TL bedelli faturaların davalı tarafından maliyeye bildirimde bulunulduğu tespit edilmiştir.
Tarafımızdan yapılan incelemeler doğrultusunda; Davalı tarafından uyuşmazlığı konu faturalara ve içeriğine itiraz edilmediği, sadece faturada belirtilen malların geç teslim edildiği ileri sürüldüğü, davalının “malların geç teslim edildiğini” beyan etmesi, faturadaki malların davacının deposunda muhafaza edildiğinin ve bu doğrultuda davalının depolama hizmetinden faydalanıldığı kanaatine varıldığı, dava dosyası içeriğinde malların geç teslim edildiğine yönelik bir belge ve bilgi bulunmadığından davacı yanın davalı yandan takip tarihi (16.01.2018) itibariyle 28.788,86 TL asıl alacaklı olduğu,
Davacı asıl alacağına takip (6.01.2018) tarihinden itibaren değişen oranlarda faiz talep edilebileceği,” tespit ve rapor edilmiştir.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.Taraf vekilleri tarafından ek rapora itiraz edilmemiştir.
Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı şirket tarafından faturadan kaynaklı toplam 28.788,89 TL alacağın tahsili için davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edilmiş olup salt fatura düzenlenmesi, adına fatura düzenlenen kişiyi borçlu kılmaz.Adına fatura düzenlenen kişinin fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için bir seçenek olarak düzenlenen faturayı tebliğ aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde fatura ve münderecatına itiraz etmemiş olması gerekir.Kaldı ki, bu da faturanın mutlaklığı anlamına tam olarak gelmez ve sadece fatura mündericatının doğru olmadığını ispat yükünü faturaya itiraz etmeyenin omuzlarına yükler. Faturayı düzenleyen, kaideten, ona süresinde karşı yan itiraz ederse, mal veya hizmeti yapıp çekişmesiz sunduğunu ortaya koymak mevkiinde iken, süresinde itiraz olmadığında bu kerre süresinde itiraz etmeyip ispat külfeti altına giren taraf, faturanın ihtiva ettiği mal veya hizmetin tarafına tesliminin yapılmadığını/gerçekleşmediğini veya usulünce bildirilmiş bir ayıba/eksiğe, yasal mesnetten yoksunluğa duçar olduğunu v.s. ispatlamalıdır.Bu bağlamda, dosyanın incelenmesinde davalı tarafından uyuşmazlığı konu faturalara ve içeriğine itiraz edilmediği, sadece faturada belirtilen malların geç teslim edildiği ileri sürüldüğü, davalının “malların geç teslim edildiğini” beyan etmesi, faturadaki malların davacının deposunda muhafaza edildiğinin ve bu doğrultuda davalının depolama hizmetinden faydalanıldığı kanaatine varıldığı, dava dosyası içeriğinde malların geç teslim edildiğine yönelik bir belge ve bilgi bulunmadığından ve hükme dayanak teşkil etmeye elverişli 16.06.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle 28.788,86 TL asıl alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davanın kabulü ile davalının … İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin koşullarıyla devamına, alacağın likid olması nedeniyle davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar vermek yasal ve yerinde görülmüştür.
Bu itibarla;
HÜKÜM:
Davanın KABULÜ ile;
1-)Davalının … İcra Dairesinin 2018/… Esas sayılı dosyasındaki itirazının iptali ile takibin koşullarıyla DEVAMINA,
2-)Alacağın %20’si oranındaki 5.757,78 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 1.966,57-TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 491,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.474,92-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvuru harcı, 491,65-TL peşin harç, 5,20-TL vekalet harcı, 700,00-TL bilirkişi ücreti, 141,50-TL davetiye-teskere gideri olmak üzere toplam 1.374,25-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-)Davacı duruşmalarda kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.318,38-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-)Davacının gider avansından artan bakiyenin karar kesinleştiğinde re’sen davacıya / vekiline iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzünde, davacı/vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2020

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.