Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/351 E. 2019/917 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/227 Esas
KARAR NO : 2019/923 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/03/2016
KARAR TARİHİ : 27/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin vermiş olduğu 03/03/2016 tarihli dava dilekçesinden özetle; müvekkilinin maddi zorluk çektiğini, dava masraf ve harçlarını karşılayacak durumda olmadığından Adli Yardım’dan yararlanmak istediklerini, ayrıca davalar arasında bağlantı bulunması sebebiyle dosyanın … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep ettiklerini, dava konusu olayda ise davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı otobüsün 28/02/2009 tarihinde müvekkilinin yolcu konumunda olduğu … plakalı motosiklete çarparak yaralanmasına ve kalıcı şekilde sakatlanmasına sebep olduğunu, tüm kusurun davalı … plakalı araç sürücüsünde olduğunu, müvekkilinin kaza sonrasında Kahramanmaraş … Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, ancak kaza nedeniyle meslekte kazanma gücü kaybı ile efor kaybına uğrayarak maddi zarara uğradığını, kazaya karışan aracın ticari faaliyetlerde kullanılan bir otobüs olmasından dolayı davada kaza tarihinden itibaren avans-ticari faiz uygulanması gerektiğini beyan etmiş, sonuç olarak birleştirme taleplerinin kabulüne, öncelikle müvekkilinin Adli Yardımdan yararlandırılmasına,geçici bakıcı gideri ile SGK tarafından karşılanmayan yol, yemek, refakatçi ve sair giderlere ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin meslekte kazanma gücü kaybı zararı için şimdilik 1.000-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren ticari temerrüt – avans faizi ile davalıdan tahsiline, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalüt ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin vermiş olduğu 07/04/2016 tarihli cevap dilekçesinden özetle; davacının dilekçesinde belirttiği delillerin bir suretinin taraflarına tebliğ edilmemesi nedeniyle savunma haklarının kısıtlandığını ve bundan dolayı davanın usulden reddinin gerektiğini, … Hastanesi’nde verilen 04/09/2014 tarihli sağlık kurulu raporunda davacının bir özür durumunun bulunmadığının tespit edilmiş olmasıyla davacının dava hakkının bulunmadığını, kazadan sonra tutulan kaza tespit tutanağına göre sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunu, kusur oranlarının belirlenmesi için inceleme yapılması gerektiğini, kazaya karışan sigortalı araçta yolcu olarak bulunan davacının emniyetsiz bir şekilde yolculuk yapması ile yaralanması arasında doğrudan illiyet bağı bulunduğundan bu nedenle ayrıca kusur atfedilmesi gerektiğini, davacının iddia ettiği kalıcı sakatlığın tespiti için tek doktordan değil heyetten bir rapor alınması gerektiğini, davacının gelir durumunun kesin delillerle ispatlanması gerektiğini, ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumundan rücuya tabi bir tazminat ve yardım alıp almadığının tespitinin gerektiğini beyan etmiş, davacının muayeneye gönderilerek sakatlık oranının tespitine, hatır taşıması nedeniyle indirim yapılmasını, muhakeme masrafları ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat giderine ilişkindir.
ATK … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 02/05/2018 tarihli maluliyet raporunda; davacının 28/02/2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı maluliyete neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi 21/02/2019 tarihli raporunda; davalı … şirketi tarafından ZMMS poliçeli araç sürücüsü … …’un %75 oranında kusurlu olduğu, motosiklet sürücüsü … ‘ın %25 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ün olayda kusursuz olduğu, davacıya yapılan ödeme neticesinde davacının talep edebileceği geçici ve sürekli iş göremezlik maddi zararının bulunmadığı, davacının nihai ve gerçek bakıcı gideri maddi zararının 1.998,00-TL olduğu, temerrüt başlangıcının 03/03/2016 tarihi ve işleyecek faizin yasal olduğu kanaati ile raporunu sunmuştur.
Davacı vekili, Mahkememiz dosyasının … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, aksi halde … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep etmiş, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası celp edilmiş olup incelemesinde; davacının …, davalıların … … ve … … olduğu, davanın 28/02/2009 tarihinde gerçekleşen trafik kazasına ilişkin maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olduğu görülmüştür. 6100 sayılı HMK nun 166.maddesi uyarınca aralarında bağlantı bulunması halinde aynı düzey ve sıfatta hukuk mahkemelerinde açılmış davaların ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebileceği düzenlenmiş olup, davacı vekilinin birleştirilmesini talep ettiği 04/01/2016 tarihinde açılan … AHM nin … e sayılı dosyası ile mahkememizin 03/03/2016 tarihinde açılan … esas sayılı dosyalarında HMK’nun 166.maddesinde düzenlenen aynı sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış olma koşulu sağlanmadığından davacı vekilinin birleştirme talebinin reddine, … AHM nin … e sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının davacıları aynı olmakla beraber davalılar ve talep sonucu farklı olduğundan ve dosyanın geldiği aşamada dikkate alındığında davacı vekilinin bekletme talebinin yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde ve değerlendirildiğinde; Davacı tarafın eldeki davaya ilişkin talebi, diğer giderlere ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere davacının meslekte kazanma gücü kaybı zararına ilişkin maddi tazminat talebine ilişkin olup, ATK … Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 02/05/2018 tarihli maluliyet raporunda; davacının 28/02/2009 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı maluliyete neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğu belirlendiğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda izah olunan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 13,00-TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı; davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize verilecek bir dilekçe ile veya başka bir yer Mahkemesi aracılığı ile gönderilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/11/2019

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır

“5070 sayılı yasanın 5. Ve 22. Maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”¸